Etiket arşivi: Kur'an-ı Kerim

İslam’da ruh göçü inancı yok, reenkarnasyon yalan!

Kur’an-ı Kerim’de reenkarnasyona yani ruh göçüne delil olan hiçbir ayet yok. Aksine olarak ruh göçünün olmadığına delil olan çok sayıda ayet var.

Öldükten sonra hayata tekrar ve yeni bir bedenle/vücutla geri dönmek, şehitler için bile yok. Şehitler, “Allah’ım tekrar dünyaya gönder, tekrar şehit olayım, şehit olurken aldığım feyzi tekrar alayım, kendimden geçeyim” mealinde istekte bulunurlar ama onlara “Öldükten sonra tekrar hayata dönmek yok” denilir. Bu manada sahih hadisler de var.

Gazi isimli şahıs da gizli Ermeni, zaten müslüman değil ve bir casusluk faaliyeti yapıyor.

Müslüman Türklerin itikadını kasten bozuyor. Bununla yıkıcı bir faaliyet icra ediyor. Manevi sahadaki bu yıkıcı faaliyetin maddi/zahiri sahada da tesirlerinin olacağını ve Türklerin devletinin bile yıkılacağını biliyor.

Gazi, bunu aldanarak, hatalı bir inanca gerçekten bağlanarak yapmıyor, kasten yapıyor.

Gayr-i müslim birileri çıkıp da ruh göçüne inanırsa, onlara hiçbir şey denilmez. “Sizin dininiz size, bizim dinimiz bize… İslam’da ruh göçü inancı yok” denir ve müdahale edilmeden geçilir.

Lakin müslüman olduğu iddia edilen kişiler ruh göçünü savunurlarsa, buna inandıklarını söylerlerse, İslam hukukuna göre bu kişiler önce ikaz edilir, bunlara nasihat edilir, sonra da bu vahim ve sonsuz felakete götürücü itikattan dönmezlerse, İslam devleti kadın erkek, genç ihtiyar diye ayırt etmeden onları idam eder.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Ra’d, Nahl, Şuara, Saffat sureleri bazı ayet-i kerimeler ve mealleri.

“Sabretmeniz nedeniyle size selam olsun. Dünya yurdunun sonu ne güzeldir.”

سَلَامٌ عَلَيْكُمْ بِمَا صَبَرْتُمْ فَنِعْمَ عُقْبَى الدَّارِۜ

Selamun aleykum bi ma sabertum fe ni’me ukbed dar.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“İman eden ve salihatı yapanlara ne mutlu. Dönüş yerinin iyisi onlarındır.”

اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ طُوبٰى لَهُمْ وَحُسْنُ مَاٰبٍ

Ellezine amenu ve amilus salihati tuba lehum ve husnu meab.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Ant olsun senden önceki resullerle de alay edildi. Kafirlere süre tanıdım. Sonra zamanı gelince onları yakalayıverdim. Benim cezam nasıl olurmuş gördüler.”

وَلَقَدِ اسْتُهْزِئَ بِرُسُلٍ مِنْ قَبْلِكَ فَاَمْلَيْتُ لِلَّذ۪ينَ كَفَرُوا ثُمَّ اَخَذْتُهُمْ۠ فَكَيْفَ كَانَ عِقَابِ

Ve lekadistuhzie bi rusulin min kablike fe emleytu lillezine keferu summe ehaztuhum, fe keyfe kane ıkab.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha zordur. Onları Allah’ın azabından koruyabilecek bir koruyucuları da yoktur.”

لَهُمْ عَذَابٌ فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَلَعَذَابُ الْاٰخِرَةِ اَشَقُّ وَمَا لَهُمْ مِنَ اللّٰهِ مِنْ وَاقٍ

Lehum azabun fil hayatid dunya ve le azabul ahıreti eşakk, ve ma lehum minallahi min vak.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Allah istediğini yok eder, istediğine de dokunmaz. Ana Kitap O’nun yanındadır.”

يَمْحُوا اللّٰهُ مَا يَشَٓاءُ وَيُثْبِتُۚ وَعِنْدَهُٓ اُمُّ الْكِتَابِ

Yemhullahu ma yeşau ve yusbit, ve indehu ummul kitab.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“İster onlara yaptığımız uyarının bir kısmını sana gösterelim, ister senin canını alalım; sana düşen sadece tebliğ yapmaktır. Hesap görmek Bize aittir.”

وَاِنْ مَا نُرِيَنَّكَ بَعْضَ الَّذ۪ي نَعِدُهُمْ اَوْ نَتَوَفَّـيَنَّكَ فَاِنَّمَا عَلَيْكَ الْبَلَاغُ وَعَلَيْنَا الْحِسَابُ

Ve in ma nuriyenneke ba’dallezi neiduhum ev neteveffeyenneke fe innema aleykel belagu ve aleynel hisab.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Onlardan öncekiler de planlar yapmışlardı. Oysa Allah’ın planı bütün planları geçersiz kılar. Zira O, herkesin ne yaptığını bilir. Kafirler, bu yurdun sonunun kimin olduğunu bileceklerdir.”

وَقَدْ مَكَرَ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَلِلّٰهِ الْمَكْرُ جَم۪يعاًۜ يَعْلَمُ مَا تَكْسِبُ كُلُّ نَفْسٍۜ وَسَيَعْلَمُ الْكُفَّارُ لِمَنْ عُقْبَى الدَّارِ

Ve kad mekerellezine min kablihim fe lillahil mekru cemia,ya’lemu ma teksibu kullu nefs, ve se ya’lemul kuffaru li men ukbed dar.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Onlardan öncekiler de düzen kurmuşlardı. Allah, onların yapılarını temelden yıktı, çatıları da tepelerine çöktü. Onlara, bu azap, hesaba katmadıkları yerden geldi.”

قَدْ مَكَرَ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَاَتَى اللّٰهُ بُنْيَانَهُمْ مِنَ الْقَوَاعِدِ فَخَرَّ عَلَيْهِمُ السَّقْفُ مِنْ فَوْقِهِمْ وَاَتٰيهُمُ الْعَذَابُ مِنْ حَيْثُ لَا يَشْعُرُونَ

Kad mekerellezine min kablihim fe etallahu bunyanehum minel kavaıdi fe harre aleyhimus sakfu min fevkıhim ve etahumul azabu min haysu la yeş’urun.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Bir şeyin olmasını istediğimiz zaman, sözümüz ona sadece, “Ol.” demektir. O da olur.”

اِنَّمَا قَوْلُنَا لِشَيْءٍ اِذَٓا اَرَدْنَاهُ اَنْ نَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ۟

İnnema kavluna li şey’in iza erednahu en nekule lehu kun fe yekun.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Sana sinsice kötü tuzaklar kuranlar, Allah’ın, kendilerini yerin dibine geçirmeyeceğinden veya ummadıkları bir yerden azabın gelmeyeceğinden emin midirler?”

اَفَاَمِنَ الَّذ۪ينَ مَكَرُوا السَّيِّـَٔاتِ اَنْ يَخْسِفَ اللّٰهُ بِهِمُ الْاَرْضَ اَوْ يَأْتِيَهُمُ الْعَذَابُ مِنْ حَيْثُ لَا يَشْعُرُونَۙ

E fe eminellezine mekeru seyyiati en yahsifallahu bihimul arda ev ye’tiyehumul azabu min haysu la yeş’urun.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Veya gezinip dururlarken, onları ansızın yakalamasından. Onlar, bunu engelleyemezler de.”

اَوْ يَأْخُذَهُمْ ف۪ي تَقَلُّبِهِمْ فَمَا هُمْ بِمُعْجِز۪ينَۙ

Ev ye’huzehum fi tekallubihim fe ma hum bi mu’cizin.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Eğer yüz çevirirlerse, sana düşen sadece açık bir şekilde tebliğ etmektir.”

فَاِنْ تَوَلَّوْا فَاِنَّمَا عَلَيْكَ الْبَلَاغُ الْمُب۪ينُ

Fe in tevellev fe innema aleykel belagul mubin.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Bizim ordumuz onlara mutlaka galip gelecektir.”

وَاِنَّ جُنْدَنَا لَهُمُ الْغَالِبُونَ

Ve inne cundena le humul galibun.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂


“Onları gözle! Yakında onlar da görecekler.”

وَاَبْصِرْهُمْ فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ

Ve ebsirhum fe sevfe yubsirun.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Yoksa azabımızı acele mi istiyorlar?”

اَفَبِعَذَابِنَا يَسْتَعْجِلُونَ

E fe bi azabina yesta’cilun.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

“Fakat onların bulundukları yere indiği zaman, uyarılanların sabahı ne kötüdür.”

فَاِذَا نَزَلَ بِسَاحَتِهِمْ فَسَٓاءَ صَبَاحُ الْمُنْذَر۪ينَ

Fe iza nezele bisahatihim fe sae sabahul munzerin.

꧁⸻꧂____________________________________꧁⸻꧂

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Sayha yetiyor


Ordulara ve nükleer bombalara gerek kalmıyor ve sadece bir sayha yetiyor…

Hz. Allah, pek çok azgın kavmi helak ederken, “sahya”yı, helak etmeye vesile etti. Bazı başka ayetlerde konu ettiği gibi, Yasin suresinin 28. ve 29. ayetlerinde de sayhayı mevzu etti.

وَمَا أَنزَلْنَا عَلَى قَوْمِهِ مِن بَعْدِهِ مِنْ جُندٍ مِّنَ السَّمَاء وَمَا كُنَّا مُنزِلِينَ

إِن كَانَتْ إِلاَّ صَيْحَةً وَاحِدَةً فَإِذَا هُمْ خَامِدُونَ


“Ve ma enzelna ala kavmihi min ba’dihi min cundin mines semai ve ma kunna munzilin. İn kanet illa sayhaten vahıdeten fe iza hum hamidun.”

“O zaman onlar sönenler (atomlarına ayrılarak gayb olanlar) oldular. Ondan sonra, halkının üzerine gökten hiçbir ordu indirmedik, indirecek de değildik. Sadece bir sayha (Maddeyi/cismi, dolayısıyla insanların vücutlarını, aniden atomlarına ayırarak bir anda yakıp yok eden, söndürüp dağıtan bir tütme, bir titreşme, kulağın duymadığı bir ses indirdik/gönderdik)… “

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

“Bu benim, herkesin duyması gereken son sözümdür.”

“Onlardan intikam alma vakti gelmiştir.”

Nûh aleyhisselam kavminin tahammül edilemez tutumu karşısında aslâ yılmadan, tebliğ vazîfesine devâm ettiği hâlde, onların bir türlü îmâna gelmeyeceklerini iyice anladı. Bunun üzerine meâlen şöyle dua ettiği Kur’ân-ı kerîm’de bildirilmektedir:

“Nuh (aleyhisselam) dedi ki: “Ey Rabbim! Yeryüzünde, hareket eden hiçbir kâfiri bırakma! Eğer sen onları bırakırsan, kullarını dalâlete, sapıklığa sürüklerler. Hem bundan sonra onların çoluk çocuğu olmaz. Olsa bile çocukları fâcir ve küfürde pek ileri kimseler olurlar. Ey Rabbim! Beni, anamı, babamı, mümin olarak evime girenleri, erkek, kadın bütün müminleri mağfiret eyle, bağışla, zâlimlerin (kâfirlerin) ise ancak helâk ve hüsrânlarını arttır.”(KuranAyetleri | Nuh sûresi: 26-28)


“(Nuh aleyhisselam dua edip) dedi ki: Yâ Rabbi! Gerçekten kavmim beni tekzip etti. Beni yalanladı. Artık benimle onların arasındaki hükmü sen ver. Beni ve berâberimdeki müminleri kurtar.” (Şuara sûresi: 117-118)

Nuh aleyhisselamın bu duası üzerine, Kur’ân-ı kerîmde Allahü teâlânın ona meâlen şöyle vahy ettiği bildirilmektedir:

“Nuh’a vahy olundu ki; kavminden daha önce îmân etmiş olanların dışında hiç kimse îmân etmeyecek. O hâlde sen, kavmin seni yalanladıkları için ve sana ezâ verdikleri için mahzûn olma, kederlenme ki; onlardan intikam alma vakti gelmiştir. Nezâretimiz altında ve vahy ettiğimiz, bildirdiğimiz şekilde bir gemi yap! Zâlimler (kâfirler) hakkında bana dua etme. Zîrâ onlar (suda) boğulacaklardır.”( KuranAyetleri | Hûd Sûresi: 36-37)


“Bu benim, herkesin duyması gereken son sözümdür.”

Nuh aleyhisselam, yüzyıllar boyu insanları Allahü teâlâya îmân etmeye çağırdığı hâlde insanların îmân etmemeleri sebebiyle helak olmalarının yaklaştığı sırada son olarak şöyle dedi. “Ey insanlar! Ben size doğru yolu göstermek için Allah tarafından görevlendirildim. Bir ömür boyu size nasihat ettim. Dinlemediniz, benimle alay ettiniz, sabır ve tahammül gösterdim. Bana, inananlara eziyet edip, incittiniz Allahü teâlâ yer yüzünü zulüm ve küfürden temizleyecek. Geliniz, dâvetimi kabul ediniz. Câhillik etmeyiniz. Allahü teâlâya itâat ediniz. Ben sizin hayır ve iyiliğinizi istiyorum. Siz bilmiyorsunuz ama,Allah’ın azâbı en kısa zamanda büyük bir tufan şeklinde gelecek. Bildirdiklerime inanmayan herkes helâk olacaktır. Şu yaptığım gemi, îmân edenlerin binip kurtuluşa ereceği gemidir. Allah’a îmân etmeyen âsiler suda boğulacaktır. Kurtulmayı isteyen îmân etsin ve benimle yolcu olsun. Bu benim, herkesin duyması gereken son sözümdür.”


Nuh aleyhisselamın son olarak söylediği bu sözlerine de uymayan insanlar; “Ey Nuh, uzun yıllardan beri bu sözleri söylüyorsun. Şimdi de kuru bir çöl ortasında büyük bir gemi yaptın. Bizi tufanla korkutuyorsun biz sana da söylediklerine de inanmıyoruz.” dediler

Hûd sûresi, 40. âyet-i kerîmesinde meâlen buyruldu ki:

“Nihâyet helak etme emrimizin azâbımızın vakti geldiği, tennûrun (fırının) taşıp fışkırdığı (yâhut gemi kazanının kaynadığı) zaman biz Nuh’a şöyle emreyledik ki, kendisinden faydalanılan hayvanların her cinsinden erkek ve dişi birer çift hayvanı gemiye koy. Üzerlerine boğulma emri takdir edilenler hâriç âile halkınla bir de îmân edenleri gemiye yükle. Zâten Nuh’a îmân edenler pek az idi.”

Mehmet Fahri Sertkaya

Planı Lavrov yaptı.

Putin’e anlattı ve onayını aldı. Sonra sahada gereken müdahaleleri yapmaya başladı. Bu maksatla Esed ile de bir telefon görüşmesi yaptı.

Esed’den dik durmasını, pes etmemesini istedi ve kendisinin yanında duracaklarını Esed’e söyledi. Türkiye’yi içeriden karıştırmak ve şu kritik süreçte Türkiye’yi kendi derdine düşürmek için hazırlanan planda, Esed’in üzerine düşen kısımları anlattı.

Planın bir kısmında, Suriye sınırları içindeki askeri üslerimizde bulunan cephaneliklerin havaya uçurulması ve en az 500 askerimizin şehit olacağı hadiselerin yaşanması vardı.

Lavrov, Esed’e “Türkler bizim gibi değiller. Onların asker kaybetmeye karşı hassasiyetleri var. Hemen bir yas başlatırlar” dedi.

Dün yaptığım kısa paylaşımdan sonra bölgede tedbirler alınmaya başlaması, şimdilik bunların kanlı planlarını bozdu ama zaman kaybetmeden bir yolunu bularak yeni oluşan dengeleri bozmak, üzerlerine doğru sert esen rüzgarı kırmak ya da kısmak zorundalar. Her sahada, her konuda dikkatli, tedbirli ve gayretli olunmalı.

united states of america flag on broken damage wall and half russian white red blue color flag, relationship crisis between russia and usa concept


Amerika’nın savunma sanayiinin Rusya’dan daha bağımsız hale getirilmesi gerekiyor.

Konuşulanlardan anladığım kadarıyla Amerikan savunma sanayiinin Rusya’dan aldığı bazı parçalar, sistemler var ve Ruslar, çok sıkıştıkları şu zamanda, Amerika’ya nereden nasıl sıkıntı çıkartabileceklerini düşünüyorlarken bu saha üzerine planlar yapıyorlar. Anlaşılan o ki bazı şeyleri vermeyecekler ya da sorunlu, arızalı ve iş görmez halde verecekler. Ya da istedikleri an uzaktan müdahale edip durdurabilecekleri bir halde verecekler.

Putin’in şu sıkışık zamanda üzerine oynadığı kritik adamlarından biri de Kadirov… Kadirov üzerinden bazı planlar, bağlantılar ve dengeler kuruyor. Özellikle Türk cumhuriyetlerinin yetkilileri veya halkları içindeki söz sahibi kişilerle irtibatta Kadirov’u da bir kart olarak kullanabilir. Bu şartlarda Putin’in elinden Kadirov kartını almak doğru bir hamle olacaktır.

Putin, Amerikan seçimlerinde de kartların yeniden karıldığının ve şartların hızla değiştiğinin farkında ve bu şartlarda en kestirmeden gidip de Trump’ın ölmesi gerektiğini düşünüyor.

Navalnıy’i zehirlemeleri sonrasında büyük baskı altında kaldılar ve artık birilerini zehirlemekten de çok çekiniyorlar. Merkel, Putin’den çekinip gerekli dik duruşu sergileyememiş olsa da Ruslar Navalnıy meselesinde gerçekten zorlandılar, zorlanıyorlar.

Putin, Trump’ı öldürtemeyeceği şu günlerde gücü yettiğince Amerikan seçimlerine müdahale edecektir, ayrıca Trump’ı baskı altına alacaktır ve Trump’a karşı elinde her ne kart varsa onu kullanacaktır. Başka çaresi yok ve bu gibi planlara karşı dikkatli, tedbirli olunmalı.

Libya’daki askerlerimiz için de aynı tehlike var ve asla gafil olunmamalı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Azerbaycan’ı her alanda desteklemeye devam edeceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tek Millet, İki Devlet anlayışıyla, Azerbaycan’ı her alanda desteklemeye ve vatan mücadelelerinde kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Tayyip: Yurtdışı patentli senaryolarla iktidara gelme planları boşa çıkacak

“Türkiye’de sandık ve demokrasi dışında hiçbir meşruiyet alanı yoktur. Milletten yetki almayan hiçbir gücün milletin iradesine el uzatmasına asla müsaade etmeyiz. Terörle, baskıyla, aba altından sopa göstererek siyasetin dizayn edildiği günler tamamen eskide kalmıştır. Türkiye’nin geleceğinde terör örgütlerine yer olmadığı gibi darbe heveslisi yapılara da yer yoktur. Sırtını millet iradesi dışında güç odaklarına yaslayanlar, silahı hak arama aracı olarak görenler, dün olduğu gibi bugün de kaybetmeye mahkumdur.”


“Şiddetle ülkemizin önünü kesme girişimleri nasıl başarısız olmuşsa yurtdışı patentli senaryolarla iktidara gelme planları da boşa çıkacaktır. (…) Kimsenin aramıza nifak tohumlar sokmasına müsaade etmeyeceğiz. Kardeşliğimize yönelik saldırılar karşısında, biribirmize kenetlenerek, fitne odaklarına gereken cevabı yine hep birlikte vereceğiz. (…) Her karışı için büyük bedeller ödediğimiz tek vatan üzerinde ameliyata asla izin vermeyeceğiz.”

Hiç tartışmasız dünyanın en iyi metafizik ekibine sahibim ve ben hiç zorluk çekmeden bu yayınları yaparken, arkadaşlarım yüzbinlerce uzaylı medyumu ve yüzbinlerce cin kabilesini yok ettiler. Aynı süre içinde yüzlerce büyücüyü öldürüp, binlerce büyüyü çözdüler.

Dünyanın önde gelen devletlerinin resmi kurumlarında son birkaç saattir çöpe atılmış ve önümüzdeki saatlerde ve günlerde çöpe atılacak her şeyi ama her şeyi inceleyin.

Sakin sakin bir temizlik yapılıyor. Birçok biyonik robot, toplantılar yapmak için birbirleriyle haberleşti. Bunların merkezlerinden bunlara bir anda toplu mesajlar da gönderiliyor ve yapay zekalar da bu sinyalleri/mesajları anlayarak kararlar alıyor, içlerindeki uzaylılar da…

Biraz gayret edilse, 24 saat bile geçmeden binlerce uzaylı ele geçirilebilir.

Gizli dosyalar (The X files) 4. sezon, 1. bölümden bir kısım…

Biyonik bir robot, FBI ajanı Fox Mulder tarafından özel bir alet ve teknikle öldürülmek isteniyor. Biyonik robot, ensesinden aldığı darbeden sonra ölür gibi oluyor ve o anda yeşil sıvı salgılıyor. Sonra ölmeyince de sıvı salgılanması duruyor.

Lanet olsun Tayyip! Bu gün mfs’ye, görünce çok ama çok kızdığı bir mahkeme kararı tebliğ edilmiş, doğru mu? Adam alıp da o kararı yedi gün içerisinde itiraz hakkını kullanırsa, somut delilleri adli yetkililerin önüne yığarsa, onca yazıda anlattığı şahitleri, devlet memurlarını da orada konuşturursa, sen ne yapacaksın, ben ne yapacağım ve bu yeni dengeler ne olacak? Lanet olsun, kuş kadar beyniniz yok mu, siz nasıl o Merkel’in planlarına uydunuz? Adam için aldırdığınız o mahkeme kararı da tamamen hukuksuz ve skandal bir karar… Haydi çık şimdi bu işin içinden, nasıl çıkarsan çık. Sadece o mahkeme kararına itirazdan yola çıkarak senin iktidarını birkaç haftada başına yıkabilir.

Kafaya bak!

Bu kadar skandallar üst üste yaşanmış, hukuk ayaklar altına alınmış, ne kadar büyük sıkıntılar çekmişim, acı acı sabır ederek kazılan bütün kuyulara onları düşürmüşüm, sonunda iş gelmiş buralara dayanmış ve ben “Temizleyin, kapatın bitsin” diyorum, buna razı olabiliyorum da herif hala ağırdan alıyor, hala elinde bir kart tutmaya çalışıyor. Söyleyecek söz bulamıyorum.

Benim adım Tatar Ramazan değil ama benim öfkem patlarsa bu oyunları çok ağır bozarım. Yıkarım bütün oyunları ve altında da bütün hükumet mi kalıyor, bütün Ankebut Ağı mı kalıyor ve bu yaşanan kimlerin menfaatine uyuyor, umurumda bile olmaz.

Sor o lüzumsuza Trump! Bu dosyaları bu hallere hukukun sınırlarının dahilinde kalarak mı getirmiş ki şimdi bunları düzeltmek için hukukun sınırlarının dışına çıkamıyor? Ya da “Senin derdin ne dostum, haydi söyle bana” diye açıkça sor. Açıkça söylesin.

“Hatırla ki, kâfirler seni tutup bağlamaları veya öldürmeleri yahut seni (yurdundan) çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar (sana) tuzak kurarlarken Allah da (onlara) tuzak kuruyordu. Çünkü Allah tuzak kuranların en iyisidir.” (KuranAyetleri| Enfal Sûresi, 30)

Sadece yeteri kadar karanlık olunca yıldızları görebilirsiniz.

Mehmet Fahri Sertkaya