Etiket arşivi: Transeksüel

Bu gördüğünüz kişi bir dönme/travesti…

Bu gördüğünüz kişi bir dönme/travesti… Yani kendini kadın zan eden ve kadın gibi görünmek isteyen ama erkekliğini koruyan son derece düşük bir kişi…

Princess Kennedy yazıp görsellerde aratınca pek çok fotoğrafı çıkıyor ve bakılamıyor. İnsan gözlerini kaçırıyor.


Bu kişi de çakma Princess Kennedy… Şu meşhur Epphilia Hanım denilen ve son zamanlarda Telegram’da ses getiren kişi…

Bu da bir dönme/travesti…

Bunun ve çevresinin gerçek yüzünü nasipse bu akşam, vakit bulamazsam da yarın Line kanalımızda anlatacağım.


Hemen parlamayın!

Daha neler neler anlatacağız ve her şeyi birbirine bağlayacağız. Sonra işi resmi kimlikli ve yetkili kişilere bırakacağız. Kolluk kuvvetleri ve adli makamlar mevzuya el atacak, doğru muyuz yanlış mıyız meydana çıkacak. Heyecan yapmayın.

Haydi şimdi “Abla” ile de tanışın…
Yayınlar Line’da devam ediyor.

https://timeline.line.me/post/1160874334506056868

Çok basitsiniz.

Bazılarınız konuyu yanlış anlamışlar. Ben zaten mevzuyu adli makamlara taşımak istiyorum.

Kısa bir süreç yaşanacak, mevzu bu yayınlarımla adli makamlara yansıyacak, açık ya da gizli soruşturmalar yapılacak ve sonra çözüleceksiniz, toplanıp alınacaksınız. Heyecan yapmayın. Kanal geçmişi hepinizin önünde, her zaman yaptığımı yapıp sahayı hareketlendiriyorum.

Haydi şuradan devam edin. Şu şahıs da travesti…

https://timeline.line.me/post/1160874502206057985

O nasıl telefon trafiği öyle? Neler konuşuyorsunuz siz? Sizin gibi ahmak Sabetaycılar, İngilizlerin ve diğerlerinin desteği, yönlendirmesi olmadan ne iktidarı ele geçirebilirdi, ne Osmanlı’yı yıkabilirdi, ne rejimi değiştirebilirdi, ne de İslam’ı ve Türklüğü toptan yok etmek yolunda bu kadar ileri gidebilirdi…

Bakın, son yayınlarda hakaret etmedim ve hakikatleri söyledim. Şimdi de hakaret yok, hakikat var: hepiniz bir avuç ahmaksınız.

Her yerde iziniz var, her yerde deliller bıraktınız, hepiniz açıktasınız, mekanlarınız da ifşa oldu, bağlantılarınız da… Haydi biraz tepinin de nasıl bir oyun kurduğumuzu ve bu işin sonunda neler olduğunu bütün dünya konuşacak.


Bu mu yani?

Bu da son zamanlarda çekilmiş resmim…
TC: 24028105158

Yorum yapanlarına bir bakın:

Su-de-su Demir-el,
Sib-el Danış-man,
Em-el Dur-man,
Vecibe Gün-er,
Şebnem Çakır-öz-er
ve daha yüzlercesi…

Bu kodlamaların ne demek olduğunu duyurmadığımız okur yazar bir kişi kaldı mı bu ülkede?

Bu ülkeyi cehenneme çeviren, acıya, gözyaşına, ruh hastalıklarına, intiharlara, ahlaksızlığa koşan kişilere bakın. Resmi yetkili olsun, mafyalarda olsun, tamamına yakınının isimlerinde bu kodlamalar var.

Biz bu oyunu çoktan bozduk. Şimdi son darbeleri vurma vakti geldi.

Emniyetle bunları toplayıp almayalım diye bunları korumaya almayı konuşanlarınıza diyorum ki:

Bunları korumaya alan, kendini kucağımıza atar. Oyunun birden şiddetlenmesini istiyorsanız, bunları korumaya alın.


Bu lüzumsuzu basına medyaya çıkartma işine kim aracı olacak? Bora Gençer… O kim?

Yayınlar Line’da devam ediyor ve edecek:

https://timeline.line.me/post/1160875480706050730

Bornova, Karşıyaka, Çankaya, Sarıyer, Bağdat caddesi

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

evet daha ilk tepkilerinden bile herkes anladı ne olduklarını ve nasıl köşeye sıkıştıklarını

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Bize düşen kısmını yapmaya devam edeceğiz, sonrası resmi kimliklilerin işi… Bunlar, laf anlatılabilecek sınırı çoktan aşmış geçmişler. Sadece akşamdan bu ana kadar yaptıkları paylaşımlara bakanlar bile ne kadar ahlaksız, kuralsız, müfteri, küfürbaz, fitneci ve ruh hastası kişiler olduklarını kolayca anlayabilir.

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Hakaret etmeyen, iftira etmeyen ve seviyeli şekilde yazan çok sayıda takipçimizi de kendi kanallarında senin gibi engellemişler. Engellemedikleri takipçilerimize de sınır tanımadan küfürler etmişler, suçlamışlar, iftiralar etmişler.

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Dava açacaklarmış güya ama şu saat oldu dilekçeyi paylaşamadılar. Avukatları varmış güye ama kanalın duvarından onlara talimatlar yağdırıyor. Hem de nasıl cümleler onlar, nasıl bir ruh hali o öyle… Sadece o cümleleri görenler bile “Bunun ayarı kaçmış, sağlıklı denemez” der.

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Tutmuş kadim düşmanım kenan akkuş ile beni ortak yapmış. Benim hakkımda da cemaatimiz hakkında da internet çöplüğünden topladığı delilsiz, mesnetsiz iftiraları zaten bir çöplük gibi duran kanalına doldurmuş. Bir de tehdit ediyor “Özür dile yoksa gerçek yüzünü meydana sererim” diye… Birkaç kişi gelmiş, “bırakın özrü de hemen gerçek yüzünü serin meydana” demişler. Verdikleri cevap “Size görüşünüzü sorduk mu” şeklinde olmuş.

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Tutmuş, Kenan Akkuş’un kendi akıl sağlığı raporu üzerinde çok çok basit bir değiştirme yaparak bana yamamaya çalıştığı sahte akıl sağlığı raporunu paylaşmış. Onun sahteliğini gözler önüne seren videom youtube kanalımda bile var. Bunlara CIA ajanı falan diyorlar da öyle değil. Dün biraz anlattım ki bunlar sahadaki ayak takımı. Boş tenekeler bunlar. Bunlar fuhuş işinde, organ işinde ve kara para işlerinde kullanılmış ve şimdilerde ise bu yayın sahasına yönlendirilmiş basit maşalar. Hepsi bir araya gelseler şu kanaldaki düzenli takipçilerimizin bilgisi, seviyesi karşısında hiç kalırlar.

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Kanalına bakılacak gibi değil. Arkadaşlarım da ben de tamamına bakamıyor, okuyamıyoruz. Yazdıklarına sonuna kadar tahammül etmek mümkün değil. Görebildiğimiz kadarıyla söylersek benim sorularımın hiçbirine de cevabı yok.

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Gerçek Princess Kennedy aramalarda hemen bulunuyor ve bu epi midir ne baş belası ise bu herif o dönmeyi/travestiyi ta kıyafetlerine, saç modeline hatta renk tercihlerine kadar kopyalıyor.

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Gerçek-çakma kısmına dair bir kelam ettikerlini göremedik.

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Oğlun gerçek oğlun mudur diye dokundurdum, gerçek hayat hikayeni nerede anlattın diye mindere çektim, kimliğini neden değiştirdin dedim ama hiçbirine giremedi bile…

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Bunun böyle olacağını ve tipik travesti tavırlarıyla karşılaşacağımızı, durmaksızın sövüp sayıp isyan edeceklerini, mantıksız ve tezat çıkışlar sergileyeceklerini, ortalığı velveleye vererek bu işin içinden sıyrılmayı deneyeceklerini baştan biliyorduk. Buna emindik ve böyle de oldu. Lakin bu tavırlarıyla bizden yakalarını kurtaramazlar. Bu iş adli makamlara yansıyacak. Emniyet icap eden operasyonları yapacak. Bunların ve çevrelerinde bulunan kişilerin ta Adnan Oktar’ın fuhuş mafyasına kadar olan bağlantıları bir bir meydana dökülecek

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Ben şu seviyesizlikleri karşısında onları muhatap alamam. Lakin yayınlarım ve sahayı yönlendirmelerim devam edecek

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Ses kaydımı da paylaştım “işte buradayım. Sizi göreyim” dedim. Hukuk yoluyla da gayr-i hukuki yollarla da ne yapabileceklerse yapsınlar. Şu anda, senin de baştan söylediğin gibi sadece kuyruklarının sıkışmış olduğunun tezahürü denebilecek tuhaflıklardan ve sayıp sövmekten başka bir şey yapamıyorlar

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

evet daha ilk tepkilerinden bile herkes anladı ne olduklarını ve nasıl köşeye sıkıştıklarını

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Bize düşen kısmını yapmaya devam edeceğiz, sonrası resmi kimliklilerin işi… Bunlar, laf anlatılabilecek sınırı çoktan aşmış geçmişler. Sadece akşamdan bu ana kadar yaptıkları paylaşımlara bakanlar bile ne kadar ahlaksız, kuralsız, müfteri, küfürbaz, fitneci ve ruh hastası kişiler olduklarını kolayca anlayabilir.

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Hakaret etmeyen, iftira etmeyen ve seviyeli şekilde yazan çok sayıda takipçimizi de kendi kanallarında senin gibi engellemişler. Engellemedikleri takipçilerimize de sınır tanımadan küfürler etmişler, suçlamışlar, iftiralar etmişler.

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Dava açacaklarmış güya ama şu saat oldu dilekçeyi paylaşamadılar. Avukatları varmış güye ama kanalın duvarından onlara talimatlar yağdırıyor. Hem de nasıl cümleler onlar, nasıl bir ruh hali o öyle… Sadece o cümleleri görenler bile “Bunun ayarı kaçmış, sağlıklı denemez” der.

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Tutmuş kadim düşmanım kenan akkuş ile beni ortak yapmış. Benim hakkımda da cemaatimiz hakkında da internet çöplüğünden topladığı delilsiz, mesnetsiz iftiraları zaten bir çöplük gibi duran kanalına doldurmuş. Bir de tehdit ediyor “Özür dile yoksa gerçek yüzünü meydana sererim” diye… Birkaç kişi gelmiş, “bırakın özrü de hemen gerçek yüzünü serin meydana” demişler. Verdikleri cevap “Size görüşünüzü sorduk mu” şeklinde olmuş.

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Tutmuş, Kenan Akkuş’un kendi akıl sağlığı raporu üzerinde çok çok basit bir değiştirme yaparak bana yamamaya çalıştığı sahte akıl sağlığı raporunu paylaşmış. Onun sahteliğini gözler önüne seren videom youtube kanalımda bile var. Bunlara CIA ajanı falan diyorlar da öyle değil. Dün biraz anlattım ki bunlar sahadaki ayak takımı. Boş tenekeler bunlar. Bunlar fuhuş işinde, organ işinde ve kara para işlerinde kullanılmış ve şimdilerde ise bu yayın sahasına yönlendirilmiş basit maşalar. Hepsi bir araya gelseler şu kanaldaki düzenli takipçilerimizin bilgisi, seviyesi karşısında hiç kalırlar.

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Kanalına bakılacak gibi değil. Arkadaşlarım da ben de tamamına bakamıyor, okuyamıyoruz. Yazdıklarına sonuna kadar tahammül etmek mümkün değil. Görebildiğimiz kadarıyla söylersek benim sorularımın hiçbirine de cevabı yok.

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Gerçek Princess Kennedy aramalarda hemen bulunuyor ve bu epi midir ne baş belası ise bu herif o dönmeyi/travestiyi ta kıyafetlerine, saç modeline hatta renk tercihlerine kadar kopyalıyor.

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Gerçek-çakma kısmına dair bir kelam ettikerlini göremedik.

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Oğlun gerçek oğlun mudur diye dokundurdum, gerçek hayat hikayeni nerede anlattın diye mindere çektim, kimliğini neden değiştirdin dedim ama hiçbirine giremedi bile…

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Bunun böyle olacağını ve tipik travesti tavırlarıyla karşılaşacağımızı, durmaksızın sövüp sayıp isyan edeceklerini, mantıksız ve tezat çıkışlar sergileyeceklerini, ortalığı velveleye vererek bu işin içinden sıyrılmayı deneyeceklerini baştan biliyorduk. Buna emindik ve böyle de oldu. Lakin bu tavırlarıyla bizden yakalarını kurtaramazlar. Bu iş adli makamlara yansıyacak. Emniyet icap eden operasyonları yapacak. Bunların ve çevrelerinde bulunan kişilerin ta Adnan Oktar’ın fuhuş mafyasına kadar olan bağlantıları bir bir meydana dökülecek

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Ben şu seviyesizlikleri karşısında onları muhatap alamam. Lakin yayınlarım ve sahayı yönlendirmelerim devam edecek

Akademi Dergisi, [24.12.20 12:27]
[#DoğuTürkistanıDuyuyoruz Mehmet Fahri Sertkaya kişisinden iletildi]

Ses kaydımı da paylaştım “işte buradayım. Sizi göreyim” dedim. Hukuk yoluyla da gayr-i hukuki yollarla da ne yapabileceklerse yapsınlar. Şu anda, senin de baştan söylediğin gibi sadece kuyruklarının sıkışmış olduğunun tezahürü denebilecek tuhaflıklardan ve sayıp sövmekten başka bir şey yapamıyorlar.

Sert kayaya çarptıklarının farkında olmayanları da ilk şoku atlatıp farkına vardı ama çok geç kaldılar…

Epphilia isimli ahlaksız travesti herifin kanalında toplanmış binlerce gizli Yahudiden biri olan Em-el Dur-MAN da çırpınıp duruyor.

Zaten bu ahlaksız ve sağ gösterirken sol vuran kadroyu oynatan istihbaratçılar da aynı Em-el gibi hallerdeler. Bir an önce bu çetenin sakinleşmesini ve zararın asgariye indirilmesini istiyorlar.

Daha tepe istihbaratçı isimler ise bir an önce bu çetenin üyelerinin yok edilmesini ve emniyetimizin, savcılarımızın ellerine geçmemelerini istiyorlar.

Geceden beri ne yapabildiklerini de yazayım…

Tutunacak dallar aradılar. Mavi Türk, Ayyıldız team diye bir başladılar, irtibatları olan olmayan herkesin kendilerine destek vereceğini umdular. İlk saatlerde bunun yaşanmayacağını anladılar ve zaten başladıkları büyüleri artırdılar. Evet, sabaha kadar hem bu çetenin bazı üyeleri hem de bu kanaldaki binlerce gizli yahudi takipçiden bazıları büyüler yaptılar.

CIA’dan da bunları büyülerle, metafizikle korumak içim hamleler yapıldı.

Sonra, hayatında bir kere bile büyü yapmamış ve büyü nasıl yapılır bilmeyen beni, büyücü hoca ilan ettiler.

İşte Yahudiler dünyanın her yerinden bunun için sürüldüler. Bunların seviyesizliklerini, insanlığa yaptıklarını, kuralsızlıklarını anlatabilecek kelimeler hiçbir lisanda yok. Allah böyle Yahudilere Kur’an-ı Kerim’de lanet etti.

Epphilia ile CIA arasında paravan olan QAnoncu etkili bir kişi, Epphilia’ya ağır konuştu:

https://timeline.line.me/post/1160880749106055492

“Epiii! Epii! Neredesin?”

Metafizikle çarpmak isterken çarpılmak, ne kötü…

Büyüler üstüne büyüler yapınca, hepsinin kendilerine dönmesi ne kötü…

Kaç tane yöneticinin olduğu sayfada, şu ana kadar onca atar yapıp da son dokuz saattir tek bir yayın yapamamak, ne kötü…

Bir taraftan da “Şimdi mi gelirler, birazdan mı gelirler ve bizi alırlar” diye diye korkudan titremek, ne kötü…

“Şu kadar dakikan kaldı, özür dileyeceksin ya da hakkındaki her şeyi paylaşacağım” deyip durup da hiçbir şey paylaşamamak, ne kötü…

Hakkındaki bunca soruların hiçbirine cevap verememek, buna teşebbüs bile edememek, sonra bu hallere düşmek, ne kötü…

Lakin, bu daha bir başlangıç…

Arkalarındaki büyük oyun tam olarak ifşa olduğunda Türkiye şaşkına dönecek. Bu ayak takımını oynatanlar, böyle bir ayak takımıyla bu kadar düşmüş tiplerle bize oyun kurmaya karar verdikleri güne lanet edip duracaklar.

Şok, şok, şok!

Beklenen oldu ve Epi, verdiği sürenin bitmesinden on küsur saat sonra ve on saat yayın yapmadığından sonra, aniden bombayı patlattı. Bu gördüğünüz yayını yaptı ve artık mfs bitti. Her şey buraya kadardı. Bundan sonra bütün dünya mfs den kurtuldu. Epi, gerçekten de dediğini yaptı…

demek isterdim ama aşağıya ilettiğim ve Epinin kanalında paylaştığı şu yazı bilmem kaç sene öncesine ait ve Ömer Öngüt imzasıyla yayılmış bir yazı. Yazan MİT, imza atan Ömer Öngüt, yayınlayan da Hakikat Yayınevi.. Biliyorsunuz ki MİT bunu hep yapıyor. Soner Yalçın imzasıyla yayınlanan yazıları bile hep MİT yazıyor. Bu sebeple Soner canlı yayınlara çıkamıyor, sorulara muhatap olmak istemiyor. Çünkü sözde kendisinin yazdığı o kitaplardaki konulara vakıf değil.

Ömer Öngüt’ün tıpkı Epi ve çevresindekiler gibi ayak takımından ve kullanılan bir kişi olduğu ve ayrıca MİT personeli olduğu daha sonra evraklarıyla, evet evet, tartışmaya mahal bırakmayacak kesinlikte gözler önüne serildi. Üzerine de bilmem kaç sene geçti.

Hatta öyle bir serildi ki Sabetayist Ferit Şahenk’in N TV’si bile bunu ana haber bülteninden haber yapmak zorunda kaldı.

Durun, daha bitmedi. Bütün bunlar çok sayıda ana haber bülteninde, ayrıca basın organlarında haber oldu. Köşe yazılarına konu oldu, kitaplara mevzu oldu. Daha da bitmedi, bunları internet aramalarında bile bulmak ve Ömer Öngüt üzerinden kimlerin nasıl oyunlar kurduğunu görmek de çok kolay bir iş… Ömer Öngüt imzasıyla yayınlanan kitaplara bakılınca dünyada kendisinden başka bir tek müslüman bile bulunmadığı ve herkesin kafir, münafık, art niyetli, müşrik ve bilmem ne olduğu iddialarını görmek ve hemen “Bu kadar da olmaz. Ne delil, ne ispat, ne şahit var ama saldırmadığı hiçbir Müslüman kalmamış” demek de kolay bir iş.

İşte Epi ve çevresindekiler bu kadar basit, vasıfsız, liyakatsiz, samimiyetsiz, ahlaksız, müfteri kişiler. İşte böyle kişilere CIA aracılar üzerinden veriyor dosyaları, sağlıyor geniş bağlantıları ve bize uygulanan sansürler bunlara uygulanmıyor ve yürüyüp gitmeleri isteniyor. Gördünüz mü büyük oyunu?

Bu arada, bunlarla bağlantılı diğer sosyal mecra hesaplarını da ifşa edelim mi? Vakti geldi mi?

Seveyim senin panigini@!!!

https://telegra.ph/Dinleri-s%C3%BCleymanc%C4%B1l%C4%B1k-%C4%B0manlar%C4%B1-para-has-huylar%C4%B1-Gasp-Meslekleri-Dilencilik-olan-S%C3%BCleymanc%C4%B1lar%C4%B1n-%C4%B0%C3%A7y%C3%BCz%C3%BC-12-24-2

Akademi Dergisi, [24.12.20 22:53]
Öyle pis bir bataklığın içindeler ki çırpındıkça daha çabuk/hızlı batıyorlar.

Akademi Dergisi, [24.12.20 23:02]
[C. kişisinden iletildi]

Arkadaşlar şu dakikadan sonra daha fazla epphi homosunun üzerinde durmaya gerek var mı? Bu homo ve tayfasının durumu, Adnan Oktar ve ekibinin bir zamanlar Akademi’ye karşı yürüttükleri husumet faaliyetlerini anımsatmıyor mu sizede? MFS onlara içeriye tıkanacaklarını söyledikce, dünya geneline kurulu şeytani sistemdeki konumlarına güvenip akıllarınca Akademi ile dalga geçiyorladı.MFS, Oktar çetesinden çok çekti ama sineklerle uğraşmak yerine bataklığa yöneldi. Sonuç olarak Oktar ve çetesini mensubu oldukları şeytani sistem kendisi harcadı. Oktar’ın kedicillerinden hapise razı olmayanlar, şeytanilerin MIT içindeki hain kendi adamlari tarafindan ormanlarda infaz ettirilip yok edildiler.

Şahsi kanaatim şudur ki, MFS yaptığı yayınla hem TCKN numarasını hem de eşgalini paylaşarak bu epphi denilen homo ve ekibinden bazıları hakkında, çakma prenses epphi gerçek bir kadın değil, falanca admini de gerçek kadın değil, diğer bir admini gizli yahudi ve fuhşiyatla, organ kaçakçılığı ile bağlantılı insan görünümlü şeytan bunlar, gibi yazılar yazmasıyla başlayan gümbürtüde hedef epphi homosu ve tayfası değil, bunları kullanan arkasındaki şeytani oluşumlar.

Her iki sayfayı takip edip kafası karışmış olan arkadaşların epphi denilen homoya sormaları gereken sorular nedir? Kendi sayfandan sözde avukatlarına çağrı yaptın. Namuslu şerefli haysiyetli bir kadın bu kadar ağır ithamlara muhattap olduktan sonra ve sözde avukatlarına da çağrı yaptıktan sonra neden sayfasında dava esas nosunu ve dilekçe ekran görüntülerini paylaşmak yerine saçma sapan ahlaksız küfürlü yazılar paylaşarak kendisini daha fazla rezil eder? “Ben …. tc nolu …. kişiyim. Kamuoyuna prenses epphi bilmem ne olarak biliniyorum. Namuslu normal bir kadın olmama rağmen, … tc nolu … kişi benim hakkinda …. ifadeler kullanmıştır. Şikayetçiyim. ” gibi bir dilekçe sözde avukatlarına yazdırmak çok mu zor?

Akademi Dergisi, [24.12.20 23:12]
[Cht Src kişisinden iletildi]

Akademi dergisini yaklaşık olarak 6 senedir takip ediyorum. Mfs Ne dediyse ne söylediyse hepsi birbir çıktı ..organ kaçaklığını hakkında yapmış olduğu paylaşımlarda, insanlar cimere şikayet edince ne tesadüfki cimer bakım onarıma alındı.. nokta

….O SAHTE PEZEVENK ILE ISIM BITMISTIR… NE OLMASI GEREKIYORSA OLUYOR….SAHTE PRINCESS KENNEDY ILE UGRASSIN 🤫

Bu kadar olur, şu sahtekarlığa bir bakın.

Şunun hala sinsice denediği şeylere bir bakın!

10 saat susup yayın yapamadı, bana süre verdi ama süre bitti hakkımda bir şey paylaşamadı. Hakkındaki soru işaretlerine cevap da veremedi, hayatını da anlatamadı. Hakkımda davacı olması istendi ve onu da yapamadı.

Sonunda işte bu numarayı da denedi. Paylaştığı ne biliyor musunuz? Şikayet dilekçesi falan değil. Kolayca ve çok net görünür şekilde çekebileceği halde öyle karartılmış ve altı, üstü kadraja girmemiş şekilde çekti. Altına da işimin bittiği yani davalık olduğum manasına gelen cümleler yazdı.

Oysa o metin başka biri tarafından yıllar önce yazılmış bir metin…

Şu da çalıntı yaptığı kaynak…

Bu ayak takımı çete, herhangi bir hukuk devletinde benden davacı olsun, başlatılacak soruşturmalarda benim ifademe başvurulmasına ve deliller sunmama bile gerek kalmaz ve Ankebut Ağı dünya üzerinde eş zamanlı olarak çok büyük ve bitirici darbeler almaya başlar.

Fuhuş, organ, uyuşturucu, şantaj, insan ve bebek dahil her türlü kaçakçılık, nüfuz casusluğu, terör örgütlerinin kurulması, finansmanı ve yönetilmesi diye saymaya başlayın, her pis iş bunlarda. Bunlar bütün insanlığın düşmanı. Bunlar kendilerini insan olarak kabul etmiyorlar. Bunların sınırı, kuralı yok. Bunlar için her şey her şartta meşru…

Zaten daha önce yazdım ki bunları çözerken iki adım sonrası bile Adnan Oktar suç örgütüne de çıkıyor. Dediğim gibi siyasi bağlantılar ve mafya bağlantıları da var. Yol hemen AKPKK’ye de çıkıyor, Sabetaycı suç ve terör örgütü (SATÖ)ye de çıkıyor, Mason teşkilatına da çıkıyor. Terör örgütlerine de çıkıyor. Çıkıyor da çıkıyor…

CIA’nın bu ayak takımı çeteyi bir şekilde yok etmekten başka çaresi kalmadı. Ya bunu yapacaklar ya da biz alttan yukarı doğru toplamaya, almaya, çökertmeye başlayacağız. İkisi de bize uyar. Acelemiz yok ve bunlar çırpındıkça aslında bir zihniyet, bir strateji, bir derin/gizli dünya devleti, dünya genelinde çöküyor. Bunlar çırpındıkça deccal devri sona eriyor.

Bizim kanalımızı dünyanın dört bir yanından çok önemli, çok etkili kişiler, kurumlar, kuruluşlar takip ediyor ve çok şeylerin farkına varıyorlar. Eş zamanlı olarak dünyanın pek çok ülkesinde Türkiye ile benzer gelişmeler yaşanıyor. Böyle insanlıktan çıkmış, bütün bu pis işleri yapan, dünya genelinde gizlice teşkilatlanmış ve bir de sanki işledikleri bu suçları ve içinde bulundukları bu suç örgütlerini ifşa ediyormuş rolü de oynayan Yahudi ve Satanist gruplardan, çetelerden, bizden başka ülkelerde de çok var.

Bu işin devamında QAnon akımı bile ya çökecek ya da ayara girecek, Ankebut Ağının kontrolünden çıkacak.

Bu işin devamında Türkiye’den bile çok kişiler içeri girecek. Kısa sürede Türkiye basında, medyada ve sosyal medyada bunlar gibi sağ gösterip sol vuranlar hızlıca ifşa olacaklar. Gerekenler de yapılacak.

Epii!
Epi neredesin, ses ver. Yine ne geldi başına? Neden kanalda yayınların durdu? Bir videolu paylaşım yap, halinin ne kadar iyi olduğu videondan görülsün ama tarih, saat ver…

Bak etrafındaki küçük çete iyice çözülüyor, dağılıyor. Savaşmalısın, dik durmalısın, pes edemezsin.

Akademi Dergisi, [26.12.20 16:50]


Arkadaşlar! Epi nerede, ne halde?
Aradınız mı, görüştünüz mü? Sağlığı ve psikolojisi iyi mi? “İyiyim, hiçbir sorunum yok” diye yeni çekilmiş ve tarih verdiği video paylaşacak mı?


Medyum ve büyücü Epphilia’dan haber alınabiliyor mu? Neden paylaşımlarında sorunlar ve uzun aralıklar var? Tarih ve saat verdiği video kaydı paylaşamayacak halde mi?

Epiyi CIA bile koruyamadı mı?

Mehmet Fahri Sertkaya

Dönmelik / transeksüellik akıl hastalığıdır.

BRAVO RUSYA!

Biz yapsak, içimizdeki İsrail, bizden daha çok Türk gözüken sözde Türk, özde gizli Yahudi güç odakları ve basın “SKANDAL” diye başlıklar atardı Türkiye’de…

Onlarca yıldır Türk milletini de Avrupalılar gibi eşcinsel, luti-ibne, zinakar, veled-i zina, dönme-transeksüel yapmak için harcadıkları çabanın heba oluşu karşısında iyice çirkefleşirdi içimizdeki İsrail…

Rusya “Transeksüellik akıl hastalığıdır.” dedi… “Transeksüeller de diğer akıl hastaları gibi ehliyet alamazlar” diye karara bağladı. İsabet de etti.

Bakalım ülkemizdeki bütün bu manevi ve ahlaki çöküşlerden birinci derecede mes’ul oldukları halde sanki hiç yokmuşlar gibi varlıkları hissedilmeyen yüz küsur bin Diyanet personeli, imamlar, müftüler, akademisyenler ne diyecekler… “Elin Hristiyan Rusya’sı bile vatandaşlarının ruh, akıl ve beden sağlığını korumak için, nesilleri korumak için gayret gösterip farkında olmadan İslami ölçülere ulaşırken, Müslüman ülkesi olduğunu iddia ettiğimiz Türkiye’nin bu halde oluşuna hatta daha da beter edilmek istenmesine bizler karşıyız. Memlekette bu feci gidişe mani olması gereken asıl kişiler biziz. Ve görevimizi de yerine getireceğiz.” diyebilecekler mi? Ya da “Salla başı, al maaşı, al abdesti kıldır namazı, karışma hiçbir şeye, sonra hoop cehenneme, hem de yüzbinlerce kişinin mes’uliyetini de yüklenerek”ayarında yollarına devam edecekler mi?

Gerçi genel evlerden toplanan vergilerle maaşlarının ödenmesine bile ses etmeyen bu koca ordu misali kadrolar, bilmem ki bu yazdıklarımı kale alırlar mı?

Rusya 2013’te “Gelenek dışı yaşam tarzlarının yüceltilmesini” yasa dışı ilan etmişti. Bizde de sözde İslami, özde Siyonist ürünü AKP iktidarı, sözde AB’ye uyum yasaları çerçevesinde zinayı suç olmaktan çıkartmış, eşcinselliği serbest bırakmış, kilise evleri yasal güvence altına almış, domuz etini kasaplık hayvan statüsüne getirmiş ve şu Müslüman milletin dinen ve ahlaken en kısa sürede mahvu perişan olması için elinden gelen her şeyi yapmıştı.

Bu Türkiye’nin, dünyanın dört bir yanında yanan, yıkılan, alt üst olan, depremlerle ve tsunamilerle dümdüz olan bölgelerden aslında hiçbir farkı kalmadı. Oraların yıkılmasına sebep olan her türlü ahlaksızlığı nihayet bu topraklarda da iyice yaygınlaştırdılar da zahiri aklın almadığı bir manevi sebeple ayakta duruyoruz. Lakin bu da bir yere kadar olur. Bir yerden sonra o himmet çekilir ve Türkiye de alt üst olur. İyiler dik durmalı, mücadele etmeli, iyiliği emir edip kötülükten vazgeçirmeli ki en azından umumi/genel bela gelmesin.

Mehmet Fahri Sertkaya

İbnelik meşrulaştırılamaz…Türkiye ibneleşmesin!

Türkiye ibneleşmesin! 

«Ya Rabbî emretsen de yeryüzü o ikisini cezalandırsa, gökyüzü onların üzerine taş yağdırsa.» Cenab-ı Hak, insanın doğumundan ölümüne kadar bütün safhalarda, nasıl yaşayacağını, neleri yapacağını, neleri yapamayacağını insanlara bildirmiştir. Bunlara uyan dünya ve ahirette rahat eder. Bu sınırlara dikkat etmeyen de dünyasını da ahiretini de zindan eder. Hayatın bir gerçeği olan cinsi beraberliğin de nasıl olması gerektiği bildirilmiştir. Kur’an ve sünnet bunun meşru yolunu göstermiş, anlatmış, öğretmiş ve meşru olmayan yolları ve zararlarını da bildirmiştir. Meşru olmayan yola, cinsi sapıklığa kayan kendine de topluma da zarar verir.

 Aile hayatını yok eden, sapık bir ilişki olan livatayı (ibneliği, homoseksüelliği), günümüzde kendini bilmez inançsız, bizden gözükerek bize ihanet eden küçük ve hain bir azınlık meşrulaştırmaya çalışıyor, elindeki basın ve medya gücünü bu yolda kullanıyor. Oysa müslüman bir memlekette ya da en azından halkın çoğunluğu müslüman ve de İslam’a saygılı bir memlekette, hiçbir bahane ile ibnelik hürriyeti verilemez. Bu çirkinlikler meşrulaştırılamaz. Lût aleyhisselâmın kavminden önce hiçbir kavmin işlemediği bu çirkin ve iğrenç fiil hakkında Kur’ân-ı Kerîm’in Enbiyâ sûresi 74. âyetinde meâlen; ”Habîs iştir.” buyurulmuştur. Peygamber efendimiz de; 

➥”Lût kavminin işini (livata) yapan mel’ûndur.”

 ➥ ”Benden sonra ümmetim hakkında en çok korktuğum şey, Lût kavminin yaptığını yapmalarıdır.” Erkek erkek ile livâta yaparken arş titrer, sallanır. Melekler de bu iğrenç işe muttalî olup;

➥ ”Ya Rabbî emretsen de yeryüzü o ikisini cezalandırsa, gökyüzü onların üzerine taş yağdırsa.” derler. Allah-ü teâlâ; ”Ben halîmim, acele etmem. Benden bir şey kaçmaz.” buyurur.” buyurarak livâtanın kötü ve iğrenç iş olduğunu bildirmiştir.

Büyük İslâm âlimlerinden İmâm Mücâhid;

 ➥ ”Lûtî olan (livâta yapan) kimse, tövbe edip, bu pis fiilden vazgeçmedikçe, gökte ve yerde olan bütün sularla yıkansa, yine temizliği noksan olur.” buyurdu. Mâlik bin Dinar hazretleri de; 

➥ ”Geçmiş ümmetlerden hiç birinde erkeğin erkeğe yaklaştığı işitilmedi. Ancak bu çirkin fiil, Lût kavmi arasında zuhûr etti. Onlara şeytan gelip bu fiili öğretti. İnsan tabiatına aykırı olan bu çirkin fiili yaptıkları için Allah-ü teâlânın gazâbına uğradılar.” buyurarak livâtanın kötülüğünü bildirmiştir.

Allah-ü Teâlâ insan neslinin çoğalması için erkeklere değil kadınlara yaklaşmak gerektiğini, nikahla olan evlilikten nesebi sahih kız ve erkek evlatların olacağını bildirmiş ve şehveti de bunun için vermiştir. Fakat şehvetin veriliş gayesinden ve hikmetinden gâfil olan insanlar cehâlet ve azgınlıkları sebebiyle livâtâ denen çirkin işe yönelmişlerdir. Her dinde haram ve büyük günah olduğu bildirilen ve insan tabiatına ters olan livâta bugün sür’atle yayılan korkunç AIDS hastalığına sebep olmaktadır.

Livâta eden insanda it uru ve AIDS hastalığı ortaya çıkmaktadır. 1985 yılında virüsü teşhis edilen bu hastalığın, domuz eti yiyenlerde de görüldüğü tesbit edilmiştir. Bu gün sadece Rusya’da 930 küsur bin kadar AIDS’li vardır ve Rusya devleti, birkaç on sene içinde bu sayı katlanarak artacağı için livata ile büyük bir mücadeleye girişmiştir. Eşcinselliği meşrulaştırmaya çalışanlara, özellikle de çocuklara eşcinselliği meşru göstermek isteyenlere fırsat vermemektedir. İslam ülkesi olduğu iddia edilen Türkiye’mizin de bir iç klik tarafından hızla ibneleştirilmek istenmesine, bütün müslümanlar gerekli kararlılıkla karşı koymalıdır. Yoksa toptan yıkılır, helak oluruz. Allah ihmal etmez, imhal eder, süre verir ve azabı da gelince çok ama çok elimdir.

Mehmet Fahri Sertkaya

İtirazımız Var!


CIA ve MOSSAD’a ait olan Facebook mu daha tehlikeli, büyük çapta bir nükleer saldırı mı?

İbnelik ile gök kuşağının alakası nedir?

Gök kuşağı renklerinin, ibneliğin sembolü haline getirilmesine izin verilmemelidir.
Gök kuşağı renkleri evrensel bir değerdir. Özele indirgenmesine izin verilmemelidir. Hele ibnelik ile özdeşleştirilmesine asla izin verilmemelidir. Bu hususta kamu oyu baskısı zaten yerince var da, milletimiz tepkisini sözde Türk, özde Sabetayist ve gizli Ermeni basın ve medyanın bitmek bilmeyen baskısında kalmadan, açıkça göstermeli ve hukuki mücadeleler de vermelidir.

Neyin doğru, neyin yanlış olduğuna gizli Ermeni ve Yahudi basın ve medya teröristleri de, ibneler de karar veremezler. Genele kıyasla, yok denecek kadar küçük bir azınlık, bütün topluma “görüş” ve “hukuk” dayatamaz. Bunu, gizli kapaklı, çift kimlikli ve art niyetli bir faaliyet ile ise hiç yapamazlar. Bunlar büyük suçlardır ve derhal adalet sistemimizin müdahalesi gerekir.

Özellikle Müslüman ve Türk millet vekilleri, halkın dinmek bilmeyen ibnelik karşıtı taleplerine artık bir karşılık vermeli ve mecliste bu yönde mücadele etmelidir. Çünkü İslam dininde ve Türk örfünde ibnelik lanetli bir iştir. Çağdaş, medeni bir Türk’ün, ibnelere karşı mutlaka hoşgörülü olması gerektiği yönünde oluşturulan kamu oyu da art niyetlidir. Bu, çift kimlikli vatan haini sözde Türk ve Müslüman basın ve medya mensupları ile, bunların bürokrasideki, adalet sistemimiz içindeki, tüzel kişilikler, vakıf ve dernekler içerisindeki uzantılarının dayatmasıdır/zorbalığıdır/algı yönetimidir. Bunların iş adamları ve sanayicileri bile, maddi gücünü hukuk dışı ve art niyetli olarak bu maksatla kullanır. Hiç kimsenin bu yönlü baskılara karşı sessiz kalma, aksi görüş beyan etmeme, boyun eğme zorunluluğu yoktur. Daha düne kadar, en önde gelen psikiyatri otoritesi olan Amerikan Psikiyatri Derneği bile, ibneliği çok ciddi bir ruh hastalığı olarak görüyordu. Bir anda, hiçbir tıbbi ve ilmi gerekçe göstermeden hastalık kategorisinden çıkarttılar ama “Neden çıkarttınız?” sorularına, üzerine geçen bu kadar sene zarfında kale alınır cevaplar veremediler, veremiyorlar. Bunun da siyasi, ekonomik baskılar ve tehditler ile, ayrıca Siyonist ve gizli Yahudi basın/medya baskıları ve tehditleri ile sağlandığı açıktır.

Sözde İslami parti AKPKK’nin ibneliği serbest bırakan hukuki düzenlemesi sonrasında ülkemizde de ibnelik alıp yürümüştür. Hem bu hukuki düzenlemeler tekrar eski haline getirilmelidir, hem şimdiye kadar sebep olunan manevi/ahlaki zararın telafisi için ibnelik karşıtı bir devlet politikası uygulanmalıdır hem de bu kapsamda daha en baştan gök kuşağının ibnelik sembolü olarak kullanılmasına resmen yasaklama getirilmelidir. Siyonizmin ve #İçimizdekiİsrail‘in, milletimizin fertleri arasından hala ibneleştirmeyi başaramadığı ve toplam nüfusun ezici çoğunluğunu da oluşturan anneler ve babalar, çocuklarına içi sıkılıp daralmadan gök kuşağı renklerinde oyuncaklar oynatabilmeli, resimler çizebilmeli, romanlar okuyabilmelidir.

İbnelerin, nedendir ve nasıl bi mantıktır bilinmez ama ‘gurur bayrağı’ dedikleri gök kuşağı renklerinin, eşcinsel toplum tarafından ilk defa kullanımı 1978 yılında San Francisco Gay ve Lezbiyen Özgürlük Günü Yürüyüşü denilen nümayiş sırasında oldu. Ertesi sene de böyle bir kaç kişi bu renkleri kendince bayrak olarak kullandı. Sonra hızla bu renkler ibneleri temsil eden bayrağa dönüştürülmeye başladı. Çünkü dünyanın dört bir tarafında basın ve medyayı kontrolünde tutan Siyonistler de buna zemin hazırlayıp olanca güçleri ile destek verdiler. Bu gün Siyonizmin bir kuruluşu olan ve asıl sahipleri CIA ile MOSSAD olan Facebook da, aynı art niyetle hareket ederek, ‘Medeni bir insan mutlaka ibne dostu ve ibneliğe hoş görülü olmalıdır. İbnelere anlayış gösterip kıymet vermek ve haklarını(!) korumak medeni olmanın gereğidir.’ şeklinde acayip tuhaf ve hukuksuz bir algı oluşturarak, on milyonlarca Türkiyeli Müslümanın, eşcinsellik karşıtı paylaşım/propaganda hakkını bile, tamamen hukuk dışı ve keyfi şekilde engellemeye çabalıyor.

Türkiye ve Türk milleti Hristiyan da, Yahudi de, Siyonist de değildir. Kaldı ki Hristiyan milletler bile, Papalık bile, bütün Siyonist oyunlarına rağmen hala bu art niyetli ibneleştirme politikalarına teslim olmamıştır. Bunların da ezici çoğunluğu ibnelik karşıtıdır ama basında, medyada gereğince yer bulamazlar hatta hukuksuz şekilde büyük bir baskı altına alınmışlardır, bu hususlarda özgürce konuşamazlar. Yüzde 98’i resmen Müslüman olan ülkemizde, eşcinsellik serbest bırakılamaz. Demokrasi çoğunluğun taleplerinin yerine getirilmesi ise, cumhuriyet halkın kendi kendini yönetmesi ise, Türkiye bir hukuk devleti ise, toplumdan bitmek bilmeyen devasa tepkiler uzun yıllardır yükselirken, buna rağmen şu anda hala ibneliğin serbest olması hem demokrasiye, hem cumhuriyete hem de hukuka terstir. Nerede kaldı çoğunluğun tercihleri, nerede kaldı halkın talepleri ve kendi kendini yönetmesi?

İbneliğin yeniden suç sayılması, gök kuşağı renklerinin ibnelerin eliden kurtarılması için gereken mücadele toplumun her ferdi, tüzel kişiliği, kurum ve kuruluşlar tarafından hukuki sınırlar dahilinde büyük bir ciddiyetle, basın, medya ve sosyal medya imkanları da kullanılarak verilmelidir. Gayret edin, haklarınızı bilin, tepkinizi gösterin de #Türkiyeİbneleşmesin
Bugünümüzde, çoğunlukla Hristiyan nüfusa sahip olan Rusya, bu gibi bir mücadeleyi devlet imkanları ile son yıllarda mecburen veriyor. Çünkü AIDS’li sayısı 950 bini geçti. Bu tedbirleri almasa, bu mücadeleyi vermese, birkaç on yıl içinde bu sayının birkaç katına katlanarak artmış olacağına kesin gözü ile bakıyorlar.

Özellikle Siyonist Facebook’un, ibnelik hakkındaki gerçekler böyle iken, ibnelik-AIDS bağlantısına dair hiçbir hakaret ve tehdit içermeyen tamamen bilimsel çalışmaların neticesine dayanan yazıları/paylaşımları bile, tamamen hukuksuz şekilde kaldırmasına ve 80 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını keyfi şekilde sansürlemesine karşı büyük bir mücadele verilmelidir.

Müslümanların ve Türklerin ve hatta hiç bir milletin ve din mensuplarının, neye inanıp neye inanmayacağını, neyi savunup neye karşıt olacağını gerçek sahibi CIA ve MOSSAD olan Facebook belirleyemez. Ya da ‘İkinci İsrail’ denilen ve Siyonizm tarafından idare edilen Amerika da belirleyemez. Hiç kimse, Facebook bir Amerikan şirketidir diye, Facebook kullanabilmek için kendi görüşlerinden, inançlarından, hukuki kabullenişlerinden vazgeçip Amerikan yasalarına uymak ya da Amerikan yasalarına göre bile suç teşkil etmeyen ama Facebook’un zorbaca kaldırdığı paylaşımlara ve zorbaca uygulamalarına razı olmak zorunda değildir. Her medeni insanın ibnelik karşıtı olmak, hukuki sınırlar dahilinde ibnelik karşıtı görüş beyan etmek ve mücadele vermek hakkı var. Bunu hiçbir güç engelleyemez.

Pek çok devlet, pek çok ciddi toplumsal sorununu, sağlık sorununu, ruh sağlığı sorununu çözebilmek için öncelikle toplumunu Facebook’tan kurtarmak yolunu tercih etti, ediyor. Gözünüzü Türk cumhuriyetlerine ,Rusya’ya, Çin’e ve daha çok sayıda ülkelere bir çevirin, göreceksiniz ki Facebook’a karşı, nükleer bir saldırıdan daha ciddi bir endişe ile tedbirler alınmış, alınıyor.

Mehmet Fahri Sertkaya

Türkiye ibneleşiyor. Türkiye ibneleşmesin!

TÜRKİYE İBNELEŞMESİN!

Vatandaş olarak biraz daha sessiz ve tepkisiz kalırsanız, ortalık ibnelerden de ibnelikten  de geçilmez hale gelecek. 
Türkiye sinsice, planlı şekilde ve devlet ile basın gücü de kullanılarak ibneleştiriliyor. 
Sözde İslami iktidar türlü tartışma konuları ile gündemi meşgul ederken, görüntüde İslamileşiliyormuş havası verirken, gerçekte tam tersine ve korkunç gelişmeler oluyor. 
Zinanın serbest(cezasız) bırakılması akıl almaz aile facialarına sebep oluyor, çocuklar yuva sıcaklığından, onurlu, şerefli bir hayat yaşama hakkından mahrum bırakılıyor. Evlenme yaşı 35’lere yükselmiş durumda. Evlilik dışı ilişki yaşayanların sayısı -sözde Türk, özde Sabetaycı Yahudi basının da etkisi ile- hızla artıyor. Her gün bir ya da bir kaç sözde Türk özde Sabetaycı Yahudi ünlünün gayri meşru ilişkisi topluma ve en çok da gençlere örnek gösteriliyor. 

14 ila 18 yaş arası genç kızların nikahsız hamile kaldıktan sonra veled-i zinalarını ya tuvalete ya çöplüğe atmaları hemen her gün basına yansıyor. Her gün yüzlerce belki binlerce T.C. vatandaşı genç kız ve genç erkek namusunu kaybediyor. Bir daha asla huzurlu bir yuva kuramayacakların arasındaki yerini alıyor. Bütün bunlar tarifsiz psikolojik sorunlara da neden oluyor. Son yapılan araştırmalar Türkiye nüfusunun yarısından fazlasını klinik psikolojik vak’a olduğunu gösteriyor.


Bütün bu feci manzaranın birinci dereceden sorumlusu olan iktidar bu millet ile alay edercesine “kızlı-erkekli üniversite evleri”ne kafayı takmış numarası yapıp, bu dehşet manzarayı gizliyor, vurgunlarını gizliyor, gündem değiştiriyor.

Domuz etinin de sözde İslami iktidar tarafından serbest bırakılması, domuz yiyerek domuzlaşanların ve din-namus telakkisi yok olanların sayısını hızla artırıyor.
Basında-medyada hemen her gün yapılan haberler ve yorumlar ile özellikle gençlerin bilinç altına “Artık zina serbest. ibnelik serbest. Lezbiyenlik serbest. Anne ve babanın çocukları üzerindeki kontrolünü de kaldırdık. En son “mahalle baskısı” ve “Töre cinayeti” söylemleri ile oluşturduğumuz planlı kamuoyu ile, “namus cinayetini” ve “etrafın tepkisini” de minimize ettik. Gördüğünüz gibi, bir kişi çıkıp namusu için eşini öldürse, onu it-köpek misali rezil de ediyoruz. İşte sizi de Avrupalılar kadar özgür(!) yaptık. Ne duruyorsunuz?” mesajı veriliyor. Kadın haklarını savunmak iddiası ile meydana çıkan ve olmadık bakış açıları ile hareket eden örgütlenmelerin perde arkasını hala tahmin edemiyor musunuz?

– Yeşil sahaların eşcinselleri
– Ünlülerin eşcinselleri
– “Evet. Eşcinselim.”
– Falanca eşcinsel mi?
– Sinemanın eşcinselleri
– Ünlü iş adamı eşcinsel evlilik yaptı.

Ve benzeri başlıklar her gün üst üste patlatılıyor basında… Bu gidişe, hakkınız olan ve mutlaka koymak zorunda olduğunuz tepkiyi biraz daha koymazsanız, yakında erkek çocuklarınızı bile iki adım ötedeki parklara bir başına gönderemeyecek ve kendinizi ve ailenizi de aids başta olmak üzere pek çok bulaşıcı hastalıktan koruyamayacaksınız.

Kızınızın mürüvvetini görmeyi beklerken “Baba! Ben de eşcinselim. Evlenmeyeceğim. Kanuni hakkım da var, eşcinsel kalacağım.” sözü ile sarsılacak ve kanunen de hiçbir şeye mani olamayacaksınız. Biraz baskı altına almaya kalkarsanız hele bir de bir fiske dahi olsa vurursanız, kendinizi İslami zan ettiğiniz devletin suçluyu koruyan kanunları ile karşı karşıya bulacaksınız. 

İslamileşiyormuş gibi gösterilen Türkiye, en temelden ve çok büyük darbeler ile İBNELEŞİYOR. İBNELEŞTİRMEYE SESSİZ KALMA! Toplumsal yaptırım uygula! Haklarını bil, sesini yükselt! Türkiye senin ve başka Türkiye yok! Evlatların-ailen senin ve onlardan başka yok!

Mehmet Fahri Sertkaya