Kategori arşivi: DİNİ MESELELER

Bakalım neler olacak

(Bu yayın, Mehmet Fahri Sertkaya’nın sosyal medya uygulamasında bir takipçisi ile yazışmasının tek taraflı olarak yayınlanmış halidir)

Akademi Dergisi takipçisi: – Hocam selamın aleyküm. Rahatsız ettiğim için kusura bakmayın ancak önemli olduğunu düşündüğüm için atmak istedim.

Hocam bugun ruyam da kraliçe elizabeth’in içinde ki uzaylının cayır cayır yandığını gördüm. Çığlıkları hala kulağım da. O kadar şiddetli bağırdı ki kulağım yırtılacak sandım. Ancak o ölmeden önce ruyamda çoğu yerin ateşler içinde yandığını ve insanların ağladığını gördüm. Sonra o tam gülerken birden onun içinde ki uzaylı aniden alev aldı. KRALİÇE ELİZABETH’İN İÇİNDE Kİ UZAYLI ÖLDÜ.

Sonra birden sahne değişti sizi gördüm ruyamda. Üzerinizde siyah bir palto ve krem ile gri rengi karışık acayip ama hoş bir renkte uzerinizde gömlek vardı. Lakin durmadan iblisler mi artık nedir bilmiyorum belli yerden sonra gördüğüm rüyayı unutuyorum. Sizinle ilgili gördüğüm guzeldi ama unuttum.

Mehmet Fahri Sertkaya: = v.a.s. Gündemi takip ettiğin için, takip ettiğin konularda neler olacağı sana yine malum olmuş. Hususiyle dünkü saldırımızda büyük kayıpları var ve gizlemenin yollarını arıyorlar. Bu gün ve önümüzdeki günlerde de metafizik saldırılar yapacağız ve rüyandan anladığım o ki daha çok ve daha üst seviyede kayıplar verecekler. Kraliçe suretindeki biyonik robotun içinde olan kişi, şu anda Kral Charles suretindeki biyonik robotun içinde… Bakalım neler olacak.

Siyah palto da hakimiyet, güç, idare demek. Gömlek de çok hayırlı. O kişileri öldürdükten sonra dünyadaki hükmüm daha da kuvvetlenecek demek bunlar…

İngiltere’yi, Rusya’yı, ABD’yi, Çin’i, İsrail’i, Azerbaycan’ı, Fransa’yı, İtalya’yı, İspanya’yı… Bunlar başta olmak üzere, Türkiye’ye yapılan son suni afet saldırılarının arkasında olan bütün ülkeleri, bütün liderleri, bütün hükumetleri, bütün orduları, bütün kurumları, bütün grupları, bütün iş gruplarını, bütün şahısları, bütün mason localarını cezalandıracağım. Çoktan başladım buna ve sesi geliyor dünyanın her yerinden…

Bu dünyada hiç kimsenin yaptığı kötülük/şeytanlık, yanına kâr kalmayacak.

Kraliçe karakteri için de böyle rüyalar görülmüştü, açıkça paylaşmıştım ve çok uzamadan olanlar oldu, beklenenler yaşandı. Bu defa ortada bir “İngiltere idaresi” bırakmayabilirim. İngiltere’de oyunda kalabilen birkaç kişi de hükümsüz kişiler olarak kalacaktır.

Destek olmayın

(Bu yayın, Mehmet Fahri Sertkaya’nın sosyal medya uygulamasında bir takipçisi ile yazışmasının tek taraflı olarak yayınlanmış halidir)

Akademi Dergisi takipçisi: – Yurtlarımız ramazanı şerif geldiği için iftar,sahur,zekat ve fitre gibi bize destek olurmusunuz diye yardım çağrısında bulunuyorlar bu hakkında ne yapalım?

Özellikle fitre ve zekatlarımızı nereye vermemiz lazım. Yurtlarında durumu ortada iken

Mehmet Fahri Sertkaya: = Destek olmayın. İftar ve sahur da vermeyin. Zekatlarınızı da yurtlara vermeyin. Makbuz mukabilinde bile bir kuruş vermeyin. İnternet siteleri üzerinden bağış sistemlerine de dahil olmayın. Fitre ve zekat da vermeyin. Bir vebali varsa da benim üzerime olsun. Siz gerçek ihtiyaç sahiplerini bularak elden yardımlar yapın. Afetzedeler için bile sadece elden destek verin.

Çevrenizde ihtiyaç sahibi talebeler varsa, onlara da elden ulaştırabilirsiniz ama cemaatimize bir süre daha hiç destek verilmeyecek.

Akademi Dergisi takipçisi – Tamam hocam

Mehmet Fahri Sertkaya = Önce, toplanan bu kadar paraların nereye kaybolduğunu, nereye aktığını anlatsınlar kardeşlerimize…

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Borsa’da işlem yapmak caiz mi?

(Bu yayın, Mehmet Fahri Sertkaya’nın sosyal medya uygulamasında bir takipçisi ile yazışmasının tek taraflı olarak yayınlanmış halidir)

Akademi Dergisi takipçisi: – S.a hocam bir soru sormak istiyorum size. İşyerinde konusu geçiyor, bana da soranlar oluyor net bir cevap veremiyorum.
Borsa oynamak caiz midir?

Mehmet Fahri Sertkaya: = vas

Borsa bir oyun değil, kumar değil, slamın emir ve yasaklarına riayet ederek borsada faaliyet icra edilebilir, hisse satın alınabilir ve satılabilir.

Lakin borsayı kumara dönüştüren gruplar var. Bunlar çoğunlukla masonlar, sabetaycılar, gizli ermeniler v.s.

Küçük yatırımcıları borsaya çekiyorlar, şirketler üzerinde kontroller yapabiliyorlar bir seviyede. Planlı şekilde hisseleri düşürüyorlar, yükseltiyorlar, derken yeni borsacıların paralarını çalıyorlar. Hayatlarını karartıyorlar. Bunlara uymak kesinlikle haram

İslam dininin izin vermediği işleri yapan firmalara ortak olunamaz, hisseleri alınamaz. Lakin Türkiye islam devleti olmayıp da dar’ül harp olduğu için, günümüzde Türkiye borsasında faaliyet gösteren ve içki, sigara gibi kesinlikle haram ve sağlığa zararlı işlerde faaliyet gösteren şirketlerin bile hisseleri alınabilir, satılabilir, ortak olunabilir.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Toprağa bitki ekmek | Rüya tabirleri

(Bu yayın, Mehmet Fahri Sertkaya’nın sosyal medya uygulamasında bir takipçisi ile yazışmasının tek taraflı olarak yayınlanmış halidir)

Akademi Dergisi takipçisi: – Hocam s.a.
Bugünde rüya gördüm,
Toprağa bitki ekiyordum.
Etrafımda başka insanlarda var birlikte yapıyoruz. Yeşil daha bitmemiş açmamış bir bitki, lale mi desem, bizim burada dağlarda olur nergis mi çiğdem mi bilemedim yeşil bir bitki.

Sık bitmiş yerleri seyreltip boş yerlere dikiyorum. Elimle toprağı bir hamlede açıp bitkiyi dikip sonra etrafını toprakla kapatıyorum, elimle bitkinin etrafındaki toprağa bastırıyorum.

Etraftakiler beni uyarıyor, daha seyrek dik, zaten o bitki çoğalıp etrafında da çoğalır biter diyorlar. Ben de daha seyrek olarak dikiyorum.

Toprak da kupkuru değil, güzel verimli bir toprak, elimle açınca diplerin nemli olduğunu görüyorum. Bitkiye su vermiyorum toprağın nemi yeter ve yağmurlar yetişir diye düşünüyorum.

Mehmet Fahri Sertkaya: = vas

bu rüyalarda hep temsilisin

bundan sonra tanıdığın kişileri de böyle rüyalarının içinde göreceksin ve onlar da temsili olacaklar

bu rüyalar hep memleket meseleleri ile alakalı ve bundan sonra da böyle rüyalarını betkletmeden gönder sen bana

Tin suresi ahir zamanı anlatıyor


Tin suresi şu yaşanmakta olan sürece, devamında yaşanacaklara, çok sarsıcı hadiselere temas edilmiş bir kısa sure…

Bu güne kadar tam olarak anlaşılamamış ve tefsir edilememiş surelerden biri…

Tin suresi de hz. Mehdi ile ve büyük mücadelelerle alakalı bir sure…

Tin suresinden ahir zamana, ‘duhan’a, metafiziğe, hz Mehdi’ye ve ona tabi olanlara, Deccal’a ve ona tabi olanlara, dabbetül arza, büyü felaketlere, toplu ölümlere, gezegenimize, uzaya, gök adaya, İstanbul’a, Tur-i Sina’ya bağlantılar var.

Kısa bir sure ama çok derin bir manası var.

İlk ayetinde de aslında İncir’in ve Zeytin’in üzerine yemin edilmiyor.

Tin ile zeytun

Bir manada atom ile çekirdeğidir.
Diğer manada dünya ile çekirdeğidir.
Diğer manada insan vücudu ile kalbidir.
Genel manada bir şeyin kendisi ile onu oluşturan ya da hayatta/faaliyette tutan özüdür, merkezidir.

Beraet gecesi de sadece günahların af olduğu bir gece değildir. Canlı ve cansız pek çok şey arasındaki bağların kesildiği bir gecedir. Allah’ın bu gecede meleklerine bildirdiği o kararları, melekler ve insanlar ve cansız şeyler vesile edilerek, Vakti geldikçe gerçekleşir/yaşanır.

Tin suresinin ikinci ayetinde hz. Allah Tur-i Sina’nın üzerine yemin etti. Üçüncü ayetindeki bahsedilen “Emniyetli belde” ise İstanbul… Hz. Allah, İstanbul’un üzerine de yemin etti.

Allah’ın, bir şeyin üzerine yemin etmesi, o şeyin Allah nazarında kıymetini gözler önüne serer.

İstanbul da Allah’ın nazarında çok kıymetli ve vesileler ile bu şehri korudu, koruyor. O vesilelerden biri ve belki de en önde geleni ise Sina dağı yani Tur-i Sina diye bildiğimiz hususi uzay aracı ve içindeki emanetler…

Bu şehre zarar vermek isteyenler, Tur-i Sina önlerinden çekilmeden istedikleri seviyede zararlar veremezler.

O Tur-i Sina, hz. Mehdi’yi, hz. İsa’yı bekliyor. Onlarla kavuştuğu ana kadar, bu emniyetli beldeyi, bu İstanbul’u koruyor.

⁉️

O halde 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde asıl hedef olan İstanbul’u koruyan şey, Tur-i Sina mıydı?

O depremin İstanbul’u da şiddetli şekilde yıkmadığına herkes şaşırmıştı zaten… Gölcük tarafından gelen şok şiddetli deprem dalgası sanki İstanbul’da aniden frenlenmiş, ona set olunmuş gibi, fizik kurallarına aykırı bir manzara vardı. O günlerde, her şeyden habersiz şekilde depremin bu yönünü soran, sorgulayan çok insana denk gelmiştim ben.

O halde, Tur-i Sina bir sebeple ve bir şekilde devre dışı kalmadan, koruma özelliğini durdurmadan, İstanbul’a elektromanyetik tekniklerle şiddetli suni deprem saldırıları yapılamıyor mu? En şiddetlisi yapılmak istense bile küçük sarsıntılarla mı atlatılıyor? Bu nedenle mi Tin suresinde İstanbul’a “emin, emniyetli belde” denildi?

Hatta 1509 depremine ve İstanbul’da yaşanan ve bilinen diğer büyük depremlere Tur-i Sina mı vesile oldu?

Beklenen büyük İstanbu depremini de saldırgan ülkeler değil de Tur-i Sina mı yapacak?

Şimdi nasıl çıkılacak bunca sorunun içinden…

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi