Türkiye’de Ziraat ve Hayvancılık Bakanlığı, deniz balıkçılığı ve çiftlik balıkçılığı kısmına “gerçekten” bakacak.
Bu bakanlık, çok kısa süre içinde çok iyi kalitede eğitme ve öğretme setleri hazırlayacak.
Bu setler iki seviyeli olacak. Birinci seviyedeki setler, sahada yetiştiricilik yapacakların sıfırdan eğitilmesini ve öğrenmesini sağlayacak.
Öyle ki hayatında ziraata ya da hayvancılığa ya da balıkçılığa dair hiçbir şey bilmeyen bir kişi bile, bu setler sayesinde sıfırdan mükemmel seviyeye çok kısa sürede gelebilecek. Bunun için uzak şehirlere tahsile gitmesine, üniversite tahsili için büyük masraflar etmesine, yıllarını harcamasına gerek kalmayacak. Masrafsız şekilde, bakanlığın resmi internet sitesi üzerinden ya da bakanlığın video platformlarındaki resmi kanalları üzerinden izleyerek öğrenbilecek. Gündüz çalışırken, akşamları kendine vakit ayırıp öğrenebilecek.
Her hususun doğrusunu, yanlışını hemen öğrenebilecek ve başkalarının tecrübe ettiği hataları bir daha kendisi tecrübe etmeyecek. Emek, vakit ve nakit ziyan etmeyecek.
Bu seviyeyi bitiren kişiler, bakanlığın yaptığı imtihanlara girecekler ve imtihanları geçenler “uzman yetiştirici” belgesi alacaklar. Türkiye vatandaşı olan, 18 ile 60 yaş arasındaki kadın-erkek herkes bu yolla bu belgeyi alabilecek.
Uzman yetiştiricilere bakanlık sürekli destek verecek, gerektiğinde teşvik ödemeleri yapacak, gerektiğinde faizsiz krediler verecek. Gerektiğinde hibeler verecek.
İkinci seviyedeki eğitme ve öğretme setleri daha derinlemesine bir set olacak. Bunları izleyerek, okuyarak, testleri çözerek kendini yetiştirenler, bakanlığın düzenlediği imtihanlara girecekler.
İmtihanları geçenlere, belirlenen süre sahada staj yaptırılacak ve sonra seçtiği alt branşa/sahaya göre mühendislik diplomaları verilecek.
İsterlerse o imtihanları bir ayda geçsinler, isterlerse sadece 18 yaşında iken geçsinler, isterlerse 60 yaşında iken geçsinler, hiç fark etmeyecek. Hilesiz şekilde o derslerin imtihanlarını geçenlere ve stajını da yapanlara o mühendislik diplomaları hemen verilecek. Türkiye’de bütün hayırlı, temiz, faydalı işler hızlandırılacak.
Ve o kişilere kamuda ve özel şirketlerde çalışma ortamları oluşturulacak.
Maaşları ve bütün maddi imkanları iyi şartlarda olacak bu kişilerin ve bir an evvel halkla kaynaşmış şekilde Türkiye’de ziraatı ve hayvancılığı ayağa kaldıracaklar.
Eğitme ve öğretme setleri, sıkıcı bürokratik ciddiyetle değil, halk dilinde ve seviyeli şekilde hazırlanacak. Setleri, ilgili her hususta gerçekten uzman kişiler hazırlayacaklar. Her şeyi tam olup da hitabeti eksik olan kişiler bile bu setlerin hazırlanmasına yer alamayacaklar. Setlerdeki görüntülerde gerçek çiftlikler, çiftçiler, türlü bitkiler ve hayvanlar hep görüntüye getirilecek. Tahtada ders anlatır gibi setler olmayacak. Sınıf ortamı olmayacak.
Zebra, deve kuşu, geyik, tavşan, çok farklı kanatlı hayvanlar ve hususiyle de balıkların bağlı/kafesli ve salma sistemlerde yetiştirilmesi için ihtiyaç duyulan her şey bu setlerde olacak. İnsanlar eğlenerek, sıkılmadan izleyerek öğrenecekler. Aynı zamanda, zaten yetiştirici olan kişilerin de kendilerini iyice yetiştirmelerine imkan sağlanmış olacak.
Türkiye’de yeni nesil hayvancılık ve yeni nesil ziraat projeleri hızlıca uygulamaya konacak. Kapalı mekanlarda neredeyse risksiz ziraat yapılması, isteyen herkese kısa sürede öğretilmiş olacak.
– Hafif olacaklar, düşük motor gücüne sahip olacaklar. İktisatlı olacaklar. Satın alırken de kullanırken de çok çok büyük iktisat sağlayacaklar
– Buna rağmen çok güzel, modern görünüşe sahip olacaklar. Normal arabalardan çok daha konforlu olacaklar.
– Sactan değil, yeni nesil porselenden (YNP) yapılmış dış ve iç hatları olacak. Paslanma, korozyon, boya tarih olacak.
– YNP ile yapılan kaporta ve iç kısımlar hem çok sağlam, yüzlerce sene sorunsuz kullanılacak tarzda olacak hem de esnek olacak. Çökmeyecek, kolay çizilmeyecek. Çizilirse de düzeltilmesi çok kolay olacak. Araç sahibi bunu kendi bile bir iki aparatla ve malzeme ile yapabilecek.
– YNP ile yapılan kaporta aynı zamanda çok mukavemetli olacak, Kaza emniyetini artıracak
– YNP ile yapılan kaporta, aynı zamanda çok ileri seviyede ses ve ısı yalıtması sağlayacak
– Bu arabaların imalat bantının kurulması, tedarik zincirinin kurulması çok kolay olacak, İmalat süresi daha kısa ve kolay olacak. İmalat yapılacak abrika, nispeten çok düşük maliyetli olacak. Her safhası çok kolay ve daha düşük masraflı olacak.
– Bu arabalar kolay arıza yapmayacaklar, sık bakım gerektirmeyecekler.
– Arızaları ve bakımları düşük masraflarla halledilebilir olacak.
Bunun adı belden kırma… Aracın ön ve arka tekerlekleri sağa sola dönmüyor ama aracın beli dönüyor.
O belden kırma tekniği çok geliştirilerek sarı çizgi ile çizdiğim yere uygulanacak.
Tek kişilik, uzunca ve darca olan bu araç, belden kırmalı olacak ama klasik belden kırma gibi olmayacak.
Aracın arka tarafında iki dingil ve dört tekerlek olacak.
Aracın ön kabininde tek dingil ve iki tekerlek olacak.
Aracın ön kabini, arkadaki dört tekerlekli kabine sök-tak sistemle takılabilecek, sökülebilecek.
Araba sahibi bir adet arka/itici sistemden/kabinden, birkaç farklı ön kabinden satın alabilecek ve istediği zaman ön kabinleri kendisi de değiştirebilecek.
Bu arabada, sarı işaretli belden kırma noktası o kadar gelişmiş bir teknikle yapılacak ki arabanın ön kabini sadece sağa soğa dönmeyecek. Belli bir seviyede aşağı ve yukarı hareketler de yapabilecek. Bu da arabadaki konforu ve bozuk arazilerde iyi yol tutuşunu artıracak.
Yine belden kırma noktasındaki harika buluşlar/teknikler sayesinde bu arabada, virajlarda ön kabin ayrı anda, arka kabin ayrı anda sağa sola yatabilecek. Bu da kısıtlanmış, ayarlanmış, kontrollü bir yatış olacak. Bu sayede bu dar araba virajlarda sorun yaşamayacak ve devrilmeyecek.
Arabanın arka kabinindeki tekerleklerin arası yani dingil mesafesi daha geniş olacak ama ön paneldeki iki teker arasındaki dingil biraz daha dar olacak. Bu da türlü faydalar sağlayacak.
Ön tekerlekler sağa sola doğru dönmek zorunda olmadığı için, bu arabanın ön kısmının görünüşü, benzeri tarzda araba yapmak isteyenlerin yaptığı gibi şekilsiz, itici durmayacak. Kaportanın imalat safhası bu nedenle de çok daha kolay ve seri olacak. Yine bu özellik sayesinde masrafı mekanik sistemlerden tasarruf edilmiş olunacak.
Ön tekerlerin şasiden/kapartodan dışarı doğru uzaklaştırılması gerekmeyecek.
Bu arabanın ısı ve ses yalıtması o kadar ileri seviyede olacak ki kullanıcı yaz ya da kış pencere açma ihtiyacını pek duymayacak.
Arabanın içinde yazın da kışın da serin bir ortam oluşacak. Klimaya ihtiyaç kalmadan, küçük bir havalandırma sistemi ile içerisi hem serin hem de havadar tutulabilecek. Bu da hem imalat sürecinde hem de kullanma sürecinde büyük iktisat sağlayacak.
Bu arabaların içindeki hava, dışarıdaki havadan temiz olacak. İçeriye giren hava, belirlenmiş kanallardan girebilecek ve oralarda hava filtreleri olacak. Dışarıdaki egsoz dumanı da başka kokular da içeri giremeyecek.
Arabada, içeriye hava veren sistem, aynı zamanda havadan su elde edebilen bir üniteye de sahip olacak. Bu arabanın kullanıcısı yaz ya da kış aylarında, arabasının içinde beş litrelik bir depoda tertemiz suyu daima hazır bulacak.
Bu arabayı pazarlamacılar, öğretmenler, öğrenciler çok kullanacaklar. Yine bu arabalar işe gidip gelme arabaları olarak tercih edilecekler. Kısa sürede on milyonlarca adet satılacak dünya genelinde… Bu arabaların tek kişilik koltuğu geriye doğru yatınca, bir kişinin rahatça uyuyabileceği bir yatağa da dönüşecek. Böylece, şehirler arası pazarlama yapanlar başta olmak üzere, çok yüksek sayıda kişi, kısa süreli seyahatlerinde otel masrafları ödemeyecek. Çünkü bu arabaların içi gece ve gündüz, yaz ve kış, otellerden bile daha serin, havadar ve sessiz olacak. Zaten arabanın içinde gerektiğinde TV olarak da kullanılabilecek büyükçe bir ekran ve iyi bir ses sistemi de olacak.
Arabalarda gayet küçük, gelişmiş bir motorsiklette olduğu kadar bir motor bulunacak. Bu benzinli motor az yakacak ama bu ağırlıktaki bir arabanın yükünü de taşıyabilecek.
Bu arabada şarj bitmesi, yolda kalma gibi bir sorun yaşanmayacak.
Bir farklı modelinde ise benzinli motor yerine, benzinli jeneratör konulacak. Bir de elektrikli motoru olacak. Benzin yakan jeneratör bir yandan elektrikli motoru besleyecek ve arabanın yol almasını sağlayacak. Diğer yandan ise arabadaki batarya grubunu şarj edebilecek. Bu yönüyle de bu araba hiç yolda kalmayacak. Söz konusu batarya, günümüzdeki bataryalar gibi kısa sürede ömrünü tamamlayıp çöp olan bataryalardan olmayacak.
Bu arabanın kapıları çok gelişmiş özelliklerde olacak ve asla su ya da hava geçirmeyecek. Yüksek basınca da dayanıklı olacak.
Arabalar YNP ile yapılırken, alt kısımları da tamamen kapalı ve su geçirmez halde imal edilecek. Bu arabalar suda da gidebilecek.
Misalen, İstanbul’da trafiğe takılacağı endişesini yaşayan sürücüler, muhtelif yerlerde yapılmış olan ve denize emniyetli inişi sağlayan rampalara yönelecekler. Kolayca ve birbirlerinin peşi sıra denize inecekler ve denizden süratle yol alacaklar. Hedef ilçedeki rampalardan da karaya tekrar çıkacaklar.
Bu arabalarda batmazlık özelliği olacak.
Sandallardan, teknelerden çok çok daha emniyetli olacak bu arabalar. Fırtınalarda sandallar, tekneler batacaklar da bu arabalar batmayacaklar. Beklemediği zamanda denizde fırtınaya yakalanan araba sürücüsüne hiçbir şey olmayacak. Yol alamamış ve dalgalarla sürüklenmişse bile, hatta araba sert rüzgarların tesiriyle bir de su üzerinde ters dönmüşse bile, arabaya da sürücüye de hiçbir şey olmayacak. Asla batmayacak.
Gelişmiş elektronik kontrol sisteminin ekran kısmında, her zeka seviyesinden herkesin kolayca anlayacağı ve kullanabileceği bir konum belirleme ve denizde rota belirleme yönlendirmeleri olacak.
Arabanın içi de modern, ferah, geniş hatlara sahip olacak. Yatak olabilen koltuğu da yeterince kaliteli ve rahat olacak.
Ucuz olan başlangıç modelinde camlar olacak ama daha üst modellerinde hiç cam bulunmayacak. Sürücünün önünde, sağında, solunda hiç kaporta yokmuş gibi, hiç başka cisim yokmuş gibi his ettirecek şekilde ekran kaplı olacak. Sanki üstü ve yanları açık bir arabanın içindeymiş gibi hissedecek.
Bütün bu özelliklerine rağmen bile bu arabalar, günümüzdeki standart ve dört kişilik arabalardan çok daha ucuz olacaklar. Alırken çok ucuz oldukları gibi, kullandıkça ucuza hatta bedavaya gelecekler.
Aracın üst modelinde hiç cam bulunmadığı halde, sanki içten dışa doğru bakınca her yeri cammış gibi olacak. Kaportanın şeklini alarak yerleştirilecek olan esnek, çizilmez, uzun ömürlü ve az enerji harcayan ekranlar, mükemmel bir sürüş imkanı sağlayacak.
Aracın iç kabinindeki sensörler, sürücünün koltuğu hangi hizaya ayarladığını, vücudunun konumunu, hususiyle de başının hangi yükseklikte ve konumda durduğunu anlayabilecekler. Buna göre de kabinin iç yüzeyine giydirilmiş/kaplanmış olan bütün ekranlardaki görüntüyü o konumdan dışarı bakışta görünmesi gerektiği hale hemen, otomatik olarak getirecekler.
Ekranların çözünürlüğü de çok yüksek olup gerçek görüntülere çok yakın kalitede görüntü verecekleri için, kabin içinde harika bir ortam oluşacak.
Akademi Dergisi takipçisi: – Selamünaleyküm abi 12 senedir porselen sektöründe çalışıyorum, Biz porseleni 1200 derecede pişiriyoruz, Arabadaki Y.N.P. montaj gibi kaplamamı olacak, Yada arabayla berabermi fırınlanıcak Bir türlü anlayamadım Ayrıca naçizane aklımda yıllardan beri evlerin duvarlarını fayans, Seramik kaplama yerine porselenden yapmayı düşünüyordum porselen sırını duvara püskürterek ama píşirmesi sorun Bikaç video gördüm taşlamayla sürtüyorlardı ama malzemenin muhteviyatını bilemiyorum, Oda eskiden beri mozaik dediğimiz şey zaten yapılıyor Fayans seramik dediğimiz şey ise çok fazla külfetli, zaman kaybı, Nakliye, Îşçilik Orada’da bi yenilik kolaylık olması gerekiyor, Birde binaya aşırı yük biniyor, Metrekareyi düşürüyor Bariz Mantıksızlık. Teşekkür ederim
Mehmet Fahri Sertkaya = v.a.s. YNP’nin ham maddesi çöl kumu olacak. Muhtelif işlemlerden geçirilecek, yanına başka kimyevi maddeler de katılacak ve hamur gibi bir kıvamı olacak. Sonra kalıplara dökülecek, İçinde çelik çubuklar ya da çelik tel örgü destekleri de olacak. Fırınlanınca son şeklini alacak. Artık onu kırmak çok ama çok zor olacak. Buna rağmen gayet hafif de olacak.
Yakında batı alemi diz üstü çökmeyecek, yüz üstü sürünür hale gelecek. Dünya dengeleri somut şekilde değişecek. İstanbul somut şekilde yeni dünya düzeninin merkezi olacak.
Bu sırada İran’ın altındaki uzaylı şehirleri de iyice mağlup olacaklar, bazıları için çökme riskleri de var. İran Türkiye’ye çok kolay şekilde ve kısacık süreçte dahil olunca, hemen oralarda devasa alanı denize çevirmeye başlasak, bence en mantıklısı. Çünkü arazinin her yeri kurak, her yeri manen karanlık. Oraya satanist vahşet adeta işlemiş, kazınmış. Binlerce sene sonra bu çirkinliği kazıp atmamız lazım. Orada arazinin kurak olmasından beslenen yer altı şehirlerini iyice yaşanmaz hale de getirmiş oluruz.
Kazalım o koca alanı, bitmek bilmeyen madenler, gazlar, hazineler de çıksın, yaralarımızı da saralım. Türkiye’yi yıkanlardan intikamımızı bu şekilde de almış olalım. Sonra da denize çevirelim. Dar kapı ile okynausa bağlayalım. O kısma bariyerli köprü de yapalım. Hazar denizi ile yapacağımız suni denizi birleştirelim ve tamamını devasa deniz çiftliği yapalım. İstediğimiz deniz canlılarını üretelim. Durmadan para bassın o deniz çiftliği… Her kısmı kontrolümüzde olsun. Donanmamızı da uçuşa geçirelim. Okyanuslara hızla açılalım.
O devasa bölgeden çıkan taşları, kayaları, toprakları kullanarak Türkiye’nin çevresinde çok geniş ve sağlam doldurma alanlar ve üzerlerinde yepyeni ve her afete dayanıklı şehirler yapalım.
İsrail ve Filistin denilen satanist yuvası yer de yıkılacak, denize karışacak gibi görünüyor. Kesinlik yok ama bu da olursa, oradan ayrıca bir kanal açar Hazar’a bağlarız. Sonra Suudi Arabistan denilen işgal altındaki toprağımızı geri alınca, kanalları ve bütün projeleri oralara doğru da götürürüz.
Yapacak çok iş var. Para, sermaye, altın, maden, gaz, hazine her yerde…
Türkiye’nin tamamını yıksalar bile kısacık sürede ayağa kaldırabileceğim imkanlar ve projeler benim elimde… Piyonların, maşaların, korkakların, acizlerin, zavallıların, kara paracıların, devletçiklerin elinde değil, benim elimde…
Çöl kumlarının kimyasını değiştirerek kısa sürede verimli topraklara çevirmek, çok mu zor?
Yer altındaki şehirlerde refah içinde yaşamak için yeryüzünü ifsad eden, düzeltilmesine de izin vermeyen uzaylı türlere vurulacak en büyük darbelerden biri de çölleri hızla yeşertmek olmayacak mı?
Türkiye’nin dört bir yanına yüzlerce devasa çivi çakacağız. Buralara eritilmiş taşlar yani suni yolla elde edilmiş lavlar akıtılacak.
Bilimsel hesaplamalarla yerleri belirlenecek. Görünüşü huniye çok benzeyecek. Yeryüzü seviyesindeki çapı en az 5 km olacak. Bazıları 10, 15, 20 km çapta olacak. Gayet derin olacak ve belli bir derinlik seviyesinden sonra nispeten çok daha düşük çapa daraltılarak kilometrelerce derine kadar uzayacak.
Bu teknikle çalışırken, yer altı sıcak sularını da yeryüzü seviyesine daimi olarak çıkartacağız. Yine bu teknikle yola devam ederken, yer altında tehlikeli şekilde birikmiş gazları da tahliye edeceğiz.
Bir yandan da ülkemize elektromanyetik alanlarla saldırılar yapılamaması için zaten tedbirler alacağız. Bütün bunlar ve bir de gerçek/kaliteli eğitme ve öğretme ile kusursuz denetleme de bir arada olunca, afetlere karşı çok ileri seviyede tedbirler almış olacağız.
Sahil şeritlerini çok geniş şekilde ve kayalık zeminle doldururken de bu tekniği kullanacağız. Denizlerde, okyanuslarda sabit suni adalar yaparken de bu tekniği kullanacağız.
Hedefimiz yerin sabitlenmesi, çivilenmesi olduğunda dahi, eritilmiş taşları akıtırken, bir yandan da sürekli yerin o seviyesinden yeryüzü seviyesine doğru açık kanallar, dikine tüneller bırakacağız. Çalıştığımız her yerde yer altı sularını ve gazlarını mümkün olduğunca kontrol edeceğiz. Bu sistem, kocaman barajlara ve hidroelektrik santrallerine de ihtiyaç bırakmayacak. Çünkü Türkiye’de yerin altı gaz ve sıcak su dolu. Ayrıca her yerde deniz suyu kanalları dolaşacak da onlardan da her bölge kendi temiz suyunu istediği kadar bol elde edebilecek.
Türkiye’nin zeminini çivilerken, bu kadar geniş ve derin alanlarda klasik sistemle hafriyat da yapmayacağız. Zan edilenden çok kısa sürecek, çok daha düşük masrafla yapılabilecek. Zaten kazılan devasa alanlarda dünya kadar maden ve hazine de çıkacak. Gazlar ve sıcak su ve devamında elektrik de hep elde edilecek. Bunlara da bakılınca, bu projeler bedavaya gelecek.