Kategori arşivi: PROJELER

Uçuracağız bu araçları, uçuracağız…

https://t.me/AkademiDergisi/81212


Gerçek manada uçuracağız. Çok uzaktaki çalışma bölgesine giderken yerden 10-30 mt yüksekte uçarak ve uçan bir sürü halinde gidecekler. Zincirleme kazalara izin vermemek için, uçarken aralarında güvenli takip mesafesi bırakılacak. Binlercesi peş peşe, önceden yapay zekalarına tanımlanmış olan hat boyunca uçarak gidecekler. Bunu yaparken operatörlere gerek olmayacak. Uçuş sırasında illa insan müdahalesi gerekiyorsa uzaktan bağlantı ile insan operatör tarafından kontrol edilecekler. Bu araçlar sürekli uydularla bağlantı halinde olacaklar. Kendi konumlarını hep bilecekler. Geniş çalışma alanının son halini güncel uydu görüntülerinden alarak değerlendirecekler ya da insan operatör bunu yapacak.

Bu araçların şantiyelere nakil edilme kısmı beklenmedik şekilde hızlı, emniyetli ve düşük masraflı olacak.

Bu kısımda da alternatifler var. Başka bir araca ihtiyaç duymadan kendinden uçabilenlerini yapmak da mümkün ve mantıklı… Gerektiğinde üzerine bir başka aracın konarak, onunla kenetlenerek, bütünleşerek onu uçabilen hale getirmesini tercih etmek de mantıklı. İki ihtimalde de uçmanın maliyeti tahmin edilenin çok çok altında olacak. Bu uçabilme özellikleri sayesinde de onlarca sene süreceği zan edilen işler, bir iki senede bitirilebilecek.

Bazı kısımlarında arıza olsa ve parça değişmesi gerekse, şantiyenin tamir/bakım kısmına kısa sürede uçarak gidecekler, parça değiştirilecek, uçarak geri dönecekler. Bütün süreç toplamda bir iki saat sürecek. Her şey çok hızlı, çok kolay olacak. Bunları imal ederken baştan yapılan büyük masraflar, kısa süre sonra bile masraftan sayılmayacak. Bu araçlar kısa sürede bile bedavaya gelmiş olacaklar.

Öyle ya da böyle, bir şekilde uçabildikleri için, bunların on binlercesini bir dağın tepesine çıkartmak, çok kısa süre, çok az emek, çok az masraf gerektirecek.

Bu araçların baştan kıça doğru uzunluğu 15 metrenin altında olmayacak. 25 metre ya da daha uzun olarak yapılması da tercih edilebilir. Ona göre de eni olacak. Ayaklarının üzerinde durduğunda karın yüksekliği 4 metrenin altında olamaz. Karın kısmının yüksekliğinin kaç metre olacağına bağlı olarak, sırt yüksekliği on metreye kadar çıkabilir.

Buna rağmen bu araçlar uçacaklar. “Bunları çalışma alanlarına nasıl taşırız. Orada iş bitince başka çalışma alanlarına nasıl taşırız. Sık sık parçalarına ayıracak ve taşındıkları bölgede tekrar parçaları takacak mıyız” gibi endişeler olmayacak.

Başka uçan araçlar da yapılacak. Onlar da oksijen gazı ile su kazanı ısıtarak buhar elde edecekler. Buharın karşı konulamaz, yarışılamaz gücü ile türbin çevirecekler, türbin jeneratörü çevirecek. Güçlü jeneratör sayesinde çok güçlü elektrik motorlarını besleyecekler. Mümkün olduğu sürece güneş ışınlarını mercekle yükselterek de kazanlarını ısıtacaklar ve gazdan tasarruf edecekler. Bu teknikle uçacaklar. Bilinen helikopterlere kıyasla çok daha sessiz, çok daha hızlı, çok daha güçlü, çok daha düşük maliyetli, daha az bakım gerektiren, daha ağır yük taşıyabilen araçlar olacaklar.

Bu şekilde imal edilecek binlerce araç, devasa şantiyede sürekli uçuşacaklar. Bu hafriyat/maden araçlarına operatör, su, gıda/yemek, içi dolu oksijen gazı tüpleri başta olmak üzere, ihtiyaç duyulan her şeyi taşıyacaklar.

Kalıp şeklinde kesilmiş kayaları, dağların tepelerinden aşağıya, kara ya da deniz yoluna indirecekler.

Mesela mermer yatağına denk gelinmişse, hassas şekilde kesilmiş mermer bloklarını hiç bekletmeden gemiye ya da istenilen başka yere götürecekler. Bunları yaparken, yerleşme yeri olmayan yerlerin üzerinden insansız şekilde uçacaklar. Yakıt kısmından, insan gücü kısmına kadar, her kısımda çok yüksek tasarruflu olacaklar.


Böyle devasa çalışma alanlarının belirlenen farklı farklı yerlerine, konteyner büyüklüğünde makineler götürülecek. Bunlar, gerektiğinde tek tek çalışacaklar. Farklı ihtimaller var. Gerektiğinde birbirlerine boru hatları ve elektirk kablolarıyla bağlanarak çalışacaklar. Havadaki oksijen gazını ayrıştırarak tüplere dolduracaklar. Oksijen gazı tüplerini, örümcek şekilli hafriyat/maden araçlarına üçer beşer adet götürerek takacak, boşlarını geri getirecek ekipler olacak. Bu ekipler, o uçan küçük araçları kullanacaklar. Çok hızlı iş yapacaklar.

Bu kısımda da farklı tercihler var. Sıvılaştırılmış doğalgazı (LNG), petrol işlerken oluşan gazı (LPG) uygun maliyetle ve bol miktarda ve kolayca bulabilenler, bunları da kullanabilecekler.

Araçların su kaynatma kazanları, tuzlu, çamurlu suları bile kaynatabilecek şartlarda tasarlanacaklar. Bu kısmın da çok detayları var, farklı tercihler, ihtimaller var.

Devasa çalışma bölgesi içinde ya da yakınında kesinlikle deniz, okyanus, göl, akarsu, yer altı su kaynağı gibi imkanlardan biri ya da birkaçı bulunacaktır. Bu imkanlardan istifade edilecek. Suya para verilmeyecek, masraf edilmeyecek. Gaza da para verilmezse, yakıt maliyeti sıfıra düşecek. Zaten mercekle güneş ışınları kullanmak kısmı da masrafları çok büyük oranda düşürecek.

Yüzbinlerce örümcek şekili araç çalışıyorken, mazot ya da benzin yakılsa milyarlarca dolar yakıt masrafı çıkacağı halde, bu sistemde o masraflar olmayacak. Farkı düşünün…


Bu, temsili bir resim. Anlatacaklarım teknik adamlar tarafından doğru anlaşılsın diye bu temsili resmi kullanıyorum. Resimdeki görüntü ile sınırlı kalınmasın. Ben, resimde görünene yakın ama daha farklı şeyler anlatacağım.

Genel görüntüsü çok yaklaşık böyle olan araçlar yapacağız. Bunlardan da yüksek adette yapacağız.

Bu araçlar çok maksatlı olarak kullanılacaklar. Bunlar da muhtelif gazları yakarak yüksek basınçlı buhar gücü elde etme sistemiyle çalışacaklar ve bunlar da mümkün olduğunca merceklerle güneş ışınlarını yükseltecekler, ısı elde edecekler.

Bunların gövdesinde de su kaynatma kazanı, buhar türbini, jeneratör ve elektrik motorları olacak.

Bu araçların, ayaklar hariç gövde çapı beş metrenin altında olmayacak. On ya da onbeş metre çapında da yapılabilirler. Çaplarının geniş olması sorun olmayacak, bunlar zaten uçabilecekler ve karadan nakil etmek, yolları tıkamak gibi sorunlar oluşmayacak.

Bu araçların gövdelerine tepeden bakınca, gövde tamamen kapalı, dolu dolu bir gövde olmayacak. Gövdenin sırt kısmında, dış çember denilebilecek olan kenar kısımlarında, çok sayıda güçlü elektrik motoru ve onlara bağlı çok sayıda pervane olacak. Bu pervaneler, aracın gövdesinin dışında kalan kısımdan da havayı yere çarpabilecek, aracın gövdesindeki yeterli boşluklardan da havayı yere çarpabilecek.

Bu kısımda da tercihler, alternatifler var. Gerekiyorsa, aracın sırt kısmının kenarlarından, aracın dışına doğru açılan üst bacaklar olacak. Alttaki bacaklar resimde görüldüğü gibi iken, üst bacaklar ise sadece motorları ve pervaneleri taşıyacak, onları daha dış hatta tutacak bacaklar olacak. Bu bacaklar da gövdeye doğru ya da gövde dışına doğru ileri geri gidecek yani gövdeye yaklaşıp gövdeden uzaklaşacak. Robot kolları gibi olacaklar.

Bu aracın karın kısmında, muhtelif bağlantı/kenetlenme sistemleri olacak. İstendğınde bu araca bir büyük su deposu bağlanacak. İstendiğinde insan taşıyan kabin bağlanacak. İstendiğinde malzeme/kargo taşımak için kabin bağlanacak. İstendiğinde ise taşıyabileceği ağırlıkta blok kayalar, ham madenler ve benzeri şeyler halatlar sayesinde bağlanabilecek.

Bu araçlara istendiğinde ise yeri tesviye etmek için gerekli bir aparat/makine takılacak. Gövdesinin karın kısmına sabitlenen o arapat ile araziye uçarak gidecek.

Zaten sürekli uydu/GPS bağlantısı sayesinde konumunu bilecek. Arabistan gibi tamamen kum olan çöllerde değil ama ABD’nin, Avustralya’nın çölleri gibi yerlerde kullanılırken, nokta atışı ile, direkler konacak yerleri tespit edecek. Tespit ettiği o yeleri tesviye edecek yani dümdüz hale getirecek. Oralara beş, on ya da gerektiğinde on beş metre çapında direkler konulacak. Bu direk kısmını daha önce resimlerle ve yazılı olarak anlatmıştım.

Çalışılacak olan arazi, hava araçları ile, karadan ve ayrıca uydudan taranacak. Yarı kurak olan o arazide hem hayvancılık, hem çiftçilk, hem su ve elektrik üretme, hem de biogaz ve gübre üretme işleri bir arada yapılacağı için… Daha önceki yayınlarda anlattığım gibi devasa araziye yüz binlerce tak-sök direk konulacak. Beton dökülmeyecek, masraflar düşük tutulacak ama sağlam sistem kurulacak. Beş on sene sonra o araziden o direkler ve direkler arasınde çelik halatlara gerilmiş olan çatı sistemi sökülecek.

İşte bu araçlar, o direklerin yerlerini nokta atışı ile tespit edecek. Oraya gidecekler, karın kısımlarındaki aparat sayesinde yerdeki bozukluğu düzeltecekler. Kayalar, sivri kayalar varsa bile kolayca, kısa sürede tesviye edecekler. Çünkü o aparatta kayaları eriten sinyal cihazının haricinde kayaları lazerle kesen cihaz da olacak. Ayrıca zaten fiziki müdahale yaparak toprakları ve parçalanmış kayaları kenara çeken çarkı/kolu da olacak.

O proje yapıldığında, proje yapılana kadar hiçbir işe yaramamış ve para etmez halde olan o devasa alanda, on milyonlarca hayvan bir arada yaşayacak, beslenecek. Çok yüksek seviyede hayvancılık yapılacak.

Aynı anlarda yüz milyonlarca kök bitki de saksılarda yetişecek. Halatlarla gerilen çatının üzerinde, deniz ya da tuzlu su gölünün sularının içinden geçtiği/aktığı ince boru hatları olacak.

Boruların üzerindeki mercekler, güneş ışınlarını kuvvetlendirerek boruları ısıtacaklar. Bu sayede boruların içinde akan su da kaynamış olacak.

Kilometrelerce kare arazideki çatının üzerinde, on binlerce farklı boru hattı olacak. Onca boru hattı sayesinde bir gün içinde bile çok yüksek miktarda deniz/okyanus suyu, güneş ışıkları ile kaynatılacak.

Kaynayan su yoğun buhar üretecek. Buhar ise aniden soğuk yüzeye çarptırılacak. Bu, yoğuşmaya yani içilebilir, temiz su elde etmeye yarayacak. Alan çok büyük olduğu için, gün boyu yoğuşturma yoluyla üretilen temiz su da çok yüksek miktarda olacak. Elde edilen içilebilir su sayesinde o geniş ama kurak, temiz su kaynağı bulunmayan yerdeki on milyonlarca hayvanın ve ayrca yüz milyonlarca kök/adet bitkinin su ihtiyacı karşılanmış olacak. Eş zamanlı olarak o çevrede lazım olacak elektrik enerjisi de buhar gücü ile üretilmiş olacak. Öyle ki bu tesis civardaki büyük yerleşme alanlarına sürekli elektrik ve temiz su satabilecek.

İşte bu projede bu uçabilen örümcek araçlar her işe koşacaklar. Gidip yüzbinlerce direğin konacağı yerleri nokta atışı ile tespit edecekler. Oralara konup düzeltecekler. Şantiyede insanlar tarafından kurulan ve istendiğinde sökülebilecek olan direkleri, kurulmuş halde taşıyacaklar. Götürüp düzelttikleri alanlara bırakacaklar. O sıcağın, o zorlu şartların içinde insanların işlerini çok kolaylaştıracaklar. Maliyetler akıl almaz seviyede düşecek. İş, inanılmaz şekilde hızlı yapılacak.

Sonraki safhalarda o direklerin dış ve iç yüzlerine konacak saksıları ki sayıları onlarca milyon adet, bu araçlar taşıyacak. Çatı hattının belirli yerlerinde bu araçların gelip yük indirmelerini ya da yükü kaldırıp götürmelerini sağlayacak boşluklar bırakılacak. Ya da çatının o kısımları açılır kapanır şekilde yapılabilecek.

Yine bu projede, direkler arasında oluşan ve çatının gölge yaptığı yollara, yüz milyonlarca adet saksı yerleştirilecek. Bunların yerleştirilmesi, gerektiğinde değiştirilmesi kısmında da bu araçlar mümkün olduğunda kullanılacak. İlk safhalardan itibaren arazinin ağaçlandırılması için de gerekenler yapılacak. Bu araçlar o kısımlarda da çok işe yarayacaklar.

İş öyle bir yere gidecek ki Arap yarımadasındaki kumluk çöllerden kumların vakumlanması kısmında bile bu araçlar kullanabilecek. Ona göre de kabinleri olacak, kumları içe çekecekler. Uçup gelip limandaki gemilere havadan, hiç konmadan bile boşaltabilecekler. Ya da geçici bir süre için limana yakın bir yerde belirlenmiş olan yerlere de boşaltabilecekler. Zorlanmadan kumdan bir dağ oluşturabilecekler. İstenirse bu kumdan dağ, dip kenar kısmından vakumlama yapan borulu sistemlerle de gemilere kumları yükleyebilir.

İstenirse bu araçların sırt orta kısımlarına, insan operatörler için kabinler de kolayca takılabilecek. İstendiğinde kolayca sökülebilecek.

Daha birbirleriyle bağlantılı türlü türlü projeler, teknikler, araçlar, fikirler, ihtimaller var.

Devasa şantiyeler için, idarecilerin, mühendislerin, muhtelif konuların uzmanı olanların, acil tıbbi müdahale uzmanlarının, sahada bulunması şart olan herkesin ikamet edecekleri binalar lazım değil mi?

Hatta pek çok şantiyede, çok yüksek sayıda (en az on binlerce) çalışan için ikamet yerleri ayarlamak mecburiyeti olmayacak mı?

O binaların modül modül taşınan, şantiyede bir araya kolayca montajlanan, sonra istendiğinde modüllere ayrılarak başka yerlere kolayca taşınan, onlarca sene sorunsuz kullanılan, kullandıkça bedavaya gelen, ısı ve ses yalıtması mükemmel olan binalar olması gerekmez mi?

Çadırlarla, konteyner/prefabrik konutlarla olacak iş değil. Bu meselede de çağın imkanları kullanılarak akılcı çareler geliştirilebilir.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

E Devlet’de devrim niteliğinde yenilikler olacak


E-devlet sisteminin güvenliği artırılacak. Yüz tanıma tekniği ile ve parmak izi okuma tekniği ile giriş kısmı da olacak.

Casusluk, veri toplama maksadıyla imal edilmiş olan Çin markası telefonlar başta olmak üzere, başka ülkelere ait benzeri bütün markaların modelleri tespit edilecek ve kısa süre içinde vatandaşların bunları kullanmayı bırakmaları sağlanacak.

Cep telefonu imal etmek, oyuncak yapmak kadar kolay. Türkiye, Türk halkına özel cep telefonu modellerini kısa sürede üretecek ve bunlar çok çok ucuz olacaklar. Buna rağmen, çok güvenli, gelişmiş özellikli telefonlar olacaklar.

Bu cep telefonlarında ve daha sonraki kısa süreçte ise tablet bilgisayarlarda ve diğer bilgisayarlarda gerçekten milli bir yazılım kullanılacak. Geçiş süreci boyunca açık kaynak kodlu Pardus da kullanılabilir. Kısa sürede Pardus’a eklemeler, güncellemeler yapılabilir.

Her şey tek bir merkezde toplanacak. Türkiye’de vatandaşların sorunları bıçakla kesilir gibi kesilecek. Hayatları kısa sürede kolaylaştırılacak.

E-devlet sistemi, her şeyin giriş kapısı olacak. Devlet dairelerinde yapılan daha çok şeyin e-devlet sistemi ile yapılması sağlanacak.

Herkesin emniyetli telefonunda e-devlet oturumu sürekli açık olacak ve bu sayede her şey kolaylaşacak.

E-devlet sistemi bünyesinde, o Facebook’tan, X’ten çok çok daha gelişmiş bir sosyal ağ kısmı da olacak.

Ayrıca, Youtube’dan çok daha gelişmiş, sorunsuz, hızlı ve özgür bir video ağı da olacak. E-devlet sistemine giren bir Türkiyeli, aynı zamanda sosyal medya hesabına, aynı zamanda video platformu hesabına da girmiş olacak. Arama yaparken kişileri, videoları, canlı yayınları kolayca bulabilecek.

Bu sayede, sosyal ağ kısmında da büyük bir huzur, ferahlık, sükumet olacak. Her kullanıcının zaten kimliği açık olacak. Bir tek sahte hesap bile bulunmayacak. Kimse kimseye küfür ve hakaret edemeyecek. Küfür ve hakaret eden kişi bildirildiğinde doğrudan adli makama, savcı ve hakimlere sevk edilecek.

Adli yetkili olmayan sosyal ağ sahiplerinin ve çalışanlarının kendi keyiflerine göre adalet dağıtma devri sona erecek. Bir paylaşımın şikayet edilmesi sonrasında kaldırılması, ancak savcı konuyu inceledikten ve kaldırılması talimatı verdikten sonra mümkün olacak.

Herhangi bir uzmanlık alanında yapılmış olan paylaşımın kaldırılması yönünde bildirimler geliyorsa, savcı konunun uzmanı olan bilirkişilere hızlıca danışacak. Paylaşımın ilme uygun ama ezber bozucu olduğuna kanaat ederse, on milyondan fazla şikayet alsa bile kaldırmayacak.

Kullanıcı, paylaşımının kanunsuz şekilde kaldırıldığını iddia ederse ve karara itiraz ederse, davaya dönüşecek ve hakkını savunacak. Davalar internet mahkemelerinde görülecek. Hakim kararı neticesi ya paylaşımı yeniden yayınlanacak ya da kalıcı olarak silinecek. Her yerde adalet olacak ve adaleti gerçek adalet adamları hızlıca dağıtacak. Bu süreçlerde gereksiz yere memurların vazifelendirilmesi, kırtasiye masraflarının olması gibi gereksiz masraflar ortadan kaldırılacak. Kamu yükü her safhada azaltılacak.

Zaten bu sistem sayesinde, ağır ceza mahkemeleri ve tutuklu yargılama gerektiren mahkemeler haricinde, diğer bütün davalar e-devlet sistemi üzerinden görülecek. İnternet mahkemeleri, müştekiye ya da müştekilere ve ayrıca sanık ya da sanıklara ulaşıp bağlanmak için gereksiz zaman ve emek harcamayacak. Bu kısımda da kurumların maliyetleri düşürülecek. Bu böyle devam ettikçe vatandaşların üzerindeki vergi yükü de hızlıca hafifletilecek.

E-devlet sistemine giren bir vatandaş, birkaç tıklama ile istediği başka bir e-devlet kullanıcısına para gönderebilecek. Bankacılık işlemleri de e-devlet üzerinden yapılacak. Vatandaşların emniyeti bu kısıımda da sağlanacak ve işleri hızlandırılacak. Maliyetleri düşürülecek. Türkiye’de hayat çok kolaylaştırılacak ve hızlandırılacak. İşleme son onayı vermeden önce, e-devlet sistemi gerekli görürse, kullanıcıdan SMS ile gönderilen şifreyi girmesini istreyecek. E-devlet oturumu için birinci şifresini, ikinci şifresini girmesini ve gerekiyorsa parmak izini cihaza okutmasını ya da yüzünü okutmasını isteyecek. Cihazın başkalarının eline geçmesi halinde kötüye kullanma ihtimalleri hep değerlendirilecek ve buna göre yapay zekalarla tedbirler alınacak.

E-devlet oturumu üzerinden vatandaşlar hisse senetleri dahi alıp satabilecekler. Paralarını başka para birimlerine çevirebilecekler. Altın alabilecek, satabilecekler.

Hemen devamında, devlet dairelerindeki işlerini kısa sürede yapabilecekler. Hemen sonrasında sosyal ağ ya da video ağı kısmına geçerek huzur içinde iyi vakit geçirebilecekler.

Sosyal ağ kısmında da video kısmında da çok uzun ve yüksek kaliteli videolar yüklenebilecek. İsteyenler sadece ailece çektiği resimleri, videoları profiline yükleyebilecek. Sadece kendisi görebilecek ya da izin verdiği birkaç aile üyesinin görmesini sağlayabilecek.

Böylece, kendisine, ailesine ait hatıraları, sözde sosyal ağlar üzerinden CIA’ya, MOSSAD’a da ve benzerlerine de göndermemiş olacak. Onlarca sene sona bile o resimler, videolar sorunsuz şekilde e-devlette ulaşılabilir olacak.

Vefat sonrasında bu içerikler, talep etmeleri halinde kullanıcının aile üyelerinin hesaplarına aktarılabilecek.

E-devlet sistemi üzerinden cep telefonu, doğalgaz, elektrik faturalarının ödemeleri yapılabilecek. Ödemeler otomatik ödeme talimatı ile de ödenebilecek. Vergiler ödenebilecek. Kullanıcı, devlet kurumlarından ya da çalıştığı özel şirketten gönderilen parayı anında hesabında görebilecek. Gidip devlete ait ve her yerde bulunan gelişmiş ATM’lerden çekebilecek ya da çevrimiçi işlemler halinde harcayabilecek. Milletin kendisine ait ve çok güvenli, çok hızlı bir bankacılık sistemi olacak. Gerekli yerlerde şube açılacak, gerekli yerlerde ATM’leri bulunacak. Başka bir bankanın faaliyetine gerek bırakmayacak. Her şey tek merkezden, emniyetli, hızlı, çok düşük masraflı şekilde halledilebilecek.

Bu sistem üzerinden kullanıcılar, oturdukları yerlerden devletin bazı yeni projelerine kâr-zarar ortağı olabilecekler. İstedikleri kadar paralarını bu projelere yatırabilecekler.

E-devlet oturumu açık olduğunda o telefon cihazı, temassız ödemelerde kullanılabilecek. Otobüste, trende, vapurda, mağazalarda, her yerde geçerli olacak. Bir mobil cüzdan olarak, oturumu açık olan telefon cihazı kullanılacak. Gerektiğinde e-devlet sistemi, güvenlik kriterlerini uygulayacak ve kullanıcının yüz taratmasını, parmak izi okutmasını, ayrıca şifresini girmesini, ayrıca ikinci şifresini girmesini bu türlü ödemeler sırasında da isteyecek. Gerektiğinde yapay zeka bir operatör, anında kullanıcıyı bu telefon cihazı üzerinden arayacak. “Ben bir yapay zeka uygulamasıyım. Şu anda şu mağazada şu ödemeyi mi yapıyorsunuz” diye soracak. Sesli onay alacak. Kullanıcının sesini anında analiz edecek. Başkasına ait bir ses ise, onayı kabul etmeyecek. Güvenlik en üst seviyede tutulacak.

E-devlet bünyesindeki sosyal ağ ve video ağı kısımlarında da reklam gösterme özelliği olacak. Kullanıcılar, kendi hesaplarında, paylaşımlarında, videolarında gösterilen reklamlardan gelir elde edecekler. Şu sırada Youtube’un/Google’ın verdiğinden daha fazla oranda reklam geliri kullanıcılara verilecek.

Bu hale getirilmiş olan e-devlet sistemi, arama motoru olarak da kullanılabilecek. Başka bir arama motoruna kesinlikle ihtiyaç bırakmayacak. Arama motorlarının vatandaşlara kurduğu tuzaklar, yaptığı yönlendirmeler de bir anda ortadan kaldırılmış olacak.

Videolarda, sosyal medya paylaşımlarında, yorumlarda en baştan itibaren yüksek bir seviye olacak. Türk milleti kültür devrimi yaşayacak. Gerçekten bilgili, dürüst, vatansever, iyi niyetli, tecrübeli, faydalı kişiler hiç zorluk yaşamadan ve sansürlenmeden öne çıkabilecekler.

Kullancılar da bu kişilere kolayca ulaşabilecekler. Bilgi ve tecrübelerinden istifade edebilecekler. Öğretmenlerin bu sistemde kanallar açmaları, ders videoları paylaşmaları teşvik edilecek. Videoları izlendikçe, reklamlar gösterildikçe, reklam gelirlerinin tamamı o öğretmenlere verilecek. Öğretmenlerin hesaplarında gösterilen reklamlardan devlet yüzde almayacak. Eğitme ve öğretmeye dair her şeyde teşvik, destek gerçekten olacak.

E-devlet sistemi içinde sinema salonları da olacak. Kullanıcılar, bir iki tıklama ile bilet satın alarak, ödemesini yaparak, vizyondaki filmleri izleyebilecekler. Bu kısım sayesinde gerçek Türk yönetmenlerin, senaristlerin, oyunların desteklenmesi ve gerçek Türk sinemasının, dünyanın diğer alternatiflerine fark atmaları hedeflenecek.

Sonra kademeli olarak www sisteminden çıkılacak. Yeni ve masonların, satanistlerin kontrolünde olmayan bir sistem Türkiye merkezli olarak tesis edilecek.

Kullanıcılar, alan adı satın alma, yenileme, devir etme gibi işlemleri hatta isterlerse web alanı satın alma gibi hizmetleri de e-devlet sisteminden kolayca ve daha uygun fiyatla alabilecekler. Bu kısımda elde edilen yüksek kazanç, e-devlet sisteminin masraflarının karşılanmasında ve durmadan daha da geliştirilmesinde kullanılacak. Hiç kimsenin sosyağ ağlar, video ağları üzerinden milletimizi yanlış bilgilendirmesi, Çingeneleri ön plana çekmesi, ahlak ve namusu bile yıkmaya çabalaması, çıplaklığı ve namussuzluğu yayması, siyasi ve dini konularda fitne çıkartması mümkün olmayacak.

Sonraki süreçte, Türkiye’nin gerçek müttefiki olan onlarca güçlü ülkede bu sistemin kısa sürede ve düşük masrafla uygulanması için gereken destek verilecek. Gerçek Türk mühendisler o ülkelere gönderilecek. Sistemin cihaz/donanım kısmında da yazılım kısmında da elde hazır olan bütün bilgi ve tecrübeleri aktaracaklar. Yol gösterecekler, sorunları çözecekler.

Sistemi kendi bünyesinde oturtan ve sorunsuz hale getiren ülkelerde, o ülkenin vatandaşları, Türkiye vatandaşları ile ortak sisteme bağlanabilecekler. Birbirlerinin paylaşımlarını görebilecekler, paylaşabilecekler. Yorumlar yazabilecekler. Özelden/profilden mesajlaşabilecekler.

Bu yaşanmaya başladığında, Türkiye ile o ülkelerin vatandaşları arasında emniyetli ve “anında” para tranferleri de yapılabilecek. Üstelik bunlar çok düşük komsyonlarla/ücretlerle ve anında yapılabilecek.

Bu da gerçekleşince, e-devlet üzerindeki çevrimiçi satış mağazlarındaki satışlar ülkeler arası seviyeye getirilecek. Hiç kimsenin dolandırılma, uzun süre oyalanıp dolaştırılma, sorunlu mal gönderilmesi ve sonra sorunu çözememe gibi endişeleri kalmayacak. Milletler arası ticaret de çok hızlandırılacak ve kolaylaştırılacak. Sorunlar yaşanan ticari işlemlerde, kullanıcılar anında bildirecekler, sistemdeki gerçek savcılardan biri hemen bir dosya açacak. Her şey çevrimiçi ortamda çok hızlı ve güvenli şekilde işleyecek. Savcı, hepsi TR içinde olan ya da bazıları TR dışında olan tarafların hepsini mahkemeye kısa sürede dahil edecek. Yasalara uygun şekilde karar verecek, sorunu çözecek. Sistem, otomatik olarak mahkemenin kararlarını kişilerin özel mesaj kutusuna da tebliğ edecek. İsteyen itiraz edecek, isteyen suçunu kabul edip gereğini yapacak.

Daha önce anlatmış olduğum, kadınların devlet gücüyle desteklenmesi, faizsiz ve uzun vadeli kredi verilmesi, evden çalışmaları için gereken mesleki eğitimlerin verilmesi, alet ve cihazların temin edilmesi projesi de e-devlet sistemi ile organize hale getirilecek.

Bu projenin daha hızlı, sorunsuz, kamuya da daha az masraf çıkartacak şekilde yürümesini, bu gelişmiş e-devlet sistemi sağlayacak. Her şey şeffaf olacak ve devlet memurlarına kadar hiç kimse usulsüzlük yapamayacak.

Evden çalışmak isteyen ev hanımları ve genç kızlar, e-devlet üzerinde öğretmenlerin, meslek uzmanlarının ya da ilgili bakanlıkların hazırladığı içeriklerden istediklerini izleyerek kendilerini kısa sürede yetiştirecekler.

Sonra, devletten hakları olan mali desteği ve ayrıca cihaz, araç, alet desteğini alacaklar. İmalata geçince de kendi e-devlet profilleri ile kolayca, hiçbir devlet dairesine ve bankaya gitmeden, hiçbir web tasarımcı/yazılımcı desteğine gerek kalmadan alış veriş mağazası açabilecekler. Satışları bu sistem üzerinden, hem kendi hakları hem de müşterilerinin hakları korunarak yapılacak. Bu sistem sayesinde, onlarca farklı ülkedeki kimliği açık kullanıcılara sorunsuz ve kolayca satışlar yapabilecekler. Kendileri de o ülkelerdeki kullanıcılardan ham madde satın alabilecekler.

E-devlet sisteminin arkasındaki yapay zeka sistemleri, bu alış verişleri anlık takip edip vergilendirme ve milli güvenlik kısımlarını listeleyecekler. Türkiye’de az sayıda müfettiş ve kolluk gücü ile, çok büyük işlerin hakkından böylece gelinecek. Kamu kurumlarının devasa masrafları bu sayede de büyük oranda kısılacak. Bu da vatandaşlara hayat kolaylığı, düşük vergiler olarak yansıyacak.

Çok büyük ihtimalle zaten, bütün vatandaşlardan ve işletmelerden yılda bir kere vergi tahsili yoluna gidilecek.

18 yaş sınırı 15 yaşa çekilecek. Bu sistemde 15 yaş altında olanların pek çok paneli kapalı olacak. Sistemin çocuklar için, uzmanların yönlendirmelerine göre tasarlanmış sosyal ağ ve video ağı kısmı olacak. Çocuklar kendi dünyalarında hem eğlenirken, hem de doğru bilgiler öğrenecekler. Çocukların zararlı içeriklerden korunması ve faydalı içeriklere kolayca, uğraşılmadan ulaşması bu yolla da sağlanmış olacak. Ailelerin bu yükü, derdi de ortadan kaldırılacak.

E-devlet sistemi içindeki evden çalışan kadınlar, çocuklara yönelik ürettikleri ürünlerin reklamlarını bu kısımda yayınlatabilecekler, ücreti karşılığında reklam verebilecekler.

Anlattığım bu sistemin bünyesinde, çok çok acilen bir mobil uygulama da yazılacak. Whatsapp ve Telegram gibi uygulamaların alternatifi olacak. E-devlet sistemi ile bağlantılı olacak, e-devlet oturumu ile hesap açılacak. Milletimizin yazışmalarına kimse ulaşamayacak. Ticari ve askeri sırlara kadar her şey korunacak.

Daha çok detayları var, şimdilik bu kadarı yeterli.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Karadeniz – Van gölü kanal projesi


Zamanında Kara denizin arazisini madencilikte kullanmışlar, kazmışlar, değerlendirmişler, zenginleşmişler ve sonra orayı deniz yapmışlar.

Biz, ona nispetle küçücük olan Van gölünü mü tıraşlayamayacağız? O genişlikteki Van gölünü yaklaşık iki bin metre ya da diğer ihtimalde ise yaklaşık dört bin metre aşağı indireceğiz. Hem genişlik çok (yaklaşık 3.700 km kare) hem de derinlik çok. Bunu hala sorun mu görüyorsunuz?

Bunun aslında ne büyük bir nimet, imkan, fırsat olduğunu hala göremiyor musunuz? Hala göremiyorsanız, siz bu işlerden çıkın, gidip seyyar satıcılık yapın. Siz hala bu kafadaysanız, ben bu projeden ilk defa bahsettiğim zamanlarda kim bilir cahilce ne kadar çok gülüp geçmişsinizdir ve kendinizi etrafa rezil etmişsinizdir. Hatalarınızdan ders çıkartın ve anlamadığınız, bilmediğiniz şeylere gülüp geçmeyi terk edin.

Yüzbinlerce devasa ve çok özel araç, önce Kara denizden Van gölüne bağlanacak olan kanal hattını tıraşlayacak.

Bu, zan ettiğinizden çok geniş ve derin bir tıraşlama olacak. Yani o kanal hattı deniz seviyesine değil, onun da birkaç yüz metre aşağına kadar tıraşlanacak. Ayrıca kenarları uçurum gibi olmayacak, açılı, dengeli şekilde tıraşlanacak. Bu da zaten geniş olacak kanalların her iki yanında kilometrelerce arazinin de tıraşlanması demek. Binlerce kilometre uzunluğundaki kanalların bir de iki yanında beşer, onar kilometrelik araziler tıraşalanacağına göre, toplamda kanal hatları boyunca tıraşlanacak arazinin ne kadar olacağını siz yaklaşık olarak hesaplayın.

Kanalların yan kısımlarındaki tıraşlanmış alanlar, hemen binalar, tesisler, yollar yapılmaya, sıfırdan ve planlı şekilde şehirleşmeye müsait hale getirilecek. Başlanan bir iş, kısa süre sonra çok sayıda başka işi başlatacak. İşsizlik ve piyasa durgunluğu sorunları hızla çözülecek. Kanal hattı boyunca yolu kesen dağlar, tepeler, kayalar her şey yoldan alınacak. Bu, bulunmaz bir nimet…

Bu kısımda da her şey hızlı olacak. Çok tasarruflu teknolojiler ve araçlar kullanılacak. Çok iyi yetiştirilmiş, eğitilmiş insanlar çalıştırılacak. Yol üstündeki ağaçlar, normal taşlar ve kayalar, şifalı doğal taşlar ve toprak bile nakite çevrilecek. Lakin o hatta bakır, demir, mermer yatakları başta olmak üzere, altın yataklarına kadar neler neler çıkacak. Ayrıca, altından ve diğer pahalı madenlerle yapılmış olan takıların ve eşyanın bulunduğu hazineler ve ayrıca paha biçilemez tarihi eserler de çıkartılacak. Ayrıca, bulunacak şeyler sayesinde, gerçek dünya tarihini daha iyi öğrenecek ve anlayacağız.

Sonra volkanik bir arazi üzerinde bulunan Van gölünün suyu kısa sürede ve emniyetli şekilde kanal üzerinden denize akıtılacak. Zaten kanalda her beş ya da on kilometrede bir, istendiğinde bütün suya karşı durabilen, set olabilen, açılır kapanır kapakları olan köprüler de yapılacak. Yaşanması muhtemel afetlere karşı, en başından her tedbir düşünelecek ve yapılacak.

Sonra, tamamen susuz kalmış olan Van gölü arazisi bütünüyle hatta daha geniş olarak tıraşlanacak. Deniz seviyesine kadar yaklaşık iki bin metre tıraşlanacak. Oradan aşağı iki hatta üç bin metre derine inmek istersek, bunun da önünde bir mani olmayacak. Bu işin içinde olanlar “Bu iş hiç bitmesin. Sonsuza kadar kanal açalım, suni göller açalım ya da gölleri elden geçirelim” diyecekler.

“Bu göle şuradan da buradan da hatlar/kanallar bağlayalım” diyecekler. O kanal hatlarının etrafında tesis edeceğimiz şehirleşme seviyesine/kalitesine Avrupa’nın ve ABD’nin hayalleri bile yetişemeyecek. İblis ve Deccal bile kıskanacak.

Hala eski kafa olanlara, anlatılan bunca şeyden sonra bile “Bu işler nasıl yapılacak, bu işlerin içinden nasıl çıkılacak” diyenlere gülüp geçin ve takılmayın.

Hiç şüpheniz olmasın ki arka plandan bütün dünya genelinde hareketlilik çoktan başladı ve hızla şekilleniyor.

Boş verin masonluğu, satanistliği, batı dünyasını… Ve boş verin onların piyonları olan Japonya’yı, Güney Kore’yi, Çin’i, Rusya’yı… Para, maddi refah artık İstanbul’da ve dürüstlükte…

Ve göreceksiniz ki İstanbul, sözüne sadık kalan, kurallara uymaya devam eden kimseye yanlış yapmaz. Keyfi tavırlar sergilemez, yolunu kesmez, kaybettirmez, haksızlık yapmaz.

Ama hak edeni de ezer, yerin dibine geçirir.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Sahra çölü eski zamanlarına geri dönecek

Sahra çölünü suni iç denizlerle, suni göllerle, kanal hatlarıyla, yerdelenlerle tesis edilmiş olan devasa şehirlerle doldurmak hususunda çok kararlıyım. Mavi ile yeşil, Sahra’nın her yerinde bir arada olacak. Sahra eski zamanlarına geri dönecek.

Zaten yıllardır yazıyorum. Dünya genelinde iklim ve arazi şartlarını suni şekilde ayarlayan iklim cihazlarını bozmaya devam ediyorum. Bu günlerde aşırı yağışlar nedeniyle Sahra’nın bazı yerlerinde adeta göller oluşuyor.

Yerin altındaki uzaylı taraflar da umurumda değil. Hepsinin hakkından gelebilirim. Yerin üstünde zaten karşımda kimse kalmadı.

Yatırım planlarınızı buna göre de yapın. Betona, asfalta, demir yoluna, sözde elektrikli arabalara, küllü zarar olan hava yolu şirketlerine, beş para etmez batarya sanayiine para gömmeyin. Çökmüş bitmiş haldeki Ankebut Ağına para gömmeyin ve o ağın akıl dışı yönlendirmelerine kanmayın.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

İki tekerlekli motorsikletler yasaklanacak


İlan ettiğim, çoktandır herkese duyurduğum tek kişilik yeni nesil arabalar Türkiye’de seri şekilde imal edilmeye başlanınca, iki tekerlekli motorsikletlerin kademeli olarak yasaklanma süreci de başlayacak.

Yeni nesil ve tek kişililk araçlar havaya uçup yere sert çarpsalar ve ardından defalarca takla atsalar bile tamamen ezilmeyecekler ve parçalanmayacaklar. Ölümlü kaza oranı çok büyük oranda düşürülecek. Bu sağlanabildiği için, aklın, mantığın, vicdanın gereği olarak, sık sık çok feci şekillerde ölümlere sebep olan iki tekerlekli motorsiketler yasaklanacak. Bu yolla, iki tekerlekli motorsiketleri kullanan insanların vücutlarının, sıcaktan, soğuktan, hava cerayanından ötürü ve ayrıca kullanma süresi boyunca devam eden stresten ötürü aldığı ciddi zararların da önüne geçilmiş olacak. İnsan hayatı ve sağlığı, gerektiği gibi korunacak. Devlet sistemi, bu hususta da sorumluluğunun gereğini yapacak.

İnsan sağlığı ve kamu düzeninin menfaati göz önünde bulundurulduğunda, bazı istisnai şartlarda (çok çok acil şekilde ilaçların ve tıbbi cihazların yoğun trafik olan hatlarda nakil edilmesi gibi) iki tekerlekli motorsikletlerin kullanılması gerektiğine kanaat edilirse, o istisnai şartlarda kullanılmalarına resmen izin verilecek. Bunların da ülke genelideki sayıları çok sınırlı olacak. Bu kısmı netleşmiş değil. Muhtemelen drone denilen araçlar birkaç sene içinde daha da gelişecek ve bu maksatla da iki tekerlekli motorsikletler değil, dronlar kullanılacak.

Türkiye, iki tekerlekli motorsikletlerin resmen yasaklanması uygulamasına geçtikten sonra, bu davranışı ile de dünya ülkelerine örnek olacak. Dolayısı ile yakın gelecekte iki tekerlekli motorsikletlerin sayısı dünya genelinde çok büyük oranda azalacak. Herkes yatırım planlarında bunları da göz önünde bulundurmalı.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya