Sana gerçek Fatih Sultan Mehmet’i ve İstanbul’un gerçek fethini anlatacağım

Sevgili günlük! Son birkaç senedir insanlığın ezberini çok bozdum. Dünyanın şu anda ve tarihte aslında nasıl da sarsıcı gerçeklerle dolu olduğuna neredeyse herkesi ikna ettim. Anlattıklarımın ne kadar da doğru, mantıklı olduğunu, ciddiyetle karşılanması gerektiğini artık herkes kavradı, kabullendi. Lakin anlamak, kabullenmek başka şeydir, açıkça ifade etmek ve sarsıcı gerçeklerin gerektirdiği şekilde kararlar almak, mücadele etmek ise çok ayrı bir şey… Birincisini herkes yapabiliyor, ikincisini ise sadece dürüst, iyi niyetli, karakter sahibi gerçek insanlar yapabiliyorlar.

Son senelerde insanlara anlatabildiklerim, kabullendirebildiklerim, anlatmam gerekenlerin yanında bir hiç kalıyor. İnsanlar, anlattığım sarsıcı gerçekler karşısında sarsılmak, sorgulamak, araştırmak, çilesini çekmek, dürüst kalıp acı gerçekleri kabullenmek ve hemen sonrasında ona göre davranmak yerine kolaya kaçabiliyorlar. “Hiç olur mu öyle şey? Şimdi nereden çıktı öyle bir şey?” derken bile aslında içten içten o hakikatı anlıyor, kavrıyor, doğruluyorlar.

İnsan çok değişik bir mahluk. Yaratılışında şeytanlaşmak da melekleşmek de var. İsterse melekler kadar dürüst, doğru, suçsuz, tertemiz olabilir. İsterse şeytanlar kadar aldatıcı, menfaatçi, zalim, umursamaz, acımasız, yalancı, müfteri, fitneci, sahtekar, bencil ve kibirli olabilir. Çoğu insan için makamı, çevresi, itibarı, parası, şöhreti, dünyevi menfaatleri hala önde geliyor. Manevi/dini terbiye olmadıktan sonra, Allah korkusu olmadıktan sonra kişisel gelişim dersleri ve psikiyatrik destekler hiçbir işe yaramıyor. Ben insanlardan sıkıldıkça yüzümü hep sana dönüyorum. Onlara anlatmadıklarımı sana anlatıyorum.

Sevgili günlük! İnsanlara anlatsam, dünya genelinde 9 şiddetinde deprem tesiri oluşur ama ben onlara değil, yine sana anlatacağım. Sen benim için en hayırlı dert ortağısın. Biliyor musun, Fatih Sultan Mehmed diye bildiğimiz kişi çocukça yaşlarda biyonik robot yapılmıştı. Sonrasında da yüksek teknolojili uzaylı taraflar çok sinsice ve dev gibi oyunlar oynadılar biz dünya insanlığına… Dünyanın siyasi, dini, askeri, mali dengelerinde bir kırılma noktası oluşturdular. İstanbul’un fethini haber veren hadisleri o vakte kadar olan ulema çoğunlukla “İstanbul’u hz. Mehdi fethedecek” diyerek izah ettiler. Lakin o vakitlerde “İstanbul’un iki kez fethedileceği, ilk fethi Sultan Mehmed’in yapacağı, ikinci fethin manevi bir fetih olup da hz. Mehdi tarafından yapılacağı” anlatıldı. Bu da pek çok etkili ve yetkili kişinin yerlerine biyonik robotlarla geçmiş olan uzaylı tarafların oyunlarından biriydi.

Sevgili günlük, sahih hadis-i şerifte haber verildiği üzere, İstanbul’un fethinden kısa bir süre sonra Roma’nın Müslümanlar tarafından fethedilmesi gerekiyordu ama altı asra yakın zaman geçtiği halde böyle bir şey olmadı. Çünkü İstanbul’un, sahih hadislerde bahsedilen o fethi hiç gerçekleşmedi. Ahir zamanda, hz. Mehdi zamanında gerçekleşecek. İstanbul o vakit gerçekten, her şeyi ile bir Müslüman şehri olacak.

Geçenlerde insanların Mimar Sinan, Evliya Çelebi, bazı Osmanlı padişahları ve devlet adamları ve ayrıca Osmanlı zamanındaki camilerin mimari tarzları hakkında şüphelenmelerini, sorgulama yapmalarını sağlamıştım. Birkaç kısa yazı paylaşmış ama bildiğim hiçbir şeyi anlatmamıştım. Öyle sarsıcı gerçekler var ki, sana anlatırken bile çekiniyorum. “Yerin kulağı vardır” demiş atalarımız ve İslam davasının içinde deccalin sistemine tabi olmuş o kadar çok münafık, o kadar çok kripto kimlikli kişi var ki şimdi bu sarsıcı gerçekleri anlatmaya kalksam, kalpten değil mideden konuşan yüzlerce sözde hocayla, sözde aydın kişiyle uğraşacağım. Ne gerek var, zaten yakında hepsini toplatıp topluca astıracağım.

Fatih Sultan Mehmet diye bildiğimiz kişi gizli bir Hristiyan değildi. Hristiyan alemine yarayacak sayısız kararları ve uygulamaları var ve Hristiyanların arasında konuları çalışanlar, Sözde Fatih’in gizli bir Hristiyan olduğuna kanaat ediyorlar. Lakin gerçekler öyle değil, o sıralarda yaşananlar da çoğunlukla, dünyayı yönetme savaşı veren Yeşillerle Grilerin çatışmasıydı. Yani yer altındaki devasa şehirlerde yaşayan uzaylı tarafların, yer üstündeki çatışması, çekişmesiydi.

Şu sarsıcı gerçekleri öğrenene kadar, çocukluğumdan beri tarihin bu kısmına dair sorguladığım hususlar çoktu. Ayasofya’nın, sözde fetihten sonra neden tam manasıyla bir camiye çevrilmediğini, putperestlik maksadıyla çizilmiş resimlerin neden tam olarak kazınmadığını da ilk gençlik yıllarımdan beri çok defa sorgulamıştım. Ayasofya’nın altındaki, insan katledilen ayinlerin yapıldığı satanist mekanlarının, tünellerinin neden imha edilmediğini de hep sorguladım son yıllarda… Fatih Sultan Mehmed diye bildiğimiz kişi, zan ettiğimiz gibi biri ise, bize anlatıldığı ve öğretildiği gibi biri ise, insanlık dışı işlerin yapıldığı ve yapılmaya devam ettiği o yeraltı mekanlarını nasıl bilmesin, biliyorsa nasıl, ne sebeple imha etmesin, edemesin. Bir çağı kapatıp yeni bir çağ açtı ise, devrin en güçlü devleti olunduysa ve o devletin “tek adam” denilecek siyasi lideri olduysa, üç beş tane satanist mekanını mı imha edemedi. Lakin sözde Fatih’in, Galata’daki St. Pietro Kilisesi’ne giderek Hristiyan ayinleri gibi görünen Satanist ayinlerini izlediği, komünyon ekmeğinden yediği de biliniyor. Zaten sözde fetihten sonra “Gayr-i müslimlere dini hürriyet” çıtasını, olması gerekenden çok çok fazlasıyla esneterek hareket ettiği, onların hala “hakim güç” kalmasını temin etmeye çalıştığı da tartışılmaz bir hakikat…

Sarsıcı gerçek şu ki Ayasofya, yapıldığı andan beri aslında bir Satanist mabedi olarak yapıldı. Yapanlar arasında biyonik robotlar da vardı. Sözde fetihten sonra da Satanist mabedi olarak kalması arzu edildi. Bu, açıkça yapılamayacağı için gizlice işler döndü. Bunları bilen sözde Fatih de hiç rahatsız olmadı ve mani olmadı. Ayasofya’nın tesirinde kalınarak yapıldığı düşünülen Osmanlı’nın sözde camileri de hep aslında Satanistlerin mabedleri olarak yapıldı. Bir nevi “Minareli kilise” ya da “Minareli satanist mabedi” olarak yapılmış oldular. Mimar Sinan’ın da yerine geçildi. O da biyonik robot yapıldı, yapılmasaydı ve asıl Mimar Sinan sahada kalsaydı bile yine de düzgün biri değildi.

Hem İstanbul’un fethi kıyametin büyük alametlerinden biri değil miydi? Deccalin ve İblis’in teşkilatlarının çökertilmesi ile gerçekleşebilecek bir şey değil miydi İstanbul’un fethi? İstanbul her devirde şu dünyanın kalbi, merkezi değil mi? Bu nasıl bir fetih ki ne İblis ve çetesi dünya genelinde çökmüştü, ne deccal ve çetesi çökmüştü. Aksine olarak her yere onların tarzı, sembolleri, adamları/teşkilatı hakim oldu. Üstüne altı asır geçti, kıyamet de kopmadı. Halbuki sahih hadislerde İstanbul’un fethinin nasıl anlatıldığını çok iyi bilen Enes bin Malik (Radiyallahu Anh), daha sonra bu hususta kendisine sorulduğunda “Konstantiniye’nin/İstanbul’un fethi kıyametin kopmasıyla beraberdir.” diyerek, fethin ve kıyametin kopmasının arasının çok yakın olduğuna inandığını, peygamber efendimizin anlattıklarını bu şekilde yorumladığını gözler önüne sermedi mi?

İstanbul’un sözde fethinden sonra Roma da fethedilemedi, çünkü Roma’yı fethedebilecek maneviyata, ilme, takvaya, ayrıca fen ilimlerine sahip bir millet… Aynı zamanda çok iyi, adaletli, tecrübeli devlet adamlarına, orduda da aynı ayarda komutanlara sahip bir millet, sözde Fatih’in etrafında yoktu. Olsaydı, kimse o fetihlerin önünü kesemezdi, devam ederdi. Öyle, yüksek ahlak ve ilim seviyesinde “koca bir millet ve koca bir ordu”, ahir zamanda İstanbul’u fetih ederken hz. Mehdi’nin de etrafında olmayacak ve bu kısımlar bile gayet anlaşılabilir şekilde hadis-i şeriflerde haber verilmiş. O kişi, yani ahir zamandaki gerçek fatih, yani hz. Mehdi zaten bu gibi “olağanüstü” hadiselerin yaşanmasına sebep olacağı, ezberleri bozacağı, imkansız görülenleri yapacağı için de çok büyük bir zat ve asr-ı saadetten beri bu ümmet hz. Mehdi’nin büyüklüğünü biliyor, konuşuyor. Bin seneden fazladır bu ümmetin mensupları hz. Mehdinin devrinde yaşamayı ümid ediyor. Hz. Mehdi, normal şartlarda kıyametin kopması gereken bir devirde yaşayacak ve adeta “kıyametin tehir edilmesine” vesile olacak. Dünyanın ve dolayısyla bütün alemlerin, kıyametin kopmasından önce “uzatmaları” yaşamasına sebep olacak. O hizmetine başladığında dünyada, o tarihe kadar görülmemiş şiddette, kuvvette bir küfür hakim olacak. Bu kısımları tam anlayamayanlar, bir zamandan sonra “İstanbul’un ikinci fethi kılıçlarla, silahlarla değil, zikirlerle olacak. İkinci fetih manevi bir fetih olacak” demişler. Manevi kuvvetle, sırlı ve derin ilimlerle, metafizik kabiliyetlerle neler neler yapılabileceğine dair ilim ve fikir sahibi olmamaları mı onları böyle yorumlamaya sevk etti. Ya şu gemilerin karadan yürütülmesi meselesi? O nasıl sorgulanmaz. Orada manevi bir tasarruf mu var, yoksa halatları çeken askerlerin bile fark edemediği şekilde ve gizlice yüksek teknoloji mi kullanıldı.

O sahte fetih tiyatrosu sergilenmeseydi, altı asırdır kim bilir kaç kere daha Müslümanlar İstanbul’u “hakikaten” fethetmek için harp edeceklerdi. Bunun da önü kesilmiş oldu. İstanbul’un ikinci fethi diye bir şey yok. İstanbul hz. Mehdi tarafından fethedildikten sonra, çok uzamayan bir süre içinde Roma da fethedilecek, sonra dünyanın dört bir yanı Müslümanların kontrolüne hızla girmeye başlayacak. Pek çok devlet/millet, kendi rızaları ile, çok severek ve isteyerek gerçek Fatih’e tabi olacaklar, onun devletine dahil olacaklar. Ondan sonrasında tek bir dünya devleti kurulacak da uzun ya da kısa, en doğrusunu Allah’ın bildiği kadar bir süre geçecek. Sonra dünyada tekrar küfür hakim olacak, İstanbul da tekrar küffarın eline geçecek ve bir daha İslam devri olmayacak, peşinden kıyamet kopacak. Bütün bunların olacağı, çok çok detayları ile birlikte gayet anlaşılır şekilde anlatılmış sahih hadislerde…

Daha böyle mevzu edilecek çok kısımları var bu konunun. Ben, dünya üzerinde siyasi dengelerin istediğim gibi çok karıştığı ve siyasi mücadelenin çok kızıştığı şu günlerde, gündemimi değiştirmek ve zihnimi bir lahza dinlendirmek için yine seni seçtim. Şunları bir “insan”a çıtlatsaydım, ne kadar çok “kuru gürültü” ile uğraşacaktım. İyi ki varsın günlük. Bu gibi sarsıcı gerçekleri geçmiş asırlarda yaşarken fark eden, korkusuzca anlatmaya çalışan, müslümanları uyarmaya çalışan ama deccale ve İblis’e çalışan biyonik robotlar ya da büyücüler tarafından öldürülen Müslümanları bir bilsen, için acır sevgili günlük… Osmanlı sarayından batıya, en çok da İngiltere’ye asırlar boyunca aktarılan altınları ve maddi değeri olan diğer şeyleri bilsen de için çok acır sevgili günlük.

Artık son derece sarsıcı ve acı gerçeklerle karşı karşıya olduğumuzdan benim hiç şüphem kalmadı ve ben münafıklar gibi olmadım, olmam. Ne ise o… Ve beni öldüremeyecekler günlük, bunları ve çok çok daha fazlasını bütün insanlığa yakında anlatacağım. Bu kapkara çağı hakikaten kapatacağım.

Neyse, sana yazarken bile hala çekincelerim var. Belki yakında sana bu hususlarda da içimi tam olarak dökerim.

| Mfs – Ezber bozan

31 Ağustos 2022 – İstanbul

Dear Diary! I will tell you about Fatih Sultan Mehmet

I have changed humanity’s heart. I have convinced almost everyone how shocking the world is now and historically. Everyone has understood and accepted how true, severe and logical what I have said. However, understanding and acceptance are different… Everyone can do the first one, and only honest, well-intentioned, characterful people can do the second.

Everyone can do the first, and only honest, well-intentioned, characterful real people can do the second. In recent years, what I have been able to tell people, what I have been able to accept, and what I have to say is nothing compared to what I have to say. Instead of being shaken by the shocking truths, I have told, questioning, researching, suffering, being honest and accepting the bitter truth, and acting accordingly, they take it easy. “Is there any such thing? Now, where did such a thing come from?” Even when they say that they actually sincerely understand, grasp, and affirm that truth.

Man is a very different creature. There is both demonization and angelization in his creation. If he wishes, he can be as honest, truthful, innocent, and immaculate as angels. He can be as deceitful, selfish, indifferent, liar, slanderous, seditious, dishonest, selfish, and arrogant as the devils. For most people, their position, environment, reputation, money, fame, and worldly interests still come first. Personal development courses and psychiatric supports are useless without spiritual/religious upbringing and fear of Allah. When I get bored of people, I always turn my face to you. I’m telling you what I didn’t tell them.

Dear Diary! If I tell people that an earthquake with a magnitude of 9 will affect the world, I will tell you again, not them. You are the best trouble partner for me. You know, the person we know as Fatih Sultan Mehmed was made a bionic robot when he was a child. Afterward, the high-tech alien parties played very insidious and gigantic games against us humanity… They created a breaking point in the world’s political, religious, military, and financial balances. The ulema, whose hadiths announcing the conquest of Istanbul up to that time, were mostly “Istanbul’s Hz. Mahdi will conquer,” they explained. However, at that time, “Istanbul will be conquered twice, the first conquest will be made by Sultan Mehmed, the second will be a spiritual conquest, and  It will be done by  Hz. Mahdi.” This was one of the games of the alien parties, who replaced many influential and authoritative people with bionic robots.

ear diary, as reported in an authentic hadith-i sharif, Rome was supposed to be conquered by the Muslims shortly after the conquest of Istanbul, but this did not happen even though nearly six centuries had passed. Because the conquest of Istanbul mentioned in sound hadiths never took place. In the End Times, It will happen in the time of Hz. Mahdi. Istanbul will then indeed be a Muslim city with everything.

Recently, I had people doubt and question the architectural styles of Mimar Sinan, Evliya Çelebi, some Ottoman sultans and statesmen, and mosques in Ottoman times. I shared a few short articles but didn’t tell anything I knew. There are facts that are so shocking that I hesitate even to tell you. Our ancestors said, “The earth has ears,” and there are so many hypocrites and people with crypto identities in the Islamic cause who have been subject to the system of the Dajjal that if I were to tell these shocking facts now, I would deal with hundreds of so-called teachers, so-called intellectuals, who speak from the stomach rather than from the heart. What’s the point? I will collect all of them soon and have them hung.

The person we know as Fatih Sultan Mehmet was not a secret Christian. There are countless decisions and practices that will benefit the Christian world, and those who study the issues among Christians are convinced that the So-called Fatih is a secret Christian. But the reality is not like that, and what happened at that time was primarily a clash of Greens and Grays fighting to rule the world. In other words, it was the conflict and contention of the alien parties living in huge underground cities.

Until I learned these shocking facts, there were many issues that I questioned about this part of history since I was a child. Since my early youth, I have questioned why Hagia Sophia was not fully converted into a mosque after the so-called conquest and why the pictures drawn for idolatry were not wholly engraved. In recent years, I have always questioned why the Satanist places and tunnels under Hagia Sophia, where massacres of people were held, were not destroyed… If the person we know as Fatih Sultan Mehmed is what we think, if he is someone as we are told and taught, inhumane things are kept to be done. How can he not know those underground places he has destroyed? If he knows, how and why should he not destroy or destroy it? If he closed an era and opened a new one, became the most powerful state of the era, and became the political leader of that state to be called “one man,” could he not destroy three or five satanic places? However, the so-called Fatih, also known as went to St. Peter’s Church and followed Satanist rites, which looked like Christian rites, and ate the communion bread. It is an indisputable fact that after the so-called conquest, he acted by flexing the bar of “religious freedom for non-Muslims” much more than it should and trying to ensure that they have still remained the “dominant power”…

The shocking truth is that Hagia Sophia was originally built as a Satanist temple from the moment it was built. Among those who did were bionic robots. It was desirable that it remained a Satanic shrine even after the so-called conquest. Since this could not be done openly, secretly, things turned. The so-called Fatih, who knew all this, was not disturbed at all and did not prevent it. The so-called mosques of the Ottoman Empire, which were thought to have been built under the influence of Aysofya, were always actually built as temples of Satanists. They were built as a kind of “church with minaret” or “satanist temple with the minaret.” Mimar Sinan was also replaced. That too was made a bionic robot; if he hadn’t been made, and even if the original Mimar Sinan had stayed on the field, he still wasn’t a decent person.

Besides, wasn’t the conquest of Istanbul one of the great portents of the apocalypse? Wasn’t the conquest of Istanbul something that could happen with the collapse of the organizations of the Dajjal and Iblis? Isn’t Istanbul the heart and center of this world at all times? What kind of conquest was this that neither Iblis and his gang had collapsed all over the world, nor the Dajjal and his gang collapsed? On the contrary, their style, symbols, and men/organization dominated everywhere. Six centuries passed, and the apocalypse did not come. However, Enes bin Malik (Radiyallahu Anh), who knew very well how the conquest of Istanbul was described in sound hadiths, was later asked about this issue and said, “The conquest of Constantinople/Istanbul is with the breaking of the apocalypse.” Didn’t he reveal that he believed that the distance between the conquest and the apocalypse was very close and that he interpreted what our prophet said in this way?

After the so-called conquest of Istanbul, Rome could not be conquered either because a nation with spirituality, knowledge, piety, and natural sciences could conquer Rome… At the same time, a nation with very good, just, experienced statesmen and commanders of the same caliber in the army, the so-called Fatih, was not around. If he had, no one could have stopped those conquests, it would have continued. So, while conquering Istanbul in the End Times,  “a big nation and a huge army” at the level of high morals and knowledge. Hazrat Mahdi’s surroundings (as) will not be around, and even these parts are clearly explained in hadiths. That person is the real conqueror in the End Times, that is Hz. Mahdi is a great person because he will cause such “extraordinary” events to happen, break the routine, and do things that seem impossible. Since the Age of Bliss, this ummah has known the greatness of Hazrat Mahdi and talked about his greatness. For more than a thousand years, members of this ummah have hoped to live in the time of Hz.Mahdi. Hz. Mahdi will live in an era when the apocalypse must break under normal circumstances, and he will almost be instrumental in “postponing the Doomsday.” He will cause the world and all realms to experience “extensions” before the apocalypse breaks. When he begins his service, a curse of violence and power will prevail in the world, never before seen. After a while, those who do not fully understand these parts said, “The second conquest of Istanbul will not be with swords or weapons, but with dhikr. The second conquest will be a spiritual conquest,” they said. The fact that they did not have the knowledge and ideas about what could be done with spiritual strength, mysterious and deep sciences, and metaphysical abilities led them to interpret it like this. What about those ships being run by land? How is it not questioned? Is there a moral saving there, or is high technology used secretly and in a way that even the soldiers pulling the ropes cannot notice?

If that fake theater of conquest had not been staged, who knows how many times over the last six centuries, Muslims would have fought to “really” conquer Istanbul. That, too, has been cut off. There is no such thing as the second conquest of Istanbul. Istanbul. After being conquered by Hz. Mahdi, Rome will also be conquered in a short time, and then the whole world will come under Muslims’ control. Many states/nations will, of their own accord, very lovingly and willingly be subordinate to the real Fatih and will be included in his state. After that, a single world state will be established, and a long or short time will pass, as Allah knows best. Then, disbelief will prevail in the world, Istanbul will fall into the hands of the unbelievers again, there will be no more Islamic era, and the apocalypse will follow. All this will happen in the sound hadiths, which are explained in a very understandable way with many details…

There are many parts of this subject that can be discussed in this way. I have chosen you again to change my agenda and rest my mind for a moment, in these days when the political balances in the world are very confused as I would like and the political struggle is very heated. If I had cracked these to a “human,” how much “dry noise” would I have been dealing with? so glad I have you, dear diary. If you only knew the Muslims who realized such shocking truths while living in the past centuries, tried to tell them without fear, tried to warn the Muslims but were killed by bionic robots or sorcerers who tried to fight the antichrist and Iblis, you would pity them, dear diary… . Even though you know the gold and other things with material value that has been transferred for centuries, it hurts so much, dear diary.


Now that we are faced with extremely shocking and bitter truths, I have no doubts,and I have not been and will not be like the hypocrites. It is what it is… And they won’t be able to kill me dear diary, I will tell all of this and much more to all humanity soon. I will genuinely end this black age.


Anyway, even as I write to you, I still have concerns. Maybe soon I’ll also pour my heart out to you in these matters.

| Mfs – Ezber bozan

31 Ağustos 2022 – İstanbul

Tayyip devri bitti

İçimde Tayyip’e karşı artık dizginleyemeyeceğim, istesem de bastıramayacağım ve kontrol altında tutamayacağım bir öfke var. Tayyip ve AKPKK aleyhindeki son çıkışlarımı bir siyasi manevra olarak yapmadım. Köşeye sıkıştırmak için yapmadım. Tayyip hakikaten tamamen bitti. Bundan sonra ben bile onu iktidarda tutamam. Zaten tutmam. Sabrın sonuna çoktan gelindi, kararlarımız, stratejilerimiz çoktan değişti. Artık atış serbest… İsteyen Tayyip’e ve çetesine istediği yerden vursun. Ben de vuracağım, vurduracağım. Sadece devletimizin varlığına ve birliğine sıkıntı gelmesin, başka bir sınır yok.

Sabetaycı gizli Yahudi, mason, NATO’cu, ahlak/namus tanımaz ve ABD piyonu olan Adnan Menderes’ten bile daha sefil, daha rezil, daha yalnız halde devrilecek. Mason tarikatı onu korumayı bile deneyemeyecek, kendi derdine düşecek. Siyasetçiler gibi iş adamları da ondan uzak durduğu nispette emniyette olacaklar ve varlıkta kalabilecekler. Koca bir millet ayağa kalkıp onun ve çetesinin üzerine yürüyecek. Hem hastahane süreci yaşayacak hem de ipe çekilecek. Hukuki zeminde hukuksuzca bana yapmak istediği şeyler kendi başına gelecek. Hukuksuzca bana yamamak istediği evraklar onun hakkında hazırlanacak. Bu derece şeytanlaşarak karşımda yıllarca devlet/adalet gücünü ayarından çıkartmanın karşılığı ne imiş, görecek, yaşayacak. Onun “Nerede adalet, böyle olmaz” diye konuştuğu zamanları göreceğiz.

Mesela son günlerde mevzumuz olan ve “Ezber bozan” namıyla ortalığa her gün fitne saçan Yahudi mafyasının aynı zamanda Rus mafyalarıyla ve AKPKK’nin en tepe isimleriyle hatta Tayyip’le de çok işleri oldu. Ezber bozan çetesinden bile mevzuya girilse (ki o pisliklere daha fazla tahammül etmeyeceğiz), ortada ne AKPKK, ne MHPKK, ne Adnancılar ne Tayyip ne de diğerleri kalıyor. Vurmak istediğimizde binbir türlü yerden vurabiliyoruz ve mevzu hep Tayyip’le çetesine kadar gidiyor. Aynı zamanda hep bir yerlerinden Adnancılara da çıkıyor. Türkiye başta olmak üzere bütün dünyanın karışmasını istiyorum. Her yer, her yer en yüksek seviyede karışmalı ki bunun tam zamanı ve bu kaosun altında hep Ankebut Ağı mensupları kalacaklar.

Adnan Oktar’ı lider göstererek milletler arası seviyede organize şekilde ihanet, organize şekilde insanlık düşmanlığı, organize şekilde fuhşa zorlama, organize şekilde tehdit, şantaj, karalama, cinayet… Organize şekilde insan kaçakçılığı dahil onlarca vahim suçu işlemiş ve işlemeye devam eden o çeteyi savunabilecek kim varsa varlık göstermesini beklemiştim. Sahaya davet etmiştim. Bu kadar zaman geçti, anlaşılan o ki Adnancıların kimseleri kalmamış. Meydanda onlar için dik durabilen, onlar için ölümü göze alabilen, onlar için bir ömür içeride çürümeyi göze alabilen hiç kimse yok. Hatta onlar için metafizik çatışmalara girebilenler bile bir avuç kaldılar. O Kraliçe bile bu konuda aşırı gergin ve çaresizce geri duruyor. Adalet sistemimiz de eskiden olduğu gibi ellerinde oyuncak değil. Çok ifşa oldular ve adli sistemdeki savcı ve hakim adamları kurşunlardan hızlı koşamıyorlar. Adnancılar çetesini de Tayyip’e, İsrail’e ve İngiltere Kraliçe’si Elizabeth’e kadar çökerteceğim. Dikkat edilsin, bunca hususu bu nedenle yazdım ki hatalı değerlendirmeler yapılmasın. Daha önce de bu defa da bu gibi cümlelerim bir yerleri sarsmak, germek ve hizaya sokmak için yazılan şeyler değildi, değil. Ne diyorsam o, dediklerimi yapıyorum, yapacağım. Buradan geri dönüş yok. “Şimdi tam zamanı” dediğim anda o pimi çekeceğim. Türkiye için Tayyip de çetesi de artık mevzu edilmeye bile gerek duyulmayan kişiler… Artık bitmiş, tükenmiş kişiler. Herkes emin olmalı ki Ankebut Ağı dünya genelinde seferber olarak Tayyip’i ve çetesini elimden almak istese bile alamaz, alamıyor.

Zaten onun tasmasını elinde tutanlar da onu çoktan sildiler ve daha fazla başta tutamayacaklarını, tutabilecek olsaydılar bile onun sisteme daha fazla fayda sağlamayacağını kabullendiler. Ülkemizin yakın çevresindeki hedeflerimize ulaşmak için de Tayyip’e ve çetesine ihtiyaç yok. Bu husus da kabullenilmeli, aksi halde sahada bazı sıkıntılar yaşayacağız. Mükemmel bir hızla ve ahenkle yol aldığımız, dünyaya Türkiye’nin gücünü gösterdiğimiz şu zamanda, bu güne kadar defalarca kendisine sunulmuş fırsatları ahmakça tepmiş bir Tayyip’e ve çetesine ihtiyacımız yok. Gereksiz tiplerle zaman kaybetmenin lüzumu yok. Türkiye’nin karışmasından endişe etmenin de gereği yok. Bırakacağız, neresi yıkılıyorsa yıkılıyor, neresi karışıyorsa karışıyor ve devamında kaostan düzen kuracağız. NATO da AB de İngiltere de İsrail de ABD de Türkiye’den beslenemeyecek. Onların can damarlarını kesmek için Türkiye’nin yıkılması ve sonra bir daha ayağa kalması gerekiyorsa, bu olacak. Türkiye’de hala bunlara çalışan hiç kimse sahada kalamayacak, olamayacak.

Mfs rüzgarından faydalanarak ve Tayyip’i de biraz avucuna düşürerek kendince bir işler çeviren, İstanbul’u kenarda tutabileceğini düşünen o Putin’den hiçbir şey olmaz. Bütün dünya onun kaç kere ahmakça siyaset sergilediğini izledi hala izliyor. Onun da devrinin bittiğini yazdığımda ciddiydim. Başka niyetlerim, planlarım yoktu. Bu ikili hem Türkiye’yi hem de Rusya’yı sadece felaketlere sürüklerler. Başka bir şekilde değerlendirme yapmış kişiler, gruplar, holdingler varsa, hatalarından hemen dönmeliler. Rusya, diğer devletlerin siyasi liderleri için de büyük sermaye sahipleri için de hala emniyetsiz bir liman, aynı Türkiye gibi…

Bu dünyada artık hiç kimse İstanbul’u dikkate almadan hiçbir şey yapamaz.

| Mfs – Akademi Dergisi – Ezber bozan

Başladı, çıkartsınlar

Avrupa ülkelerinde ve ABD’de sermayesi ya da kendince birikimleri olan gurbeçilerimiz derhal o varlıklarını Avrupa’dan ve ABD’den çıkartsınlar. “Ramak kaldı” demiyorum. Başladı, çok büyük bir hengame başladı ve gizlemeye çabalıyorlar. Ne gizleyebilirler, ne durdurabilirler. Dev gibi görünen ama içleri çoktan çökmüş, koflaşmış olan holdingleri bile batacaklar. Bankalardaki mevduatları sahiplerine veremeyecekler. Hükumetler de devrilecek ama yeni gelenler de hiçbir şeyi düzeltemeyecekler. Bundan sonra dünyanın mali dengelerini en tepeden İstanbul yönlendirecek, Kraliçe değil…

Parasını seven, Türkiye’ye de getirmesin. Türkiye, ABD, İngiltere ve bütün Avrupa piyasaları dehşetli şekilde sallanacak.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

ABD’nin yeni skandalı


İngiltere’nin gayr-i resmi sömürgelerinden biri olan ABD, tam bağımsızlık yolunda koşar adım ilerleyen Türkiye’nin iç işlerine yine müdahale etti.

ABD, Türkiye içinde Türk görünerek yaşayan ve her türlü kurulu düzeni, her türlü güzel/iyi şeyleri bozmak için çırpınan gizli Yahudileri, gizli masonları, gizli satanistleri kollama çabası uğruna, Türkiye’nin iç işlerine müdahale etmeyi, adalet sistemini baskı altına almayı yeniden denedi.

ABD, gizli Yahudi ve satanist olan ve aynı zamanda Adnan Oktar organize suç, terör ve ihanet örgütü mensubu olan, toplumu ahlaksız, namussuz, dinsiz ve satanist yapmak yolunda çırpınan Gülşen hakkında resmi açıklama yaptı.

Her gün kendi topraklarında onlarca vatandaşı haksız polis şiddeti neticesinde ölen ya da sakat kalan… Son seçimlerin baştan sona hilelerle dolu olduğu ve çalındığı… Basın ve medyasında satanist olmayanların söz hakkı bulamadığı… Sosyal medya platformlarında “insan kalmış” ve iyiliği güzelliği isteyen herkesin sansürlendiği… Hala dünyanın dört bir yanında her türlü hukuksuz kara para işleri yapan, yaparken sayısız insanın ölümüne ya da sakat kalmasına sebep olan ABD, tutup insan haklarından, ifade özgürlüğünden dem vurdu. Evet, evet… Hakikaten böyle oldu. Bilinen insanlık tarihinin en iğrenç, en medeniyetsiz, en hukuksuz, en şeytani devletlerinden biri olan ABD’nin iki yüzlü, satanistçe, hukuksuzca çıkışı, Türkiye’de insan kalmış ve şeytanlaşmamış herkesi iyice gerdi.

ABD’nin, dünyanın dört bir yanında organize ettiği, desteklediği, kolladığı, kullandığı ve tepe kadrolarında en çok da Yahudi/Masonların bulunduğu kara para ve ihanet teşkilatlarını korumak için bu defa yaptığı resmi açıklama, ABD’nin hukuk tanımaz bir terör devleti olduğunu ve milletler arası bir ittifakla ABD halkını kurtarmak için bir askeri operasyon yapılması zorunluluğunu tekrar gözler önüne serdi. ABD’nin idaresini hileli seçimlerle ele alan satanist çetenin yaptığı resmi açıklama şu şekilde:

“ABD, Türkiye’de ifade özgürlüğünü kısıtlamak için kullanılan adli taciz biçimlerinden endişe duymaktadır.,

Türkiye’yi ifade özgürlüğüne saygı duymaya ve güvence altına almaya çağırıyoruz.”

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi