Etiket arşivi: Ankebut Ağı

Rusya parçalanacak

Rusya Federasyonuna bağlı toprakların paylaşılması için dünyadaki bazı taraflarla görüşmelere başlamamız lazım.

Ankebut Ağının Rusya’yı ayakta tutacak gücü, imkanları kalmadı, tükendiler. Rusya içindeki unsurlar ise başlarındaki batı uşağı hainleri devirmekte başarılı olamadılar. Bundan sonrasında Rusya’nın parçalanması kaçınılmaz bir son.

Türkiye’yi parçalama, İstanbul hükumetini yok etme projelerinde önde gelen piyonlardan biri yapılan Rusya, sürecin sonuna doğru kendisi parçalanıyor. Ankara çetesini başta tutmak için önde gelen piyonlardan biri yapılan Rusya, sürecin sonuna geldiğimiz şu günlerde kendi sözde hükumetini başta tutamıyor. “Öyle yaparsanız, sonu şöyle olur” mealinde cümlelerin bulunduğu yayınlarımla, Rusya tarafını açıkça ikaz etmiştim. Dinlemediler ve dediğim gibi oldu, oluyor.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Zavallı Ankebut Ağı…


Kameralara oynayarak, metafizik saldırılar yaparak, üç beş piyonunu gözden çıkartarak, sansürü artırarak kaderi değiştirmeye çabalıyor.

Ümitsiz vak’a…
Geri döndürülebilmesi ve hayata tutunabilmesi mümkün değil.

Netanyahu karakteri ile vedalaşın. Hak ettiği karşılıkları vereceğim.

Dün bir YouTube kanalında, bir kadın astroloğu izledim. Gökyüzünün dengelerini, haritalarını anlatırken 5 Nisan 1994 kararlarının ilan edildiği zamanla aynı gökyüzü değerleri bulunduğunu anlatıyordu.

Mali kriz beklediğini, çok büyük seviyede bir mali kriz yaşanacağını ve de bir liderin hapsedileceğini, en açık cümlelerle ve tekrar tekrar söyledi.

5 Nisan 1994 kararları alındığında Türkiye’de boşbakan Tansu Çiller’di.

Şimdi de aslında başbakan olmadığını söyleyebilmek pek mümkün değil.

Çünkü arka plandan bu güne kadar Tayyip Erdoğan ve çetesiyle hep sıkı paslaştı, paslaşıyor.

Kara para, vurgun, peşkeş, ihanet işlerinde hep çete içinde mühim bir yerde bulundu, bulunuyor. Hatta mali sıkıntılar arttığında, endişeler de arttığında ve de Tayyip karakteri ile çetesi köşeye sıkıştığında “Ben buradayım, endişe etmeyin.” mesajları dahi vermişti. Kamuoyundan beklediği karşılığı alamayıp susmuştu.

Bu kararlar ilan edildiğinde bütün Türkiye’de şok edici dalgalanmalar yaşanmıştı. Ve gerçekten hala o günleri yaşayanlar bir kabus gibi hatırlıyorlar

Bu kararlar “Ülke maliyesi çok bozulduysa, şok edici kararlar alınması gerektiği, aksi halde kontrolün tamamen kaybedileceği” prensibine dayanıyordu.

Kriz bitmedi, şekil değiştiriyor…

Orta Doğu’da son zamanlarda aleyhine gelişen dengeleri lehine çevirmeye çalışan Ankebut ağı, son birkaç hamle yaptı ve birkaç liderciği de kameralara oynattı.

Lakin gerçekte Orta Doğu’da aleyhine gelişmiş ve gelişmekte olan dengeleri tersine çeviremedi. Sadece örtücü bir makyaj yaptı. Acil durum müdahalesi yaptı. Ankebut ağı dünyanın her yerinde ve her meselesinde kameralara oynamanın dışında hiçbir şey yapamıyor.

Az daha unutuyordum, bir de çaresiz, tehlikesiz gördükleri sosyal medya yayıncıları ile bir iki gazeteciyi hukuksuz şekilde gözaltına aldırıyor, tutuklatıyor ve bununla da kameralara oynuyor.

Ne diyorsunuz, Oscar ödülüne aday olur mu böyle oyunculuk ve yönetmenlik hamleleri?

Bu işin sonunda Tayyip’e ve çevresindekilere “Altın kelepçe” ödülleri verilir mi?

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Ankara’yı bütün dünyaya dar edeceğiz

Türkiye’de ve dünyada Ankebut ağı diye bir şey aslında kalmadı. Ufak tefek kırıntıları var. Ayrışmaları çatışmaları devasa boyutta. Geriye kalanlara zaten tam bir Ankebut ağı demek mümkün değil. Hala varmışlar, hala güçlüymüşler gibi görüntü vermeye çalışıyorlar. Bunu da çok fazla riske girmeden en kenar köşedeki piyonlarına yani Tayyip gibilere Hakan Fidan gibilere, işte Ali Şerli Kaya gibilere açıklamaları yaptırarak İstanbul hükümetinin aleyhinde durabilecek denmiş gibi açıklamalar yaptırarak deniyorlar, tamamen kameralara oynuyorlar. Ortada bir şey kalmadı. Ortada şöyle bir manzara var ki, Türkiye’nin gerçek hürriyetine kavuşması an meselesi. Bu durum şu bu gayreti bu mücadeleyi bu milleti durdurabilecek güçte değiller. En fazla çok stratejik teknolojiler harp teknolojileri ve nükleer teknolojiler gibi şeyler kullanabilirler, kullansınlar. Buna da zaten baştan razıyız. Onlardan çok biz istiyoruz. Hiçbir sorun da görmüyoruz. Durmadan yolumuza devam edeceğiz. Buradan kötülüğün her türlüsünü kazıyacağız. Sözde sığınmacıları da def edeceğiz. Ankara çetesini de çökerteceğiz. ABD ve NATO üstlerinde imha edeceğiz. Her türlü işgali kaldıracağız. Ege’deki adalarımızı da hemen kısa sürede geri alacağız. Oradan sonrada durmayacağız. Her şeyde her hususta şeytaniliği ortadan kaldırıp insani’yi ortaya sereceğiz. Hakim kılacağız. Hiç kimse geri adım atmayacak mekanındayım. Dağ gibiyim. Hiç kimse karşıma çıkabilecek yücede sahip değil. Herkes gayretini artırarak devam edecek derhal halkımızı örgütlemeye devam edeceğiz. Silahla eylemlere de başlayacağız. Şayet karşımızda devlet sistemi kolluk gücü ayarından çıkartılırsa. Çıkartılmazsa sokaklar bizim meydanlar bizim. Ankara’yı bütün dünyaya dar edeceğim.


Trump’ın duruşma tarihleri öne çekilebilir.

Başka kimler restleşmek istiyor, görmek istiyorum?

Ona göre son kararları vereceğim.

Freni patlamış bir kamyonda bile hayatta kalma ihtimaliniz var ama bundan sonra Ankebut Ağı mensubu kalarak hayatta kalmak ihtimaliniz hiç yok.

Dikkat edin, lider kalma ihtimali demedim, zengin kalma ihtimali demedim, hayatta kalma ihtimali dedim.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Bir kara para kuruluşu olan CIA’nın ülkemizde ve dünyadaki bazı bağlantıları


İstanbul hükumeti:

CIA, milletler arası seviyede uyuşturucu kaçakçılığı yapıyor. Bu maksatla ABD resmi kurumlarının hatta ABD ordusunun haricinde çok sayıda paravan kişi ve özel şirket de kullanıyor.

CIA, dünya insanlığının damarlarında kan yerine uyuşturucu akıtıyor. Bütün bunlara dair çok yüksek sayıda maddi delil elimizde bulunuyor.

İstanbul hükumeti:

CIA, Türkiye’nin iç işlerine karışıyor. ABD, milletler arası suçlar işliyor. Son süreçte Türkiye’de sözde bir seçim sürecinin yaşanmasında, sözde yeni bir Ankara hükumetinin tesis edilmesinde, Abdullah Gül ile suç örgütünün Türkiye’nin idaresinde söz sahibi olmasında, ülkemizin ve milletimizin vahim sorunlara sürüklenmesinde CIA’nın çok büyük bir payı bulunuyor.

Türkiye’de on beş milyondan fazla sözde sığınmacının bulunmasını CIA sağladı, sağlıyor. CIA, milletler arası seviyede insan ve organ kaçakçılığı da yapıyor. Sözde sığınmacıları uyuşturucu işlerinde de pazar olarak görüyor. Sığınmacılar meselesinde Türk halkının iradesinin ülke idaresine yansımasını, kanunların uygulanmasını CIA önlüyor. CIA’nın bu türlü müdahaleleri Türkiye’yi bir iç savaşa sürüklüyor. Türkiye’de şu anda üst idari kadronun arasında yüzlerce CIA casusu bulunuyor. Bütün bunlara dair çok sayıda maddi delil elimizde bulunuyor. Bu maddi delilleri, dünya genelindeki resmi ya da gayr-i resmi makamlarla hemen paylaşmaya hazırız.


İstanbul hükumeti:

CIA, sahibi resmiyette Elon Musk’mış gibi gösterilen Tesla şirketini de milletler arası uyuşturucu kaçakçılığı işlerinde paravan olarak kullanıyor.

Tesla’nın topluca araç nakil etme faaliyetleri sırasında toplamda çok yüksek miktarda uyuşturucu sevkiyatı yapılıyor. CIA, aslında çoktan iflas etmiş haldeki Tesla’yı, uyuşturucu gelirleri ile ayakta tutuyor.

Elon Musk’ın paravan olarak kullanıldığı uyuşturucu kaçakçılığı işlerinin İsrail ve Çin de dahil olmak üzere çok sayıda uzantısı/bağlantısı bulunuyor.

ABD içindeki yetkili adli makamlar bu suçlara müdahale etmeyeceklerse ve ayrıca dünya genelindeki bütün hükumetler gerekli duruşu sergilemeyecek, mücadeleyi vermeyecek, kendi ülkelerindeki uzantıları ifşa etmeyeceklerse, İstanbul hükumeti elindeki maddi delilleri dünyanın her yerindeki çevrelerle, gruplarla, STK’lerle, gazetecilerle, aktivistlerle ve adli makamlarla paylaşacak.

İstanbul hükumeti:

Dubai şeyhi Muhammed bin Raşid el-Mektum bile Tesla’nın da içinde bulunduğu, CIA tarafından organize edilerek idare edilen uyuşturucu ve insan kaçakçılığı işlerinin içinde…

Bunlara dair maddi deliller şu anda dünyanın dört bir yanındaki yüksek sayıda iyi insanın elinde…

İstanbul hükumeti:

Uyuşturucu işleri yaptığı ifşa edildikten sonra şok edici bir hızla küçülmeye giden Getir, zan edilenden büyük ve derin bir çukur. Bu pislik çukurunun üzerinden uyuşturucu sevkiyatı, teslimatı yapılması projesinin içinde milletler arası bir siyasi organizasyon da var. Ankara çetesi buzdağının sadece görünen yüzü…

İstanbul hükumeti:

CIA, sürücüsüz ticari taksi projesini, şehirlerin içinde uyuşturucu teslimatı yapmanın “çok işe yarar” bir yolu olarak görüyor. Sahayı, buna göre yönlendiriyor.

İstanbul hükumeti:

ABD, dünya genelindeki diplomatlarını, uyuşturucu kaçakçılığı başta olmak üzere türlü kara para işlerinde kullanıyor. Bunlara dair çok sayıda maddi delili bulunuyor.

İstanbul hükumeti:

ABD, dünyanın muhtelif yerlerindeki ABD ve NATO askeri üslerini, uyuşturucu başta olmak üzere, türlü kara para işlerinde düzenli olarak kullanıyor. Bunlara dair çok yüksek sayıda maddi delil de şu anda dünyanın çok farklı farklı yerlerindeki iyi insanların elinde, yayınlanmak üzere bekliyor.

İstanbul hükumeti:

X/Twitter’in sahibi Elon Musk değil. O sadece göstermelik bir tabela… Gerçek sahibi CIA ve MOSSAD. Son süreçte, sığınmacı denilen istilacılara karşı mücadele eden hesapları askıya alan ya da kapatan da Elon Musk değil. CIA ve MOSSAD… Bu kısımda Ankara çetesi de basit bir kukladan başka bir şey değil ve hiçbir şeye müdahale edebilecek, yön verebilecek şartlar içinde değil.

Bütün bunlar, ülkeleri harp seviyesine getiren vahim suçlar, ihlaller. Türkiye, İstanbul hükumetinin sevk ve idaresi altında bütün bu hukuksuzluklara, suçlara, düşmanlıklara, ihanetlere, kötülüklere karşı açık ve sert müdahaleler yapmaya başlayacak. Bütün dünyayı ayağa kaldıracak.

X’i bir gün içinde işe yaramaz hale getirecek, dünya genelindeki herkesin X’in gerçek yüzünü görmesini sağlayacak maddi deliller elimizde.

İstanbul hükumeti:

Devlet Bahçeli ve çevresindeki çete hala CIA’ya da çalışıyor. Buna dair çok sayıda maddi delil de dünyanın dört bir tarafındaki iyi insanların elinde ve bütün delillerin eş zamanlı olarak paylaşılacağı anı bekliyor.

İstanbul hükumeti:

Dünya genelinde, aslında CIA’ya çalıştığını bilmeden CIA’ya çalışan şirketler de var. CIA, bir örümcek ağı gibi dünyanın her yerine ağlarını çoktan örmüş vaziyette. Bütün gücüyle kara paracılık, satanistlik, insalık düşmanlığı, namussuzlaştırma, dinsizleştirme faaliyetleri yapıyor.

İstanbul hükumeti:

Adnan Oktar suç örgütü, bir yandan CIA’nın da kullandığı bir suç çetesi. CIA, Adnancılar üzerinden de Türkiye devletine karşı çok vahim suçları sayısız kere işledi ve hala işliyor. Siyasi/idari kararları yönlendirmekten, mahkeme süreçlerini yönlendirmeye kadar… Fuhuş mafyfalarını organize ederek yönlendirmekten, türlü kara para ve nüfuz casusluğu işlerine kadar…

Adnancılar sadece geri plana çekildi, gerçekten toplanmadı ve yargılanmadı. Türk milletini aldatan bu süreçte de CIA’nın çok büyük payı oldu. Adnan Oktar örgütünün binlerce mensubu şu anda devlet kurumlarında, basında, medyada, sosyal medyada, kritik özel şirketlerde, mafyalarda faaliyetlerine devam ediyorlar. Bütün bunları yukarıdan CIA da yönetiyor, kullanıyor.

İstanbul hükumeti:

Sözde MİT başkanı İbrahim Kalın, hala CIA’dan talimatlar alıyor. CIA/ABD, Türkiye’ye karşı hala her türlü vahim suçu işliyor.

İstanbul hükumeti:

CIA biterse, dünyada Ankebut Ağı diye bir şey kalmaz. Cehenneme döndürülmüş şu dünya, hızla düzelmeye başlar.

İstanbul hükumeti:

Tayyip, oğulları ve damatları üzerinden yapılan petrol ve mazot kaçakçılıklarını bile aslında CIA yapıyor, yaptırıyor. ABD Suriye’de ve Irak’ta sömürmek, çalmak, çökertmek, parçalamak, terörü hakim kılmak, sivil halkları her türlü tehlikeye sürüklemek için bulunuyor.

ABD, CIA üzerinden ülkelerde ve hatta bölgelerde siyasi otoriteleri kasten çökertiyor. Kasten otoritesizlik ortamı oluşturuyor. Can, mal, ırz emniyetini kasıtlı olarak ortadan kaldırıyor. Hemen peşinden sürekli kara para gelirlerinin akacağı şartları ayarlıyor. Bölge aktörlerini kendine bağlayarak çalıştırıyor.

Dünyada mülteci krizi diye bir şey yok. CIA’nın kara paracılık sistemi gereği yaptığı kasıtlı müdahaleler var.

İstanbul hükumeti:

Yunanistan, tamamen CIA tarafından yönetilen, siyasetçilerinin vitrin/tabela olduğu, seçimlerinin tamamen hileli olduğu, basın ve medyasının sansür altında olduğu, dünyanın en ileri seviyede yoldan çıkartılmış sözde ülkelerinden biri…

CIA, Yunanistan üzerinden de her türlü kara para işlerini yapıyor. Ankara çetesi ile Atina çetesinin yakınlaşması talimatlarını da CIA veriyor. O sözde iki hükumet, tıka basa CIA casusları ile dolu. Asıl hedef hem Türk halkının, hem Yunan halkının sıkıntılarından kurtulmasına mani olmak, otoritenin sağlanmasına mani olmak, hukuk devleti haline gelinmesine mani olmak, insan ve organ kaçakçılığı da dahil olmak üzere o devasa kara para işlerine meydanı hep açık bırakmak.

Son dönemde ABD’nin Yunanistan’da yaptığı askeri yığınak tamamen Türkiye’ye, Türk milletine karşı yapıldı. İstanbul hükumetinin Ankara çetesini tamamen devirmesi, örtülü işgali tamamen kaldırması, kara para işlerini tamamen bozması ihtimaline karşı, acil müdahale kapsamında oraya askeri yığınak yapıldı. Sözde ABD karşıtı olan Rusya’nın başındaki CIA casusları bile bu bağlantıların, planların ve kara para işlerinin tam içinde… “Tahıl koridoru” da bu işlerin nakliye/sevkiyat kısmındaki basit bir hile… Tahıl ve aç kalabilecek insanlar, onların umurlarında bile değil.

ABD meşru bir devlet değildir. ABD, bir an önce yok edilmesi gereken bir terör devletidir. ABD, dünyanın her yerindeki her sorunun müsebbibidir. Dünyanın başının belasıdır. Bütün hükumetler ve halklar bu gerçeği artık yüksek sesle haykırmalı.

İstanbul hükumeti:

Muhtelif ülkelerdeki CIA casuslarının toplu listelerini yayınlamaya başlayacağız.

Aralarında devlet liderleri, bakanlar, vekiller, yüksek yargı mensupları, ordu mensupları, kolluk kuvveti amirleri, gazeteciler, yazarlar, STK’lerin öne çıkmış isimleri, TV programcıları, cemaat/tarikat liderleri dahil hepsi olacak.

İstanbul hükumeti:

Sözde sığınmacıları def etmek için halkı örgütlemeye başlıyoruz. Sürecin devamında Ankara çetesi de tamamen devrilecek. Türkiye’de ABD ve NATO askeri üsleri gibi gösterilen kara para ve ihanet ve terör mekezleri de imha edilecek.

Birkaç gün içinde Türkiye’de idare mekanizması, bütün halkın görebileceği şekilde çatal yapacak. Çift başlı olacak. Kurumlar ayrışacak, kararlar ve talimatlar çatışacak.

İstanbul hükumeti:

Dünyada, seçimle ülkenin başına geçmiş gibi görünen pek çok lider, CIA’ya sık sık hesap veriyor. CIA tarafından sorgulanıyor, fırça çekiliyor, talimatlar yağdırılıyor. Bu liderleri açıklayacağız.

İstanbul hükumeti:

Çin Halk Cumhuriyeti’ni CIA yönetiyor. Meydana dökülecek belgeler, deliller dünyanın siyasi, askeri ve dini dengelerini bir anda tepetaklak yapacak.

Şi Cinping bile bir CIA casusu…

İstanbul hükumeti:

Güney Kore’nin haricinde, Kuzey Kore’yi de CIA yönetiyor. CIA’nın kurduğu dengeler olmasa, kara para ağları olmasa, Kuzey Kore halkının çoğu açlıktan ölecek.

Kore yarımadasında bir türlü çözülmeyen sorunlar, kasıtlı olarak CIA tarafından planlanıyor, uygulatılıyor. Taraflar danışıklı dövüştürülüyor.

Çin ile Tayvan arasındaki dengeler de bundan farklı değil.

İstanbul hükumeti:

Türkiye’de kimin yargılanacağına, kimin yargılanmayacağına, kimin tutuklanacağına, kimin ceza alacağına ve ne kadar ceza alacağına ve kimin bütün suçlarına rağmen hiç ceza almayacağına, hangi kara paracı mafya liderinin ceza evinden kanunsuz şekilde serbest bırakılacağına, en çok da Devlet Bahçeli ve çetesi üzerinden, CIA karar veriyor.

Türkiye’de Balyoz ve Ergenekon gibi suç delilleri uydurulan, üretilen ve tamamen hukuksuz olan süreçleri bile CIA plandı ve uygutlattı. CIA bur süreçte Devlet Bahçeli ve Tayyip Erdoğan başta olmak üzere bütün Ankara çetesini, FETÖ’yü ve Adnan Oktar suç örgütünü organize halde sahada hareket ettirdi. Basın ve medya patronlarını ve kadrolarını da CIA organize etti. CIA, o zaman da MİT’i tamamen kontrolünde tutuyordu.

Buna dair çok sayıda maddi delil elimizde ve aynı zamanda dünyanın muhtelif yerlerindeki iyi insan gruplarının ellerinde bulunuyor.

İstanbul hükumeti:

Sadece Menzil çukurunun (sözde İslami tarikatın) gerçek yüzünü ifşa ettiğimizde bile, CIA’nın ve dolayısyla ABD’nin ne kadar büyük bir pislik çukuru olduğunu bütün dünya görecek.

MİT’in ise CIA bölge şubesi olduğunu bütün dünya görecek.

İstanbul hükumeti:

Algida’nın soğutuculu araçları, soğuk tutularak taşınması gereken kara para işlerinde düzenli olarak kullanılıyor. Bu işte yukarı doğru gidildiğinde yine ABD, İsrail ve İngiltere görülüyor.

İstanbul hükumeti:

Çin’in, ABD hava sahasına yolladığı ve “casus” ilan edilen balon da bir tür kaçakçılık faaliyeti için kullanılırken, kontrolü kaybedilmiş bir araç olabilir. ABD kurumlarının işleyişi ve basının olağan akışı bu meselelde de sınırlandırıldı. Neyin ne olduğu tam olarak meydana çıkartılamadı. Gerekli soruşturmalar yapılamadı ve konunun üstü kapatıldı.

İstanbul hükumeti:

Sadece Türkiye’de değil, Ankebut Ağına bağlı ülkelerin çoğunda, şehir içi toplu taşıma otobüsleri işleyemez hale geldi. Zorlamalarla hizmet devam ettirilmek isteniyor. Maddi krizlerin gerçek seviyesi açıklanmıyor, basın ve medya hatta sosyal medya bile serbest bırakılmıyor. Ankebut Ağı mensuplarının övündüğü ve dünyaya örnek gösterdiği şehirlerde bile toplu taşıma bir anda durabilir.

İstanbul hükumeti:

Kapalı Çarşı’nın önde gelen aktörleri doğrudan ya da dolaylı yollardan CIA tarafından yönlendiriliyor. Kapalı Çarşı, Türkiye’deki ve bölgedeki her türlü kara para işlerinin, ihanetlerin, insanlık suçlarının içinde…

İstanbul hükumeti:

İngiltere, İsrail ve ABD şeytan üçgeni tarafından, dünya genelindeki uyuşturucu kaçakçılığı işlerinde paravan olarak kullanılan şirketlerin en önde gelenlerinden biri de Unilever…

İstanbul hükumeti:

Türkiye’de “şehir hastahaneleri” tabelası ile işlenen ve işlenmeye devam edilen türlü türlü vahim suçların hepsinin tepe noktasında CIA var.

İnşa edilmesi sürecinde yapılan vurgunlar, bu işte nispeten çok küçük suçlar olarak duruyor. Sözde şehir hastahanelerinde hiç kimsenin can ve ırz emniyeti bile yok. İnsanların organları üzerinden CIA her sene dünya genelinde akıl almaz meblağda paralar kazanıyor. Bu işte riskleri azaltmak, işleri kolaylaştırmak, gelirleri artırmak için türlü hamleler yapıyor. Sözde şehir hastahaneleri de bunlardan sadece biri… Zaten buraların olağan işleyişi sırasında da rüşvet, peşkeş, ihalede fesat dahil türlü suçlar dönüyor. Bunların bir kısmı bile İngiltere, İsrail, ABD şeytan üçgenine akıyor.

Çoktan çökmüş ABD başta olmak üzere, Ankebut Ağına bağlı onlarca ülkenin maliyesi hala kara paracılık ile ayakta tutulmaya çalışılıyor.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

İstanbul hükumeti dünyayı sarsmaya devam ediyor – 18 Eylül 2023


Astrologlar ve medyumlar, Türkiye’nin beklenen yeni lideri ile Yüzbaşıoğlu’nu birbirine karıştırmaya son vermeliler. Yüzbaşıoğlu Türkiye’nin en kısa sürede resmi idarecisi olacak ama Yüzbaşıoğlu beklenen o lider değil.

Araplar arasındaki etkili ve yetkili kişilerden İstanbul yanlısı olanların sayısı arttıkça, Tayyip karakteriyle AB ve ABD’nin arası açılıyor.

Türkiye eş zamanlı olarak hem AB’ne hem de ABD’ye sırtını dönebilecek somut/maddi bağlantılara ve güce ulaşıyor.

Oluşan yeni dengeler, FETÖ ile Adnancıların ve Süleymanlıların eş zamanlı olarak ve gerçek operasyonlarla toplanmasının önündeki bütün engelleri temelden yıkıyor.

Oluşan yeni dengeler, ABD’de hala gizlenen ve bastırılan mali krizin, gizlenemez ve bastırılamaz hale bir anda gelmesi riskini artırıyor. Sarsıcı ani gelişmelerin önünü açıyor. ABD Dolarının bir anda büyük oranda değer kaybetmesi ihtimaline bütün yatırımcılar hazır olmalılar.

Oluşan yeni dengeler, Ankebut Ağını da Rusya Federasyonunu parçalama yönünde mücadele vermeye zorluyor.

Cemal Kaşıkçı dosyası yeniden açılabilir ve bu defa gerçek bir soruşturma ve yargılama yapılabilir.

İstanbul hükumeti:

Kara deniz bölgemizdeki ormanları seyreltmeye ve o alanları Türk düşmanı istilacı türlerin ikametine açmaya dönük planlara asla meydan bırakmayacağız.


Ne oldu şu mesele, başka sesler yükselmedi?
Oysa, anında ülke gündemine oturması gereken bir mesele değil mi?


‘Bu adam bugüne kadar nasıl bu kadar tepelerde kalmış”

Yalan mı?

Yalansa, birisi çıkıp yalanlasın. Yalan değilse, basın ve medyadan adli makamlara kadar herkes olağan akışında aksın ve sorunlar anında çözülsün.

Güya cumhuriyet ve demokrasi rejimi olan Türkiye’de, bu kadar vasıfsız, boş teneke, ruh hastası, her pisliğe bulaşmış ve hain kişileri kim, hangi irade devletin başına doğru zorlaya zorlaya sürüklüyor?

Devlet içinde devlet olanlar kimler? Abdullah Gül ile yedili çetesi mi? FETÖ denilen ortağı mı? Daha fazlası da var mı? Yurt dışında kimler? Hukuk devleti olmanın, milli güvenliğin gerekleri ne ise yapılsın, her şeyi vatandaş mı yapacak?

Sığınmacı denilenleri kovarken ya da ezip geçerken, bunları da vatandaş mı ezmeli? Nerede adalet, nerede meşruiyet, nerede milli güvenlik, nerede basın ve medya, nerede sözde o kadar siyaset uzmanı? Hepsi mi mason, hepsi mi Çingene? Hepsi mi Londra’dan ve onun içimizdeki uzantısı Abdullah Gül’den talimat alıyor?

90’lı yılların üst seviyedeki siyasi yetkilileri arasından vatansever olanlarına… Türkiye’nin şu zor sürecinde hizmet etmeleri, yükü hafifletmeleri, bilgi ve tecrübeleriyle büyük faydalar sağlamaları yolunda geniş imkanlar sunabilirim.

Artık bir şey kalmadı. Devlet adamı gibi gösterilen şu rezil, insanlıktan bile çıkmış tiplerden saha topluca temizlenecek. Oluşan boşluk ortamının en kısa sürede gerçekten vasıflı, bilgili, tecrübeli insanlarla doldurulması gerekecek.

Ben sözümün arkasındayım. ABD ve NATO subaylarını tokatlayacağım ya da tokatlatacağım. Her iki ihtimalde de o tokatlar Türk milleti adına, mazlumlar adına, sömürülenler adına, katledilenler adına, kaçırılanlar adına atılacak.

Bunu duyunca sahada restleşmeye çalışan tarafları, şu kısasık sürecin sonunda, ben sahada göremiyorum?

Bir hünerleri varsa, görmek istiyorum. Korksalar da kaçsalar da ağlaşıp yalvarsalar da tokatlayacağım. Bebekleri bile çalan NATO ve ABD üslerini dünyanın her yerinde ifşa edeceğim ve yok edeceğim.

Yüzbinlerce devasa ve çok özel araç, önce Kara denizden Van gölüne bağlanacak olan kanal hattını tıraşlayacak.

Bu, zan ettiğinizden çok geniş ve derin bir tıraşlama olacak. Yani o kanal hattı deniz seviyesine değil, onun da birkaç yüz metre aşağına kadar tıraşlanacak. Ayrıca kenarları uçurum gibi olmayacak, açılı, dengeli şekilde tıraşlanacak. Bu da zaten geniş olacak kanalların her iki yanında kilometrelerce arazinin de tıraşlanması demek. Binlerce kilometre uzunluğundaki kanalların bir de iki yanında beşer, onar kilometrelik araziler tıraşalanacağına göre, toplamda kanal hatları boyunca tıraşlanacak arazinin ne kadar olacağını siz yaklaşık olarak hesaplayın.

Kanalların yan kısımlarındaki tıraşlanmış alanlar, hemen binalar, tesisler, yollar yapılmaya, sıfırdan ve planlı şekilde şehirleşmeye müsait hale getirilecek. Başlanan bir iş, kısa süre sonra çok sayıda başka işi başlatacak. İşsizlik ve piyasa durgunluğu sorunları hızla çözülecek. Kanal hattı boyunca yolu kesen dağlar, tepeler, kayalar her şey yoldan alınacak. Bu, bulunmaz bir nimet…

İstanbul hükumeti:

Suudi Amerika’nın Suudi Arabistan’a dönüşmesi süreci başlatılırsa… ABD ile müttefiklerine karşı Suudi Arabistan’ı açıkça destekleyeceğiz.

Açık gri renk palto giyen dokuz lider, peş peşe paltolarını çıkartacaklar.

Dünyanın hiçbir yerindeki yer altı uzaylı şehirleri benim için engel değil. Çok canımı sıkarlarsa, önce o bölgeyi onların başına çökertir, sonra orada yine de yapacağım projeyi yaparım. Bu hususta çok iddialıyım. Baştan bir iki örnek uygulama da gösterebilirim. Bence fena da olmaz, çatlak sesleri baştan keser.

İstanbul hükumeti:

Çağın çok gerisinde kalmış savaş araçları için, çağın çok gerisinde kalmış patlayıcı mühimmat üretecek fabrikalar tesis etmeyeceğiz. Gayr-i meşru Ankara çetesinin imzalarıyla tesis edilmiş ya da edilecek her yer için çok yönlü soruşturma ve yargılamalar yaptıracağız.

Bütün dünyaya canlı yayınlanacak ve kesinlikle tamamen adil ve şeffaf olacak mahkemelerde, mühimmat üretilen tesislerde dönen bütün pis işleri ve üretilen mühimmatın hangi ordulara ve terör örgütlerine teslim ediliğini de gözler önüne sereceğiz. Yargılamayı milletler arası bir seviyeye yükselteceğiz.

Bu milletin bir kuruşunu başkalarına peşkeş çekeni, hususiyle de sözde İslam terör örgütlerine silah, mühimmat, erzak ve maaş olarak peşkeş çekeni bile idam edeceğiz. Bunları görüp de müdahale etmemiş, üzerine düşen kısımları yapmamış idari ve adli yetkilileri de idam edeceğiz.

İstanbul hükumeti:

Türkiye, kağıttan kaplan olduğu her geçen gün daha da gün yüzüne çıkan Amerika Birleşik Devletçikleri ile dost ve müttefik değil. Ticari, siyasi, askeri meselelerde de işbirliği halinde değil. Bu hususlarda meşru, geçerli herhangi bir antlaşma ve sözleşme bulunmuyor. Olmayan bir şey, daha da ileri götürülemez ve geliştirilemez.

Bu hakikatin aksine olarak yapılan bütün açıklamalar, arkası boş/desteksiz gürültülerden ibarettir.

Amerika Birleşik Devletçiklerinin asker görünümü verilmiş yağmacı, kara paracı, sömürmeci, vahşi eşkıya takımlarının, Türkiye’den ve bütün ortadoğu’dan çok çok yakın tarihte def edileceği, çoktan kesinleşmiş bir gerçektir.

O terör, vahşet ve sömürme devletinin, o İngiltere piyonunun, olduğundan güçlü ve yerinde sabit gibi gösterilmesine yönelik ve kameralara oynanan rollerin dünyadaki taraflarca dikkate alınmaması gerekir. Bu basit şovların arka planındaki sarsıcı gerçekleri göremeyenler, çok kısa sürede bölgemizde ve dünyamızda yaşanacak çok büyük denge değişikliklerinde yanlış ata oynamış ve büyük kaybetmiş olacaklar.

İstanbul hükumeti:

Ankara çetesiyle, onların tasmalarını ellerinde tutan kara paracı ve sömürgeci hükumetler arasında kurulması kararlaştırılan her türlü gayr-i meşru stratejik mekanizmaları kolayca imha edebilecek güçteyiz.

İstanbul hükumeti:

Çaresiz, parasız, güçsüz ve bir çıkış yolu kalmamış şekilde ortada dolananlar mı Elon Musk ile aynı kadraja girerek hallerini gizlemeye ve olduğundan farklı görünmeye çabalıyor…

Yoksa Elon Musk mı o haldeki devlet yetkilileriyle sık sık aynı kadraja girerek batak ve çaresiz halini gizlemeye çabalıyor… Hatta sanki son günlerde arka plandan harıl harıl üzerinde çalışılan projelerde atak yapabilecekmiş görüntüsü veriyor…

Kulisini bildiğimiz zavallı haldeki insanların sahne performanslarıyla ilgilenmiyoruz.

Kameralarla, filmlerle, dizilerle, romanlarla, basınla, medyayla dünyaya yön verenleri, insanlığı mışıl mışıl uyutanları, bunu yapamaz hale çoktan getirdik.

Dünyanın her yerinde krallar çıplak.

İstanbulda ise sıkıştıkça kameralara oynayan zalim bir kral değil, kameralar umurunda bile olmayan ve hep icraat sergileyen adil bir Türk hükümdar var.

Dünya gündemi çok sıkıcı, herkes yerlerde…

Prens ne zaman geliyor?

Acaba prens değil de kral mı gelmeli?
Prens hafif kalıyor sanki…

İstanbul hükumeti:

Elon Musk ve onunla açıkça ya da gizlice iş yapanlar… Dünyayı çok büyük bir hızla değiştirecek, dönüştürecek ve hesap edilemeyecek kadar yüksek paraların döneceği, pek çok kalemde sürekli gelir imkanlarının oluşacağı devasa projelerde yer alamayacaklar.

İstanbul hükumeti:

Hain Ankara çetesinin sözde Adalet bakanı ve Çingene vatan haini Yılmaz Tunç’un açıklamaları, milletimizi tehdit eden o hadsiz cümleleri hükümsüzdür.

Milletimiz yabancı düşmanlığı yapmıyor. Hain Ankara çetesinin memleketimizi türlü ülkelerden getirilen Çingenelere peşkeş çekmesi karşısında milli bir duruş, bir vatan müdafası refleksi sergiliyor.

Boyundan uzun dili olan, kime ve hangi projelere kulluk ettiği açıkça meydanda olan Yılmaz Tunç ise, kendi idam fermanını kendisi yazıyor.

Bu ülkede sığınmacı/mülteci görünüşlü Çingeneler tarafından bir istilanın gerçekleşmesine asla meydan verilmeyecek. Gerekiyorsa Yılmaz Tunç’lar ve o bahsettiği sözde savcılarla hakimler de milletin ayakları altında ezilecek.

ABD’den yenice talimat alanların heyecanlı çıkışları, kendi başlarını yakacak.

İstanbul hükumeti:

Osmanlı Ocakları bir terör, ihanet ve kara paracılık teşkilatıdır. Bütün devletler de bunun farkındadır.

İstanbul hükumeti:

Türk milletinin savcıları ve hakimleriyle, Ankara çetesinin ve masonların savcı ve hakimleri, dünyadaki bütün taraflarca birbirlerinden ayrı değerlendirilmeli.

Şu sıralarda kimlerin Türk milletinin savcıları ve hakimleri oldukları, kimlerin ise Türk milletinin düşmanı savcılar ve hakimler oldukları çok daha kesin şekilde seçilebiliyor, görülebiliyor.

İbreler de namlular da o hain, satılmış, şunun bunu piyonu savcılarla hakimlere iyice dönüyor.

Türlü ihanet faaliyetlerini son bir gayretle ayakta tutabilmek için, her gün Türk milletini savcı ve hakimlerle tehdit eden herkes, Türk milletinin kurşununu yiyecek. Hatta sözde bakanlar da yiyecekler. Ve ABD de NATO da onları Türk milletinin elinden alamayacak, kurşunlarından koruyamayacak. Bu millet onlara, gavura sıkar gibi sıkacak. Dışarıdan talimat alan üç beş Çingene, bu millete daha fazla kötülük yapamayacak.

Bu milletin sinir sistemiyle, bu milletin birikmiş enerjisiyle oynamak, atom bombasıyla oynamaktan onbinlerce kat daha tehlikeli.

Yurt içindeki ve dışındaki hiçbir irade, hiçbir düşman teşkilat, hiçbir hain teşkilat, sözde sığınmacıları Türkiye’de tutamayacak. O sözde sığınmacıların def edilmeleri için, gerekiyorsa bütün ülkelere benzin dökülerek yakılacak, dünyanın bütün denge çubukları yerinden çıkartılacak.

İstanbul hükumeti:

Hain Ankara çetesine yeniden aynı yönde talimatlar veren ve baskılar yapan ABD başkanını bile, senatörlerini bile oyundan düşüreceğiz. Gerekiyorsa Türkiye’nin hürriyet mücadelesini ABD sınırlarının içine taşıyacağız.

Eden, bulacak…
Hala karşımızda inat edenler, dünyaya rezil olacak.
Londra’nın piyonu ABD de sözde sığınmacıları Türkiye’de tutamayacak ve sözde üsleri ile sözde askerlerini de Türkiye’de tutamayacak. Sözde Ankara hükumetini de ayakta tutamayacak.

Hiçbir taraf Türkiye’nin içişlerine karışamayacak. Hiçbir taraf, Türkiye’de Türk rolü oynayan hain çeteleri Türk milletinin iradesinin karşısında kullanamayacak.

Kendi ülkelerinde askeri ve sivil uçakları uçaramayacak hale geliyorlar…

Buradaki üç beş tane hain Çingeneye baskı yaparak, papağan gibi aynı şeyleri tekrarlatınca, İstanbul hükumeti karşısında ve dolayısıyla Türk milletinin iradesi karşısında bir şey yaptıklarını zan ediyorlar.

Onun bunun çocukları… Güya İblis’in de çocukları… Namus bilmez, cinsi sapık, din düşmanı, her türlü iyi davranışın düşmanı, sömürgeci, vahşi, katliamcı, tecavüzcü, kara paracı, bebekleri bile kaçırtan, insanlığın düşmanı pislik herifler.

Bir güçleri, bir hünerleri kalmış gibi ve sanki kendileri Londra ile İsrail’in piyonları değillermiş gibi, okyanus ötesinden Türkiye’ye ayar çekmeye kalkıyorlar.

Gelsinler? Neden gelemediler? Neden kaçıştılar?

Hep buradaki Çingene piyonlar mı topun ağzına gelmeliler, biraz da o Allahsız Amerikalılar gelsinler?

Vietnam’ın bile hakkından gelememişler, Irak’ta bile gerçek bir kara savaşı verememişler, “renkli baharlar” ile, TV ve sosyal medya oyunları/yalanları ile sonuca ulaşmaya çabalayacak kadar bitikler, Türkiye’nin mi hakkından gelebilecekler?

Ortalığı uzaktan uzaktan germesinler, gelebiliyorlarsa kalabalık şekilde Türkiye’ye gelsinler…

Biden, papucu yarım, gel Türkiye’ye oynayalım?

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya