Şüphe ile karşılanmalı

Büyükçe göktaşları gibi görünen, çıplak gözle bakılınca gerçek göktaşlarından ayırt edilemeyen uzay araçları var. Dağdaki kocaman kaya gibi görünen, denizdeki kayalık gibi görünen uzay araçları var. Yanına gelen, üzerinde yürüyen, çekiç vuran insanların bile gerçek kaya zan edeceği kadar gerçekçi yapılmış uzay araçları bunlar…

NASA ve suç ortağı olan uzay ajansları, dünya insanlığını kandırmaya devam ediyorlar. Söz konusu uzay araçları, güneşte patlamalar olduğunu, dünyaya büyükçe göktaşı yaklaştığını iddia ettiklerinde, hepbir ağızdan bile iddia etseler, şüpheci olmak, hemen itibar etmemek gerekiyor.

| Mfs

Sarsıntı oldu


Dünyadaki çöllerin, çok ucuz, çok temiz ve çok yüksek enerji elde etmede kullanılabileceğini son defa yazmam… Bir de çöllerin altında hep uzaylıların yer altı şehirleri olduğunu ve o yer altı şehirlerinin enerji/ışık ihtiyaçları için de çöllerin kullanıldığını yazmam… “Bundan sonra bu çöller dünya insanlığının enerji ihtiyacını karşılamada kullanılmalı” demem… “İstersem çöllerde temiz su akan suni nehirler akıtabilir, suni göller oluşturabilirim.” demem…

Dünya üzerinde kasıtlı olarak kuraklık ve kıtlık oluşturmak isteyenlerin planlarını istediğim safhasında bozabileceğimi iddia etmem…

Bütün bunlar ve ayrıca söylediğim, iddia ettiğim, bilgilendirme yaptığım pek çok husus, herkesin tahmin edebileceği üzere birilerini çok fena gerdi.

Oysa ben daha hiçbir şey söylemedim. Söylemedim ama neler söyleyeceğimi, yapacağımı tahmin eden hatta neredeyse kesinlik seviyesine yakın seviyede bilen birkaç kişi var bu dünyada… Bunlardan biri cin taifesinden olan İblis… Diğeri ise uzaylı da olsa insan taifesinden olan, uzun zamandır dünyamızın dengelerini elinde tutan, son zamanlarda ise aklının almadığı kadar hızlı bir şekilde bu dengeleri elinden kaçıran, yukarıda bahsettiğim yazıları da yazınca çıldıran ve hadis-i şeriflerde kendisine deccal de denilen kişi…

İblis’i bir kenara atın, onun işi bitti. Cinler alemindeki teşkilatı da dibi gördü. Dünya insanları arasındaki masonik/satanist teşkilatı da tükendi, çöktü. Kendi sağlığı da hiç iyi değil. Her gün düzenli olarak onu çarpmaya devam ediyorum. Lakin o deccal diye de bilinen uzaylı lider, işte o biraz tehlikeli…

Biraz bilgi, biraz tecrübe, biraz mantık, biraz dini kaynaklar, biraz rüya tabirleri, biraz metafizik usullerle anlıyorum ki o herif rahat durmayacak. Çok sıkıntılı şeylere sebep olacak. Belki de dünya tarihinde bu güne kadar görülmemiş şeylerin görülmesine, yaşanmasına sebep olacak. Elinde ne varsa, bu güne kadar kullanmadığı hangi teknolojiler, hangi ekipler, hangi araçlar, cihazlar varsa, hepsini bir arada ya da peş peşe kullanacak. Asıl hedefi ben olacağım ve benim işimi bitirip “İşte gördünüz mü, bu kadar” demek isteyecek. Lakin ben buna izin vermeyeceğim, gerekli karşılıkları vereceğim, verdireceğim. Ben bu kadarını söyleyeyim, zaten bu yazının asıl muhatapları da ayrıca konunun üzerinde çalışırlar.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

..

Tayyip’in ve çetesinin fişini çekecekler

Saha çok ama çok gergin. Son yaptıkları planları da tutmadı. Son kazdıkları kuyulara da kendileri düştüler. Türkiye’nin benim elimle karışmasını çok istediler, beklediler. Tayyip’i önüme attılar, harcamamı istediler.

Ne Suriye’ye operasyon yaptırabildiler, ne diğer kara para işlerini istedikleri hale getirebildiler. Ne beni etkisiz hale getirebildiler. Ne batı/NATO çetesine üst üste vurduğum darbeleri durdurabildiler v.s. Bu gidişatı tersine çevirmeyi geçtiler, durdurmaya dönük ümitleri bile eriyor. Yepyeni bir dünya düzeni kuruluyor ama onlar maddeten ve manen çok feci hallerdeler ve zaman aleyhlerine işliyor. Yine de bir şeyler yapmalılar ama yapabilecekleri şey, kuklaları olan iktidarı indirip de yerine sözde muhalefet yapan diğer kuklalarını getirmekti. Şimdi çaresizlikten o yolu seçtiler. Evet, AKPKK/MHPKK koalisyonu projelerinin üstünü tam olarak çizdiler. Bunun için alt yapı çalışmalarına başladılar ve her an Türkiye’de Tayyip’i/AKPKK’yi devirebilirler. Bir bakarsınız ki Pazartesi günü akşamı Türkiye’de AKPKK hükumeti yok. Çok geniş bir kadroyu toplayıp alacaklar. Yerlerine altılı çeteyi getirecekler. Beni de altılı çetenin önünde büyük bir mani olarak görüyorlar. Kaçtır açıkça hamleler yapacaklar, ben varım diye geri duruyorlar. Yanlış yorumluyorlar. Ben değil miydim “Şunları indirip diğer kuklalarınızı getirecekseniz getirin ama benim kırmızı çizgilerime, hassasiyetlerime dikkat edin” diye açıkça yazan…

Bu güne kadar Tayyip ve çetesi ile altılı çete her şeyi beraber yaptılar. Beraber ihanet ettiler, beraber çaldılar, beraber terörün önünü açtılar, beraber İngiltere’ye, ABD’ye, İsrail’e, Avrupa’ya çalıştılar… Vergilerimizi beraber çalarak bu ülkelere gönderdiler, askerlerimizi beraberce terör örgütlerinin önüne attılar, şehit ettirdiler. Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Afrika’da BOP için gerekli olan şeyleri beraber yaptılar ve bunları yaparken bizim devlet gücümüzü BOP’un emrine verdiler. On milyondan fazla bedavacı onursuzu, harp kaçkınlarını beraberce ülkemize getirdiler, şimdi beraberce burada tutuyorlar. İnsan, organ, uyuşturucu başta olmak üzere her türlü kaçakçılığı beraber yaptılar ve hala beraber yapıyorlar. Terör alsın yürüsün, kara para işleri coşsun, Türkiye ve bölge bölüne bölüne, nüfus dengeleri değişe değişe BOP yani Büyük İsrail Devleti projesi gerçekleşsin diye beraberce yapmadıkları ya da denemedikleri hiçbir iş yok. Ordumuzu ve sistemimizi bile bu maksatla beraberce dağıttılar. MİT’in başına kara paracı Hakan Fidan’ı bunun için getirdiler ve en güçlü yapıştırıcı ile o koltuğa yapıştırdılar. Herifin MİT başkanı olduğu süreçte kaç acı terör hadisesi, kaç skandal peş peşe yaşandı, hiç rahatsız bile edilmedi. Birkaç danışıklı dövüşlü güya tepkinin ötesinde bir şey yaşandığı görülmedi. Hala Hakan Fidan’dan hiçbirinin rahatsızlığı yok, çünkü bağlantıları sağlam, kara parada herkese kazandırıyor. CHPKK’nin terörist yöneticilerine bile… Aile Bakanlığı üzerinden şiddetli yıkıcı faaliyetleri beraberce yaptılar. Beraberce ibneliği ve her türlü melaneti serbest bıraktılar. Ülkede kadınlarla erkekleri rakip hatta düşman yaptılar. Dernekler, vakıflar, sözde yardım kuruluşları üzerinden vurgunları da beraber yaptılar. Maddi ve manevi sahalarda her türlü yıkıcı faaliyeti, bu milletin devletinin gücüyle, kurumlarının gücüyle beraberce yaptılar. Milletin gücünü milletin aleyhine hep beraberce kullandılar, kullanıyorlar. Yani bizim için ha AKPKK ha CHPKK ha HDPKK… Bir farkları yok. O nedenle yıllardır “Hepsi aynı alfabenin harfleri” deyip duruyorum. 

Şimdi Tayyip indirilse de yerine altılı çete gelse, bence adalet yerini de bulur. Çünkü bu enkazın bizim üzerimize devrilmesi adalet değil. Kim yıkılmaya sebep olduysa, enkaz onun, onların üzerine devrilmelidir. Ülkenin hazinesinde para yok, memuruna maaş veremeyecek vaziyette, kara paralarla taklalar attırılıyordu artık o da yok. Araplardan para dilenmenin, milletler arası seviyede kara para transferlerinin de bir sonu var ve oraya gelindi. Millet aç, millet hasta, millet öfkeli v.s. 

Altılı çete iş başı yaptırılınca ben haftalar sayarım. Kaç hafta iktidarda kalabileceklerine, hangi sorunu çözebileceklerine bakarım. Altı haftadan fazla kalabilmişlerse de çok şaşarım. Çünkü ABD’nin bile altı haftası kaldığını zan etmiyorum. Bu gidişle her an ABD de açıkça, görülür şekilde havlu atacak ve çok da karışacak. Hatta bence Türkiye’den önce karışacak.

Evet, bence hiç mahzuru yok. Önce ABD mi yoksa Türkiye mi karışır, o da meselemiz değil. Biz bunca yıldır işlenen bunca vahim suçların hiçbirine ortak olmadık, destek olmadık, sessiz/tepkisiz kalmadık. Bunca yıl sonra aynı duruştayız, duruşumuzu hiç bozmadık. Biz hak etmediğimiz bir yıkılışı yaşamak ve hak etmediğimiz şekilde bir enkaz altında kalmak niyetinde değiliz. Bunları bunca senedir başında tutan halk kesimi de umurumuzda değil. 12 seneden fazladır o halk kesimini de ikaz ettik, onlara nasihat ettik. Yeter, halkın o kesimiyle, idarecilerin bu kesimleri hep beraber bu günleri hazırladılar. Dinimizi bile alet ede ede her türlü melunluğu yaptılar, yaptırdılar, desteklediler, alkışladılar, yediler, içtiler, kustular, pislediler. Şimdi kaoslarını yaşasınlar. Biz karışmayacağız. 

Tayyip ile çetesini darbe ile mi, siyasi oyunlarla mı, hukuk yoluyla mı devirdiklerine de takılmayacağız. Darbe ile bile devireceklerse, biz izin vermeden darbe yapamazlar ama vereceğiz. Biz izin verdiğimizde darbe yapsalar, bize yine sıkıntı olamazlar. İstanbul dağ gibi sağlam bir vaziyette duruyor. Yine Türkiye’ye, bölgeye ve dünyaya yön vermeye, dengeler kurmaya devam edecek. Bu kadim şehri deccalin teşkilatı da yok edemez. Oyalanıp dursunlar, acı akıbetlerini yaşasınlar, biz her safhasında en doğru, en dürüst, en cesur, en adaletli kararlarla, tavırlarla yolumuza devam edeceğiz. Zaman Ankebut Ağına bağlı bütün ülkeleri ve liderleri ve sistemleri mum misali eritiyor. Zaman bizim lehimize, onların aleyhlerine işliyor. Eriyorlar, bitiyorlar ve ne yapmayı denerlerse denesinler, köprüden önceki son çıkışı zaten kaçırdılar. 

Mfs – Ezber bozan – Akademi Dergisi