Tayyip devri bitti

İçimde Tayyip’e karşı artık dizginleyemeyeceğim, istesem de bastıramayacağım ve kontrol altında tutamayacağım bir öfke var. Tayyip ve AKPKK aleyhindeki son çıkışlarımı bir siyasi manevra olarak yapmadım. Köşeye sıkıştırmak için yapmadım. Tayyip hakikaten tamamen bitti. Bundan sonra ben bile onu iktidarda tutamam. Zaten tutmam. Sabrın sonuna çoktan gelindi, kararlarımız, stratejilerimiz çoktan değişti. Artık atış serbest… İsteyen Tayyip’e ve çetesine istediği yerden vursun. Ben de vuracağım, vurduracağım. Sadece devletimizin varlığına ve birliğine sıkıntı gelmesin, başka bir sınır yok.

Sabetaycı gizli Yahudi, mason, NATO’cu, ahlak/namus tanımaz ve ABD piyonu olan Adnan Menderes’ten bile daha sefil, daha rezil, daha yalnız halde devrilecek. Mason tarikatı onu korumayı bile deneyemeyecek, kendi derdine düşecek. Siyasetçiler gibi iş adamları da ondan uzak durduğu nispette emniyette olacaklar ve varlıkta kalabilecekler. Koca bir millet ayağa kalkıp onun ve çetesinin üzerine yürüyecek. Hem hastahane süreci yaşayacak hem de ipe çekilecek. Hukuki zeminde hukuksuzca bana yapmak istediği şeyler kendi başına gelecek. Hukuksuzca bana yamamak istediği evraklar onun hakkında hazırlanacak. Bu derece şeytanlaşarak karşımda yıllarca devlet/adalet gücünü ayarından çıkartmanın karşılığı ne imiş, görecek, yaşayacak. Onun “Nerede adalet, böyle olmaz” diye konuştuğu zamanları göreceğiz.

Mesela son günlerde mevzumuz olan ve “Ezber bozan” namıyla ortalığa her gün fitne saçan Yahudi mafyasının aynı zamanda Rus mafyalarıyla ve AKPKK’nin en tepe isimleriyle hatta Tayyip’le de çok işleri oldu. Ezber bozan çetesinden bile mevzuya girilse (ki o pisliklere daha fazla tahammül etmeyeceğiz), ortada ne AKPKK, ne MHPKK, ne Adnancılar ne Tayyip ne de diğerleri kalıyor. Vurmak istediğimizde binbir türlü yerden vurabiliyoruz ve mevzu hep Tayyip’le çetesine kadar gidiyor. Aynı zamanda hep bir yerlerinden Adnancılara da çıkıyor. Türkiye başta olmak üzere bütün dünyanın karışmasını istiyorum. Her yer, her yer en yüksek seviyede karışmalı ki bunun tam zamanı ve bu kaosun altında hep Ankebut Ağı mensupları kalacaklar.

Adnan Oktar’ı lider göstererek milletler arası seviyede organize şekilde ihanet, organize şekilde insanlık düşmanlığı, organize şekilde fuhşa zorlama, organize şekilde tehdit, şantaj, karalama, cinayet… Organize şekilde insan kaçakçılığı dahil onlarca vahim suçu işlemiş ve işlemeye devam eden o çeteyi savunabilecek kim varsa varlık göstermesini beklemiştim. Sahaya davet etmiştim. Bu kadar zaman geçti, anlaşılan o ki Adnancıların kimseleri kalmamış. Meydanda onlar için dik durabilen, onlar için ölümü göze alabilen, onlar için bir ömür içeride çürümeyi göze alabilen hiç kimse yok. Hatta onlar için metafizik çatışmalara girebilenler bile bir avuç kaldılar. O Kraliçe bile bu konuda aşırı gergin ve çaresizce geri duruyor. Adalet sistemimiz de eskiden olduğu gibi ellerinde oyuncak değil. Çok ifşa oldular ve adli sistemdeki savcı ve hakim adamları kurşunlardan hızlı koşamıyorlar. Adnancılar çetesini de Tayyip’e, İsrail’e ve İngiltere Kraliçe’si Elizabeth’e kadar çökerteceğim. Dikkat edilsin, bunca hususu bu nedenle yazdım ki hatalı değerlendirmeler yapılmasın. Daha önce de bu defa da bu gibi cümlelerim bir yerleri sarsmak, germek ve hizaya sokmak için yazılan şeyler değildi, değil. Ne diyorsam o, dediklerimi yapıyorum, yapacağım. Buradan geri dönüş yok. “Şimdi tam zamanı” dediğim anda o pimi çekeceğim. Türkiye için Tayyip de çetesi de artık mevzu edilmeye bile gerek duyulmayan kişiler… Artık bitmiş, tükenmiş kişiler. Herkes emin olmalı ki Ankebut Ağı dünya genelinde seferber olarak Tayyip’i ve çetesini elimden almak istese bile alamaz, alamıyor.

Zaten onun tasmasını elinde tutanlar da onu çoktan sildiler ve daha fazla başta tutamayacaklarını, tutabilecek olsaydılar bile onun sisteme daha fazla fayda sağlamayacağını kabullendiler. Ülkemizin yakın çevresindeki hedeflerimize ulaşmak için de Tayyip’e ve çetesine ihtiyaç yok. Bu husus da kabullenilmeli, aksi halde sahada bazı sıkıntılar yaşayacağız. Mükemmel bir hızla ve ahenkle yol aldığımız, dünyaya Türkiye’nin gücünü gösterdiğimiz şu zamanda, bu güne kadar defalarca kendisine sunulmuş fırsatları ahmakça tepmiş bir Tayyip’e ve çetesine ihtiyacımız yok. Gereksiz tiplerle zaman kaybetmenin lüzumu yok. Türkiye’nin karışmasından endişe etmenin de gereği yok. Bırakacağız, neresi yıkılıyorsa yıkılıyor, neresi karışıyorsa karışıyor ve devamında kaostan düzen kuracağız. NATO da AB de İngiltere de İsrail de ABD de Türkiye’den beslenemeyecek. Onların can damarlarını kesmek için Türkiye’nin yıkılması ve sonra bir daha ayağa kalması gerekiyorsa, bu olacak. Türkiye’de hala bunlara çalışan hiç kimse sahada kalamayacak, olamayacak.

Mfs rüzgarından faydalanarak ve Tayyip’i de biraz avucuna düşürerek kendince bir işler çeviren, İstanbul’u kenarda tutabileceğini düşünen o Putin’den hiçbir şey olmaz. Bütün dünya onun kaç kere ahmakça siyaset sergilediğini izledi hala izliyor. Onun da devrinin bittiğini yazdığımda ciddiydim. Başka niyetlerim, planlarım yoktu. Bu ikili hem Türkiye’yi hem de Rusya’yı sadece felaketlere sürüklerler. Başka bir şekilde değerlendirme yapmış kişiler, gruplar, holdingler varsa, hatalarından hemen dönmeliler. Rusya, diğer devletlerin siyasi liderleri için de büyük sermaye sahipleri için de hala emniyetsiz bir liman, aynı Türkiye gibi…

Bu dünyada artık hiç kimse İstanbul’u dikkate almadan hiçbir şey yapamaz.

| Mfs – Akademi Dergisi – Ezber bozan

Bir Yorum Yazın