Herkes hak ettiğini yaşayacak

Bu ülkenin Tayyip ve çetesi nedeniyle kaybedeceği bir dakikası dahi yok. Bir tesisi, bir projesi, bir arazisi, bir yeraltı yada yerüstü zenginliği daha yok. Memleket, “Türkiye” olmaktan çıktı. Memleket, Türklerin olmaktan çıktı. Memleket, “vatan” olmaktan çıktı. Hala her gelenin geçenin, Türkiye’ye daha fazla zarar veren taleplerine, türlü ihanetlere, peşkeşlere, oyalamalara, zararlara tam kadro halinde çalışıyorlar, hizmet ediyorlar. Hala Türkiye’nin düzgün ve net bir duruşu yok. Hala Türkiye’nin gücünü, imkanlarını, yeraltı ve yerüstü zenginliklerini Türkiye’nin lehine/yararına kullanmak yok. Kullanacakları da yok. Hala Kraliçe ne derse, o oluyor.

Türkiye içinde ve dışında şartları/dengeleri epeyi hazırladım. Şu lüzumsuz sıkıntı adamı ve çetesini, ben artık istemiyorum ve hızlı bir süreçle deviriyorum. Yerine bir adamımı geçireceğim. Ben arka planda kalacağım. Bu süreçte Türkiye’yi de bile isteye büyük krizlerden büyük krizlere sokacağım. Kimseye “Herkes tedbirini alsın, hazırlansın, sermayesine sahip çıksın” ya da “Herkes ülkesine, milletine zarar veren kararların, uygulamaların karşısında dimdik dursun.” v.s. diyecek değilim. Kaç tekrarla zaten dedim. Herkes hak ettiğini yaşayacak. Hep dediğim gibi, danışıklı muhalefetin tamamını da Tayyip’le birlikte devireceğim.

Bundan sonra bu ülkede Kraliçe’ye çalışan herkesi en hızlı şekillerde oyundan düşüreceğim. Bunları desteklemeye, elimden almaya çabalayacak her tarafı, her hükumeti ve her ülkeyi de krizlerden krizlere sokacağım. Neye uğradıklarını şaşıracaklar. Türkiye dediğimiz bu ülkede karışmamış bir kurum, bir adliye, bir cadde kalmayacak. On milyonların öfkesini arkama alarak geliyorum.

Yeter, mide bulandırdı artık bunların omurgasızlıkları, git gelleri, ihanetleri, peşkeşleri, kraliçeye kullukları, pislik işleri, ülkeyi mülteci denilen onursuzlarla doldurmaları, ordumuzu bile İsrail’in ve Kraliçe’nin emrine vermeleri, Suriye politikaları, gelene gidene ağam/paşam çekmeleri v.s.

Böyle ülke değil, mahalle bile yönetilemez. Böyle devlet başkanlığı değil, muhtarlık bile yapılamaz. Türkiye istemediğim ve izin vermeyeceğim sıkıntılara/krizlere koşar adım gidiyor, bu tarz vatanı ve milleti bütünüyle tehdit eden hallere müdahale edeceğimi bin defa söylemiştim. Onun kralı geliyor, şunun veliahtı geliyor, diğerinin paşası geliyor, bütün hesaplar, bütün planlar Türkiye’nin ve Türk milletinin aleyhine yapılıyor. Ben de o türlü hesapların hepsini bozmaya ve dünyayı başlarına yıkmaya geliyorum.

O meşhur rüyamdaki o meşhur kısımdayız. Gittim, geldim… Gittim, geldim ama sonunda “yeter artık” diyerek Tayyip’e dört el ateş ederek onu öldürdüm. İşte tam oradayız…

Haydi, başlıyoruz.

| Mfs – Ezber bozan – Akademi Dergisi

Kripto paralardan artık uzak durulmalı

Ankebut Ağı biraz daha paraya sıkışınca, yana döne nakit para arayacak ve kripto paralardan da bir anda çok büyük vurgunlar vuracak. Çok büyük oyunlar oynayacak ve çok çok yüksek sayıda kişi mağdur edilecek. Bunu yapmak zorunda, yapacak ve her an yapabilir. Lakin bu da Ankebut Ağının hızla çöküşünü durdurmayacak.

Benden söylemesi… Nerede kripto para işi varsa, oradan uzak durulmalı. En çok da Elon Musk üzerinden yapılan kripto para işlerinden iyice uzaklaşılmalı.

| Mfs – Ezber bozan – Akademi Dergisi

Beyhude işler


Malezya Kralı Türkiye’ye en çok da Sabiha Gökçen Hava Limanı için geliyor ama boşa geliyor.

Sabiha Gökçen Hava Limanı da alanın elinde kalır. Zan edildiği gibi kazandırmaz, aksine uzun vadede çok büyük kaybettirir. Hatta bir de resmi/hukuki sıkıntıları bitmek bilmez. Türkiye’de çok kısa süre sonra hava limanları üzerinden hiçbir türlü kara para ve kaçakçılık işleri de yapılamayacak. Bunu da değerlendirmek gerekir.

Sabiha Gökçen Hava Limanı’nı sahiplenmeye, elde tutmaya çalışmak, Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesi kapsamında yapılmak istenen ve her türlü kara para işlerinde kullanılmak istenecek limanı elde tutmaya çalışmak kadar beyhude bir iş… Bu türlü planların hepsi baştan bozuluyor, bozulacak. Kasıtlı bir şekilde her yönden dibe vurdurulmuş olan Türkiye, çok çok kısa süre sonra gerçek bir hukuk devleti olacak. Zira hızlıca ve sert bir şekilde dibe vuran şey, ister istemez yukarı zıplar. Haddi aşan bir şey, zıddına döner. Türkiye’deki zulümler, haksızlıklar, hırsızlıklar, peşkeşler, devlet terörü de iyice haddini aştı.

Türkiye’de ve Türkiye ile beraber hareket eden ülkelerde, hava yoluyla yolcu taşımacılığı, en çok da hava yoluyla kargoculuk hızlı bir düşüş yaşayacak. Ankebut Ağı’nın yakın gelecek tahminleri de planları da tutmayacak. Yine İstanbul’un, yine Mfs’nin dediği olacak. Uçaklar ve hava limanları, öncelikli olarak tercih edilmeyen, çokça zaruret olursa tercih edilen, aşırı pahalı sistemler/araçlar olacaklar. O yeni İstanbul hava limanı bile kısa sürede kullanılmaz olacak. Çok sayıda resmi/hukuki sorunları olacak. Dünya genelinde konu edilecek yargılamaların konusu da olacak. Hava limanlarına duyulan ihtiyaç hızla azalırken, bir yandan da zaten teknik yetersizliği, malzemeden ve işçilikten hep çalınmış olması, yerinin yanlış seçilmiş olması, projesindeki vahim kusurlar gibi sebeplerle de kullanılmaz olacak. Önümüzde zaten gıda ve içilebilir su kriziyle birlikte yakıt/enerji ve yedek parça krizi de var. Uçakları olup da uçak yakıtını bulamayanlar ya da fahiş fiyattan bulup satın alamayanlar, yedek parçaları bulamayanlar ya da fahiş fiyattan satın almak zorunda kalanlar da çok olacaklar. İnsanlar da zaten uçak biletlerine fazlaca para ödeyemez olacaklar. Ve neden ödesinler, uçaklardan çok daha ucuza gelen ve uçakların hızına çok yaklaşmış olan ve kaza riski uçaklardan çok çok ama çok daha az olup konforu uçaklardan çok yüksek olan alternatifleri olacak insanların… Hızlıca değişecek bu dünya…

Yeni İstanbul Havalimanı’nın arazisine ve üzerindeki menkul ya da gayr-i menkul her şeye, kamu zararının tazmin edilmesi adına tamamen el konulacaktır. Hatta bu projelerde çalışmış, bir yerinde iş almış bütün şirketlerin bütün varlıklarına ihtiyaten el konulacaktır. Bu işin içindeki herkesin canı yakılacak ve kamu yararı üstün tutulacaktır. Bir süre sonra da el konulan her şey, her kese açık bir açık artırma ile ve peşin paraya satılarak, elde edilen gelir hazineye aktarılacaktır. Değerlendirmek isteyen olursa, yeni İstanbul hava limanının sadece arazisini başka iş sahalarında kullanmaya değerlendirir, başka bir işe yaramaz orası…

Sabiha Gökçen Havalimanına da devlet tarafından tamamen el konulacak, bütün sözleşmeler, anlaşmalar, satışlar, kiralamalar geçersiz/hükümsüz görülecek. Daha yargılamalar devam ediyorken bile sadece askeri maksatlarla kullanılan bir havalimanına dönüştürülecektir. Askeri maksatlarla da uzun süre hava limanı olarak kullanılmasına ihtimal vermiyorum.

Türkiye’nin saçma sapan hukuk sistemi de idari sistemi de bir anda değiştirilecek. Mevcut hukuk sistemine, siyasi sisteme, hain siyasetçilere ve en çok da kara paracı hain masonlara aldanmadan ve güvenmeden, bütün taraflar, Türkiye’de iplerin daha şimdiden kimin elinde olduğunu bilerek, ona göre adımlarını atmalı. Sonra İstanbul kimsenin ne dediğine bakmayacak, yapması gerekeni yapacak. Karşısında bu hususlarda dikleşmeye çalışan taraflara ve ülkelere daha da çok kaybettirecek. Şu Malezya halkı da sözde Krallarından artık kurtulmalı. Başka ülkelerin ve en çok da dünyayı fesada vermiş sistemin perde arkasındaki lideri olan İngiltere Kraliçesinin kara para işlerine, karanlık ve kanlı işlerine taşeronluk yapan bir sözde kral, Müslüman ve kardeş Malezya halkının artık başında durmamalı, duramamalı.

Sabiha Gökçen melesinden bir kriz çıkartarak Türkiye’de olduğu gibi Malezya’da da Ankebut Ağının planlarını ve sistemini bozmak çok kolay iş. Yeter ki Malezya’daki kardeşlerimiz, öncelikle de oradaki etkili ve yetkili kardeşlerimiz bir ses versinler.

Türkiye’de inşaat, ulaşım, enerji, ziraat, hayvancılık, bilişim, iletişim başta olmak üzere her sahaya/sektöre bundan sonra İstanbul yön veriyor, verecek. Hiçbir taraf, çoktan hükmünü kaybetmiş limon kolonyası misali olmuş o İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in olmadık planlarına piyon olmasın. Krallar da olmasınlar, veliahtlar da olmasınlar, subaylar da iş adamları da olmasınlar. Zira İstanbul, kraliçeye piyon olmaya devam edenleri grup grup ve hızla oyundan düşürmeye devam edecek. Bu beyhude işler bırakılmalı, ABD’yi tam olarak karıştırdığımızda kimlerin işleri devam edecek, alacağımızı iddia ettiğim topraklarımızı sıra sıra alırken kimlerin işleri devam edecek, şimdiden İstanbul ile bunların anlaşmaları yapılmalı. Hala Ankara hükumeti ile, hala Türkiye’deki mason üstatları ile bu işleri çevirebileceğini düşününler, ayakta iken rüya görenlerdir.

| Mfs – Ezber bozan – Akademi Dergisi