Kimse mani olamayacak

Şu son yayınlardan sonra dünyada dini, tarihi, siyasi ve dolayısı ile askeri ve mali sahalarda çok büyük değişmelerin yaşanmasına hiçkimse mani olamayacak. Yayınlar sansürlendiği için şu anda bu bilgiler dünya genelindeki etkili ve yetkili insanlar ve sonra halklar arasındaki küçük kesimlerde yayılıyor. Lakin kısa sürede bu sansür seti kırılacak. Bu gibi yayınlar da bu sansürü kırmaya vesile olacak. Bu nedenle, karşımızda olan tarafların fazla zamanları yok, bir şeyler yapmalılar ve bir çıkış yolları da yok. Perişan hallerdeler.

Bunun yaşanmaması, sansürün kırılmaması, bu gibi bilgilerin bütün insanlık tarafından duyulmaması için ve mevcut sistemlerinin çökmemesi için bütün dünyayı yakmayı düşünecek kadar şeytanlaşmış kişiler var dünyanın pek çok devletinin ve ayrıca dini grubunun başında…

Bundan böyle İstanbul’un denizden gelebilecek tehlikelere karşı emniyetinin sağlanması hususunda çok daha dikkatli, tedbirli, gayretli olunacak. Bunun için devletimizin kurumları ve imkanları açıkça kullanılacak.

İstanbul’daki gerçek Mescid-i Aksa, Tur-i Sina (Babil kulesi) ve daha başka başka mekanlar konuruyor. Bu şehir, dünyadaki uzaylılarda bile bulunmayan çok yüksek teknoloji seviyesiyle binlerce yıldır korunuyor ama bu, bu şehre suni deprem saldırıları yapılamayacağı, nükleer bombalar atılamayacağı manasına gelmiyor.

Sadece havadan gönderme değil, denizin içinden sinsice bir nükleer bomba getirilmesi ve İstanbul’un dibinde patlatılması ihtimali hep var. Nükleer bomba yerine, nükleer enerji ile çalışan bir denizaltının ya da nükleer füzeler taşıyan bir denizaltının “kaza süsüyle” patlatılma ihtimali de var. Bu, sadece Rusya’nın başındaki batı uşaklarının, azılı Türk ve İslam düşmanlarının yapabileceği bir şey değil. Çok daha başka taraflar da buna teşebbüs edebilirler.

Dünyanın en kadim dini ve siyasi merkezinin, İstanbul’un, yeniden dünyanın dini ve siyasi merkezi olmasını kabullenemeyecek olanlar, taşkınlık yapacaklardır ama sonunda sert kayaya çarpacaklar. Çok ama çok sert karşılıklar alacaklar.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Bir Yorum Yazın