Menzil çukuru…


“Bu kişiler Siirt’in Baykan ilçesinde istenmiyorlar ve sürülüyorlar. Urfa’nın Siverek ilçesine gidiyorlar. Burada da çok kısa kalabiliyorlar. Bucak aşireti onları istemiyor.”

“(Menzil’in sözde şeyhlerinin soy isimleri Erol) Erol ailesi oradan ilk olarak Kahta’ya gitmiyor. Gerger ilçesine gidiyor. Orada Canbek aşireti onlara destek oluyor.”

Erol, Şenol, Günol, Erdemol gibi isimler/kelimeler, Türkiye’de gizli Ermenilerin en çok kullandığı isimler arasında…

Baykan ve Canbek de gizli Ermeni şifrelemelerine uygun kelimeler… Serkan, Hakan, Erkan gibi isimleri çok çok yoğun olarak kullanıyorlar. -Kan hecesi, onlar arasında çok belirgin bir işaret, sembol, şifre… Aynı şekilde -bay eki de öyle… Konu ile alakası yok ama baykar da zaten gizli Ermeni şifrelemesi…

Bucak, Karak, Koçak gibi kelimeleri de sürekli tercih ettiler, ediyorlar. Kelimelerin ya başına ya da sonuna -ak ve -kara ekleyerek kullandıkları yüzlerce şifrelemeleri var. Mesela Diyarbakırlı Ahmet Akgündüz bile gizli Ermeni… Mesela, Türk ordusunu Ermeni çocukları ile dolduran Kazım Karabekir… Mesela görev başındaki İstanbul Emniyet müdürü ve kara paracı Zafer Aktaş…

Şu programdaki Berhan Şimşek, Gürkan Hacır, Sinan Alçın, Canan Kaya, Ruşen Gültekin de gizli Ermeniler…

Bu ülkedeki Ermeniler hiçbir zaman tek parça olamadılar. En başta aralarında mezhep farklılıkları oldu. Sonra sırtlarını Rusya’ya mı Vatikan’a mı dayayacakları konusunda ciddi ayrışmalar hep oldu. Sonra makamlar, rütbeler ve devasa maddi imkanlar ele geçirdiklerinde, bunların paylaşılmasında hep kavgaları oldu, oluyor.

– Selamün aleyküm hocam, bu menzil şeyhi Abdüljaws hazretleri Bitlis Narlıdere köyü doğumlu. Baykan’ın Siirt’e bağlı olması lazım.Ben o bölgede görev yaptım ve bu sapık herifin köye giriş konvoyuna (150-200 araç) korucularla emniyet sağladık.Köy Ermeni köyü ve köyün yarısı PKK li yarısı hükümet yanlısı korucu görünüyor 😀😀

Her sene köyüne gelir, yakın korumalarının çoğu da eski askerlerden oluşuyordu diye hatırlıyorum.

= vas

Hepsi MİT’in piyonları, MİT’in üzerinden de diğer gizli servislerin kontrolündeler… Bu kara paracı, vahşi çingenelerin uzantıları devletin her yerinde ve artık iyice haddi aştılar. İyi bir çatışmayı ve sonra başlarının ezilmesini hak ediyorlar.

– Ateşleri bol olsun hocam, tövbe verme vs bir sürü şirke giden yol var adamlarda.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Tayyip şu ana kadar para bulamadı


Şimdiden sonra, ani bir gelişme ile para bulabilirse (ki bu hiç beklenmiyor) TR’de vaziyeti kısacık bir süre daha idare edebilir. Bu kısacık süreç bile çok sıkıntılı, gergin, taşınmaz bir süreç olur. Sorunların aslında arka plandan daha da devleştiği bir süreç olur.

Ani gelişmeler olmaz ve parasız şekilde TR’ye dönerse (ki öyle olacak), son günlerini yaşamak ve yıkılmak için TR’ye dönmüş olacak. Çavuşesku misali yıkılacak.

Vatandaşların arasından bile kananların sayısı azdır ama yatırımcılar arasından, Tayyip ile ziyaret ettiği liderler arasındaki şenşakrak fotoğraflara kanan hiç yoktur. Herkes, vaziyetin kötü olduğunu biliyor ama hala ümidini korumak isteyenlerin sayısı da az değil.

O görüşmelerde ve sözde anlaşmalarda aslında kameralara oynuyorlar. Tayyip’i iyice zor hale düşürmek de istemiyorlar ama arka planda “Bizde de para suyunu çekti. Ayrıca senin ülken hala çok karışık. Dengeler yine bir anda aleyhine döndü. İstanbul faktörü var, risk çok büyük.” diyorlar. TR piyasasındaki önde gelen oyuncular, para bulunamadığı ve bulunamayacağı haberini çoktan aldılar ama onlar da acı akıbetin yaşanmasını bekliyor gibiler. Ya da hala bir ümitleri mi var, bilemiyorum.

Bütün dünya çok kesin olarak biliyor ki hala Tayyip’in yanında, sömürmenin yanında, peşkeşin yanında, zulmün ve soygunun yanında, terörün ve sözde sığınmacıların yanında ama Türkiye’nin karşısında duran liderler perişan olmayacaklar, yok olacaklar. Onlar için bu kadar vahim bir risk var ve yaşanan onca şeyden sonra, hiçbiri İstanbul’un tehditlerini hafife alamıyor.

Şu şartlarda Tayyip “Bu kadar da olmaz” denilen o son büyük peşkeşleri, kamu varlıklarının satışlarını da yapamaz. Yaparsa, bunun da aleyhine döneceğini, ayrıca piyasalarda gerçek bir rahatlamaya dönmeyeceğini ve yine birkaç güne yıkılacağını biliyor. Ve şu şartlarda, daha önce devletimizin varlıkları kendilerine peşkeş çekilen taraflar da o son varlıkları güya satın alamazlar. Alırlarsa, onlar da yok olacaklarını biliyorlar.

Aşağıdan, yukarından, yolun sonu görülüyor.

Bu defa da yaz günü karlar yağacak, hava buz kesecek ama kimse gizleyemeyecek. Hiç kimse…

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya