Yaz kızım!

Gereğine hükmedildi.

Şu iki kriptonun, şu iki dişi insan şeytanının kafaları birbirine vurulacak. İkisi de ayrı ayrı ibret-i alem olacak. Türk ve müslüman rolü oynayarak, müslüman Türklerin itikadına temelden bomba koymanın, müslümanların sonsuz saadetine kastetmenin cezası, ikisine de çok ama çok ağır kesilecek.

Onları arkalayanlar, destekleyenler, yönlendirenler de hızla ve sert şekilde oyundan düşürülecek.

Bu mücadelede çok kısa sürede cihan harbi çıkacak dahi olsa, dünyanın bütün dengeleri birbirine girecek bile olsa, asla geri durulmayacak. Türk yurdunda, Türk rolü oynayan hainlerin, dinimize/inançlarımıza pervasızca, sinsice, kahpece saldırmalarına asla meydan bırakılmayacak.

Lanet olasıca pislikler…

Sıfatlarından zulmet, kalemlerinden ve dillerinden fitne akıyor.

Güya Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin eserleriyle büyümüş… O Işık Kızıltuğ, Türk rolü oynayan o çevrenin içinde, azılı bir Türk ve İslam düşmanı olarak büyüdü. Sinsi bir hain, münafık, numaracı olarak büyüdü, yaşadı. Çift kimlikli bir omurgasız sürüngen olarak büyüdü, yaşadı, yaşıyor. Şu millete her türlü maddi ve manevi tuzağı kuran dedelerinin, atalarının tecrübelerinden istifade ede ede büyüdü.

Neticede İblis’e sadakatla bağlı olan, insanlığa düşman olan, adeta cinler alemine karışan azılı ve baş belası bir büyücü oldu çıktı.

Şimdiye kadar, büyücülükle kaç kişinin canını yaktığını kendi bile bilmiyordur. Sabah, akşam, gece, gündüz bütün işi büyücülük olan pisliği çıkartmışlar, güya dini meselelerin doğrularını anlatacak.

Anlattığı da asırlardır hatta binlerce yıldır İblis’in kullandığı bir kart olan vahdet-i vücud inancı… O sapık inancı bile açıkça ifade etmiyorlar. Vahdet-i vücud sapıklığına karşı adeta elinde kılıçla harp etmiş gerçek İslam alimlerinin isimlerini de eserlerini de kendilerine adice malzeme/araç ediyorlar. O kadar sinsi ve hainler… O alimler şimdi hayatta olsalar, şu iki hainin de başlarının derhal kesilmesini ve meydan yerde sergilenmesini emir ederler.

Çıksınlar bir yerde karşımıza, on dakika bile konuşamazlar. Hiçbir şey bildikleri de yok. Bu yaşlarında hala kütük kadar cahiller. Klişelemiş cümlerle ve tekniklerle, analarından, babalarından, dedelerinden gördükleri ihanet sistemini ayakta tutuyorlar. Her gün Türklerin dinine saldırıyorlar, tarihine saldırıyorlar, İblis’e kulluk ediyorlar.

Bu ülkede Ermeniler, Yahudiler, Ezidiler, Süryaniler, Rumlar, bilmem kimler kimler, çıkıp da kendi inançlarını “Bizim inancımız budur” diye anlattılar da rahatsız mı olduk, müdahale mi ettik?

Türk olmadığı halde Türk rolü oynamak, müslüman olmadığı halde müslüman rolü oynamak, sonra da gece gündüz, her gün türlü türlü tuzaklar kurmak kimin hakkı? Kim veriyor bu hainlere o hakkı? Rusya mı, İngiltere mi, devletten sayılmaz Ermenistan mı? İran’ın idaresini elinde tutan ve molla rolü oynayan Ermeni/hristiyan hainler mi?

Milyon milyon öldüler ama hiç sarsılmamışlar. Bütün dünya görecek gerçek Türklerin haklı öfkesini, haklı tepkisini… Bunlara karşı hala vazifelerini yapmayan idarecilerden adli yetkililere ve istihbarat teşkilatı mensuplarına kadar herkes de bulacak cezasını…

Yıkılası Youtube, bir tek gerçek Türkün kanalının yükselmesine bile izin vermiyor. Nerede omurgasız sürüngen hainler var, nerede Türklere sinsice saldıranlar var, nerede kara paracılar var, nerede ahlak ve namus tanımazlar var, nerede cinsi sapıklar var, nerede büyücüler var, hepsinin en basit kanallarını bile öne çıkartıyor. O Youtube’un da sonu çok yaklaştı. Onu da görecek bütün dünya…

Bilinmeli ki maddenin gerçek olmadığını, bu hayatın simülasyon olduğunu, tek gerçekliğin aslında zihin olduğunu iddia eden kişi müslüman bir kişi bilinemez.

Namaz da kılsa, oruç da tutsa, İslami hizmetlerin içinde bir kişi de görünse, sakalı da olsa, her günün yarısında zikirle meşgul de olsa, günahların çoğundan uzak duran biri de olsa, imam da olsa, müezzin de olsa, profesör de olsa, kitaplar yazmış da olsa, müslüman bir kişi olarak bilinemez.

Onun arkasında namaz kılınmaz. Onunla kurbanda hisseye bile girilmez. Ölürse namazı da kılınmaz. Arkasından şahitlik edilmez. Kılanı da edeni de Allah kahreder.

Çünkü o kişi, o inancıyla, çok sayıda Kur’an ayetini inkar etmiş bir kişidir. Bir ayeti inkar bile kişiyi dinden çıkartır.

Her gün müslümanların karşısına kitaplarla, dergilerle, Tv yayınlarıyla, radyo yayınlarıyla, internet yayınlarıyla bu gibi sapık inançlar çıkartılıyor.

Diyanet’in içi hatta tepe kadrosu bile gizli Ermeni-Yahudi dolu… Tarikatların tamamının tepe kadroları da gizli Ermeni-Yahudi dolu. Hepsi de vurguncu ve kara paracı. Hepsi de doğrudan ya da dolaylı yollardan MİT’le ve başka ülkelerin gizli servisleriyle bağlantılılar. Anlattıkları şeyler, kurdukları tuzaklar, yeni yeni şeyler değiller. Asırlardır zaten hep denenmiş şeyler. Herkesin bu hususlarda çok dikkatli olması gerekiyor.

Google aramalarında dahi, kripto kimlikli hainler tarafından hazırlanmış ne kadar meal, tefsir sitesi varsa, onlar öne çıkartılıyor. Adeta dayatılıyor.

Bu pislik, bu pervasızca ihanet, bu kahpelik artık iyice gerdi. Gayretullaha dokundu. Bakalım Mevla neyi, nasıl denk getirecek ama şüphem yok ki yakın vakitte bunların hepsini bu millete, sürüye değil, gerçek Türklere gömdürecek. Sonra “Ermeni katliamı” mı denilecek, “Yahudi katliamı” mı denilecek, ne diyorlarsa desinler…

Arkalarından da Rusya’nın, İran’ın, İsrail’in, Yunanistan’ın, ABD’nin, İngiltere’nin, Ermenistan’ın, Mısır’ın, Almanya’nın, İtalya’nın, İspanya’nın idarecileri, din adamları ve gizli servisleri ağlayacaklardır.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Benim kafam da vicdanım da çok rahat ve “Extraction 2” filmini izliyorum.

Henüz yarısına bile gelmedim ama filmden şu ana kadar şu mesajları aldım:

  • İyi adamlar da para için çalışırlar.
  • İyi adamlar da haksız yere cana kıyarlar, cinayetler işlerler.
  • İyi adamlar da sık sık küfür ederler
  • İyi adamlardan olacaksan yalnız olmalısın, arkadaşın bile olmamalı. Hatta eşin, çocukların bile olmamalı.
  • Araba olarak Wolksvagen’i tercih etmelisin.
  • Windows’a, Bill Gates’e, batılı elektronik cihaz imalatçılarına güvenmelisin.
  • Tiktok kullanmamalısın ve Tiktok’a güvenmemelisin. Tiktok’ta hiç doğru bilgi bulamazsın.
  • Batı yanlısı bir zihniyette, bir hayat tarzında olmalısın. Yüzünü batıdan başka yöne asla dönmemelisin.
  • Batının devlet, hukuk, ahlak, eğlence sistemlerini/kabullenişlerini sorgulamamalısın.
  • ABD, dünyanın sorunlarla boğuşan yerlerinde iyi yönde mücadele ediyor. Çok insanın hayatını kurtarıyor. Oralarda adaletin hakim olmasını istiyor.
  • ABD, dünyanın muhtelif yerlerindeki mafyaların, bulundukları devletlerin hükumetlerini ezmesine mani olmaya çalışıyor. ABD uyuşturucuyu, fuhşu, mafyaları, haksızlığı hiç sevmiyor.
  • Hindistan fena bir ülke değil. Her ne kadar batı yanlısı olman gerekiyorsa da Hindistan’a düşman ya da soğuk olmamalısın. Hindistan markası olan arabaları da satın almalısın.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Bize ne, bırakın, canları cehenneme…

Kilis’in ve devamında bütün Güneydoğu bölgemizin… Sonrasında bütün doğu bölgemizin Türkiye’den kopartılması, ayrılması yönündeki faaliyetleri yakinen takip ediyoruz.

Başta hain Ankara hükumetinin, devamında Rusya’nın, Ortodoksların, Vatikan’ın/Katoliklerin, Ermenistan’ın, pislik yuvası Azerbaycan’ın, Gürcistan’ın, İran’ın, Irak’ın, Suriye’nin, Yunanistan’ın, BAE’nin, Katar’ın, Suudi Amerika’nın, Almanya’nın, Fransa’nın, Çin’in, İngiltere’nin, ABD’nin ve diğerlerinin planlarını biliyoruz. Türkiye içindeki kripto kimlikli hain kesimlerin, başta da gizli Ermeniler ile gizli Yahudilerin planlarını da biliyoruz. Türkiye’deki dini azınlıkların dini temsilcileri olarak görünen kişilerin nasıl ihanetler ve bağlantılar içinde olduklarını da yakinen takip ediyoruz.

Güneydoğunun ve devamında doğunun Türkiye’den kopartılmasına karşı bir mücadele de vermiyoruz. Bu ayrılma, parçalanma sürecinde, o bölgelerde ne kadar kan akacağıyla, nasıl acılar yaşanacağıyla, kaç milyon kişinin fuhuş ve organ mafyalarına kaçırılacağıyla, kaç kara para işinin eş zamanlı olarak yapılacağıyla da ilgilenmiyoruz. İç çatışma çıkması ihtimaliyle de ilgilenmiyoruz.

“Alemin canı cehenneme” dediğimiz süreci devam ettiriyoruz. Sadece çok çok zaruri olan meselelerde müdahaleler yapıyoruz.

Ben, bu millet için neler neler yaptım. Onlar her seferinde sadece seyirci kalmadılar, bir kısmı daha da ileri gitti. Düşmanlarla, hainlerle, karaktersizlerle, dış güçlere maşalık yapanlarla, siyaset sahnesinde danışıklı dövüşenlerle, hukuk tanımazlarla, dinimizi bile alet ederek her pisliği yapanlarla ve sömürgecilerle değil, benimle, benim gibi olanlarla uğraştılar. Münafıkça, sinsice, adice karşılıklar verdiler. Bir de müslüman Türk oldukları iddasıyla bunu yaptılar. Hatta tarikat ehli görünenlerden bile böyle duranlar çok oldu.

Lanet gelesice bu toplulukların artık bu diyarlardan temizlenmesi gerekiyor. Bu böceklerin üzerlerine basılarak sularının çıkartılması gerekiyor. Böyle bir fırsatı bulmuşuz, neden mani olalım? Yansın bütün dünya, biz yangınlara benzin döküp duruyoruz, herkesi iyice göremiyor mu?

Kime anlatacağız, kimi harekete geçireceğiz? Kimin vatan, millet, din, namus için mücadele etmesini bekleyeceğiz? Nerede kalmış bunlar, hep şekilden/görüntüden ibaret. Bu memlekette, örtülü işgale, sessiz istilaya karşı mücadele veriyormuş gibi görünen o kara paracı ve kara suratlı Ümit Özdağ’ın ve çevresindeki minik çetenin bile gerçek kimliklerini, işlerini anlattık.

Aslında hainlik yaptıklarını, istihbarat faaliyeti ve nüfuz/etki casusluğu yaptıklarını, bir yandan da Türk düşmanı ülkelerle, gizli servislerle, mafyalarla, kara para çeteleriyle sıkı paslaştıklarını anlattık. Alem gördü, nasıl suç üstü yaptım Twitter’da o kadın avukatı ve kaç kere çağırdım o hain Ümit Özdağ’ı… Avukat hemen profilini kapattı, Ümit Özdağ’a ne oldu? Hala sahada? Hala numarasını oynuyor? Hala bir yandan da azınlıkların dini liderleri olarak gösterilen Türkiye’deki hainlerle, Türkiye’nin bölünmesi üzerine planlar, anlaşmalar yapıyor. Ee devletin kurumlarını da masonlar, kriptolar, hainler ele geçirmişler, tamam… Bir adalet sistemi de bırakılmadı ve kalan kırıntısı da gerçek vatanseverlerin peşinde, tamam… On seneden fazladır bu gerçekleri duyurduğum, anlattığım, öğrettiğim şu millet nerede, millet?

Milyonlarca istilacı, vatan savunmasından kaçmış onursuz kişi, malum tarafların planları kapsamında on seneden fazladır Türkiye’de… Üniversitelerde öncelikliler, esnaflıkta öncelikliler, her yere yerleştirilmede öncelikliler, hastahanelerde bedava tedavi oluyorlar, Türkiye kendilerininmiş gibi davranıyorlar, milletçe onurumuzu kıran her arsızlığı, hırsızlığı, yağmayı, işgali, aşağılamayı yapıyorlar da bu millet nerede? Neyi bekliyor, ecelini mi? İşte geldi, çok bir şey kalmadı.

Millet denemez ve İslam’dan değil sadece, çoktan insanlıktan bile çıkmış şu sürü için biz, bundan sonra saçımızın bir telini bile feda etmeyiz.

Bölünecek mi topraklarımız, bölünür ama vakti gelince geri almasını da biliriz.

Lanetullahi teala aleyhim ecmeiyn.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Bütün ülkelerin hava limanlarındaki panolara yazılmalı

Almanyanın, çok çok yüksek sayıda cinsi sapık kişilerle, hususiyle de sübyancı ve ensest kişilerle dolu olan bir ülke olduğu…

Almanya halkının çok büyük çoğunluğunun ahlaken aşırı yozlamış olduğu…

Almanya’ya bir şekilde girmiş olan yüz binlerce çocuktan hala haber alınamadığı, akıbetlerinin bilinemediği…

Dünyanın muhtelif yerlerinden kaçırılan çocuklardan, fuhuş mafyalarına satılanların epeyi kısmının Almanya’ya götürülerek sapık Almanlara satıldığı…

Alman devlet sisteminin de bu kirli işlerin tamamen içinde olduğu…

Almanya’daki idarecilerin çok büyük kısmının satanistleşmiş, sapıklaşmış kişiler olduğu…

Bütün ülkelerin hava limanlarındaki panolara yazılmalı ve yolcuların dikkatli olmaları, sadece zaruret kadar Almanya’da kalmaları, mümkünse çocuklarını yanlarında Almanya’ya götürmemeleri istenmeli.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya