Niye o kadar şaşırıyor ve sarsılıyorsunuz?


Asr suresi de hz Mehdi devrini haber veren surelerden biri… Asr, zaman demek. Çağ demek. Men etmek demek. Tutuklamak demek. Dün Hac suresine dair paylaşımlar yaptım. Hac suresinde geçen “saat” ile Asr suresinde geçen “asr” birbiriyle bağlantılı. Binlerce senedir beklenen o vakit ile alakalı…

Hz. Mehdi, insanlığı kötülükten men edecek. Üstelik bunu sadece nasihatla yapmayacak, kuvvet kullanarak, toplu ölümlere sebep olarak da yapacak. Yeni bir çağı başlatacak. Ankebut Ağına bağlı olan kişileri güçsüz düşürecek, köşeye sıkıştıracak, tutuklayacak ve insanlığa kötülük etmekten men edecek.

O asr yani çağ/devir başlarken, milyarlarca iki ayaklı taş da ölecek, temizlenecek. Mecazen iki ayaklı taş diyorum ama helak olarak ölenlerin arasında, Pompei halkı gibi, bir anda vücutları taşlaşarak ölenler de olacak. Çok büyük hadiseler, afetler yaşanacak. “Kıyamet öncesi kıyamet” denilebilecek o helak hadiseleri yaşanırken, ancak iman etmiş ve salih ameller işlemiş olan insanlar kurtulmuş olacaklar. Onlar afetlerde ölseler de ölmeseler de kurtulmuş olacaklar. Lakin diğerleri cehenneme dolacaklar. Diğerlerinden ölmeyen ve hayatta kalan bir kısmı ise, ölmekten beter olacaklar. Cehennemi dünya hayatında yaşadıklarını zan edecekler, akıl almaz acılar içinde zamanla ölecekler.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Çoktan yazmıştım, o Twitter çöp…


Elon Musk’a numaradan bir satış/devir oyunu da çok büyük hataydı.

Önceki sözde sahiplerinin numaradan ifşa edilmesi, sansürlerinin ve yasakçılıklarının ifşa edilmesi de hiç inandıcı değildi. Hiç de faydalı olmadı. Aksine, on seneden fazladır anlattığım gizli/sinsi “sansürü” doğruladı, kendilerini suç üstü yaptı.

Twitter, mali olarak kendini zaten çeviremiyordu, hep zarardaydı, gelir elde etmeliydi. Gelir elde etmeye dönük olarak yeni alınan kararlar da insanlardan kabul görmedi, görmüyor, görmeyecek. Twittler açıkça “Çok zor şartlardayız. Faaliyetimizi devam ettiremiyoruz. Kullancılardan bağışlar kabul edeceğiz” deseydi bile bu kadar hızla kendine son darbeleri vurmazdı.

Bunun böyle olacağı çoktan belliydi. Bence Twitter’ın gerçek sahibi olan CIA, Twitter’ın fişini çoktan çekmeliydi.

Zaten uzunca zamandır Twitter, dünyada en çok kullanılan on sosyal medya uygulaması arasına bile giremiyor. Yerlerde sürünüyor.

Bunca şeyin üzerine, Türkiye’de ve başka başka ülkelerde halkların iradesinin karşısında, devlet sistemlerini ele geçirmiş, hükumet olmuş masonik çetelerin yanında açıkça ve hukuksuzca durması da Twitter’ı bitirdi. Eski dünya yok artık. Bütün sansürlere rağmen Akademi Dergisi, masonların keyfine göre dünyanın her yerinde her şeye ayar çektiği dünya sistemini çökertti.

Thread da bir danışıklı dövüş. Twitter’ın oyundan çıkmak zorunda kalacağını iyice kabullenmek zorunda kaldılar, kendi aralarında yeni hamleleri bu şekilde oldu… Bu oyunu da son seviyede acemice, fark edilir şekilde oynuyorlar. O Thread da hiçbir şeye yaramaz, tutmaz. Zaten hepsinin gerçek sahibi aynı…

Bütünüyle Amerikan hatta batı merkezli servisler/uygulamalar bitti artık. Google bile, Youtube bile bitecek, çökecek ya da son dakikada numaradan değil, gerçekten bir satış yaşanacak.

Son süreçte, yazdığım o yazılardan sonra Twitter istediğim çizgiye getirilseydi, şu anda dünyadaki siyasi yapı da bambaşka bir haldeydi, sosyal medya yarışındaki tablo da bambaşka bir haldeydi. Twitter kesinlikle ilk üç arasındaydı, belki de bir numaraydı.

Bu da onların tercihi… Son defasında, sırf para hareketi olsun diye on milyon lira vermiştim Twitter’a, şimdi beş yüz bin lira vermem. O seviyede çöp oldu.

Anlaşılan o ki Facebook, İnstagram, Whatsapp gibi hizmetlerinde açıkça çöp olmaları çok yakın.

Meselenin bir de metafizik harp kısmı var ki bu çatışmalarda Ankebut Ağının elindeki bütün sistemler sinyale giriyorken, söz konusu mecraların girmemesine ihtimal yoktu, yok.

İş yapan, gelir getiren, faydalar sağlayan, sorunsuz şekilde yoluna devam edebilen bir şeyi, kim, neden satsın?

Twitter, eski Twitter olsaydı, satılması ihtimal dışıydı. Hoş, satılması da gerçek bir satış değil ama bu seviyede resetlenmesi ihtimal dışıydı. Yeni bir hava, yeni bir vizyon ve rüzgar oluşturulma ihtiyacı doğmazdı.

Elon, Twitter’ın ofisindeki saksıları/bitkileri bile, Twitter çalışanlarına satmaya kalkınca ve benzeri tuhaf tuhaf haberler basına yansıyınca, gülüp geçenler, şimdi öyle haberleri aratarak bulmalı, yeniden okumalı.

BLM aktivistlerinin de artık açıkça söyledikleri gibi, ABD hiçbir zaman güçlü bir ülke olmadı. Her şey baştan beri bir zorlamaydı, yalandı, propaganydı. On seneden fazladır bunu anlatıyordum, ilk anlarda insanlar sadece gülüp geçiyorlardı. Artık sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada kalabalıklar bu gerçeği kabullendi. Kabullenişler değişti. ABD merkezli sosyal mecraların sansürlemeleri faydasız kaldı, Akademi Dergisi kazandı, dünya çok değişti.

Dünyanın her yerinde, her detayında bir doğum sancısı, bir dönüşme rüzgarı yaşanıyor.

Tek LGBT konusunda bile son iki küsur senedir dünya genelinde nasıl da tersine rüzgar estiğine bakanlar, kimin kazandığını kesinlik seviyesinde görebilir. Artık ne kraliçe var, ne Trump var, ne Macron var, ne Putin var, ne Merkel var, ne Şi var. Ne de gerçek, işe yarayan, dik durabilen bir ABD hükumeti var. Her yerde büyük bir resetleme var ve bunu yapan İstanbul…

Elon Musk üzerinde gösterilen Tesla, SpaceX gibi şirketler de aslında batmış haldeler. On seneden fazladır anlattığım gibi, NASA bile çoktan batak halde… Şu beklenen afetler de yaşandıktan sonra ABD, tamamen diz çökecek. Sonra Türkiye olarak, ABD’den alacaklarımızı gerekirse topraklara, tesislere, vergilere el konulması yoluyla da olsa alacağız.

O sözde süper güç, en çok da Türkiye’yi sömüre sömüre maddi genişlik elde etti, hala böyle yapıyor. Bir cep telefonu alırken, iki cep telefonu da ABD’liler için ödüyoruz. Araba için de böyle… Her şeyde böyleydi, hala böyle ve o sözde süper güç, buna rağmen bile battı, iyice batıyor.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Yolun sonu şimdiden görünüyor


ABD’de beklenen depremler, Türkiye’de yaşanan maraş merkezli depremlerden çok daha şiddetli depremler olacaklar. ABD’nin depremler öncesinde tedbirler alabilecek siyasi birliği ve siyasi ahlakı, ayrıca kararlılğı yok. Mali imkanları da yok.

Depremler ve/veya yere batma hadiseleri sonrasında gerekli kurtarma, yardım, tedavi, beslenme, barınma, ısınma imkanlarını sağlayacak mali gücü de yok.

Maraş merkezli depremler sonrasında çok aciz düşmüş ve diz çökmüş bir Türkiye olmasını istediler, Ankara’nın kararlı ihanetlerine rağmen, İstanbul’un karşı mücadelesi sayesinde bunu sağlayamadılar. Lakin yaşanacak deprem ya da depremler sonrasında ABD’nin çok aciz düşmesine ve diz çökmesine mani olamazlar.

ABD halkının toplama bir halk olması, büyük kısmında genetik sorunlar bulunması, manevi dünyalarının sıfıra yakın olması, merhametsizliği ve sabırsızlığı, halkın farklı kesimleri arasındaki düşmanlıklar ve çekişmeler de göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu deprem/ler sonrasında ABD kendi kendini içten yiyip bitiren bir yere dönüşecektir.

Bunu önceden görüp kabullenerek ABD sisteminden ayrılacak ve kendi kabuğuna çekilerek elindeki son imkanlarla tedbirler alacak bazı eyaletler ancak bu sondan korunabilirler.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Şu Haluk Özdil, yine her zamanki gibi…


Ya hiçbir şeyi anlamıyor, yerli yerine oturtamıyor. Ya da bir kastı var, köşeye sıkışmış, çaresiz kalmış kesimleri hala güçlü, hala plan kuran ve uygulayan taraflar olarak göstermeye çabalıyor.

Pentagon da onlarca başka ülkenin savunma bakanlıkları ve gizli servisleri de senelerdir Akademi Dergisini çok sıkı takip ediyorlar.

Saha istihbaratlarının eşliğinde, muhtelif konuların uzmanlarıyla birlikte, bazen metafizik uzmanlarını da ekleyerek, gerekli konuları hep çalışıyorlar

Dünyanın dört bir yanında nükleer enerji santrallerini bozabileceğimizi, istersek patlatabileceğimizi, şu ana kadar onlarcasına ciddi sıkıntılar verdiğimizi biliyorlar.

Bunun haricinde, nükleer bombalara sahip olan ülkelerin o bombalarını, onları avlamanın bir aracına dönüştürebiileceğimizi, binlerce hatta on binlerce km uzaktan, hedef ülkenin sınırları içinde bulunan nükleer bombaları patlatabileceğimlizi biliyorlar.

Hususiyle son üç yıldır bunun farkındalar ve ciddiye alıyorlar. Lakin son birkaç ayda yaşananlardan sonra, en çok da Maraş merkezli afetleri görmelerinden sonra, çok tedirginler. Çünkü o afetlere normal insan gözüyle bakmıyorlar. Normal insanlardan gizlenen kısımları da çok iyi biliyorlar. Metafizik arka planını da çok iyi biliyorlar.

Kendileri için sorun ya da risk gördükleri muhtelif konularda sürekli değerlendirmeler, görüş alış verişi yapıyorlar. Raporlar alıyorlar. Metafizikçilerden de alıyorlar.

Onlar zaten çok eskiden beri metafiziği basite alan kurumlar değillerdi, son senelerde iyice ciddiye alıyorlar ve korkuyorlar. Çok korkuyorlar.

Dahası da var ki hadislerde de geçen, ayetlerde de geçen yere batma, duhan tesirine kapılma gibi çok ama çok büyük afetlerin yaşanacağını da biliyorlar. Metafizikçileriyle de bunları çalıştılar, çalışıyorlar. Ben 6 Temmuz 2023 tarihinde, “beklenen saat”e, kıyameti andıran ve dünya genelinde yaşanacak o devasa afete dair yayınlar yaparken zaten milyalarca insanın öleceğini herkesin anlamasını sağladım.

O afetlere çok yaklaştığımızı, her an yaşanabileceğini de biliyorlar.

Bütün bunlar yaşanırsa, İstanbul karşısında yine çaresiz kalacaklarını, karşılık veremeyeceklerini de biliyorlar, kabullendiler.

Bu nedenle, bunlar yaşanırsa, hiç değilse insanların bu yaşanacakları farklı yorumlamasını sağlamaya çabalıyorlar. Oradan sonra bile pes etmeyecekler, satanist dünya sistemini ayakta tutmaya çabalayacaklar. Güya falanca, filanca meşhur uzmanlara ya da üniversitelere çalışmalar yaptırıp böyle yayınlayarak, insanların kabullenişlerini daha şimdiden yönlendiriyorlar.

Buna, psikolojik harp deniyor. Gerçek sahada ve metafizik sahada harbe güçleri yetmediği için, elde kalan son saha olan psikolojik sahaya oynuyorlar.

Çok uyanık olmak lazım. Dünyada ABD’nin, İngiltere’nin, İsrail’in, Çin’in, Rusya’nın, İtalya’nın, Almanya’nın, Fransa’nın ve benzerlerinin, kendilerini ayakta tutacak kadar bile güçleri, orduları, paraları kalmadı. Çoktan havlu attılar, bunu açıkça ilan etmiyorlar, direniyorlar.

Dünyada büyük bir resetleme yapacak güçleri, sistemleri, adamları, paraları da kalmadı.

Artık şu sarsıcı gerçeğin herkes tarafından görülmesi gerekiyor, çünkü açıkça gözler önünde… Buna rağmen görmeyen birinin ya aklında bir sorun vardır ya da niyetinde ciddi bir sorun vardır.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya