İstanbul’da gerçek Türk İslam mimarisi hakim olacak

Yapacağımız köprülerin devasa ayakları ve üst katları hakkında fikir veren değişik bir çalışma…

Söz konusu köprülerin en basit yerleri bile en azından bu çizimdeki kadar etkileyici olacaktır. Çok daha iyi işler çıkartacağımıza çoktandır eminim.

İstanbul’a çok yakışacaklar. Genişletilmiş boğaziçinin iki yanında da gerçek Türk ve İslam mimarisiyle yüzlerce şahane bina ve tesis yapılacak. Her yerde ihtişamlı bir mimari ve büyük bir renk ahengi olacak. İnsan o bölgeye geldiğinde bile ruh hali değişecek, içi açılacak.

Ayrıca doldurulmuş devasa alanlarda toplamda milyonla yeni bina yapılırken de bu doku, bu mimari, bu ahenk hakim olacak. Sonrasında İstanbul’un iç kısımlarında kalan kabalalık, sırt sırta binalar, bozuk ve zor kullanılan yollar, her şey elden geçecek. Kenarları başka, içi başka halde bir İstanbul olmayacak.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Suni adalarda hayvancılık yapılacak

Ege denizinde ve Ak denizde de sabit suni adalar yapacağız. Bunlardan büyükçe olan üç tanesini hayvancılığa ayıracağız. Bu üç adada sadece hayvancılıktan sorumlu bir avuç insan bulunacak. Başka insanların bu adalara gitmesine izin verilmeyecek.

Başta Türkiye içinden olmak üzere, dünyanın her yerinden birbirine uygun hayvan türleri getirilerek bu adalara salınacaklar. Serbest yaşayacaklar. Kafeslenmeyecekler, kendi dışkıları üzerinde büyütülmeyecekler. Sürekli hasta halde yaşatılıp bir yandan da ilaçlar bedenlerini mahvetmeyecek.

Yem masrafı olmadan, tesis/ahır masrafları olmadan, ısıtma ve soğutma masrafları olmadan, ilaç masrafları ve yoğun veterinerlik masrafları olmadan, türlü türlü ek masraflar olmadan, hastalıklardan ötürü hayvan kayıpları yaşanmadan, bu adalarda on milyonlarca hayvan beslenecek. Hayvancılıkta hiç kimse Türkiye ile rekabet edemeyecek.

Türk çocukları doya doya et ve et ürünleri ile beslenerek büyütülecek. Bedenen de zihnen de çok sağlam olacaklar. Türkiye’de hastahanelerin de doktorların da ceza evlerinin de adliyelerin de sayıları dibe vuracak.

Kocaman adliye yapmakla övündüğümüz şu yüz karası halden kurtulacağız.

Bu gibi projeler devletimizin hazinesine her sene çok ama çok yüksek meblağlarda gelir sağlayacak ve hiç kimse kamudan, hazineden çalamayacak. Bu sayede devletimiz hiç denecek kadar düşük vergiler toplayacak.Yine de dünyanın açık ara en güçlü ülkesi olacak.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Sayılı günleri var


Hain Ankara hükumetinin, Ankebut Ağına bağlı sermaye sahipleri ile bir an evvel anlaşmasını, imzalar atmasını ve Türkiye’ye nakit paralar çekmesini bekleyen o Türkiye içindeki malum holdingler…

Yanlış ata oynadılar, oynuyorlar. En az bir sene daha Türkiye’de hiçbir projeye başlanmayacak ve yanlış ata oynayan o holdingler bile temizlik rüzgarında kökten temizlenecekler.

Hem açıkça batacaklar ve hallerini daha fazla gizleyemeyecekler. Hem ağır ceza mahkemelerinde yargılanacaklar ve başka ülkere gidemeyecekler. Hem de başka ülkeler ve dev holdingler ve mason tarikatı, bunların yargılanmasına ve asılmalarına engel olamayacaklar.

Koşar adım idam sehpasına giden ahmaklar, projeler peşinde koşuyorlar. Oyalansınlar, sayılı günleri var.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Güney denizlerinden de emniyet tedbirleri alacağız

Sadece kuzey tarafı değil, güney tarafı da sağlama alacağız. Günümüzde Yunanistan denilen on bin yıllık topraklarımızı geri alacağız. Ülkemize dahil edeceğiz. Mücadelemiz o safhaya geldikten sonra, güney tarafımızı da denizden sağlama alacağız.

Çizimde görüldüğü gibi bir güzergahı izleyerek, kemerli sistemli ve bariyerli köprüler ve yollar yapacağız. O kısımda da denizi öyle kontrolümüz altına alacağız ki bir köpek balığı bile iznimiz olmadan kuzeye doğru geçemeyecek.

Dahası, Ege denizinde de deniz canlılarını istediğimiz gibi planlayarak kontrol edeceğiz.

Ayrıca büyük adalarımıza kara araçları ile de ulaşabilir olacağız. Hatta Yunanistan denilen ana karaya da en kötü havalarda bile kara araçlarıyla ile ulaşabilir olacağız. Topraklarımızın karadan savunması için de gerekli tedbirlerden birini almış olacağız.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Öyle değil…


Zan ettiğiniz gibi yapılmayacak bu işler. On binlerce kilometre boyunca kanallar kazılırken ve ayrıca bazı dağları ve bazı dağ eteklerini tıraşlarken o kadar çok taş, kaya, mıcır çıkacak ki şu son paylaştığım İstanbul’a dair projeden onlarcasını kısa sürede yapmak bile mümkün olacak.

Kocaman sabit suni adaların ve sahil şeritlerine yapılacak çok geniş ve uzun doldurma alanların altları kaya gibi sağlam olacak. Dağ gibi sağlam olacak.

Yine zan ettiğiniz gibi olmayacak, kayalar katı halde deniz dibine saçılmayacaklar. Eritilecekler, magma haline getirilecekler ve boşluklar bile bırakılmadan zemine serilecekler. Üstelik bu işi yapmak zan edildiği kadar uçuk maliyetli de olmayacak.

Biz Türkler bunu binlerce sene önce de yapıyorduk. Şimdi tekrar da yaparız.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi