Çok eskiden günümüze kadar gelen bir kriptoluk tecrübesine sahipler. Öyle ki şunlarla onlarca sene bir arada yaşayan gerçek Müslüman Türk ve Kürt kişiler, Soyvural’ların gizli Ermeni ve Hristiyan olduklarını, türlü pisliklerin içinde olduklarını, arka plandan birbirlerini bilip sıkı paslaştıklarını fark edemeyebilirler.
Soyvural’lar gibileri, hayatın olağan akışı içinde sevdikleri, beğendikleri Türk ya da Kürt kızlarını bile kandırıyorlar, onlarla evleniyorlar ve gerçek kimliklerini, dinlerini, maksatlarını, iş sahasında çevirdikleri hileleri, üç kağıtları, en yakınındaki kişi olan eşlerinden bile saklıyorlar. Evlerine geliyorlar, muttaki bir müslüman rolü oynuyorlar, namaz kılıyorlar, İslami hususlara çok dikkat ediyorlar ama sonra dışarı çıkıyorlar, kendi ortamlarına akıyorlar ve bambaşka biri gibi davranıyorlar.
Konuşmalarına bakıyorsunuz hep İslam, adalet, hak, hukuk, merhamet, hesap, azap v.s… İşlerine bakıyorsunuz hep malzemeden çalma, faiz, kara para, uyuşturucu, söz verip tutmama, işçilikten çalma v.s…
Böyleleri, gerçekte itibar ettikleri Hristiyan ve büyücü sözde din adamları üzerinden, büyücülüğü yoğun olarak kullanıyorlar. Sadece iş sahasında, siyaset sahasında değil, kendilerine eş alma kısmında bile büyüyü Allah’tan korkmadan kullanıyorlar. Beğendikleri kızlara da büyüler yaptırarak zihin kontrolüne aldırıyorlar ve sonra kolayca eş yapıyorlar ya da eş bile yapmadan kullanıp atıyorlar.
Zavallı kızlar, o kişiler gerçekten sevdiklerini ve gerçekten sevildiklerini zan ederek bir ömür yaşıyorlar.
Bu şahsın ismindeki “yılmaz” da anladığımız manada kullanılmadı. Biz gizli Ermeni şifrelemesi olarak bu isim bu şahsa verildi.
Yılmaz Soyvural şifrelemeli gizli Ermeni şahsın, Twitter üzerinden etkileşmede olduğu Önder Kahveci de bir gizli Ermeni…
O da diğerleri gibi türlü ihanetin, hukuksuzluğun, rüşvet ve vurgun çarklarının içinde…
Yılmaz Soyvural şifrelemeli gizli Ermeni şahsın, Twitter üzerinden etkileşmede olduğu Önder Kahveci de bir gizli Ermeni…
O da diğerleri gibi türlü ihanetin, hukuksuzluğun, rüşvet ve vurgun çarklarının içinde…
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi