Etiket arşivi: Gültekin Uysal

Şu, gerçek Hakan Fidan mı?

Hakan Fidan ile Abraham Kalın’ın da ileri seviyede sağlık sorunları yaşadıkları doğru mu?

Fatih Erbakan nerede?
Sinan Oğan nerede?
Meral Akşener’e ne oldu?
Temel Karamollayan nerede?
Gültekin Uysal nerede?
Diğerleri nerede?
Kemal Kılıçdaryan neden zaruret olmadıkça boy göstermiyor?

Siyaset sahnesi neden boş? Neler dönüyor?

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Paranızı çöpe atıyorsunuz

Daha önce de tekrarla ifade etmiştim. Türkiye’den istediğiniz yerleri satın aldığınızı zan edin… İstediğiniz kişilere, kurumlara istediğiniz kadar para verin… İstediğiniz resmi evrakları alın…

Hepsi boşa… Güya satın aldığınız o arazilere, o binalara, o tesislere, o fabrikalara, her şeye devletimiz el koyacak, geri alacak. Size o paraları da geri ödemeyecek “Kime ödediyseniz bulup ondan alın. Kendi piyonlarınıza, vatanımıza ihanet edenlere, gayr-i meşru idarecilere, imza ve karar yetkisi bulunmayanlara ödediniz. Her seçimde ve referandumda, dünyanın gözleri önünde her türlü hileyi yapanlara ödediniz. Bu kadar ikazımıza rağmen ödediniz. Şu anda elinizde bulunan o evraklar da hükümsüz. Bu satışlar hukuka uygun değildi.” diyecek.

Yine daha önce de ifade etmiştim. Bu kadarla da sınırlı değil. O verilen sözde vatandaşlıklar bile tek kararla iptal edilecek. Evet, tamamı tek mahkeme kararı ile iptal edilecek. Çünkü bunların imza, karar yetkisi yok. Çıkarttıkları kanunlar bile hükümsüz. Başka ülkelerle yaptıkları anlaşmalar bile hükümsüz. “Ben gayr-i menkul satın aldım da Türkiye vatandaşı oldum. Bana böyle davranamazsınız.” diyeceklere, “Def ol buradan sahtekar. Bu milleti eze eze, ihaneti göre göre, damarımıza basa basa bize bu kötülükleri yaptınız. Haydi haydi… Para da yok size, yer de yok. Vatandaş da değilsiniz. 25 gününüz var. 25 gün içinde ya düzgün tavırlarla kendiniz gidersiniz bu ülkeden, ya da biz tutup yaka paça atarız sizi.” denilecek.

Yine bitmedi… O malum devletlerle Türkiye devleti arasında çok büyük alacak-verecek hesaplaşmaları olacak. Bütün sömürmeler, vergilerimizi bile çalmaları, ihale fesatları, rüşvetleri, mason biraderler üzerinden yaptıkları hukuksuzluklar, faturalarımız üzerinden vurdukları vurgunlar, her şey meydana dökülecek. Hepsinin hesabı o ülkelerden resmen sorulacak. Ya ödeyecekler ya da şu anda yapmak istediklerinin tam aksine olarak biz onalrın topraklarını ele geçireceğiz. Biz olan devasa borçlarına karşılık olarak, paraları olmadığı için arazilerini, tesislerini, santrallerini, limanlarını vb. ele geçireceğiz. Direnirlerse de savaşıp ezeceğiz, yine aynı sonuca çıkacağız.

Bir kez daha yazmış bulundum. Haydi bakalım, çok çok yakın o günler… Şu gayr-i meşru AKPKK’nin ve siyaset sahnesindeki sözde partilerin, vekillerin tamamının yok olmasına sayılı günler kaldı.

Özelliştirme İdaresi denilen masonik peşkeş idaresi üzerinden, Türkiye’de herhangi bir şeyi satın almış olan ve şimdilerde panikleyen o tarafların, ellerindeki herhangi bir şeyi sakın satın almayın.

Bu kadar ahmakça bir iş yapmayın. Çünkü o satışlar ilk safhasından beri hükümsüz, hukuksuz ve geçersiz. Kaç el değiştirmiş olursa olsun, kamunun olan o şeyler tek hamlede tekrar kamuya iade edilecek. Üstüne, geçen süre içinde hukuksuz şekilde gelirler elde ettikleri için, o taraflara kamu adına ceza ve tazminat davaları açılacak. Tazminatları ödemezlerse, üzerlerine kayıtlı diğer şeylere de haciz yoluyla el konulacak. Hatta başka ülkelerde sahip oldukları şeylere de el konulacak. Bu kısmı zaman alabilir, sorun değil, faiziyle birlikte hesaplanacak, bir süre sonra da olsa yabancı ülkelerdeki varlıklarına da el konulacak. Türkiye’nin, Türk milletinin bir kuruş alacağı bile kimsede kalmayacak.

Zaten geçersiz olan ilk satıştan daha doğrusu peşkeşten sonra, kimin başka kime sattığı ile ilgilenilmeyecek. İsterlerse Türkiye’de ve başka ülkelerde davalar açarlar böyle taraflar ama hiçbir şey elde edemezler.

Göreceğiz o gün, ülkeden sayılmayacak o suni devletler, o İngiltere Kraliyet piyonları, Türkiye’nin karşısında ne halde olacaklar. Gerekiyorsa oraları toptan, bütün toprakları ve zenginlikleriyle birlikte ele geçireceğiz. Zaten çoğu bizim eski topraklarımız…

Adını koyduğumun sahtekarları! Her şeyin farkında ola ola Türkiye’ye her zararı veriyorsunuz. Her türlü sömürüyor, soyuyor, yağmalıyorsunuz. Türkiye’nin başındaki Ankara hükumeti ile arka plandan her şeyi açıkça konuşup hukuk dışı şekilde anlaşıyorsunuz. Güya din kardeşiyiz, güya Arapsınız…

Sizler, Türkiye sınırları içinde görüldükleri her yerde, her vatandaşımız tarafından kafasına sıkılması gereken insan şeytanlarısınız. Arap falan da değilsiniz, Çingenesiniz…

Ve bu işin sonu buraya da gidiyor. Sadece Türkiye’de değil, pek çok ülkede kafalarınıza sıkılacağı anlaşılıyor.

Türkiye’den Suriyeliler, Pakistanlılar, Afganlar ve diğerleri yaka paça atılacak ve direnenler öldürülecek de siz burada keyif mi süreceksiniz? Buna gerçekten inanıyor musunuz?

Evet evet… Bu işlerin en acı faturası, bu süreç boyunca görev başında olan ve şu anlarda görev başında olan yetkili hakimlere, savcılara ve ayrıca Danıştay, Sayıştay ve Yargıtay gibi kurumlardaki yetkililere çıkacak.

Hiçbirinin hayatta kalma şansı yok. İdam cezası uygulanacak ama uygulanmayacak olsa bile millet onları parçalayacak. O şartları oluşturacağım.

Hatta aileleri ile yakın akrabalarının bile hayatta kalabileceklerine ihtimal vermiyorum. Bir yol bulup kaçabilseler bile, başka ülkelerde sokakta, caddede gezerken bile öldürüleceklerine eminim.

Zaten bütün gerçekleri zamanı geldiğinde TRT’den bile yayınlatacağım. Yapılan sınır tanınmaz adilikler, soygunlar, peşkeşler, satışlar, zulümler, kanunsuzluklar, kaçakçılıklar ta organ ve insan kaçakçılıklarına kadar anlatılırken ekrana bu süreç boyunca adli yetkili olan kişilerin resimleri ve açık klmlik bilgileri de verilecek.

Zaten iki yüz bin kişiden daha fazla kişinin listesini devletin ilgili resmi kurumunun web sitesinde yayınlatacağım. Aranan, bir an önce etkisiz hale getirilmesi gereken kripto hain eski yetkililer ile masonların listesi olacak bu…

Hepsinin birkaç resmi, açık kimlik bilgileri, açık ikamet adresleri bulunacak. Hatta çalışma yerlerinin adresleri bile bulunacak. Bu kişilerden herhangi birini ölü ya da diri (kimliği teşhis edilecek şekilde) getiren herhangi biri hemen beş bin lirasını devletten alacak. Hiç uzamayacak bu işler…

Abdullah Gül, Ahmed Davutoğlu, Ali Babacan, Temel Karamollaoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Gültekin Uysal ve benzeri kişiler, ilk hamlede ele geçirilememişlerse, onları ölü ya da diri getiren herhangi bir kişi ya da grup, onar milyon lirasını hemen alacaklar. Onları ele geçirmek için vatandaşların silahlı çatışmalara girmesi ve o hainleri hala savunan/koruyan kişileri de öldürmesi yasal/serbest olacak. Vatandaşlar bu hususta asla cezalar almayacaklar.

Bazı başka büyük hainler için de kafa başına birkaç milyon liralık ödüller konacak ve o listede aranan şahıslara dair bütün detaylar açıkça yazılacak.

O kadar kolay mıymış vatan satmak, şu acıların üzerine bile hala peşkeşe devam etmek, daramıza basa basa bilmem hangi sözde kraliyetin piçlerini ve fahişelerini buralarda gezdirmek, ülkeyi sessizce istilaya sürüklemek, bütün dünya görecek. Canlı getirilenlerin bazıları meydan yerde halkın eline bırakılacak. Linç edilerek, parçalanarak öldürülecekler. O anların görüntüleri devlet eliyle çekilecek ve bütün dünyaya yayınlanacak. TRT’de de haber olacak.

Depremler sonrasında bilerek ve isteyerek, kasıtlı şekilde devlet gücünü kullanmayan ve kullandırmayan eski yetkililerin üzerine binalar yıktıracağımı, inleme seslerini bile dünyaya yayınlatacağımı ilan etmiştim. Bu gibi sözlerimin de hiçbirini unutmadım ve hepsini yapacağım.

Dolmbahçe sarayının bahçesinde canlı yayın sırasında kevgire çevrilecek, kurşuna dizilecek olanları da unutmadım. Ben ihaneti, peşkeşi, satışı asla unutmam, benimle restleşenleri asla unutmam ve asla hayatta bırakmam. Sadece bazıları zaman alır…

Haydi şimdi göreceğim o haber kanallarını, o yorum programlarını, o sözde haber sunucularını ve arka plan ekiplerini…

Şu yaşanandan sonra bile ne yapacaklarını göreceğiz. İdam fermanlarını kendi elleri ve dilleri ile yazmış olacaklar mı, göreceğiz.

Düzensiz göçmen diye bir şey yok, sığınmacı diye de bir şey yok. Arap turist ve Arap yatırımcı diye bir şey yok. Apaçık şekilde işgal ve istila var.

O sözde yayıncı/haberci kişilerin herbirinin ağzından çıkacak art niyetli, işgal ve istilaya meydan açan her söz, onlara kurşun olarak geri dönecek.

Bu devlete herhangi bir yolla ihanet edenleri yaşama hakları yok. Kimlikleri, makamları, sıfatları, işleri her ne olursa olsun…

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Özrü, kabahatinden beter


Bir lise talebesi, bir kompozisyonda böyle cümleler kursa, kalır o dersten…

Şunlar, yanlarında bir Türkçe öğretmeni bari bulundursalar… O kadar kara para işleri yapıyorlar, üç kuruşu düzgün bir işe harcayamıyorlar. Yaklaşık son bir sene içinde Akademi Dergisinden iyi besleniyordu bu Gültekin Uysal ve çetesi ama taklidi bırakıp da kendi hallerine döndüklerinde, işte böyle şeyler yaşanıyor.

Aslında yazıp da sildiği o paylaşımını, biraz alkol, biraz da ot/toz tesiriyle yazdığı da düşünülüyor.

Memleketin idaresi, kala kala, bunlar gibi omurgasız, çift kimlikli, ahlaksız, kara paracı kütüklere mi kalmış…

Gültekin beter, Ümit Özdağ ondan da beter… Sorsanız, ikisi de üniversite mezunu hatta Gültekin, Bilkent mezunu… Niye sadece Tayyip’in diploması tartışılıyor, anlamıyorum. Bu ülkedeki binlerce ünlü kişinin, etkili ve yetkili kişinin diplomaları hep sahte…

Kaşlar, saç, alın, çene, kulaklar, dudaklar ve gözler… Hepsi de orta Asya Türk kodlarına sahipler. Yanı sıra araya girmiş ve yer yer baskın olmuş Çingene kodları da var.

“Ermeni” diye bir ırk yok ama kendilerine “Ermeni” diyorlar. İran’da Acem, Türkiye’de Türk ya da Kürt rolü oynuyorlar. Pisliğe, inkara, şeytanlığa sarıp, Çingene yanlarına çekip yollarına devam ediyorlar.

Şu Gültekin Uysal’ın eline güç, imkan geçse, firavunlardan beter bir firavun olur. Bebek, çocuk, kadın, masum, sivil, ihtiyar demez, günde milyonlarcasını kırar geçer.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Türkiye’deki gizli Ermeni paralel devlet çöküyor – 4

Yusuf Halaçoğlu da bir gizli Ermeni

Suat Toktaş da bir gizli Ermeni…

İbrahim Karagül de bir gizli Ermeni…

Gizli bir Hristiyan olduğunu, Haçlı zihniyetli Hristiyan/misyoner tarikatlarıyla paslaştığını, Türkiye’ye aleni şekilde ihanet ettiğini duyurmamdan sonra Yeni Şafak’tan sakince uzaklaştırdılar İbrahim Karagül kodlamaları şu haini…

Yeni Şafak İslami bir gazete değil, Türkiye’deki gizli Ermenilerin, gizli Hristiyanların bir kolunun yayın organıdır.

Karagül hakkında yazdığım yazılar, sonrasında yaşananlar, kısa bir geçmiş aratması ve basın taramasıyla hemen doğrulanabilir.

Cüneyt Özdemir de bir gizli Ermeni…

Türkiye’deki gizli Ermeni/Hristiyan hainlerin önde gelen isimlerinden biri olan, Kayseri Ermenilerinden olan Abdullah Gül ile de arası çok iyidir Cüneyt Özdemir isimli şu hainin…

Mehmet Kasapoğlu da bir gizli Ermeni…

Bu Fatih Süleyman Denizolgun da gizli Ermeni…
Son dönemde benden aldığı darbelerden sonra adeta başını kuma gömdü. Hiç göze batmak istemiyor ama arka plandan hala her pis işi, kara para işini, ihaneti, fitneyi organize etmeye devam ediyor.

Güya Süleymen Efendi hazretlerinin torunu… Gerçek Süleyman Efendi ile bu soyun hiç bağı yok. Bunların babası Hüseyin Kamil Denizolgun Ermeniydi.

Fahrettin Altun da gizli Ermeni…
Soy ismindeki al-tun, sizin ilk anladığınız manada değil onlar için…

Ay-tun Çır-ay’a “Bunlar nedir böyle, hepsi tesadüf mü? Bu kadarı tesadüf olabilir mi? Senin ismin de aynı duruyor? Ve hepiniz her işte, her sektörde paslaşıyorsunuz? Ne diyeceksin?” diye sorun. Her şeyi biliyor, çok güzel anlatır.

İsmail Çataklı da bir gizli Ermeni…

Çözmeye başladınız mı şifreleri ve sahadaki işbirliklerini?

Murat Kelkitlioğlu da bir gizli Ermeni…

Ardan Zentürk de bir gizli Ermeni…

Bilgili bir gerçek Türk, şunun karşısına çıkarak “Senin adın soy adın nedir böyle?” diye sorsa, eminim ki saniyeler içinde dili tutulur. Gık diyecek kadar bile hareket sahaları yok. Hepsi suç üstü vaziyette…

Alper Tan da bir gizli Ermeni…

-alp de çok sık kullandıkları bir şifredir.

-yiğit de öyledir.

Yiğitalp, Alpyiğit, Koçyiğit, Eryiğit gibi soy isimlere sahip olup kritik yerlerde vazifeli olan, basında ve medyada faal olan kişilerin çoğunluğu gizli Ermenidir. Hepsinin tek tek soruşturulması gerekir.

Bir kişinin sadece ismine ve soy ismina bakılıara hakkında kanaat sahibi olunamaz ve suçlama yapılamaz. Bu hususa dikkat etmek lazım.

Mahmut Tanal da bir gizli Ermeni…

Tipik bir gizli Ermeni terörist…

Siyasi partiler ve TBMM bunlarla dolu, terör örgütleri, sözde islami terör örgütleri ve islami tarikat ve cemaatler bunlarla dolu…

Bunları imha etmeden nasıl çözülsün Türkiye’nin sorunları?

Adil Karaismailoğlu da bir gizli Ermeni…

Aslı Altıntaşbaş da bir gizli Ermeni

Turan Görüryılmaz da bir gizli Ermeni… Her ne kadar gerçek Türkler tarafından da sık kullanılıyor olsa da -yılmaz da gizli Ermenilerin sık sık kullandığı bir şifreleme…

Eski kara paracı, açıkça İslam düşmanı boşbakanlardan Mesut Yılmaz da gizli Ermeniydi.

Şu Tur-an Görür-yılmaz’ın videolarını, çıkarttığı kişileri, verilen mesajları kısa süre bir inceleyin… Güya FETÖ’cü, güya Müslümanların bir cemaatinin mensubu olan bu kişilerin de organize şekilde terör yanlısı, terör bağlantılısı, kara paracı, vatan haini kişiler olduklarını görebilirsiniz.

İtikatlarının, fikirlerinin, kararlarının ve izleyice yaptıkları yönlendirmelerin Türklükle ve İslamla bağının olmadığını görebilirsiniz.

Gürsel Tekin de bir gizli Ermeni…

-gür
-gör
gibi şifreleri de
-tekin şifresi gibi sık sık kullanırlar.

İslam’a soğuk hatta düşman oldukları anlaşılabildiği için de lafa gelince bunların çoğu kendilerini Alevi gösterirler.

Bu ülkede “Aleviyim” diyenlerin büyük kısmı gizli Ermeni, az kısmı gizli Yahudi. Yine az bir kısmı boşlukta ve ortada sallanıyor. Soyları da çok karışmış ve itikatları da çok karışmış vaziyette.

Camisiz, gusülsüz, fıkıhsız, şeriatsız, namazsız Alevilik yolu tutanlar, gerçek Aleviler değil, işte bunlar…

Gültekin Uysal da bir gizli Ermeni

Şu gizli Ermeni herifin on dakika bile gerçek ve bilgili bir Türkün karşısında durma şansı, ihtimali yok.

Her şeyiyle batak, müfsit ve suç üstü olmuş bir gizli Ermeni…

Ülkede tanıyan yok, memleketi olarak bilinen Afyonda elini sallasan gizli Ermeni bir yetkiliye ya da zengine çarpıyor. Ne kadar gerçek Türk ve Müslüman varsa orada, yerlerde süründürülüyor.

Temiz temiz işini yapmak, helalinden parasını kazanmak, şehrine ve milletine/devletine hizmet etmek isteyen gerçek Türk ve Müslüman Afyonluların hiçbiri ilerleyemiyor. Ne olduğunu anlayamadan her yerden sinsice önleri kesiliyor.

Çünkü Gül-tekin Uy-sal’ın da tabi olduğu gizli Ermeni çetesi sahayı kontrolde tutuyor. Bir paralel devlet sistemiyle faaliyet yürütüyor. Bu işleri yaparlarken “terör örgütü” demek istemedikleri malum örgütlerle de içiçe çalışıyorlar.

Emniyette, istihbaratta bu bilgiler mi yok, delilleri mi yok… Hepsi var ama Emniyetin, İstihbaratın başında da bu hainler var.

Bakın kaç kişiyi suçluyorum, daha da isimler paylaşacağım. Türkiye alttan alttan kaynayacak, bunları konuşacak ama yine de bu gizli Ermeni hainlerden bir tanesi bile bana karşılık veremeyecek. İddialarımı yalanlayamayacak. Hukuk yoluna da gidemeyecekler.

Alim Karaca da bir gizli Ermeni…

Müsavat Dervişoğlu da bir gizli Ermeni…

Yavuz Ağıralioğlu da bir gizli Ermeni…

-ali de çok kullanılır. Soy isimlerde de isimlerde de sık olarak kullanırlar.

Şu Yavuz Ağıralioğlu isimli gizli Ermeni haini TBMM konuşmalarında bir dinleseniz, hakiki bir vatan evladı konuşuyor zan edersiniz. Lakin hem gizli Ermeni, hem de türlü kara para ve ihanet işlerinin içinde… Bu işlerde paslaştığı geniş bir çevresi var.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Türkiye’deki gizli Ermeni paralel devlet çöküyor – 1

Ak-deniz Er-baş

Tipik bir gizli Ermeni şifrelemesi… Türkiye’deki gizli Ermeni ve omurgasız hainlerin… Her türlü pisliğin, ihanetin ve terörün başını çeken pisliklerin, en çok kullandığı şifrelerden birkaçı bunlar…

-er
-han
-tan
-kan
-baş
-ak
-kara
-sarı
-deniz
-taş
-kaya
-oğlu
-gil
-soy
-ay
-öz
-can
-ön
-şen
-ışık
-top
-gün
-al
-tekin
-fidan
-gül
-demir

diye uzayıp gidiyor liste…
Erol Taş Ermeni…
Ahmet Kaya Ermeni…
Abdullah Gül Ermeni…
Hakan Fidan Ermeni…
Metin Akpınar Ermeni…
Halit Akçatepe Ermeni…
Meral Okay Ermeni…
Öztürk Serengil Ermeni…
Sadri Alışık Ermeni…
Seyfettin Alkan Ermeni…
Kalaycı hocaefendi, şucu bucu hoca efendi diye bilinenler hep Ermeni…
Mahmut Ustaosmanoğlu dahi Ermeniydi.

Meral Akşener, Aytun Çıray ve çevrelerindeki yüzlerce kişi Ermeni… Sözde Türkçü/milliyetçi olan sözde İyi parti, tıka basa gizli Ermeni, terörist, kara paracı, hain tiplerle dolu… MHPKK, CHPKK, HDPKK, AKPKK de hep bunlarla dolu… Bu ülkede hiçbir zaman demokrasi de cumhuriyet de olmadı. Hala da yok.

Abdullah Gül, Kemal Kılıçdaroğlu, Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu, Ali Babacan, Gültekin Uysal ve altılı çetedeki üst isimlerin tamamına yakını Ermeni… Bu çeteye açıkça dahil olmaya çalışan Haydar Baş’ın oğlu Hüseyin Baş da Ermeni… Tek o Haydar Baş’ın gerçekte kim olduğu, neler yaptığına bakılsa bile çoğu insanın psikolojisi zorlanır. Sıkıntılar yaşar.

Ermeni olsalar da soylarının bir yanı Rum, Yahudi ya da başka bir şey olanlar da var. Bu nedenle isim ve soy isimlerinde gizli Ermeni şifrelerinin yanında aynı anda gizli Yahudi şifreleri kullananlar da var.

Zamanım da yok, çok da yer alıyor. Siyasetten, iş dünyasından, eğitim camiasından, tıp dünyasından, adalet sisteminden, barolardan, terör örgütlerinden, cemaatlerden, mafyalardan, spor camiasından ve her bir yerden saymaya devam etsem, on binle kişinin şuraya listelenmesi lazım. Her yer gizli Ermeni dolu ve bu nedenle bu ülke bu halde… Bu nedenle bu ülke ilan edilmemiş bir İngiltere sömürgesi vaziyetinde… Bu nedenle bu ülkede ahlak ve namus tamamen yok edilmek üzere… Şu Ay-demir Ak-baş bile bir Ermeni…

Bu ülkede bunlar ahlakı ve namusu kasten yok etmeye oynarken, bir yandan da müslümanları gerici, kendilerini medeni göstere göstere yol aldılar. Bir de kendilerini sanatçı, bilim adamı, yardım sever iş adamı, sivil toplum gönüllüsü, değerli siyaset ve hizmet adamı v.s. olarak kabullendirdiler. Basın ve medya bunlarla ve gizli Yahudilerle dolu. Şu anda Youtube da sözde soysal ağlar da bunlarla dolu. Memleketteki Türk/Müslüman unsurların oralarda varlık göstermesine bile izin verilmiyor. Çok yüksek sayıda temiz niyetli insan buralarda güzel işler yapmak istiyor, başlayan kısa süre sonra pes ediyor. Çünkü ne takipçisi artıyor, ne paylaşımları yayılıyor.

Türkiye’deki gizli Ermenilerin bir kısmı ülkücü/Türkçü rolüne bürünüyorlar, bir kısmı da Kürtçü/bölücü/terörist rolüne bürünüyorlar. Bir kısmı müslüman din adamı hatta tarikat şeyhi rolüne bürünüyorlar. Menzil şeyhi denen cinsi sapık ve büyücü kişi de Ermeni ve Ermeni Hakan Fidan’la da akraba…

Gizli Ermeniler Türkiye sahasında büyük oranda birbirleriyle danışıklı dövüşürlerken (çok az sayıda gerçekten dövüşenleri var ve o da menfaat çatışması) Türkü Kürde, Kürdü Türke kırdırıyorlar. Kardeşi kardeşe kırdırıyorlar. TSK’nin üst kademeleri de gizli Ermeni ve gizli Yahudi dolu. Hayatım boyunca askerlerimizin teröristlere nasıl yem edildiğini dinleyerek büyüdüm ben. Bunlara sebep olanlar, işte bu hainler…

Türkiye’deki gizli Ermeniler, bütün bunları hep Londra’nın emir komutasında yapıyorlar. Bu sırada da insan, organ, uyuşturucu, silah kaçakçılığından tutun da akla gelen her türlü kara ve kanlı para işlerini yapıyorlar.

İsmailağa cemaatinin idari kadrosu da bunlarla dolu… Şu anda Süleymanlılar cemaatinin idari kadrosu da bunlarla dolu… Açıkça hukuk ayaklar altına alınarak ve koca toplumun tepkisi görmezden gelinerek o cinsi sapıklar kollanıyor. O pis işleri yapanlar, o sapıklar gerçek Türk ve Müslüman kişiler olsalar, dakika durulmaz, ayaklar altına alınırlar.

Hep kendi sistemlerinin adamları oldukları için, devletin, adalet sisteminin vazifesini yapmasına mani olunuyor. Çünkü iktidardakiler ve sahadaki pek çok sözde İslami cemaat, pek çok sözde İslami terör örgütü ve solcu/Kürtçü görünen terör örgütleri hep beraberler. Arka plandan zaten hepsi birden cinsi sapıklık, tecavüz, cinayet, insan ve organ kaçakçılığı, sübyancılık işleri yapıyorlar, yaptırıyorlar da bunlardan para kazanıyorlar. Gerçekten hukuk işletilse, sistemlerinin mensubu olan kişileri korku saracak, kara para gelirleri azalacak. Aralarında husumetler oluşacak, bir dünya sıkıntı…

Süleymanlılar cemaatindeki “deniz-ol-gun” da “Ak-deniz Toros” da hep bu şekilde şifrelemeler. Hatta Ali Erhan ya da Alihan bile bu bakış açıları ve bu temelde seçilmiş isimler… Gülderen de öyle…

Şuradan konuyu sesli anlatmaya başlasam, hiç abartısız, onlarca saatte anca anlatabilirim. İsmini geçirdiğim binlerce etkili, yetkili, ünlü kişi ise gık diyemez. Her zaman olduğu gibi derin sessizliğe gömülürler. Çünkü yapabilecekleri hiçbir şey yok.

Bu oyun bitti ve kapana kısılmış av misali toplanıp alınmayı bekliyorlar. Hatta bazıları beklemek isterken aniden, anlaşılmaz şekilde ölüyorlar.

Kimse Türk ya da Müslüman olmak zorunda değil ama böyle millet de olunmaz, böyle din mensubu da olunmaz, böyle dava mensubu da olunmaz, böyle insan da olunmaz. Böyle bir harp hukuku da olamaz. Tartışılacak bir yanı yok ve bu, toplu bir şekilde şeytanlaşmak ve dünyayı İblis’in ve Deccal’ın istediği kadar cehenneme çevirmek. Başka bir şey değil

Lanetullahi teala aleyim ecmain

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi