Etiket arşivi: Hüseyin Baş

Türkiye’deki gizli Ermeni paralel devlet çöküyor – 6

Sera Kadıgil de bir gizli Ermeni…

Sera Kadıgil’i anlatmaya gerek bile yok. Bilenler hep biliyorlar ne kadar ileri seviyede bir Türk ve İslam düşmanı olduğunu…

Bu arada “sera” ne demek?

Konuyla bağlantılı, yazayım, aradan çıksın o da… Gerçek Türklerin/Müslümanların da son zamanlarda sıklıkla kullandığı “sibel” ismi, bunların antik çağlardaki “kybele” isimli putlarından (başka dillerde Cibeles şeklinde de yazılır) geliyor. Haşa Tanrı tek değil çokmuş ve Cibeles de ana tanrıymış.

Bunlar çocuklarına isimler takarken, Ermenice ve Süryanicedeki isimleri, çoğu zaman da dini mana taşıyan isimleri, biraz daha Türkçeye yaklaştırarak kullanıyorlar.

Bütün bu zulümler, haksızlıklar, sorunlar, sömürmeler, açlıklar, yokluklar, eksiklikler, Londra böyle istediği için oluyor.

O halde artık Londra’yı çökertmek, yok etmek lazım. Onun için de önce bu ülkedeki ve bölgedeki Londra piyonlarını imha etmek lazım.

Şu yukarıdaki gibi gazeteci, medya mensubu, sosyal medya ünlüsü, siyasetçi, vekil, bakan gibi Londra piyonları olmasa, bu ülkede bütün sorunlar anında çözülebiliyor.

Bunca ikazlarıma rağmen madem ki bu hainler Londra’ya çalışmaya ve bu ülkeyi devasa sorunların içinde boğmaya ve bir yandan da bu ülkeden çalınan paralarla zenginleşmeye devam edecekler… Bizim de buna “durun, buraya kadardı” dememiz, hukukun gereği… Milli güvenliğin gereği… Millet olmanın hatta insan olmanın gereği…

Şu gizli Ermeni böcekleri topluca ilaçlamanın vakti gelmiş.

Emine Bıçakçı da bir gizli Ermeni…

Nurcan Günsan da bir gizli Ermeni…

Artun Özdemir de bir gizli Ermeni…

Berkant Gültekin de bir gizli Ermeni…

Ertan Aydın da bir gizli Ermeni…

Selçuk Sarıyar da bir gizli Ermeni…

Erkin Özcan da gizli Ermeni…

Abdülkadir Karaduman da bir gizli Ermeni…

Yılmaz Özdil de bir gizli Ermeni…

Yıldırım Kaya da bir gizli Ermeni…

Bülent Aydemir de bir gizli Ermeni…

Gürkan Çakıroğlu da bir gizli Ermeni…

Bora Erdin de bir gizli Ermeni…

Dilan Ayırkan da bir gizli Ermeni…

Ali Fuat Taşkesenlioğlu da bir gizli Ermeni

Furkan Karabay da bir gizli Ermeni…

Kayhan Ayhan da bir gizli Ermeni…

Zeynep Altınçekiç de bir gizli Ermeni…

Ebru Günay da bir gizli Ermeni…

Hasan Can Kaya da bir gizli Ermeni…

Mehmet Koyuncu da bir gizli Ermeni…

Kerim Karakaya da bir gizli Ermeni…

Taner Yüncüoğlu da bir gizli Ermeni…

Tacan İldem de bir gizli Ermeni…

Hüseyin Baş da bir gizli Ermeni…

Yunus Arıncı da bir gizli Ermeni…

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Türkiye’deki gizli Ermeni paralel devlet çöküyor – 1

Ak-deniz Er-baş

Tipik bir gizli Ermeni şifrelemesi… Türkiye’deki gizli Ermeni ve omurgasız hainlerin… Her türlü pisliğin, ihanetin ve terörün başını çeken pisliklerin, en çok kullandığı şifrelerden birkaçı bunlar…

-er
-han
-tan
-kan
-baş
-ak
-kara
-sarı
-deniz
-taş
-kaya
-oğlu
-gil
-soy
-ay
-öz
-can
-ön
-şen
-ışık
-top
-gün
-al
-tekin
-fidan
-gül
-demir

diye uzayıp gidiyor liste…
Erol Taş Ermeni…
Ahmet Kaya Ermeni…
Abdullah Gül Ermeni…
Hakan Fidan Ermeni…
Metin Akpınar Ermeni…
Halit Akçatepe Ermeni…
Meral Okay Ermeni…
Öztürk Serengil Ermeni…
Sadri Alışık Ermeni…
Seyfettin Alkan Ermeni…
Kalaycı hocaefendi, şucu bucu hoca efendi diye bilinenler hep Ermeni…
Mahmut Ustaosmanoğlu dahi Ermeniydi.

Meral Akşener, Aytun Çıray ve çevrelerindeki yüzlerce kişi Ermeni… Sözde Türkçü/milliyetçi olan sözde İyi parti, tıka basa gizli Ermeni, terörist, kara paracı, hain tiplerle dolu… MHPKK, CHPKK, HDPKK, AKPKK de hep bunlarla dolu… Bu ülkede hiçbir zaman demokrasi de cumhuriyet de olmadı. Hala da yok.

Abdullah Gül, Kemal Kılıçdaroğlu, Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu, Ali Babacan, Gültekin Uysal ve altılı çetedeki üst isimlerin tamamına yakını Ermeni… Bu çeteye açıkça dahil olmaya çalışan Haydar Baş’ın oğlu Hüseyin Baş da Ermeni… Tek o Haydar Baş’ın gerçekte kim olduğu, neler yaptığına bakılsa bile çoğu insanın psikolojisi zorlanır. Sıkıntılar yaşar.

Ermeni olsalar da soylarının bir yanı Rum, Yahudi ya da başka bir şey olanlar da var. Bu nedenle isim ve soy isimlerinde gizli Ermeni şifrelerinin yanında aynı anda gizli Yahudi şifreleri kullananlar da var.

Zamanım da yok, çok da yer alıyor. Siyasetten, iş dünyasından, eğitim camiasından, tıp dünyasından, adalet sisteminden, barolardan, terör örgütlerinden, cemaatlerden, mafyalardan, spor camiasından ve her bir yerden saymaya devam etsem, on binle kişinin şuraya listelenmesi lazım. Her yer gizli Ermeni dolu ve bu nedenle bu ülke bu halde… Bu nedenle bu ülke ilan edilmemiş bir İngiltere sömürgesi vaziyetinde… Bu nedenle bu ülkede ahlak ve namus tamamen yok edilmek üzere… Şu Ay-demir Ak-baş bile bir Ermeni…

Bu ülkede bunlar ahlakı ve namusu kasten yok etmeye oynarken, bir yandan da müslümanları gerici, kendilerini medeni göstere göstere yol aldılar. Bir de kendilerini sanatçı, bilim adamı, yardım sever iş adamı, sivil toplum gönüllüsü, değerli siyaset ve hizmet adamı v.s. olarak kabullendirdiler. Basın ve medya bunlarla ve gizli Yahudilerle dolu. Şu anda Youtube da sözde soysal ağlar da bunlarla dolu. Memleketteki Türk/Müslüman unsurların oralarda varlık göstermesine bile izin verilmiyor. Çok yüksek sayıda temiz niyetli insan buralarda güzel işler yapmak istiyor, başlayan kısa süre sonra pes ediyor. Çünkü ne takipçisi artıyor, ne paylaşımları yayılıyor.

Türkiye’deki gizli Ermenilerin bir kısmı ülkücü/Türkçü rolüne bürünüyorlar, bir kısmı da Kürtçü/bölücü/terörist rolüne bürünüyorlar. Bir kısmı müslüman din adamı hatta tarikat şeyhi rolüne bürünüyorlar. Menzil şeyhi denen cinsi sapık ve büyücü kişi de Ermeni ve Ermeni Hakan Fidan’la da akraba…

Gizli Ermeniler Türkiye sahasında büyük oranda birbirleriyle danışıklı dövüşürlerken (çok az sayıda gerçekten dövüşenleri var ve o da menfaat çatışması) Türkü Kürde, Kürdü Türke kırdırıyorlar. Kardeşi kardeşe kırdırıyorlar. TSK’nin üst kademeleri de gizli Ermeni ve gizli Yahudi dolu. Hayatım boyunca askerlerimizin teröristlere nasıl yem edildiğini dinleyerek büyüdüm ben. Bunlara sebep olanlar, işte bu hainler…

Türkiye’deki gizli Ermeniler, bütün bunları hep Londra’nın emir komutasında yapıyorlar. Bu sırada da insan, organ, uyuşturucu, silah kaçakçılığından tutun da akla gelen her türlü kara ve kanlı para işlerini yapıyorlar.

İsmailağa cemaatinin idari kadrosu da bunlarla dolu… Şu anda Süleymanlılar cemaatinin idari kadrosu da bunlarla dolu… Açıkça hukuk ayaklar altına alınarak ve koca toplumun tepkisi görmezden gelinerek o cinsi sapıklar kollanıyor. O pis işleri yapanlar, o sapıklar gerçek Türk ve Müslüman kişiler olsalar, dakika durulmaz, ayaklar altına alınırlar.

Hep kendi sistemlerinin adamları oldukları için, devletin, adalet sisteminin vazifesini yapmasına mani olunuyor. Çünkü iktidardakiler ve sahadaki pek çok sözde İslami cemaat, pek çok sözde İslami terör örgütü ve solcu/Kürtçü görünen terör örgütleri hep beraberler. Arka plandan zaten hepsi birden cinsi sapıklık, tecavüz, cinayet, insan ve organ kaçakçılığı, sübyancılık işleri yapıyorlar, yaptırıyorlar da bunlardan para kazanıyorlar. Gerçekten hukuk işletilse, sistemlerinin mensubu olan kişileri korku saracak, kara para gelirleri azalacak. Aralarında husumetler oluşacak, bir dünya sıkıntı…

Süleymanlılar cemaatindeki “deniz-ol-gun” da “Ak-deniz Toros” da hep bu şekilde şifrelemeler. Hatta Ali Erhan ya da Alihan bile bu bakış açıları ve bu temelde seçilmiş isimler… Gülderen de öyle…

Şuradan konuyu sesli anlatmaya başlasam, hiç abartısız, onlarca saatte anca anlatabilirim. İsmini geçirdiğim binlerce etkili, yetkili, ünlü kişi ise gık diyemez. Her zaman olduğu gibi derin sessizliğe gömülürler. Çünkü yapabilecekleri hiçbir şey yok.

Bu oyun bitti ve kapana kısılmış av misali toplanıp alınmayı bekliyorlar. Hatta bazıları beklemek isterken aniden, anlaşılmaz şekilde ölüyorlar.

Kimse Türk ya da Müslüman olmak zorunda değil ama böyle millet de olunmaz, böyle din mensubu da olunmaz, böyle dava mensubu da olunmaz, böyle insan da olunmaz. Böyle bir harp hukuku da olamaz. Tartışılacak bir yanı yok ve bu, toplu bir şekilde şeytanlaşmak ve dünyayı İblis’in ve Deccal’ın istediği kadar cehenneme çevirmek. Başka bir şey değil

Lanetullahi teala aleyim ecmain

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi