İstanbul’u durdurmak isteyecekler

Türkiye’de askeri darbe yaşanıyormuş gibi yapacaklar. Hulusi yine fitnenin en başındaki kişilerden biri olacak.

Türkiye ve dünya siyaseti çoktan kilitlendi. O ülkelerin maliyeleri ve merkez bankaları çoktan çöktü, battı. Çıkışları yok ve daha önce de ifade ettiğim gibi, son şanslarını deneyecekler. Türkiye’de 15 Temmuz darbe tiyatrosunun bir benzerini sergilemek isteyecekler. Çalıştıkları türlü türlü planlardan biri de bu…

İran, Rusya, Çin, Arap dünyası, NATO, Avrupa, ABD, İngiltere… Hepsi bir olarak Türkiye’yi, daha doğrusu İstanbul’u durdurmak isteyecekler.

Önce ülkede kasıtlı olarak kaos ve OHAL şartları oluşturacaklar. Sözde bir askeri darbe de yaşanacak. Bu sırada bile herkes korkutulmak, susturulmak istenecek. Bunun hemen devamında dört bir yandan Türkiye’ye düşman unsurların girmesine meydan verecekler. Hulusi, Genelkurmay kademesi, çok sayıda resmi yetkili mason, organize halde ihanetler ederek bunu sağlayacaklar.

Yunanistan tarafı İzmir’den, Çanakkale’den ve Trakya’dan giriş yapacak. Karadan mekanize birlikler de girecek ama Bulgaristan da eş zamanlı olarak işgal teşebbüslerine dahil olacak.

Polonya, Romanya ve Macaristan da olacak. Polonya’daki NATO askeri yığınağı bu ülkeler üzerinden aşağıya, Trakya’ya doğru sevk edilecek. Bir yandan da Kara deniz üzerinden askeri gemilerle hücuma geçecekler.

Gerekli gördükleri anda İstanbul’a atom bombası atmaktan da hiç çekinmeyecekler.

Elektromanyetik saldırılarla peş peşe şiddetli depremler ve seller yapma ve İstanbul başta olmak üzere, gerekli görülen yerlere atom bombaları atma kısmında Rusya’yı öne sürecekler.

Şu anda dünyanın mali ve siyasi trafiği çok büyük oranda kilitlenmiş vaziyette ve bu hallere geldiklerine inanamıyorlar. Türkiye’nin bu güce ulaşmış olmasını kabullenmiyorlar. İstanbul karşısında hep beraber aciz kalmak içlerini kemiriyor. Vakit aleyhlerine işliyor ve çoktan ilan etmeleri gereken iflasları bile, Türkiye’ye saldırı yapabilecekleri ve içerideki hainlerden yüksek verim alabilecekleri ümidiyle açıkça ilan etmiyorlar. Hala dünya genelindeki bu batak hallerini tersine çevirebileceklerini düşünüyorlar.

Türkiye’nin çok vakti yok. Herkes üzerine düşeni yapmayacaksa, ben kendimi ve teşkilatımı muhafaza ederek sürecin devamına, Türkiye’nin mahvolmasına izin vermek kararlılığındayım. Artık yeter, bu ülkede bir tek biz mi savaşacağız, bedel ödeyeceğiz, ortaya can koyacağız.

Herkes son kararını versin. Korkunun ecele faydası yok. 10 yıldan fazladır benim ölmemi bekleyen milyonla korkak çoktan öldü. Ben hala hayattayım. Yiğit bir gün, korkak her gün ölür.

Vatan, millet, devlet, ezan, Kur’an, namus diyenlerin samimiyetini şimdi görelim. Aksi halde onların da ölülerini göreceğiz.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Bir Yorum Yazın