Bir askeri birliği hedef alarak metafizik saldırı yapmışsak…

Askerlerin hemen bağırsakları bozulur, şiddetli ishal olurlar. İleri seviyede karın ağrısı yaşarlar. Mideleri de bulanır ve başları da döner. Sızlanmalar hemen başlar. Kısa süre sonra acıdan ağlayıp bağıranları da görülür, bayılanları da görülür.

Yanı sıra ateş yükselir, terleme artar, solumada sorunlar görülmeye başlar. Sonra da ölürler.

Hemen bir toplu zehirlenme yaşandığını ya da virüs bulaşıp salgın başladığını düşünmeyin.

Yönergeleri takip edin:

1- Panik yapmayın ve yaptırmayın

2- Mekanın ve elbiselerin değiştirilmesi faydasızdır

3- Karantina gereksizdir

4- Yanlış teşhis neticesinde askerlere verilecek ilaçlar, çoğunlukla tamamen faydasızdır

5- Hahamlar, rahipler, Hind ya da Çin Budist rahipleri, satanistler, büyücüler faydasızdır.

6- Ölüm gerçekleşene kadar askerler ilaçlarla ya da serumlarla uyutulabilir. Lakin yüksek sayıda asker için bu imkan çoğunlukla bulunamaz.

7- Bu türlü hazin sonlardan kurtulmanın en öncelikli şartı, insan gibi yaşamaktır.

Metafizik saldırılarla, eş zamanlı olarak bir birlikteki on binlerce kişinin kafaları bile patlatılabilir. Beyinler içten içten sinyale girer, atomlarının düzeni bozulan beyin dokuları, değiştir ve şişer. Hacmi artar. Akıl almaz bir şekilde kafatası çatlar. Öncesinde bazı vakalarda ağızdan, burundan akıntılar da görülür. Şeytanlaşan insanların cehenneminin sanki dünyada yaşanacağını bile düşündüren dehşetli sahneler yaşanır.

Bu sürece gidilmekte iken, askeri birliğe doğru gönderilen sinyallerle askerlerin arasına cinler girebilirler. Onların sayısına, korumalarına, tecrübelerine, cesaretlerine bağlı olarak süre değişebilir ama neticede o cinler de ya kaçarlar ya da ölürler. Sonuç değişmez, askeri birlik yine sinyale girer.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Bütün bunlar kasıtlı olarak yapıldı

(Bu yayın, Mehmet Fahri Sertkaya’nın sosyal medya uygulamasında bir takipçisi ile yazışmasının tek taraflı olarak yayınlanmış halidir)

Akademi Dergisi takipçisi: – Hocam bugün meslek liseleriyle ilgili yazılarınızı okudum. Bende meslek lisesinde okudum. 2009’da başladım. Benim zamanımda da durum aynı sizin yıllarınızdaki gibiydi. Eğitim adına hiçbir şey yoktu. Öğretmenler çok yetersizdi ve hiç bir gayretleri yoktu. Mesela kimya hocası sınıfa gelir yoklamayı alırdı sonra zil çalana kadar camdan dışarıyı seyrederdi. Fizikçi sürekli derste bulmaca çözdüğü için lakabı Çengel Mustafa’ya çıkmıştı. İngilizce dersine giren hoca bütün sınıflara “Amerikan Pastası” diye bir film vardı onu izletirdi. Bedavadan 4 yılımız geçti. Bizim sınıfta okumasını bilmeyen heceleyerek zar zor okumaya çalışan arkadaşlar bile vardı.
Ayni şekilde daha sonra yüksek okul okudum. Orada da durum farksızdı. İki tane Prof. vardı. Her ders bunlar nasıl profesör olmuş diye hayret ederdim..

Mehmet Fahri Sertkaya: = Şimdi her şey daha da beter. Her şey tamamen dibe vurdu. Bütün bunlar kasıtlı olarak yapıldı, hedef zaten buydu…

Akademi Dergisi takipçisi: – Yayınları takip ettikçe daha iyi anlıyorum. Bütün dertleri hiçbir vasfı olmayan , sürekli tüketen, hayatta bir yere gelemeyen bunların yanında çok afedersiniz hayvanlar gibi yaşayan ahiret endişesi taşımayan manevi değerlerini yitirmiş nesiller meydana getirmekti ve buna muvaffak olmuşlar. Allah nasip etmişte kursa gitmek nasip olmuş. Yoksa bizde aynı durumda olurduk. Allah muhafaza..

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Bebek bisküvilerinden yiyin, şifa bulun

“Bebek bisküvilerinden yiyin, şifa bulun” konulu bir yazı yazacağım, bir türlü vakit bulamadım üç gündür…

Oysa rüyama bile girdi, çok çok faydalı olacak o yazı…

Şu anda da şiddetli metafizik taarruzlar yapıyoruz ama arada birkaç satır yazabiliyorum her zamanki gibi…

Dünya insanlarının hali hiç iyi değil. Herkesin sağlığı bozuk. Düzeltmek için en temel şart ise, çok sağlıklı ve çok pahalı şekilde beslenmek. Buna da kimsenin imkanı yok.

Hatta biraz genişçce maddi imkanları olanlar bile sağlıklı beslenemiyorlar. Çünkü bitkiler de sorunlu, eti yenen hayvanlar da sorunlu. Türlü türlü sıkıntılar var.

İnsanların sağlık sorunlarını düzeltebilmesi için, bir an evvel vücuda yeterli proteinleri, vitaminleri, mineralleri vermesi lazım ve bunu düzenli olarak yapması lazım.

Hemen enerjisi artar, vücut kendi kendini iyileştirmeye başlar. Rahatsızlıklar şifa bulur. Kan değerleri değişir. Cilde bile renk gelir. Gözün feri artar. Saçlar kalınlaşır ve sıklaşır. Tırnaklar bile değişir.

Çünkü insan vücudu, yenilenlerden ve içilenlerden yeterli proteinleri, vitaminleri, mineralleri temin edemezse, yeterli enerjiyi de üretemez. Bu nedenle vücut beslenemez ve ciddi sorunlar yaşanır.

Beyin hemen soruna el atar da hayati organları korumak için saçlardan, ciltten, diş etlerinden, gözlerden, tırnaklardan vazgeçer. Gerekiyorsa bunlar ciddi seviyede sorun yaşasın ama ana organlar enerji alsın, beslensin ister.

Günümüzde insanların çok büyük kısmının yeteri kadar et, süt, yumurta, peynir, balık, sebze, kuruyemiş yiyemediği şu dünyada, bunca hastalıklar çok çok normal.

İşte böyle bir zamanda, dar imkanlarla sorunları aşmak için yapmanız gereken en mantıklı şey, sabahları bir bardak gerçek süte, biraz bebek bisküvisi katıp iyice karıştırdıktan sonra içmek.

İçine bir de marketlerde satılan pul çikolata ya da damla çikolatadan katarsanız, hem daha ucuza çikolata almış olursunuz hem de çok faydalı terkibe/karışıma düşük masrafla büyük taviye yapmış olursunuz. Çünkü çikolata da çok şifalı.

Şayet bisküvinin oranını kaçırırsanız, içtikten kısa süre sonra çok zorlanırsınız. Onun için, ufak ufak denemelerle başlayın. Az bisküvi katarsanız da açlık hissedersiniz.

Dünyada en faydalı şey anne sütü ve iki buçuk yaşına kadar anne sütü ile beslenmeyen bir insan, temelden çürük bir insandır.

“Anne sütü kadar olamasa da ona yakın değerlere sahip olsun, bebeklerin ihtiyaç duyduğu yoğun proteini ve vitaminleri ihtiva etsin” denilerek o bebek bisküvileri geliştirildi. Bazı köklü firmalar, onlarca senedir bu sahada bir kalite de tutturdular.

Şu şartlardaki dünyada, o kadar protein ve vitamini en ucuza, en zahmetsiz ve düzenli olarak temin edebileceğiniz en iyi yol, bebek bisküvisi…

Her sabah o karışımı için. İmkan dahilinde ise tarçın da serpin. Bir ay içinde bile çok iyi mesafe alacaksınız. Enerjiniz değişecek, hareketiniz artacak. Rahatsızlıklarınız hafiflemeye başlayacak.

Süt yerine meyve suyu da tercin edilebilir ya da çayın yanında da yenebilir ama süt ile olması en iyisi…

İnsanların sürekli elektromanyetik kirliliğe maruz kalması, sürekli büyüler yapılması, sürekli cinlerin musallat olması da vücudun aşırı enerji harcamasına sebep olur.

Günümüzde en büyük sorunlardan biri de bu… Metafizik musallat altındaki insanların vücutları geceleri de dinlenemezler ve hep yorgun uyanırlar.

Bir süre sonra bu insanların ciltleri solar. Sedef, egzama ve benzeri hastalıklar görülür. Başlarında kepek artar. Saç telleri incelir ve saç dökülmeye başlar. Diş etleri çekilir ve tedbir alınmazsa dişleri peş peşe çürür. Gözleri net görmez olur.

Bunların çaresi eczanelerde satılan ilaçlar değil, yeterli beslenme…

Bebek bisküvilerine ince bir ayar daha çekilerek yetişkinler için bisküvi haline getirilmeli. Üzerine de “Çok takviye edici gıda ürünüdür. Hakiki sütle birlikte tüketilmesi ısrarla tavsiye edilir.” yazılmalı.

Şimdilik bu kadar yazmak mümün oldu. Hepiniz deneyin, neticelerini bana da yazın, paylaşayım, herkes takip etsin.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Nedir bu telaş?

Her arızada paniklemeyin. Düzeltilemiyorsa, yedeği vardır. Yedekleri de yanıp bitene, çalışmaz hale gelene kadar devam ederler. Sonra, panik yapan yapsın… Lakin şu anda yedekleri/kopyaları da bozuksa, işte o vakit yandı, yıkıldı İngiltere hatta ABD hatta Avrupa hatta Hindistan hatta Çin hatta İsrail hatta Rusya hatta Ankara hükumeti…

Panik yapılmasın, birazdan geçer. Bir şeyi yoktur. Çok üst bir model o biyonik robot…

Şu cinler de bir tuhaf, nasıl da panikliyorlar. “Rishi arıza yaptı, düzeltilemiyor” diye panikle bağırıyorlar. Ta buradan duyduk.

Başka cinler de paniklemişler, bağırıp duruyorlar. Güya yüz binlerce dünya insanı ölmüş dünyanın her yerinde… Kaza yapmışlar, kalp ve beyin şokları geçirmişler, intihar etmişler, düşüp ölmüşler… Üç milyon kadar da yer altı şehirlerindeki uzaylılardan ölmüş.

Nerede o bolluk, hiç öyle kolay mı bu işler…
Bu kişiyi metafizikle öldürmek için bir sene gerekir.

Yine de “Aradığınız Rishi’ye şu anda ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz” mesajı alırsanız, bize de haber verin. Bu paniklerin arkasında şaşırtıcı bir gerçek varsa, biz de bilelim.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

İstanbul, Deccal’ın sisteminin ayarlarını resetleyecek

Deccal’ın, suni müdahalelerle, yüksek teknoloji ile kuraklaştırdığı ve kurak tuttuğu yerler yeşerecek. Bu güne kadar yeşillik, bol sulu, bereketli tuttuğu yerler ise kuraklaşacak. İstanbul, Deccal’ın sisteminin ayarlarını resetleyecek.

Şaşırmayın, böyle inatlaşmaya devam ederlerse, daha nükleer bombalarını bile kendi ülkelerinde, şehirlerinde patlatacağız.

Nüve/nükleer enerjili uçak gemilerini, denizaltılarını da patlatacağız. Nükleer enerji santralleri yaptıkları günlere de lanetler edecekler. Sonları tamamen kendileri seçecekler, seçiyorlar.

Bana Türkiye’de 20 milyonluk bir nüfus bile yeterli. 20 milyon kişiyle ben bütün dünyayı da tek devlet yaparım, sonra güneş sistemini bile tek devlet yaparım. 20 milyon, uçuk bir sayı…

Ben her türlü kayıplara hazırım. Zaten sürüyü bin kere ikaz etsem de faydası olmuyor. Onlar da kendi sonlarını kendileri tercih etmiş oluyorlar. Ağır kayıplara hazır olmayanlar, İstanbulla restleşmeye kalkmayacaklar. Dünyanın hiçbir yerinde insan ve organ kaçırmayacaklar. Satanist ayinleri yapmayacaklar. İblis’e tapmayacaklar. Mason olmayacaklar. Zorla fuhuş yaptırmayacaklar. LGBT sapıklığı yaymayacaklar. Terör işleri yapmayacaklar. Türkiye ve çevresinde bana karşı mücadele etmeyecekler. Bütün tarafların hür tercihleri var. Ona göre de sonuçları var. Bunu bin kere tekrar ettim ve şimdi herkes tercih ettiği sonu yaşamalı.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi