Meral!

Alemin önünde seni onlarca parçaya bölerim, her bir parçanı da çalıştığın Türk/İslam düşmanı ülkelere, karaparacı ve terörist hükumetlere gönderirim.

Sana, senin tarzınla, senin içinde bulunduğun şartlarda karşılık vermekten hiç çekinmem.

Ben mafya anası falan tanımam. Terör örgütü de mafya da aşiret de gizli servis de tanımam. Senin tasmanı elinde tutan hükumetleri de tanımam. Ayağımın altında dolaşma, hiç acımam.

Bu devletin kurumları babanızın çiftliği değil, eski Türkiye yok ve senin kadınsı kontrolsüzlüklerinin sebep olacağı sorunların altında da ben kalmam. Bu paylaşımı, o Tansu Çiller karakteri ile Adnan Oktar karakterine ve arka plandaki ilgili her yere de gönder.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

They will want to block Istanbul

They will pretend like there is a military coup in Turkiye. Hulusi will be the head of the sediton, again.

The politics in Turkiye and in the world is deadlocked. The finance and central banks in those countries are already collapsed. There is no way out for them and as I stated before, it’s their final chance to try and they will. They want to try a similar coup game to the july 15 coup game. This is one of the plans they have been working on for a while…

Iran, Russia, China, the Arabian world, NATO, Europe, the USA, England… All of them will want to stop Turkiye, more precisely, they want to stop Istanbul.

First, they will deliberately create turmoil and OHAL (state of emergency) conditions in the country. There will be a so-called military coup. They will try to scare the people and to keep them quite even during this process. Immediately after this, they will allow the enemy elements to enter Turkiye on all four sides. They will make this happen by betraying Turkiye in an organized way.

The Greeks’ front will enter from Izmir, Çanakkale and Trakya. Also, there will be troops entering our country from lands but Bulgaria also will involved the invasion attempts, simultaneously.

Also, Poland, Romania and Hungary will involved. The NATO’s military buildup will be sent towards Trakya. They will go on the offensive with the military ships through the Black sea.

They will not hesitate to use nuclear bombs on Turkiye when they regard that as necessary.

They will get Russia to create major artificial earthquakes and floods one after another with using electromagnetic techniques and to throw nuclear bombs on the regions where they think its necessary, especially on Istanbul.

The world’s political and financial traffic is deadlocked at a great extent and they cannot believe what’s happening to them. They cannot accept the fact that Turkiye have this power. It tears them up inside to being this weak against Istanbul. They are running out of time and they don’t declare the bankruptcies in the hope of making attacks to Turkiye and taking assistance from traitors in Turkiye. They still think that they can reverse their bad conditions around the world.

Turkiye doesn’t have much time. If everyone won’t do their parts on that, then I am determined to let Turkiye to destroy in this process by protecting myself and my organization. That’s enough. We will not be the only ones who fight, who pay the price, who risks our lives.

Everyone make their final decision. Fear cannot save anyone. Those cowards who was waiting for me to die for the last ten years are dead now and I am still alive. The brave dies only once, but the coward dies everyday.

Let us see the sincerity of the ones who keep saying homeland, nation, state, adhan (call to prayer), Quran. Otherwise, what we will see is their death.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

İstanbul’u durdurmak isteyecekler

Türkiye’de askeri darbe yaşanıyormuş gibi yapacaklar. Hulusi yine fitnenin en başındaki kişilerden biri olacak.

Türkiye ve dünya siyaseti çoktan kilitlendi. O ülkelerin maliyeleri ve merkez bankaları çoktan çöktü, battı. Çıkışları yok ve daha önce de ifade ettiğim gibi, son şanslarını deneyecekler. Türkiye’de 15 Temmuz darbe tiyatrosunun bir benzerini sergilemek isteyecekler. Çalıştıkları türlü türlü planlardan biri de bu…

İran, Rusya, Çin, Arap dünyası, NATO, Avrupa, ABD, İngiltere… Hepsi bir olarak Türkiye’yi, daha doğrusu İstanbul’u durdurmak isteyecekler.

Önce ülkede kasıtlı olarak kaos ve OHAL şartları oluşturacaklar. Sözde bir askeri darbe de yaşanacak. Bu sırada bile herkes korkutulmak, susturulmak istenecek. Bunun hemen devamında dört bir yandan Türkiye’ye düşman unsurların girmesine meydan verecekler. Hulusi, Genelkurmay kademesi, çok sayıda resmi yetkili mason, organize halde ihanetler ederek bunu sağlayacaklar.

Yunanistan tarafı İzmir’den, Çanakkale’den ve Trakya’dan giriş yapacak. Karadan mekanize birlikler de girecek ama Bulgaristan da eş zamanlı olarak işgal teşebbüslerine dahil olacak.

Polonya, Romanya ve Macaristan da olacak. Polonya’daki NATO askeri yığınağı bu ülkeler üzerinden aşağıya, Trakya’ya doğru sevk edilecek. Bir yandan da Kara deniz üzerinden askeri gemilerle hücuma geçecekler.

Gerekli gördükleri anda İstanbul’a atom bombası atmaktan da hiç çekinmeyecekler.

Elektromanyetik saldırılarla peş peşe şiddetli depremler ve seller yapma ve İstanbul başta olmak üzere, gerekli görülen yerlere atom bombaları atma kısmında Rusya’yı öne sürecekler.

Şu anda dünyanın mali ve siyasi trafiği çok büyük oranda kilitlenmiş vaziyette ve bu hallere geldiklerine inanamıyorlar. Türkiye’nin bu güce ulaşmış olmasını kabullenmiyorlar. İstanbul karşısında hep beraber aciz kalmak içlerini kemiriyor. Vakit aleyhlerine işliyor ve çoktan ilan etmeleri gereken iflasları bile, Türkiye’ye saldırı yapabilecekleri ve içerideki hainlerden yüksek verim alabilecekleri ümidiyle açıkça ilan etmiyorlar. Hala dünya genelindeki bu batak hallerini tersine çevirebileceklerini düşünüyorlar.

Türkiye’nin çok vakti yok. Herkes üzerine düşeni yapmayacaksa, ben kendimi ve teşkilatımı muhafaza ederek sürecin devamına, Türkiye’nin mahvolmasına izin vermek kararlılığındayım. Artık yeter, bu ülkede bir tek biz mi savaşacağız, bedel ödeyeceğiz, ortaya can koyacağız.

Herkes son kararını versin. Korkunun ecele faydası yok. 10 yıldan fazladır benim ölmemi bekleyen milyonla korkak çoktan öldü. Ben hala hayattayım. Yiğit bir gün, korkak her gün ölür.

Vatan, millet, devlet, ezan, Kur’an, namus diyenlerin samimiyetini şimdi görelim. Aksi halde onların da ölülerini göreceğiz.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Artık ne yaşayacaksak yaşanmalı

Yazıp yazmamak hususunda sabahtan beri kararsızdım ama az önce yazmaya karar verdim.

Gece hiç iyi rüyalar görmedim. Hatta bir ömürde görülecek bütün rüyalar arasında hafızaya kazınacak, asla unutulmayacak ve aşırı seviyede sarsıcı rüyalar gördüm.

Ne gördüğümü de yazmayacağım, tabirini kısmen ya da tamamen de yapmayacağım. Tehirine ya da tebdiline sebep olmaktan yoruldum. Bunlara sebep olmanın bir faydasını da sahada göremiyorum. Artık ne yaşayacaksak yaşanmalı.

Bu metni yazmış ve paylaşmış olmamdan ötürü de tebdil ya da tehir olmamasını Allah’tan diliyorum. İnşaallah bozulmaz ya da ötelenmez. Bu rüyam Mart ayı bitmeden yaşanmazsa da çok şaşıracağım.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Nasıl gidiyor imza işleri?

İmza atacak adam bulmanın çok maliyetli olduğu konuşuluyor? Adam/imza başı kaç para ödeniyor? O paralar nereden geliyor?

Cumhurbaşkanlığına aday olacak bir kişi bir gün içinde yüz binlerce imza toplayamıyorsa ve üç gün içinde milyonlarca imza toplayamıyorsa, onun adaylığı kabul edilmemeli.

Ayrıca, imza atmak ya da atmamak, mevcut cumhurbaşkanlığı seçme sisteminin işlerliğini devam ettirmek ya da ettirmemek, milletin umurunda değilse, o ülkede rejim halk tarafından tasvip edilmiyor, ciddiye alınmıyor demektir ve acilen rejim de değiştirilmelidir.

Şu Fatih Erbakan’ın, Adnan Oktar organize suç, terör ve ihanet örgütünün tepe isimlerinden biri olmasını, türlü türlü suçlara bulaştığı/karıştığı hemen ispat edilebilen biri olmasını ve halen boğazına kadar pisliğin içinde biri olmasını, YSK dikkate alıyor mu?

Türkiye’de cumhurbaşkanlığına aday olabilmek için kripto kimlikli olmak ve her fırsatta her türlü kara para işlerini yapmak şartı mı var? Bu gayr-i resmi ama çok mühim şartları dayatan, mason tarikatı mı?

Yüz bin imza toplamak yoluyla cumhurbaşkanlığına aday olmaya kalkan kişiler arasında hiç gerçek Türk var mı? MİT, 80 milyon vatandaşımızın can, mal, ırz emniyetini en tepeden riske atabilme ihtimali olan bu konuda, üzerine düşeni yapıyor mu? Bu kişiler hakkında gerekli çalışmaları yaptı mı, dosyaları hazırladı mı? Hiç umurunda değilse, MİT’in bu haline de mason tarikatı mı sebep oluyor?

Sahi, şu Adnan Oktarcılar MİT’e de nüfuz etmişler mi? Kazara Adnan Oktar’cı bir cumhurbaşkanı geçmesin Türkiye’nin başına? Ya da? Zaten şu anda da öyle biri mi var ve bu nedenle mi kimsenin bir endişesi yok?

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi