Dolaşsınlar


Londra’nın izni ve hatta talimatıyla İstanbul’a doğru gelen Arapları kabul etmeyeceğim. Red edeceğim. Ellerinde ne kadar para olduğu ile ilgilenmiyorum. Ben öncelikle samimiyet arıyorum.

Bana, ilk kalkınma için birkaç yüz milyar dolar yetiyor. Şu anda o parayı çoktan buldum, hazırlattım ve sağlama aldırdım. İlk hareket sağlandıktan sonra zaten çok sayıda projede ön ödemeler de toplayacağım. Ön ödemeler yapan müşterilere uygun şartlar sağlayacağım. Bazı taraflara, işlerine gelecek şartlarda ortaklık fırsatları sunarak da sermayeyi genişleteceğim. İş yaptıracağım bütün firmalara da baştan peşin paralar ödemeyeceğim. Güçlü firmalar, güçlerini kullanacaklar. İnanacaklar, güvenecekler, o nispette kazanacaklar. İşin büyük kısmını devlet firmalarına yaptıracağım ve buralardan çalmaya asla izin vermeyeceğim. İlk hareketten hemen sonra yeraltı kaynaklarını değerlendirip satacağım. Çevredeki kamu arazilerini de değerlendirip ederine satacağım. Devletin hazinesini de hızlıca güçlendireceğim. İhtiyacım olandan çok çok daha fazla sermaye ile hareket eder olacağım.

O sırada zaten sadece inşaat, kanal, maden sahalarında faaliyette olmayacağım. Başka başka sahalardan büyük şirketler de gelecek ve onlar da iyi niyetlerini sergileyecekler. Güçlenen ve dünyanın açıkça merkezi olan Türkiye’ye ve Türkiye’nin önderliğindeki bölgeye katkılarını yapacaklar. Onlar da iyi niyetlerinin, cömertliklerinin karşılığını ilerleyen safhalarda hep alacaklar.

Dar günümüzde yanımızda olanlar, bol günümüzde yine yanımızda olacaklar. Londra merkezli sistemin dayattığı satanist usuller terk edilecek. Mertliğe, dürüstlüğe, adalete dayalı bir iş dünyası olacak. Dürüst olan, çalışan, kazanacak.

Londra piyonlarının sinsilikleri ile uğraşmam. Kendilerine başka rota bulsunlar.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Bir Yorum Yazın