Etiket arşivi: Osman Kavala

Şu yapılan da gazetecilik/habercilik faaliyeti değil…


Washigton Post’un yaptığı da Bugün Kıbrıs’ın yaptığı da habercilik değil, suç…

Türkiye’de bir avuç kara paracı gizli Ermeni ve Yahudi hainin dışında, halkın içinde hiçbir grubun Kavala konusunda kimseye tepkisi yok. Kavala’nın hainliği de Türk ve İslam düşmanlığı da Kavala’yı savunanların gerçek kimlikleri ve hainlikleri de açıkça herkesin gözleri önünde… Son zamanlarda iyice gözler önüne çıkmış bu gerçekleri haber yapmaktır gazetecilik. Bu gerçeklere rağmen böyle ısmarlama ve art niyetli sözde haberleri yapmak değildir gazetecilik…

Basın ve medya faaliyeti yapılır gibi görünerek, şu sözde basın kuruluşları sık sık nüfuz casusluğu yapsalar da hala halkın içinde Kavala konusunda rahatsız olan kimse yok.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Terörist dayanışması

Ülkemizdeki en büyük teröristlerden biri olan gizli Ermeni Kemal Kılıçdaryan, haddini iyice aştı…

Sülalesi, kendi gibi teröristlerle dolu olan Kemal Kılıçdaryan, terörist yüzünü bir kez daha gösterdi. Onlarca senedir kul hakkı yiyen, kullandıkları elektriğin parasını bile ödemeyerek vatandaşlarımızın sırtına yükleyen… Son zamanlarda faturalarını ödemeye zorlanan ve buna hukuksuz şekilde direnen… Çoğunlukla terör örgütlerine sempatizan ya da destekçi olan kitlelere… Hukuk dışı ve terörsit dayanışması kapsamında sözler verdi. İngiliz Kraliçesi ile sıkı bağlantılar içinde olan, Kraliçe’den dizbağı nişanı verilmiş olan gizli Hristyan Abdullah Gül ile de sürekli paslaşan Kemal “Bizim iktidarımızda Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Şırnak, Siirt ve Batman’da çiftçiye elektriği ücretsiz vereceğiz.” dedi.

İnsanlar merak ediyorlar. Oralarda çiftçilik yapanların ayrıcalığı ve üstünlüğü nedir. Kürt görünen gizli Ermeniler, gizli Süryaniler, gizli Ezidiler olmaları mıdır… Terörü, bebekler ve çocuklar da dahil olmak üzere sivil insanların bile acımasızca katledilmesini, ülkenin bölünmesini meşru gören, destekleyen ve bunları talep eden kişiler olmaları mıdır…

Anayasanın eşitlik ilkesine açıkça aykırı olan bu kararırınn, bir hukuk devletinde uygulanması zaten mümkün değildir ve suçtur. Bunca yıldır siyaset sahnesinde olan Kemal’in ve etrafındaki gizli Yahudi, gizli Ermeni, gizli Hristiyan çetenin bu kadarcık olsun hukuk bilmeme ihtimali mi vardır.

Tayyip’in iyice köşeye sıkıştığı ve aslında hükümsüz kaldığı şu günlerde Kemal, neden üst üste toplumu gerecek, bir yandan da teröristleri etrafına toplayacak ve toplumun tepkisini de üzerine çekecek açıklamalar yapmaktadır. Bir taşla kaç kuş vurmaya çalışmaktadır. Aynı şeyi, bir mafya anası olan gizli Yahudi Meral Akşener’in de birkaç kez denediği gözler önünde. “Aman kalabalıkların desteği/oyu hızla bize akmasın, aman AKPKK biraz daha iktidarda kalsın” demek olan bu davranışları sergilemeleri yönündeki talimatı bu hainler, bu teröristseviciler, bu çift kimlikle yaşayan omurgasız sürüngen ve kara paracı tipler, yine ABD’nin Ankara’daki sözde büyükelçiliğinden mi, İngiltere’nin sözde büyük elçiliğinden mi, yoksa yine MİT’ten mi yoksa doğrudan CIA’dan mı aldılar. Derhal gözler önüne serilmesi gereken asıl mesele budur.

Sözde muhalefetin de tıpkı AKPKK ve MHPKK gibi terörist dostu oldukları, beraberce her türlü kara para işlerini bu güne kadar yaptıkları ve yapmaya devam ettikleri gözler önündedir. Hepsinin tek merkezden talimatlar alan ve birbirleriyle danışıklı dövüşerek Türkiye’ye, Türk milletine hatta insanlığa ihanet eden insan şeytanları oldukları gözler önündediler. Bunlara artık gereken sertlikle müdahale edilmelidir.

Bu ülkede kanunlar önünde bütün vatandaşlar eşittir. Hiçkimse, diğerinden üstün ya da ayrıcalıklı değildir. Terör örgütlerine taban oluşturan kitleler yargılanıp cezalandırılırlar, cezaları da genellikle idam cezası olur ve topluca infaz edilirler. Bunlardan henüz suç işlememiş olup da sempatizan sınıfında kalanları ise, hukuka uygun şekilde tehcir edilirler. Bu yapılmazsa, 1915’teki gibi millet kendini müdafaa faaliyetleri icra etmeye başlar ve yine aynı sonuca çıkılır.

Teröristlere taban oluşturan kitlelerin davranışlarını meşru görmek/göstermek, bunlara bir de ayrıcalıklar tanımaya kalkmak, ancak baş teröristlerin, teröristlerin siyaset sahnesindeki temsilcilerinin teşebbüs edebileceği bir alçaklık ve teröristliktir. Kavala da Selahattin Demirtaş da benzerleri de aynı bu konumda ve zihniyette oldukları için, bu türlü suçların içinde oldukları için Kemal ve çetesi tarafından sürekli olarak müdafaa edilmektedir. Bu çetelerin işbirlikleri de aslında gözler önündedir.

Hala altılı çeteye kanunların emir ettiği müdahaleleri yapmayan adli yetkililer, bu suçlara ortak oluyorlar ve çok yakında, bu milletin öfkesi çelikten bir yumruğa dönüşerek bütün teröristleri ve hainleri ezdiği o günlerde, bu terör çeteleriyle birlikte yargılanırlar ve asılırlar.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Eli kulağında…

Son süreçte dünya siyasetinde görülmemiş hızla, olağanüstü gelişmeler, denge değişmeleri yaşandı, yaşanıyor. Rusya’nın işi artık bitti… Eli kulağında… Rusya’da bütün dünyayı sarsan hadiseler her an yaşanabilir ve bunu bütün dünya duyup sarsılabilir. Bütün dünya İstanbul’un gücünü somut şekilde görmüş olur.

Ankara hükumeti de İstanbul’un gücünü gördü, kabullendi. Ankara hükumeti, son günlerde yaptığı açıklamaların arkasını doldurmalı, duruşunu iyice netleştirmeli ve Putin, Şi, Biden çetesi karşısında asla taviz vermemeli… Artık Ankara hükumeti için Osman Kavala meselesi, meseleden bile değildir. Ankara hükumeti, İstanbul’un gücünü çok iyi değerlendirmeli. Dünyayı yeniden dizayn eden İstanbul’un, Ankara’yı şekillendirmesinin mesele bile olmadığını bir an bile göz ardı etmemeli.

Rusya, Çin, ABD üçlüsünün bile İstanbul’un karşısında duramadığı şu süreçte, Yunanistan ismiyle anılan şımarık çocuğun da artık tokatlanması gerekli. Türkiye, neredeyse her gün bir tehdit savuran, bir sorun çıkartan, gerginliğe sebep olan Yunanistan’a daha fazla tahammül etmek zorunda değil. Rusya meselesinin akarından çıkması artık mümkün değil, Türkiye’nin ve dünya insanlığının lehine olarak devam edecek ve süreç devam ettikçe, her kısmına müdahalelerimiz de devam edecek… Şimdi Ankara hükumeti, yönünü Yunanistan isimli şımarık çocuğa, Yunanistan isimli maşaya ve diğer çevre ülkelerindeki sorunlara çevirmeli. Anlaşmak isteyenlerle anlaşmalı, kaşınanı da kaşımalı… Türkiye için artık ayağa kalkma ve devleşme vakti gelmiştir.

Burnumuzun dibindeki adaların hala Yunan toprağı kabul edilmesi Türkiye için zuldür. Yunanın her gün Türkiye’yi tehdit edip somut karşılıklar görmemesi Türkiye için zuldür. Bütün dünyaya aynı anda ayar çekebilen Türkiye’nin Yunan karşısında gerekli tavırları sergilememesi vahim bir hatadır. Türkiye, NATO teşkilatına ihtiyaç duyan bir ülke de değildir. NATO ile ilişkilerin bozulması, Türkiye için mesele bile değildir. Ankara hükumeti de artık, beyin ölümü çoktan gerçekleşmiş olan NATO’dan bağımsız hareket etmelidir.

Elimizi uzatsak değebileceğimiz yakınlıktaki adalara kadar ihanetle, hukuksuzlukla eline geçirmiş Yunanın, kara ve deniz sınırlarımızdan uzaklaştırılması ve adalarımızın tekrar ana vatana bağlanması zaruridir. Yoksa Türkiye’nin itibarı düzelmeyecek ve Yunanla sorunları hiçbir zaman bitmeyecektir.

Şu anda Türkiye, adalarını Yunandan geri aldığında, dünyanın hiçbir yerinden, hiçbir tarafından ciddi bir karşılık verilemeyecektir. Zaman ve zemin son derece müsaittir. Türkiye’nin dev gibi olmuş sorunlarını aşması için zaten iktiza ettikçe risklere girmesi de zaruridir. Lakin Yunan ve arkasındaki batak/bitik ülkeler karşısında Türkiye’nin devleşmesi, restleşmesi artık bir “risk” değildir. Çok çok, ABD’deki o lüzumsuz Bidon’un ve çetesinin devrilme süreci daha da hızlanır. Hepsi o… Çin ise, “Tamam Rusya da bitti, kabul ama Rusya dağılınca bari sınırlar şöyle olsun, ha olmaz mı?” demeye gelen hayali siyasi haritaları devlet televizyon kanalı üzerinden yayınlamaya devam eder.

Ayrıca Türkiye, hava savunmasının çoğunu havadan sağlamaya çalışan, deniz savunmasının çoğunu denizden sağlamaya çalışan ülke olmanın dışına çıkmalıdır. Gelişen ve hızla yayılıp ulaşılabilir olan teknoloji sayesinde, Türkiye’nin hava savunmasının yüzde seksenden fazla kısmını karadan sağlaması mümkündür. Türkiye, hava ve deniz savunması maksadıyla, iktiza eden noktalara onlarca lazer silahını ve elektromanyetik darbe silahını en fazla iki ay içinde tesis edebilir. Adalarımızı geri aldığımız gibi bu türlü silahlar ve kuleler, adalarımızda da tesis edilebilir.

Tahrikçi ve sınır tanımaz Yunan jetlerine karşı, jetlerimizi kullanarak it dalaşmalarına girmek zaman ve para israfından başka bir şey değildir. Bu kuleler tesis edilmeden önce de Yunan jetleri ile dalaşmak yerine düşürülmelidir. Türkiye, komşusu olsun ya da olmasın, dünyadaki taraflardan iyi ilişkiler kurmak isteyenlerle iyi ilişkiler kurmalı ve çatışmayı tercih edenlerle de çekinmeden çatışmalıdır. Savaşın kötü bir şey olduğu ve savaşsız bir dünya olabileceği iddiası ve baskısı, son derece art niyetlidir. Hayır, meşru şartlar dahilinde savaş asilcedir, iyi ve asil insanların işidir. Yeri geldiğinde, şartları oluştuğunda savaşmak, dünya insanlığının huzur ve mutluluğu için elzemdir, zaruridir. Ankara hükumeti, isterse Yunanistanla harbe girmeyi de tercih edebilir. Sınırlarımızı 1897 tarihindeki sınırlara kadar genişletebilir. Hepsi hakkıdır, hukukudur, tercihidir ve İstanbul bundan rahatsız olmaz.

Dünyadaki bütün taraflar bilmelidir ki YİT, şu andan itibaren ağırlığını, zaten bitmiş ve istediğimiz ayara girerek ilerleyen haldeki Rusya, Çin ve Biden çetesinden ziyade Yunanistan’a, Ege ve Akdeniz’e, Ortadoğuya, Suriye, Irak ve İran’a verecektir. Türk dünyasıyla olan yakın ilişkilerini, alakasını ise hiçbir zaman gevşetmeyecektir. Her geçen gün daha da kuvvetlendirerek devam edecektir. Hindistan ve Pakistan’la iyi ilişkiler kurabilmenin yolunu tekrar deneyecek, fırsatlar verecektir. Avrupadaki, NATO içindeki “medeni” insanlarla/gruplarla iyi ilişkilerini de ilerletecektir. Çok kısa süre sonra başlatılacak ve Türkiye ile müttefiklerini şahlandıracak dev projeler için de taraflarla temaslarını ilerletecektir.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Biyolojik, kimyasal ve nükleer…

Türkiye ve ABD başta olmak üzere, dünyanın dört bir yanında teyakkuz halinde olunmalı.

Terör örgütlerine ve siyasi parti ya da STK görünüşlü terör ve ihanet örgütlerine karşı çok dikkatli ve tedbirli olunmalı. Son iki asırdır vahşice kan dökmekten, katliam yapmaktan ve kara para işleri çevirmekten başka bir şey bilmeyen Türkiye Ermenilerine karşı da dikkatli olunmalı. Onların kontrolündeki CHPKK’ye, HDPKK’ye, PKK’ye, Alpaslan Kuytul çetesine ve diğer sözde siyasi partilere ve sözde cemaatlere karşı da dikkatli olunmalı.

Biyolojik, kimyasal silahların hatta seyreltilmiş nükleer bombaların kullanılacağı terör saldırıları da düşük ihtimal olarak görülmemeli. Her ihtimale karşı hazırlıklı olunmalı, malum terör ve ihanet merkezlerine devlet gücüyle önden ağır darbeler hemen vurulmalı.

Dünya genelinde de teyakkuz halinde olunmalı. Her şey bir kıvılcıma bakıyor… Böyle giderse Türkiye’de de ABD’de de çok kan akacak gibi duruyor.

Söz konusu devlet ve millet… Türkiyeli bütün taraflar, terör merkezleri haline gelmiş CHPKK’nin, HDPKK’nin, Gelecek ve DEVA’nın karşısına dikilmelidir. Bu sözde siyasi partiler ezici bir müdahaleyle ve acilen kapatılmalıdır. İlgililere terör ve ihanet operasyonları yapılmalıdır.

Memlekette bu kadar ihanet, soygun, peşkeş varken sesini çıkartmayan ama baş teröristlerden biri olan Osman Kavala’ya ceza verildi diye ağzından tükürükler saçarak herkesi tehdit eden, “kavga”dan bahseden, terörist yüzünü gösteren, başta CHPKK’liler, sözde aydınlar, gazeteciler olmak üzere herkes ama herkes hakkında operasyonlar yapılmalı, soruşturmalar başlatılmalıdır. Bu terör ve ihanet odakları karşısında milletin ve devletin gücü gösterilmelidir.

Devlet/adalet mekanizması, terör ve ihanet örgütlerinden hızlı olmalıdır. İlk darbeleri onların vurmasını beklememelidir. Bunların yurt dışı bağlantıları da gözler öne çıkartılmalıdır. Osman Kavala’yı müdafaa eder tarzda konuşan, konuşacak bütün sözde büyük elçiler istemeyecek adam ilan edilmeli ve ülkelerine geri gönderilmelidir. Bu sözde elçilerin terör bağlantıları da ifşa edilmelidir. Türkiye’nin eski Türkiye olmadığı, Türkiye’nin, içindeki terör ve ihanet odaklarını bundan böyle ezip yok etme kararlığında olduğu bütün dünyaya gösterilmelidir.

Putin, Biden, Şi, Scholz, Macron’un başını çektiği milletler arası terör örgütünün planları bozulmalıdır.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

..

Mümkün değildir

Kemal’e, iktidar olmaları halinde, terörist Selahattin Demirtaş’ı serbest bırakıp bırakmayacakları sorulmuş.

Terörist Selahattin Demirtaş’ın siyasi bir tutuklu olduğunu ifade ederek “Selahattin beye yapılan eleştirilerin hiçbir kıymeti yoktur. İnşallah göreceksiniz, halkın iktidarında Selahattin bey de Osman Kavala da haksız yere içeride yatan bir sürü askeri öğrenciler var, onlar da avukatlar da hepsi çıkacak.” cevabını vermiş.

Hiç iyi bir halt etmemiş. Bu ülkenin kırmızı çizgileri belli… Bunlar daha önce en açık şekilde ve tekrar tekrar ifade edildiler. Bu ülkede, teröre yandaş olan, teröriste arka çıkan, ibneliğe meydan açan ve insan kaçakçılığı, organ, zorla fuhuş gibi kara para işleri yapan ya da bu gibi insanlık dışı işlere yardım ve yataklık eden hiç kimse iktidar olamaz.

Türkiye’nin rotası, batıya doğru değildir. Batının ahlaksızlığına, namussuzluğuna, ibneliğine, sömürücülüğüne, kara paracılığına doğru değildir. Türkiye bu rotadan çoktan çıkmıştır. Bunu kabullenmeyenlerin ya da bu gerçeği hiçe sayanların, önümüzdeki yakın süreçte muhtar olabilmeleri bile pek mümkün değildir.

Mehmet Fahri Sertkaya