Defalarca fırsat versem de Rusya ile ortak menfaatlerde buluşamadık. Buna en çok Lavrov ve Zaharovanın da başını çektiği o malum çete sebep oldu. Buna rağmen, hala Rusya’ya ve Rusya içindeki dürüst karakterli insanlara karşı müspet/olumlu kanaatlerim, kararlarım var. Bu insanların farklı dinlerde ve farklı siyasi görüşlerde olmaları, birlikte hareket etmemiz için mani değil. Ben, ahlaklı ve dürüst karakterli olduktan sonra, farklı anlayışların insanlarıyla son derece medenice münasebet kurabilirim.
Siyaset böyle gerektirdiği için elbette şu andan sonra Rusya’ya çok çok büyük darbeler vuracağım ve çok büyük kaybettireceğim. Lakin söz konusu insanlarla bir husumetim yok ve olmayacak. İnanıyorum ki Rusya’da yaşanacak çok çok büyük sıkıntılar, bu insanların Rusyanın idaresini ele almasına ve ayrıca Rus halkının sarsılıp kendine gelmesine vesile olacaktır. Şer görünenler hayra dönecektir.
Yakın gelecekte demokrasi çağı sona erecek. Bunu Türkiye sonlandıracak. Büyük ihtimalle Rusya da bu süreçte Türkiye’nin yanında duracak. Yeni bir çağa, tekrar imparatorluklar çağına girilecek. Bütün bunlar, baş döndürücü bir hızla yaşanacak. Dünyadaki dini, siyasi, askeri, mali kabullenişler değişecek. Doğulu insanların emeklerinin karşılığını çalarak, yeraltı zenginliklerini çalarak, vergilerini çalarak, bedenlerini ve organlarını çalarak maddi refah kazanmış batı alemi, çok kısa süre sonra hak ettiği yere inecek. Şimdi de perişan haldeler ama daha da çok güç kaybedecekler, çok daha perişan hallere düşecekler ve dünyanın merkezi yeniden doğuya kayacak. Bütün bunlar yaşanırken Rusya, Türkiye’nin yanında çok büyük fırsatlar yakalamış ve varlıkta kaldığı gibi, üstüne bir de devleşmiş bir ülke olabilir. Bunun böyle olup olmayacağını, Rusya’daki dürüst ve ahlaklı insanların nasıl karar alacakları, ne kadar dik durabilecekleri, ne kadar mücadele edebilecekleri belirleyecek.
Bunları ifade etmemden sonra, yerimde olan her gerçek devlet adamının yapacağı şeyi yapmaya başlıyorum. Rusya ile topyekun bir gayr-i nizami harbe başlıyoruz.
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi