Cezavinde ve hastahane sürecinde yaşanan skandalların bazıları

Türkiye’de artık mahkeme kararlarına itaat etme zorunluluğu yok.

Türkiye’nin sistemi çoktan çöktü.

Türkiye’de hükumete, kararlara, genelgelere, savcılara ve hakimlere itaat etme zorunluluğu yok. Çünkü hiçbirinin meşruiyeti yok.

Türkiye’de milletçe bir kurtuluş mücadelesi verilmesi çoktan şart oldu.

Türkiye’de hangi konuda nasıl kanunlar çıkartılacağına, nasıl kararlar alınacağına, kimin tutuklanacağına, kimin ne kadar ceza alacağına, kimin tahliye edileceğine TBMM ya da mahkemeler değil, Mehmet Haberal, Devlet Bohçalı, Solomon Soysuz, Tayyip Erdoğan karar veriyorlar. Mason tarikatı karar veriyor.

Sesli anlatımda bahsedilen ve ceza evi idaresi tarafından “görülmüştür” kaşesi vurulan, UYAP sistemine dahil edilen ve temiz eller operasyonuna sebep olması gerekirken hiçbir şeye sebep olmayan dilekçemi 20 Nisan 2020’de Akademi Dergisinin Telegram kanalında paylaşmıştım. Dilekçemin görüntüleri şurada: https://t.me/AkademiDergisi/41480

MFS – 31 Ocak 2022

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Türkiye Türkçesi öğrenilmeli…

Şu anlarda dünyanın en güçlü ülkeleri olarak bilinen çok sayıda ülke, çok yakın gelecekte, mali krizlerle, siyasi krizlerle, iç çatışmalarıyla mücadele ediyor olacak. Hatta bunlardan bazıları parçalanacak, haritaları da değişecek. Batı, resmen de batacak ve güneş yeniden doğudan doğacak.

Söz konusu ülkelerde, pek çok uzmanlık sahasından eğitimli, liyakatli, tecrübeli insanlar da maddi sıkıntılar yaşayacaklar, işsiz kalacaklar, hayati risklerin içinde kalacaklar.

Öyle tahmin ediyorum ki o anlara gelindiğinde, birkaç büyük felaket yaşadıktan hemen sonrasında muazzam bir gayretle ayağa kalkmakta ve dünyayı şaşırtacak derecede iyi idare edilmekte olan bir Türkiye olacak. Türkiye o günlere geldiğinde çoktan Türk dünyası ile birleşmeye de başlamış olacak. Dünyanın siyasi, askeri, mali, dini dengelerine şimdi olduğundan daha da fazla tesir edebilen, çok kısa sürede dünyanın açıkça lideri olmaya oynayan bir Türkiye olacak.

İşte o zamanlarda Türkiye’ye ve Türkiye ile birleşen Türk devletlerine çok fazla sayıda liyakatli, eğitimli, tecrübeli ve dürüst insanlar gerekecek. Batıp çökmekte olan ülkelerin yetişmiş insan gücü, tersine olarak batıdan doğuya akmaya başlayacak. Şimdiden bunun farkında vararak bu kişilerin Türkiye Türkçesi öğrenmelerini tavsiye ederim. Türkiye Türkçesi, çok kolay öğrenilebilen, telaffuzu da çok kolay olan bir dildir.

Bütün bilim dallarından uzmanlara ihtiyaç olduğu gibi, hakim ve savcılara, çeşitli branşlardan öğretmenlere kadar çok geniş sahalarda uzmanlara ihtiyaç olacağı da bilinmelidir.

Söz konusu uzman kişiler, Türkiye’de can, mal, namus, din, ibadet, fikir hürriyeti içinde çok rahat bir hayat sürebilecekler. Aynı zamanda gayet iyi seviyede maaş alabilecekler, maddi sıkıntı da yaşamayacaklar.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Biyonik robotları tespit etmek zor değil

Bir kişinin biyonik robot olup olmadığını anlamak için bazı teknolojik/bilimsel usuller bulunduğunu da yazmıştım. Bu hususta da şimdilik biraz daha bilgi vereceğim. Herkesin bu teknolojik imkanı bulması mümkün değil ama devletler/hükumetler, gizli servisler, büyük holdingler, büyük cemaatler, ordular, büyük üniversiteler, büyük yayın kuruluşları bunu zorlanmadan yaptırabilirler.

Biyonik robot olduğu şüphesi bulunan kişiden doku örnekleri alınmalı. En kötü ihtimalle saç teli alınmalı ve biyonik robotların sızmamış olduğu gayr-i resmi laboratuvarda tetkik edilmeli. Yeterli teknik imkanlarla bu yapıldığında, saç dokusunun, özellikle de saç kökünün suni yollarla, kısa sürede ve farklı yapıda meydana getirildiği kolayca görülebilir. Bu, gerçeğine çok yakın özelliklerde yapılmış olan sahte paraları insan gözünün ayırt edememesine ama cihazların kolayca ve kısa sürede ayırt etmesine benzetilebilir. Mesela yeni Adli Tıp Kurumu Başkanı Hızır Aslıyüksek’in saç telini, aynı kurumdaki arkadaşları ele geçirerek tetkik edebilirler ve biyonik robot olduğunu görebilirler.

Dahası da var. Aşı yapıyormuş gibi görünecek şekilde şüpheli şahsa bir sıvı enjekte etmek ve sonra vücudun tepkisini ölçmekle de biyonik robotlar anlaşılabilir. Gerçek insan ise o türlü sıvıya tepkisi farklı olur, biyonik robot ise çok farklı olur. Suni yollarla bir araya getirilmiş sistemleri arıza yapmaya, çakışma yaşamaya ve bunu gizleyemez hale gelmeye başlar.

Hiç doku örneklerine ve laboratuvar tetkiklerine ihtiyaç kalmayacak şekilde ve elde taşınabilir bir cihaz geliştirmek, kişinin biyonik robot olup olmadığını o farkında olmadan söz konusu cihazla belirleyebilmek de mümkün. Belki önümüzdeki günlerde bu cihazın temel çalışma prensibini de anlatırım. Belki de canımı sıkarlar, dünyamızda yer altında bulunan uzaylı üslerinin nasıl tespit edilebileceğini, üslerin giriş çıkış kısımlarının nasıl tespit edilebileceğini ve söz konusu üslerin nasıl imha edilebileceklerini ve tamamen imha edilmeden önce oralarda toplu ölümlere nasıl sebep olunabileceğini de anlatırım.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

..