Etiket arşivi: Tıbbın Karanlık Yüzü

Organ nakli hayat kurtarmaz!


Filiz Tekin’in organlarının nakledildiği 2 kişi öldü, biri yoğun bakıma alındı

Filiz Tekin’in böbreklerinin nakledilmesinden birkaç gün sonra fenalaşıp Ege Üniversitesi’nde yoğun bakıma alınan hastalardan Münire İnanç perşembe, Arife Aykut ise cuma günü hayatını kaybetti. İnanç ile Aykut’un cenazeleri, memleketleri Denizli’de toprağa verildi.

Aileler, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek, olay hakkında suç duyurusunda bulundu. Münire İnanç’ın oğlu Yusuf İnanç, annesinin ölümünde ihmal olduğunu düşündüklerini belirterek, “Annem 3 yıldır diyalize giriyordu. İzmir’den aradılar. Nakil için uygun böbrek çıktığını söylediler. Çok mutlu olduk. Annem yeniden hayata dönecek diye seviniyorduk. Ameliyatın çok başarılı geçtiğini söylediler. Annem 2 gün yoğun bakımda kaldı. 10 gün boyunca sağlığı çok iyiydi. Böbrek uyum sağlamıştı. Son 3-4 günde hayallerimiz yıkıldı, umutlarımız tükendi. Annemin bacaklarında ağrı, yüksek ateş, bilinç kaybı ve tansiyon rahatsızlıkları baş gösterdi.


Aynı durum donörden organ nakli yapılan iki hastada da vardı. Nakilden bir süre sonra annem iyiydi, ayağa kalkıp yürüyordu. Kendi işlerini yapmaya başlamıştı. Ancak 13 gün sonra kötüleşti ve yoğun bakıma alındı. İnceleme yaptılar hiçbir şey saptanamadı.

Doktorlar ‘Biz böyle bir şeyle karşılaşmadık. Türkiye’de bu binde 1 olur o da size denk geldi’ diyorlar. Bize ne olduğu hakkında bilgi verilmedi. En sonunda da annemi kaybettik, cenazesini bize verdiler. 2 Aralık’ta annem, ertesi günü de diğer organ nakli yapılan hasta Arife Aykut hayatını kaybetti. Üçüncü kişi ise yoğun bakımda. Neden böyle bir şey yaşandı bilmiyoruz. Annemin ölümünde ihmal olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle savcılığa suç duyurusunda bulunduk” dedi.

Sibel Ünli, 3 yılda defalarca intihar teşebbüsünde bulunmuş.

Epilepsi hastası olan ve uzun süredir antidepresan ilaçlar kullanan Sibel Ünli, 3 yılda defalarca intihar teşebbüsünde bulunmuş.

Epilepsi hastası olan ve uzun süredir antidepresan ilaçlar kullanan Sibel Ünli, 3 yılda defalarca intihar teşebbüsünde bulunmuş Ailenin yazılı açıklaması şu şekilde:

*Öncelikle bizimle acımızı paylaşan taziyemize gelen veya gelemeyen tüm insanlarımıza sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. Ailemizin yaşadığı bu elim hadisenin ulusal gündemde ve sosyal medyada fütursuzca kullanılması bizi derinden üzmüştür.

*Bu açıklamayı geç yapabildik çünkü acımızı yaşıyorduk. Bugün bizi bu acı günümüzde bu açıklamayı yapmak zorunda bıraktılar. Bildiğimiz gerçekleri anlatmak için, yanlış ve art niyetli paylaşımlara mani olmak için, intihar gibi bir elim hadisenin yüceltilmesine ve özendirilmesine engel olmak için bu basın açıklamasını, taziyemizin hala devam ettiği bu acı günde de olsa, halka açıklama zorunluluğu meydana getirmiştir.

*Kardeşim merhume Sibel Ünli yaklaşık bir yaşında geçirdiği ağır bir ateşli hastalık sonrası günlerce hastaneye yatırılmıştır. Bu hastalık sonrası tekrarlanan sara (epilepsi) krizlerini farklı zamanlarda yaşamış ve kendisi bu hastalığı sonrası antiepileptik tedaviler almıştır.

*Ergenliğe girmeye başladığı süreçten itibaren çeşitli duygu durum bozuklukları yaşamıştır. Kardeşimiz bu durumdan dolayı psikiyatri doktorlarına götürülmüştür. Kardeşimizin çeşitli tedaviler alması sağlanmıştır. Buna rağmen son üç yıldır birden fazla olan başarısız intihar girişimlerinde bulunmuştur.

*İntihar girişimlerinden sonra ‘major(ağır) depresyon’ tanısıyla iki defa Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları servisine yatırılmıştır. Önerilen tedavileri hastane dışında da sürdürmesi için ailesi ve yakın arkadaşları tarafından destek kendisine olunmuştur. Düzenli olarak psikolog ile görüşmesine olanak sağlanmıştır”

Bir antidepresan cinayeti daha…

Yemekhane kartımda sadece bir liram var’ diyen öğrenci intihar etti.

İstanbul Üniversitesi’nde indirimli yemek haklarının günde bir öğüne düşürülmesine karşı eylemleri sürerken “Yemekhane kartımda para kalmamış sadece bir liram var” diyen öğrenci Sibel Ünli intihar etti.

Sibel Ünli’nin yaşamına son vermesi üzerine arkadaşları, Kadıköy Khalkedon Meydanı’nda basın açıklaması düzenledi. Ünli’nin hayatında problemler yaşadığını ve bunun için tedavi gördüğünü belirten bir arkadaşı, “Bugün memleketin her yanında insanların yüzde 60’ı antidepresan kullanıyorsa, intihar oranları artıyorsa, kimse ‘Bunun sebebi bu sistem değildir’ demesin. İntiharlar, memlekette herkesin gündemiyken, biz haykırıyoruz: Sibel’in katili kapitalizmdir, bu çürümüş sistemdir” dedi.

Teşhisi de yok, tedavisi de yok…

Vajinismus diye bir hastalık yok. Teşhisi de yok, tedavisi de yok.

Vertigo diye bir hastalık yok. Teşhisi de yok, tedavisi de yok.

Anksiyete diye bir hastalık yok. Teşhisi de yok, tedavisi de yok.

Panik atak diye bir hastalık yok. Teşhisi de yok, tedavisi de yok.

Bipolar diye bir hastalık yok. Teşhisi de yok, tedavisi de yok.

Şizofreni diye bir hastalık yok. Teşhisi de yok, tedavisi de yok.

Hiperaktivite diye bir hastalık yok. Teşhisi de yok, tedavisi de yok.

Dikkat eksikliği diye bir hastalık yok. Teşhisi de yok, tedavisi de yok.

Evet, uydurma bilim psikiyatriye göre üç yüzden fazla sözde hastalık tanımlaması var ama bunların hiçbirinin günümüz bilimsel temelleri ile teşhisi de, tedavisi de yok. Dünyada Siyonizmin/Masonluğun en büyük ve kolay para kaynaklarından birisi sözde bilim psikiyatri ve onun sözde ilaçları… Şu sitemiz bütün bunları kökten yıkan yayınlarla dolu, üstelik bunlar bilimsel temelde yayınlar ama sanki senelerdir orada yayında değilmiş gibi bir hava hakim. Çünkü gerçek sahibi CIA olan sosyal ağlarda hiç edildi:

www.tibbinkaranlikyuzu.com

Mehmet Fahri Sertkaya