Etiket arşivi: Akıncı

Yalanlar ve gerçekler

Kıyafet kreasyonu gibi isim

Şu gibi sözde operasyonların hepsi numara. Hepsi aldatıcılık. Hepsi ihanet. Hepsi kara para işleri. Hepsi ekranlara oynama…

Erhov mudur, Yerhov mudur, şu İngiliz ve Amerikan piyonu pislik herifi, sözde Rusya elçisini, ayağımın altında dolaştırmayın, alın. Benden söylemesi…

Dalga geçiyorlar

“Hani nerede savaş? Nerede kullanıldı/kullanılıyor bu kadar askeri araç, mühimmat? Bu kadar büyük paralar nasıl dönüyor?” dedim ya…

Film seti gibi, ısmarlama birkaç noktayı yalandan vuruyorlar. Sonra da böyle haberlerini yaptırıyorlar.

Çin’in korona palavraları akla, mantığa, bilime ne kadar aykırı ise, Rusya-Ukrayna arasında savaş ya da özel askeri operasyon olduğuna inanmak da akla, mantığa, bilime, insanlığa o kadar aykırıdır.

Şu halde susan, gerçekleri yaymayann gazeteciler bile insan sınıfından sayılamazlar. Çünkü bebekler, çocuklar, genç kızlar, genç kadınlar kaçırılıyor. Çünkü organlar için insanlar parçalanıyor. Çünkü bunları o sözde dünya liderleri, danışıklı dövüşerek yapıyorlar.

Tahıl koridoru diye bir şey yok. Bitti o iş… Bundan sonra bu palavrayı dillendireni bile görmek istemiyorum. Ukrayna’nın da Rusya’nın da Avrupa’nın da NATO’nun da gemileri, boğazlarımızdan geçmeyecekler.

Sadece askeri gemiler değil, kara para işlerinde az ya da çok kullanılan hiçbir gemileri geçmeyecek. Geçmeyi deneyenler ibret-i alem olacaklar.

Şu andan itibaren, sadece bu bölgede ve çevremizdeki denizlerde değil, dünyanın herhangi bir yerinde olsa da Tayyip’le, Bohçalıyla, Soysuzla, Putin’le, Zelenski ile, İran ile, İsrail ile, İngiltere ile bağlantılı bütün gemileri ve deniz altıları avlattıracağım. Beş kuruşluk kara para işleri bile yaptırmayacağım bunlara…

Bu ülkede ve bu bölgede benimle inatlaşan herkes batacak, çökecek, yanacak, patlayacak, cehennemine de gidecek.

Her türlü pis işleri bozduracağım. Karışsın dünya, umurumda bile değil ve ben karışmasını istiyorum zaten…

Hava yolunu da bozacağım ve keseceğim.

Organcılık yapıldıkça, insan kaçakçılığı yapıldıkça, zorla fuhuş işleri yapıldıkça, LGBT ve satanistlik yayıldıkça, şu sözde mülteciler bu ülkede tutuldukça, güney Azerbaycanda karşımda duruldukça, gerekiyorsa bütün dünyayı aynı anda yakacağım, batıracağım, çökerteceğim.

Kara denizde, şurada, burada, hiçbir yerde doğalgaz çıkarttıkları yok. Çıkartacakları da yok. İngiltere izin vermez ve çıkartamazlar. Palavralar anlatıyorlar.

TOGG diye bir araba yok ve sahtekarlıkta sınır tanımıyorlar. Fabrikası da sahte. Milleti kandırmak için, milletin parasıyla akıl almaz masraflar, şovlar yapıyorlar. Üstelik ülke tepe taklak devasa bir mali krize koşuyorken bunu yapabilecek kadar şeytanlar…

Hür Kuş diye bir uçak yok. Hür jet de yok. Hepsi de teneke… Yıllar önce bile Güney Kore’den basit eğitim uçakları aldılar. O vakit de güya Hür Kuş’u yapmışlardı. Güney Kore basını “Türkler eğitim uçağı yapamadı” diye manşetler attı.

1930’da Türkiye’de tek kişinin gayretiyle bile Hür Kuş yapılabilmişken, bu zamanda devlet imkanlarıyla Hür Kuş’u yapamadılar. Aslında yaptırmadılar. Türkiye’nin böyle şeyler yapmasına müsaade yok. İngiltere ve İsrail bu hainlere izin vermez.

Bu meselede de zarar, ziyan, batak, yalan, dolan haddi aşmış vaziyette. Bunu oynarken bile ayrıca vurgun vurup kahkahalarını atıyorlar.

Baykar diye bir firma yok. O bir hokkabazlıktan ibaret İngiliz firması.

Senelerce uğraşıp, elli ya da yüz tane mühendisle çalışıp güya yaptıkları uçakları, üç gerçek mühendis bir araya gelerek 3 aya kalmadan yapabilirler. Üstelik sınırlı imkanlarla…

Dünyada sessiz bir devrim yaşandı, yaşanıyor. Sadece 20 sene öncesine kıyasla bile her şey değişti. Her şey çok kolaylaştı. Artık insanlar evlerinin garajlarında uçak, jet uçak, yarış arabası, denizaltı yapabiliyorlar. Üstelik, teknik eğitimli insanlar, bunları profesyonel kalitede yapıyorlar.

Çünkü bilgisayarların gücü uçtu… İnternet her yere yayıldı, her şeyin ilmi ve tekniği internette bulunur oldu. Teknik üniversiteler bile internetten eğitim verebilir oldu. Görsel destekli teknik eğitimler bile internette aldı yürüdü. Teknik çizim programları çocuk oyuncağı oldu. Çok kolaylaştı. Çok hızlandı. 3B yazıcılarla artık ev, araba, her şey yapılabiliyor.

Bunlar ise koca devlet imkanları ile hala seksen milyon insanla dalga geçiyorlar. Baykar da yapılan hiçbir şey yok. Zaten her parçayı başka yerden topluyorlar ve dünyada artık her şeyin parçası, birkaç alternatifli olarak var. Büyük bir rekabet ortamında, uygun kalite ve uygun ücretle satılıyorlar. Elektronik deseniz, lego gibi bir şey oldu. Onun da programları, cihazları her yeri sardı. Yapay zekalar artık yazılım yazıyorlar. Elektronik cihazları anlıyorlar ve hemen devrelerini çizip veriyorlar. Devre elemanlarını sınıflandırarak, hangi devre elamanının nereye montajlanacağını şekilli gösteriyorlar. Yani temel elektronik bilgisi olanlar bile çok ileri seviyede elektronik cihazları yapabiliyorlar.

Robot kol denilenler ucuzladı ve her yere yayıldı. İmalat bantı denilen şeyleri binlerce şirket rekabetle yapar oldu. Her yer mühendis doldu.

Senelerdir Baykar da Baykar, İHA da SİHA diye diye dalga geçiyorlar. Arka plandan kara para işleri, ihanet işleri zirve yapmış gidiyor.

Güya “Akıncı” yapmışlar. Teneke, üçkağıt, hiçbir şey yaptıkları yok. Adı bile gizli Ermeni şifrelemesi. Sizin anladığınız manaya gelmiyor o ad…

Güya milli piyade tüfeği yapmışlar, Almanlardan çalıntı. Güya Atak helikopter yapmışlar, o da İtalyanlarla ortak üçkağıt projesi… Adı “Atak” da gizli Ermeni şifrelemesi.

Döndürülen/çevrilen vurgunun, soygunun, dolandırıcılığın, oyalamanın, kandırmanın, ihanetin haddi hesabı yok. Geçen zaman milletin aleyhine işliyor. Faizler katlanmış gidiyor. Türkiye faiz ödemeleri ile de onca devleti, milleti besliyor. Millet aç yatıyor, çocuklar peynir nedir, süt nedir bilmeden büyüyor. Bir de İngiltere ve İsrail öyle istediği için, bu millet sınırları içindeki on milyondan fazla bedavacıya bakıyor. Üstelik onlar birinci sınıf, millet ikinci sınıf insan muamelesi görüyor.

Türkiye şu anda, şu büyük açlık/yokluk/felaket halinde bile, en az 15 ülkeyi besliyor.

İnternet, elektrik, dağal gaz, su, vergiler, ek vergiler, verginin vergisinin vergisi, onların faizleri, devletten alınacak her hizmette ödenen ek ücretler derken, her kalemde vahşice soyuyorlar. Bir liraya verilecek hizmet bin liraya veriliyor. Milletin parasıyla, vergisiyle yol/köprü yapılıyor, oradan üç beş türlü farklı vurgun daha yapılıyor. Dünyanın en berbat internet hizmetini, en pahalıya veriyorlar. Peşkeş çekmedikleri devlet işletmesi ve değerli arazi kalmadı, nerede özelleştirme gelirleri? Bunca şey yetmiyor da adliyelerden ve trafik polisleri üzerinden herkese para cezaları yağdırıyorlar. Vatandaşa az ceza kesen memuru yerinde tutmuyorlar. Dürüst memura vatan haini muamelesi yaptırıyorlar. Toplanan ve yurt dışına aktarılan paralarla, her beş yılda bir yeni devlet kurulur ama onlarca senedir bir tane sorunumuz bile çözülmüyor. Hala hazinede para yok ve paramızı çalan ülkelerden güya faizli kredi alıyoruz. O kısımda da kaç türlü daha kazık yiyoruz. Bir yandan da “Okula aç giden çocukların sayısı çok arttı. Hiç değilse bir öğün yemek verilsin” diye tartışmaların içine çekiliyoruz. “Neden arttı kardeşim, sorunlar neden temelinden çözülmüyor, nedir mani olan” diye tartışmamıza bile izin vermiyorlar. Şimdi çocuklara yemek vermek iddiasıyla, hem beş para etmez yemekleri yedirecekler hem de oradan da ayrıca vurgun vuracaklar. Bunlar insan değiller, canavarlar, muzır varlıklar.

Kanımıza kadar, iliğimize kadar, organlarımıza kadar sömürüyorlar. Sonra başımızdaki bu hainler devrilmesin diye dünyada onlarca ülke danışıklı dövüşler sergiliyorlar.

İngiltere, İsrail, ABD, NATO oyundan düşürülüyor, bu defa Putin ve Rusya kartını oynayarak bunları Türkiye’nin başında tutmak için çırpınıyorlar. Yanına da Çin’i veriyorlar.

Çünkü bunlar devrilerek gerçek Türkler ve Müslümanlar Türkiye’nin başına gelirse, dünya genelinde oturup ağlaşacaklar. O gün bile bitecekler.

Aylardır korkudan titriyorlar, şu Güney Azerbaycan’da 45 milyon Türk hürriyetini ilan edecek diye. Bir kere Türkiye’de konuya temas bile etmiyorlar. Basını, medyayı, sosyal medyayı sansürlüyorlar. Lafa gelince de en büyük Türkler ve Müslümanlar bunlar. Lanet olsun bunlara da bunları arkalayanlara da…

Dünyanın her yerine benzin döker cayır cayır yakarım, bu kahpe düzeni, bu şeytanlaşmış sistemi yine de yakarım, yıkarım.

Herkes alsın gardını, çıkartıyorum 3. dünya savaşını…
Sabrım buraya kadardı.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi