Türkiye ile Bulgaristan arasında göçmen kaçakçılığına karşı ortak operasyonlar yapılmayacak.
Aksine, daha çok göçmen/insan kaçakçılığı yapılacak. Yanı sıra organ, uyuşturucu, silah kaçakçılığı ve her türlü kara para işleri yapılacak. Bu insanların arasında, organları için öldürülüp parçalananlar, aslında şanslı olanlar. Çünkü küçücük bebekler hatta çocuklar, ayrıca genç kızlar ve erkekler hayatta bırakılarak kaçırılıyorlar. Bunlar ya satanist ayinlerinde işkence ile parçalanıyorlar ya da fuhuş mafyalarına para karşılığında satılıyorlar.
Soysuz’un, bir kara para devletçiği olan Bulgaristan ile çok sıkı bağlantıları var. Bulgaristan’ın başındakiler, Türkiye’nin başındaki insan şeytanlarından daha az şeytan değiller. Hepsi de insanlık namına ve kalabalık insanların önünde, meydan yerlerde asılması gereken insan şeytanları…
Devletlerin kurumlarını, kuruluşlarını, polislerini, ordularını hatta sözde yardım kuruluşları gibi görünen kamu dernek ve vakıflarını bile kara para işlerinde kullanıyorlar. Kızılay bile kıpkızıl bir teşkilat. Bu güne kadar milyonlarca cana kıyılmasına aracı yapıldı.
Yıllardır söylüyorum, Türkiye’de devlet sistemi diye bir şey bırakmadılar. Siyasi parti gibi görünen organize suç, terör ve ihanet örgütleri, devleti ellerinde oyuncak ettiler. Hala, şu şartlarda bile danışıklı dövüşmekle meşguller. Kimsenin şu sözde hükumete, şu sözde adalet sistemine, oradaki gizli Ermeni ve gizli Yahudi ve mason savcılara ve hakimlere itaat etme zorunluluğu da yok. Hatta şu şartlarda hala onlara itaat etmek, vatana ihanet etmektir. Ayrıca insanlığa da ihanet etmektir.
Ben duruşumu çok net sergiledim. Bulgaristan’la meşru ya da gayr-i meşru iş yapacak olanlar, önce mezarlarını kazıp kefenlerini hazırlasınlar.
Çünkü artık milletin hukuk sistemi icra ediliyor. Çünkü artık vatandaşlarımızın kendini, ailesini, çocuklarını, malını, vatanını, devletini, ırzını, namusunu savunma refleksi sergileniyor.
Kana kan, dişe diş, göze göz… Üç beş tane eşkıyaya milletin gücünü göstereceğiz. O büyük teröristler ve büyük vatan hainleri olan Meral Akşener’i de Kemal Kılıçdaroğlu’nu da Abdullah Gül’ü de Ahmet Davutoğlu’nu da Ümit Özdağ’ı da Temel Karamollaoğlu’nu da Ali Babacan’ı da Tayyip Erdoğan’ı da Devlet Bohçalı’yı da meydan yerlerde sallandıracağız.
Buradan geri dönüş yok. Dünyadaki kimsenin, yaşanacaklara engel olma gücü kalmadı. Bazı devletlerde Türkiye’den çok daha fazla kan akacak, insan şeytanları kesilecek. Kan gölüne dönen yerler olacak.
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi