
Soysuz Peker’i de eline düşürmek istiyor
Soysuz, Sedat Peker’le de gizlice anlaşmak istedi. Sedat’a teklifler yapıldı. Yeni bir Türkiye kurulacağı ve bu yeni Türkiye’de AKPKK’nin ve Türkiye’nin başında Soysuz ile çetesinin bulunacağı söylendi.
Sedat’ın Türkiye’ye getirilmeyeceği, cezaevine konulmayacağı, Sedat’ın kara para işlerine Türkiye’de hiç sorun çıkartılmayacağı, yurt dışına para transferlerinde de sorunlar yaşatılmayacağı, bulunacağı ülkelerde rahat etmesinin ve güvenliğinin sağlanacağı gibi sözler verildi.
Bunlara karşılık olarak da Tayyip’e vurması, Tayyip sonrasının hazırlandığı şu süreçte kendilerinden yana durması istendi.
Sedat, haftalardır devam eden mücadelesinde hep Tayyip’e zarflar attı ve onun Soysuz’u bitirmesini bekledi. Tayyip haftalarca sessiz kalarak vahim bir hata yapmışken, üstüne çıkıp haftalar sonra Soysuz’u açıkça savunacak kadar güçsüz ve çaresiz bir görüntü verince, Sedat da haklı olarak gemileri yaktı. Soysuz tarafı da bunu fırsata çevirmek istedi.
Ön görüşme seviyesinde devam ediyor şu anlarda ama Sedat, ani bir kararla Soysuz’a güvenirse Soysuz ona oyun kuracak. Hem Tayyip’i devirecek hem de MİT ve Hakan Fidan üzerinden Sedat Peker’i oyundan düşürecek. Öğrenebildiğimiz kadarıyla Soysuz – Fidan çetesi bu işte IŞİD teröristlerini de kullanacaklar.
Elbette ki Soysuz ve arkasındaki ülkeler, gizli servisler ve çeteler, ben varken planlarının başarılı olamayacağını biliyorlar. Bu nedenle bütün bu işleri çevirirlerken bir şekilde beni ve teşkilatımı hatta belki de cemaatimi de yok etmek, dağıtmak, cezaevlerine doldurmak isteyecekler.
Neresinden bakılırsa bakılsın, en fazla bir iki gün daha Tayyip böyle etkisiz eleman olarak kalırsa ve sahaya müdahale etmezse, öyle ya da böyle çok büyük olaylar yaşanacak. Çünkü biz hiçbir şeyden korkmadan dik dururuz ve iktiza edenler ne ise onları yaparız.

Öyle ya da böyle ortalık karışacaksa…
Bu güne kadar binbir türlü somut delil paylaşabilirdim. Ceza evi süreçleri bile yaşadım ama somut delilleri paylaşmadım. Sadece Libya’ya silah kaçırılan Amazon isimli geminin silah dolu haliyle videosunu/delilini paylaşmıştım ve bunu yaptıktan birkaç saat sonra da “Yanlış oldu bence… Delil paylaşmamamalıydım” diye açıkça yazı yazmıştım.
Şimdilerde, bunca iyi niyetimize ve bunca ikazlarımıza rağmen, resmen ipleri elinde tutan kişilerin, başta da Tayyip’in ısrarlı şekilde hatalı duruş/tavırlar sergilemesi ve sorunu kaynağından kesip söküp atmaması, zaten Türkiye’de ve dünyada sahanın çok büyük şekilde karışacağını gösteriyor.
O halde, bu güne kadar, saha çok karışmasın ve olaylar kontrolümüzden çıkmasın diyerek somut delil paylaşmamış olan ben, neden deliller paylaşmayayım.
Yarın ve öbür gün hala Soysuz o bakanlıktan alınmamışsa ya da istifa etmemişse, ben çok sarsıcı suçların, son derece somut ve sarsıcı delillerini paylaşmaya başlayacağım. İşe de evvela Soysuz’un emriyle öldürülen Silivri eski Emniyet Müdürü Hakan çalışkan dosyasını açarak başlayacağım. Delilleri her türlü sosyal ağ hesaplarından, ayrıca bloglarla sitelerden paylaşacağım gibi aynı anlarda ülkenin önde gelen birkaç adliyesine de teslim ettireceğim.

Soysuz, Hakan Çalışkan’ın gerçek katilidir
Yıllar önce anlatmıştım. Hakan Çalışkan, Soysuz’un emriyle öldürüldü. Bu işte mafya adamı gibi görünen MİT mensupları da kullanıldı. Emniyet Teşkilatının personellerinden de kullanıldı. İntihar görüntüsü de verildi. Resmi evraklarla da oynandı, deliller de karartıldı. Türlü vahim suçlar işlendi…
Basına yansıyanlar tamamıyla gerçek değil. Eksik, aksak, zorlama, çarpıtma dolu. Asıl mesele büyük bir uyuşturucu mafyasının en tepe isimlerinden biri olan Soysuz’un, çetesinin ve ayrıca oğlunun suç üstü olarak kısacık sürede yıkılabileceği bir sürecin başlamasına mani olmak meselesiydi. Bunu yaptılar. Çok safhasında da suç delillerini tamamen yok edemediler. Bu deliller sadece bende de değil, başkalarında da var.
Hakan Çalışkan öldürülmesinden aylar önce Akademi Dergisine, yazılarıma, mücadeleme denk gelmiş vatansever ve işini hakkıyla yapan dürüst bir kardeşimizdi. Soysuz’un oğlunun peşindeydi. Suç üstü yapmak ve buradan ilerlemek istiyordu. Çalışkan’ın bu işte paslaştığı geniş bir çevresi ve bağlantıları da vardı. Gizlice dosyalar oluşturulmuş ve safha safha ilerliyorlardı.
Artık Türkiye’nin ve dünyanın bunları delilleriyle duymasının, görmesinin vakti gelmiş mi, gelmemiş mi, bir iki güne belli olacak…
Soysuz her fırsatta delilleri ve şahitleri de yok ediyor. Şimdi bu yazdıklarımdan sonra, Hakan Çalışkan cinayetinde kullandığı MİT personellerini ve ayrıca Emniyet Teşkilatı mensuplarını da öldürtmek isteyecektir. Bu, neticeyi değiştirmez, çünkü çok somut deliller var.
Bu işte kullanılmış kişilere de yetkili makamlara sığınıp itirafçı olmalarını tavsiye ederim. Yoksa onlar için de yolun sonu görünüyor.
Mehmet Fahri Sertkaya