Etiket arşivi: Muhammet İhsan Oğuz

10 Mart 2022 – Sosyal mecralardaki Mfs paylaşımları

04:26 Bu şehri yakmaya çalışanların bir kısmı yandı, öldü. Bu şehri yıkmaya çalışanların bir kısmı çarpıldı, yıkıldı, öldü. Dünya genelinde o kadar çok ölü var ki saymak zor iş.

Herkes kararını gözden geçirsin. Ben bu şehirdeyim, hiç bir kötülüğü karşılıksız bırakmayacağım.

https://parler.com/feed/e7c3be12-c199-4886-a7e1-19ce1cddd152

___________________________________________

04:46 Hala insan kalabilmiş, hala insanlıktan çıkmamış hiç kimse, Avcılar ve çevresinde ikamet etmesin. Pendik, Kartal, Maltepe sahil şeridinde ve adalarda ikamet etmesin. Oraları terk etsin.

https://parler.com/feed/989cbc72-3fd8-4fab-b5b6-7fedd2276409

___________________________________________

15:29 Yeter artık

https://parler.com/feed/06bd585f-11a6-41a0-827c-ca3e00157c57

___________________________________________

20:01 Süleymanlılar cemaati içindeki gizli kardinaller ve misyonerler

https://parler.com/feed/8a00dbb1-a417-4f3d-bd5b-ab9f4f76c6f6

___________________________________________

22:10 Mektupları ve risaleleri aslında kim yazdı

https://parler.com/feed/0d187101-0925-4479-8f8d-a747572ed39c

___________________________________________

Mektupları ve risaleleri aslında kim yazdı

Süleymanlıları neden kandırdılar.

Hazret-i üstazımız tarafından yazıldığı söylenilen, onlarca senedir cemaatimizin mensuplarına bu iddia ile okutulan, sahiplenilmesi ve baş tacı edilmesi sağlanan bazı mektupları ve risaleleri aslında kim yazdı…

Dar vakitte, çok sayıda işin arasında bu gibi yazıları peş peşe yazıyorum. Bu nedenle de sözü hiç uzatmadan, hatırlatmalar yapmadan, geçmiş yayınlara bağlamadan, bazı kısımları izaha girmeden, en can alıcı ve özet kısmından yazıyorum.

  • O mektupları ve risaleleri hazretimiz yazmadı. Hazretimiz sadece Kur’an harf ve harekelerini dahiyane bir usulle öğreten meşhur Elif cüz’ünü yazdı/hazırladı. Zaten ümmetin kaynak eser sıkıntısı yoktu, yok ve kendileri bunu defalarca ifade ettiler. Hatta o devrin büyük bir fitnesi vardı ve şakirtler üzerine büyük oyunlar oynanıyordu. Sözde üstadları olan, aslında gizli Ermeni ve hristiyan bir piskopos olan Said-i Nursi’nin adıyla neşredilen kitaplar her yere yayılıyordu. Shell firması bile bu risalelerin, bilinen adıyla Risale-i Nur’un baskı ve dağıtma maliyetlerini karşılıyordu. Masonlar bu sözde İslami risaleleri dağıtmak için seferber oluyorlardı. Aslında Fener Rum Patrikhanesindeki müşteşrikler ve hristiyan din adamları tarafından yazılan bu risalelerin, Kur’an-ı Kerim’in yerine hatta önüne konulması planlanıyordu. O devrin şartlarını çok iyi bilmek, anlamak gerekir ki o devrin içindeki bir hakiki mürşid-i kamilin neden böyle hareket ettiğini anlamak mümkün olsun. Kendisi de eserler yazsaydı, kendisinden sonra, cemaatin içindeki kripto kişiler, söz konusu eserlerini tahrif edeceklerdi. Belki onlar da Kur’an-ı Kerim’in dahi önüne geçirmeye kalkacaklardı. Bu kısımlara dair geçmiş yıllarda çok şeyler yazdım ama vakti gelince bu hususları derli toplu şekilde, uzun uzun ve belki de sesli olarak anlatacağım.
  • Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) tarafından yazıldığı iddia edilen o mektupları ve risaleleri yazan kişi Muhammet İhsan Oğuz’dur ki o da Sabetaycı bir gizli Yahudiydi. Müslüman rolü oynayarak müslümanlara tuzak kuran hainlerden biriydi. Onun risalelerini, üstazımızın risaleleri olduğu iddiasıyla cemaatimizde okutanlar da çoğunlukla cemaatimiz içindeki Sabetaycı Yahudilerdi. M. İhsan Oğuz da Sabetaycı bir kripto Yahudi olduğu halde, bu yalanlara gereğince müdahale etmedi. “Hayır, bu eserler benimdir, böyle iddia edemez, bu şekilde yayamazsanız” derdi hatta hukuk yoluyla hareket etse, çok şeylere sebep olabilir. Lakin yapmadı.
  • Aşağıda bu mektupların ve risalelerin aslında kim tarafından yazıldığını gözler önüne seren, pdf halinde açılabilen/indirilebilen bir çalışma/dosya var. Bu dosyayı hazırlayanlar ve yayanlar da kripto kişiler. Lakin dosya ciddiyetle ve tamamına yakını doğrulara sadık kalınarak hazırlanmış. Biz müslümanlar söyleyene değil, söylenene bakarız. Firavun bile doğru söylese “doğrudur” deriz. Söz konusu çalışma, bu husustaki hakikati açıkça gözler önüne sermişken, söyleyenler doğru kişiler değiller diye hakikati inkar etmeyiz.
  • Bu dosyayı hazırlatanlar arasında, gizli Ermeni ve misyoner olduğunu, İHH kurucusu olduğunu, cemaatte eskiden en merkez noktalarda bulunduğunu, AKPKK projesi ile yoluna devam ettiğini, organları için insanların öldürülmesi dahil her türlü kara para işi yaptığını yazdığım avukat Zeki Çalışkan da var.
  • Zeki Çalışkan, seneler önce bu meseleyi sosyal medya hesabında uzun uzun konu etti, tartışmaya açtı ve arkasında dik durdu. Belki benim de müdahil olmamı bekledi ama ben hiç karışmadım. Zira anlatılanların tamamı doğruydu, ispatlıydı ve acı bir hakikat karşımızda duruyordu.

Bu ön bilgilerle şu aşağıdaki pdf dosyası incelenince, hakikatın herkesin gözleri önünde apaçık olduğu ama hazret-i üstazımızın alemi değişmesinden önce ve sonra cemaatimiz içinde çok sayıda kripto kimlikli kişiler olduğu ve bazı hususlarda tahrifatlarının ileri seviyede olduğu anlaşılabilecektir. Hazretimizin, küfrün en şiddetli zamanında dahiyane bir siyasetle aslında bunların içine sızdığı, İslam’a hizmet etmenin mümkün olmadığı şartlarda bu dahiyane siyasetle buna meydan açtığı ve bu kısmın detayları anlaşılabilecektir.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Ayrıca bakınız: https://doi.org/10.30622/tarr.522264