Bu konuda malum basın ve medyada söylenenlere ve yazılanlara çok kapılmayın. Bunlar, Johnson korona kısıtlamalarına uymadı diye istifa edecek adamlar değiller. Umurlarında bile olmaz. Her gün kaç bin kişinin kanına girdiklerini umursamıyorlar, onu mu umursayacaklar.
Krizin gerçekte bir değil, birçok sebebi var. Temel sebeplerden biri yeşillerle grilerin kendi aralarındaki çatışmaları. Diğeri, yaptığım müdahalelerden sonra korona oyunlarının ifşa olması, vahim suçlarının göz önüne çıkması, aralarında korkunun ve telaşın hakim olması, bu konulardan ötürü yargılanma ihtimallerinin bulunması ve korona oyunlarında geri adımlar atıp atmamakta karar verirken birbirlerine iyice düşmeleri… Ayrıca dünya siyasetinde sebep olduğum denge değişikliklerine ayak uyduramamaları, işe yarar karşılıklar verememeleri, hızıma yetişememeleri de aralarındaki çatışmaları artırdı. Mason tarikatına vurduğum darbeler neticesinde yaşadıkları sorunlar da var. Daha başka başka sebepleri de var ama başta ifade ettiğim gibi, şu anlarda en büyük sorunları gri-yeşil çatışması.
Gri-yeşil çatışması başka ülkelerde de ve dünyanın genelini alakadar eden başka meselelerde de zahir olacak. Dün gece bu saatlerde metafizik bir toplantı yaptım ve dünyanın dört bir yanındaki taraflara aynı anlarda seslendim. Bundan sonra yapacağım, sebep olacağım pek çok şeyi en açık şekliyle ifade ettim. “Bu yanlış gidişten şimdi bari dönün, bazılarınız için hala şans var. Bazılarınız ise hiç değilse daha az acıyla, krizle çökersiniz” dedim. Uzaylı taraflara da hitap ettim ve “Gezegenimize, tabiatımıza, dünya insanlığına yaptığınız sinsi saldırılara son verin. Bakın, herkese her zaman yaptığım gibi baştan size de aynını yapıyorum ve açıkça ikaz ediyorum. Eğer bu saldırılara devam ederseniz, çok yakın gelecekte, dünya insanlığını mahvetmek isterken kendi feci sonunuzu hazırlayacaksınız. Buna da ben sebep olacağım. Çok çok feci hallerde ve topluca öleceksiniz.” dedim ve sonra birçok tarafa, türlü türlü meselelerde ikazlar, nasihatlar ettim. Bir ara “Avrupa ve ABD için başka bir şans yok. Artık onlar için geri dönüş yok. Ben onlara fırsat verip uzun uzun tahammül ettiğimde, onlar benimle ortak paydada buluşuyormuş numaraları yaparak vakit kazandıklarını ve tuttukları yanlış yolda devam edebileceklerini düşündüler. Şimdi ise bu tansiyon düşsün, bu fırtına dursun diye yalvaracak hallerdeler. Ama onlar bu sonu kendileri tercih ettiler. Artık onlarla ortak noktada buluşabilmemiz mümkün değil. Aralarında az da olsa medeni insan toplulukları var, onları ayırıyoruz ama kalan yığınlara yapabilecek bir şey yok. Hak ettikleri sonu görecekler. Oysa biz kimsenin dinine, diline, kültürüne, adetlerine, toprağına, malına, canına, evladına karışmayacaktık. Bütün insanlık için faydalı olacak bir sistem kurarken, onları da dahil edecektik. Onlar kendilerini de insanlığı da dert etmediler. Onlar kibirli hallerinden vazgeçmediler. Hala sömürmek, hala kan dökmek, hala terör yaymak, hala organları için her gün binlerce insanın canına kıymak onların tercihleri oldu. Lakin, yanlış tercih yaptılar, o yolları iyice kapattım ve her geçen gün daha da perişan olacaklar. Kazdıkları kuyulara düştüler. Artık o kuyudan çıkmaları mümkün değil. Her yeni gün, onlarda yeni yeni mali, siyasi, askeri, toplumsal krizler yaşanacak” dedim.
Bunlar bile iyi günleri… Evet, son derece inanarak ve çok yaklaşmış olarak tekrar ediyorum:
– Hala dünyayı sömürmek, dünya insanlığının çoğunu türlü oyunlarla katletmek, dünyanın çok sayıda ülkesinden kan dökmek, fitne çıkartmak isteyen o Avrupayı da ABD’yi de durduracağım, önlerine set olacağım ve onları hak ettikleri üzere cezalandıracağım. Hala sermayelerini, şirketlerini, ailelerini ve kendi canlarını oralarda tutmak isteyenler, kendileri bilirler.
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi
..