Şaşırıyorum. Bu kadar yol gösteriyorum, ufkunuzu açıyorum, bir ömürde alabileceğiz mesafeyi bir kaç saatte almanızı sağlıyorum ama siz hala takılıp kalıyorsunuz. Size dayatılan saçma sapan bilim anlayışını/kabullenişini yıkıp atın artık. Büyük bir oyunun içinde doğdunuz, büyüdünüz ve oyun kuranların istediği zihniyette yetiştirildiniz.
Kaf dağı denilen şey gerçek bir dağ değil, dünyanın etrafındaki (Van Allen da denilen) koruma kalkanına kaf dağı denilmiş. Kaf dağının ötesi, koruma kalkanının dışında kalan yerler, kaf dağının içi de dünya ve yakın çevresi… Çok eski zamanlardan beri kaf dağı, hep bir mani, bir engel, arka tarafına ulaşılamaz ve gidilemez bir sınır/set olarak tasvir edilmiş. Farklı kültürlerde ve inanışlarda olan toplumlarda bu konuda detaylarda biraz farklılıklar olsa da aslında hepsinde kastedilen asıl şey, dünyamızın etrafındaki koruma kalkanı. Yani Kaf dağı…
O kalkanı dünyamızda gizlice bulunan uzaylı türlerden neredeyse hiçbiri geçemiyor. Dünyamızın dışındaki uzaylı türlerden de geçebilenleri yok denecek kadar az. O kalkan dünyamız ile diğer dünyaların arasına adeta aşılmaz bir dağ misali konmuş ve engel olması istenmiş. Bu sayede dünyamız uzaydan gelebilecek saldırılara uğramıyor. Bu sayede, son yıllarda onlarca farklı uzaylı türü dünyamızın etrafına gelip metafizik saldırılar yapmaktan öteye geçemiyorlar. Binlerce UFO ile gelip de neden sadece metafizik çatışma ile sınırlı kalsınlar. Çünkü kalkanı geçemiyorlar.
Şu ifadeye bir bakın, o kalkanın varlığını devam ettirebilmesinin, dünyanın çekirdeği ve çekirdeğin dönmesiyle oluşan tabii manyetik alanı ile alakalı olduğunu nasıl da gözler önüne sermiş:
“… dağın yeri, büyüklüğü ve yapısı ile ilgili efsanevi anlatımlar bulunur. Bu anlatımlardan birisi de Muhyiddin-i Arabi’ye aittir. Şöyle der:
‘Kaf, yeryüzünü kuşatmış olan yeşil zeberced’den bir dağdır ve gökyüzünün çevresi onun üzerindedir; kökleri, dünyanın üzerinde durduğu kayaya ulaşır ve zelzelenin kaynağı bu dağdır.”
Başımızın tacıdır
Muhyiddin-i Arabi hazretleri, ilk zamanlarında vahim hatalar yapsa da bunları hemen fark etmiş, bu hatalarını düzeltmiş ve bunların yanlış olduğunu açıkça ifade ederek, bu hatalarına kapılmış olan herkesi de hatadan döndürmüş, sonraki hayatı boyunca istikamette kalmış ve büyük manevi derecelere ermiş hakiki bir Allah dostudur. Keşfi açık, keramet ehli, veli bir ehl-i sünnet alimidir. Şu andaki bilim adamlarının hala bilemediği pek çok şeyi o zamanda bildiği, anladığı, anlattığı açıkça gözler önündedir.
Böyle bir zatı ehl-i sünnet müslümanlar karalamamalıdır, silip atmamalıdır. Böyle bir zatı bir kısım yahudilerin ya da İslam’dan kopmuş dalalet fırkalarının mensuplarının savunması, sahiplenmesi de bizi hataya düşürmemelidir. Muhyiddin-i Arabi hazretleri bizimdir, başımızın tacıdır ve hep öyle kalacaktır.
Tekrar ediyorum. Araştırmalar yapmaya başlamadan önce metafizik korumalarınızı artırın. Çoğunuz zihin kontrolüne alınıyorsunuz. Hafızanız oynanıyor. İdrakiniz kapatılıyor. Bunaltılıyorsunuz, daraltılıyorsunuz. Bu çoğunlukla cinler kullanılarak yapılıyor ama hem dünyalı satanist insanların hem de uzaylı satanist insanların elindeki yüksek teknolojili cihazlarla da zihin kontrolleri yapılıyor. Bu maksatla uzayda topluca sinyaller dahi gönderiliyor.
Önce beyninizi, zihninizi, zihin kontrolünde kullanılan her türlü tekniğe karşı sağlam korumaya alın. Dünyada şu anda hakim olan sistem, aslında ne yeşillerin ne grilerin sistemi… İblis’in sistemi. İblis bu hakikatlerin öğrenilmesini, dünyalı ya da uzaylı insanların mutlu ve mesut olmasını istemiyor. Hakikatleri bilmesini istemiyor. Dar bir kalıp belirledi, bunu da en çok uydurma evrim teorisi üzerinden belirledi ve nesiller böyle oyalansın gitsin istiyor.
Endişeye mahal yok
Her ne olursa olsun ben vazifeme, hizmetime devam edeceğim. Geçici bir süre benden haber alamadığınız zamanlar olursa bile dimdik duruşunuza ve mücadelenize devam edeceksiniz. Dağılmayacak, savrulmayacak, sarsılmayacaksınız.
Türkiye’nin ve dünyanın her neresinde her ne şekilde büyük hadiseler olursa olsun, bunlar asla sizlerin duruşunu değiştirmeyecek. Sizleri çökertmeyecek, ümidinizi kırmayacak. Şer görünen bir şey hayır, hayır görünen de şer olabilir. Neler döneceğini, neler yaşanacağını, neler yapmanız gerektiğini zaten genel hatlarıyla anladınız. Kendi tarafınızda tedbirleri de bir an önce tamamlamalısınız.
Ben, olağan üstü tedbirler içindeyim. Tekrar ediyorum, her ne olursa olsun hizmetime devam edeceğim.
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi
..