Lüzumsuz herif…

Vakit harcamaya bile değmeyecek basitlikte birisi. Sanki hayatı boyunca sürekli destek olduğu, el uzattığı, zor zamanlarında yanında olduğu, yanında bedel ödediği ve hayran bırakacak bir güzel ahlak ve mertlik sergilediği bir kişi, hiç olmayacak şekilde kendisine ihanet etmiş, kendisini meydanda bırakmış ve hiç hakkı yokken bir de kötü söz söylemiş gibi bir hale büründü.

Bir nevi sinir krizi geçirdi. Bağırdı, çağırdı. “Kim bu adam, kendini ne zan ediyor?” falan dedi. Ondan da tam bu türlü bir davranış beklenirdi. Bu iÅŸler hep böyledir, içi boÅŸ olanların dışı çok gürültü çıkartır. İnsanı deÄŸerli kılan, bulunduÄŸu makam ve sahip olduÄŸu rütbe deÄŸildir. İnsanı deÄŸerli kılan sahip olduÄŸu ahlaktır, fazilettir, iyi niyettir ve insanlığa ne kadar hizmet ettiÄŸi, fayda saÄŸladığıdır. Aslında benim tavrım da “Kim bu adam, nasıl geçmiÅŸ koca Çin’in başına, kendini ne zan ediyor? Nasıl olabiliyor da o ülkenin başında hala durabiliyor. Her ÅŸeyi berbat ediyor” tavrı ve bunu bile fark ediyor ama kabullenmek istemiyor. Kibir iÅŸte, insanı çok acınası hallere düşüyor.

Sert kayaya çarptı ama bir gün bunun yaÅŸanacağı belliydi. Dünyanın kaç güçlü liderine birden çekmiÅŸim resti, Åži kim? Hiç mi düşünemedi bunca senedir, sıranın kendisine de geleceÄŸini ve neden gereÄŸini yapmadı, kendini düzeltmedi? Dünyadaki bütün zalimlere, kibirlilere, kötülere baÅŸ kaldırmış ve rest çekmiÅŸ bizler, onu neden görmezden gelelim? Onun adını neden “iyiler” listesine yazalım?

Ben onun aslında kim olduÄŸunu ve kim olmadığını çok iyi biliyorum. Ne kadar aciz, güçsüz olduÄŸunu da çok iyi biliyorum. O da benim kim olduÄŸumu çok iyi biliyor. Yıllardır sürekli takipçim. Elindeki cihazda otomatik tercüme özelliÄŸi var, anında tercüme ediyor ve sabah akÅŸam beni okuyor. Okumaya fırsatı olmadığında da adamları dikkatle takip ediyor ve önemli gördüklerini hemen ona haber veriyor. Dünyanın önemli mevzularına dair karar almadan önce benim o konuda ne dediÄŸime mutlaka bakıyor. Ama boÅŸa okuyor iÅŸte, içi boş… Bu Åži, ayara falan da girmez. Çin devleti ve milleti ile bir sorunumuz yok ama Åži bizim müttefikimiz deÄŸil. Böyle bomboÅŸ, zalim, kibirli, cahil, insanlığa düşman, organ iÅŸi bile yapan, üç kuruÅŸ para için masum canlara kıydıran, küçücük çocukları bile katlettiren cani bir herifin Çin’in başında olması Çin için büyük talihsizlik. Çin’in başına büyük felaketlerin gelmesine sebep olur.

Allah korusun, bir gün Çin, ABD’nin yerini alsa, Åži, Trump’tan çok daha zararlı politikalar uygular. Çok daha kibirli, cahilce ve insanlığı periÅŸan eden kararlar alır. Åžu YeÅŸilleri ve Grileri anlattım, bütün devletler ve liderler gibi Åži de konuyla ciddiyetle ilgilendi ama herkes “Dünyayı ve dünya insanlığını bunların zararlarından nasıl koruyacağız. Ne yapabiliriz” derken Åži ne yaptı? ABD’nin başındaki siyasetçiler ve konseyler yerine, YeÅŸillerle ve Grilerle kendileri müttefik olabilir mi, onun yollarına da baktırdı. Fırsat bulsa, bütün dünya insalığına düşman olup insanlığı tamamen yok etmek isteyen YeÅŸillerle ve Grilerle hemen ÅŸu dakika müttefik olacak.

Åži, sadece Çin’in deÄŸil, dünya insanlığının huzur ve mutluluÄŸunun da önünde bir engel… Trump kadar büyük bir engel. Çin, Åži’den ve Åži benzeri kiÅŸilerin üzerinde görülen çirkinliklerden korunmalı ve yüksek ahlaklı/faziletli, insanlığın iyiliÄŸini isteyen bir lider tarafından yönetilmelidir.

Okusun burayı da köpürüp dursun lüzumsuz. Kendini bütün dünyanın kralı zan ediyor. Emri altındaki yüz milyonlarca insana zulüm ediyor, bir saniye umurunda olmuyor. Sonra bulunmaz Hint kumaşı muamelesi görmeyi bekliyor.

Çin’deki diÄŸer yetkililer de bu yaptığımızı iyilik olarak deÄŸerlendirmeliler. Åži’nin verdiÄŸi karşılığı vermemeliler. Åži’nin ve Åži zihniyetinin Çin’de sebep olacağı ÅŸey ÅŸimdiden belli: Kısa zamanda bütün dünya insanlığının düşmanlığını kazanmak ve kısa zamanda Çin’in parçalanıp bölünmesi…

Åži’nin yönetimindeki Çin devleti, organize suç örgütüne dönüştü.

Sadistçe uygulamalar yapıyorlar.

Çin’in idam mahkumlarının organlarını rızaları dışında alması bile baÅŸlı başına bir skandal, vicdanın el vermeyeceÄŸi bir uygulama… Çin, bu uygulamaya son vereceÄŸini açıklayıp duruyorsa da artırarak devam ediyor.

Lakin, bundan çok daha ötesi var. An itibari ile Çin’in başında bulunan Åži’nin de bilgisi, izni hatta dahli/kontrolü dahilinde Çin devleti organ iÅŸi yapıyor. Sadece DoÄŸu Türkistan bölgesinde deÄŸil, Tibet bölgesi dahil baÅŸka bölgelerde de Çin devleti tarafından organ iÅŸi yapılıyor. Masum insanlar kaçırılıyor, organları için acımasızca katlediliyor. Kültür ve eÄŸitim seviyesi düşük, maddi imkanları da düşük bölgeleri tercih ediyorlar. Bu iÅŸi uzun zamandır sistemleÅŸtirmiÅŸ haldeler.

Ankebut Ağı nasıl insanlık dışı ÅŸekilde insan organı iÅŸi yapıyorsa, Çin de aynı sadistlik derecesinde aynı ÅŸeytanlığı yapıyor. Çin’deki diÄŸer söz sahibi yetkililer Åži’yi hemen ters kelepçe ile tutuklatmalılar.

Åži’nin yönetimindeki Çin devletinin sadistçe uygulamaları ile her yıl on binlerce Çin vatandaşı organları için acımasızca katlediliyor.

Bu ÅŸeytanların bu ÅŸekilde elde ettiÄŸi insan organlarının büyük çoÄŸunluÄŸu Çin içinde kalıyor. Zengin ve hasta Çinlilere takılıyor. Şİ’nin ve çetesinin üyelerinin hali, karakteri, ÅŸeytanlık derecesi, Åžeytan’ın Konseyi’nin üyelerinden farklı deÄŸil.

Kendileri gibi düşünmüyor, inanmıyor, giyinmiyor diye milyonlarca insanı birden zorla kamplara kapatmaya hakkı olduğunu düşünen ve dünyanın gözleri önünde buna teşebbüs eden tiplerin, kendi vatandaşlarını organları için katlettiğinin meydana çıkması, kimseyi şaşırtmamalı. İnsan, insanlıktan çıkınca şeytanlaşıyor.

Dünya genelinde büyük ses getirmeli, olağan üstü müdahaleler yapmalı, askeri seçenekleri bile değerlendirmeli ve sadist Şi ile çetesini durdurup Çin vatandaşlarını da korumalıyız.

Åži’nin yönetimindeki Çin’in dünyaya pek gösterilmeyen gerçek yüzü cehennem misali…

Fikirleri, siyasi görüşleri nedeni ile çok sayıda insan idama mahkum ediliyor. Bunların infazı acımasızca usullerde yapılıyor ve rızaları dışında organları alınıyor. Aslında organ ihtiyacı gözetilerek ve bahaneler uydurularak insanlara idam cezaları veriliyor.

Sudan sebeplerle idam cezaları verilen mahkumların cezaları infaz edilirken çok zaman bir iğne vuruluyor. Bu, mahkumun hareket kabiliyetini sınırlandırıyor, ölüme yaklaştırıyor ama öldürmüyor. O mahkumların organları diri diri alınıyor. İç organları toplanılıp alınıyor, gözlerindeki kornealar alınıyor ve bir de bütün deri yüzülüyor. Geriye kalan et ve kemik kısmına çöp muamelesi yapılıyor. Kaldırılıp kazan dairelerine, çöplüklere atılıyor. Sonra oralardan alınıp icabına bakılıyor.

Kaçırılıp organları için öldürülen Çin vatandaşı insanlara da aynı muamele yapılıyor.

Resmini gördüğünüz insan ÅŸeytanının elinde cehenneme dönen Çin’de, devletin resmi açıklamalarına göre senede 15 bin kadar organ nakli ameliyatı yapılıyor.

Oysa devletin denetimi altındaki hastahanelerde bir senede yapılan organ nakli ameliyatı sayısı yüz binden fazla…

Yani Çin’de devlet sistemi insan ÅŸeytanı Åži’nin elinde olduÄŸu için devlet, kendi denetimindeki hastahanelerde bir yıl içinde en az 90 bin yasadışı organ nakli ameliyatı yaptırıyor. Çin’de organ bağışı yapanların sayısı çok ama çok düşük olduÄŸuna göre, bunca organ nereden bulunur?

Bu organları Åži’nin elinde organize suç örgütüne dönüştürülmüş olan Çin devleti buluyor. Çin devleti, devlet gücü ile organ iÅŸi yapıyor. Her sene on binlerce masumu öldürüyor. Bu sisteme dahil edildiÄŸine inanamayıp isyan eden, Çin’i terk eden ve sığındığı ülkede Çin’in bu gerçek yüzünü göz yaÅŸları ile anlatan Çinli doktorlar bulunuyor.

Bunlardan birisi, insanlar tam ölmeden organlarını aldıklarını ve cesetlerin derilerini de tamamen yüzdüklerini dahi itiraf etti.

Åži ve Åži’nin zihniyetindeki insan ÅŸeytanları Çin’in başında kaldığı sürece, bütün dünya devletleri Çin’e karşı ortak yaptırım uygulamalı. EÄŸer Çin, başındaki bu ÅŸeytan yöneticilerden kurtulamayacaksa, Çin halkının bu ÅŸeytanlardan kurtarılması için ortak askeri müdahale yapılması deÄŸerlendirilmeli.

Böylesine şeytanlar tarafından yönetilen ve giderek güçlenen bir Çin, dünya insanlığı için çok büyük bir tehdit unsuru olacaktır.

Çin’in yönetici kadrosu ve yönetim zihniyeti deÄŸiÅŸene kadar devletimiz de olaÄŸan üstü tedbirler almalıdır. Böylesine sadistlik, üstüne böylesine ahlaksızlık, böylesine kibir ve tehditkar duruÅŸ varken, Çin ile bütün resmi/bürokratik kanalları kesmek ihtimalini bile deÄŸerlendirmeliyiz. Dünyaya sesini duyurabilen TRT’miz üzerinden Çin’in gerçek yüzünü anlatmalıyız.

Mehmet Fahri Sertkaya

Bir Yorum Yazın