Bunlar, başka bir dünyaya açılan kapı gibi

Konya’daki obruklardan Bahamalardaki deniz altı obruklarına…

Türkiye’de Nat Geo belgeselleri yasaklanmalıdır. Bunlar belgesel değil adeta bir silahtır. Tamamen Amerikan, Siyonist, Mason menfaatleri çerçevesinde zihin yönlendirmesi yapmaktadır. Türkiye Nat Geo belgesellerini yasaklayarak ve sebebini dünya insanlığına şeffafça ve ispatları ile anlatarak, bu hususta dünyanın diğer devletlerine örnek olmalıdır. Oralarda da yasaklanmasının önünü açmalıdır.

Şu National Geographic belgeselinde “Dünyadaki en tuhaf jeolojik kaya olumşumlarından bazıları” denilen şeyler, tıpkı geçenlerden mevzu ettiğimiz Konya’daki obruklar gibi, dünya dışı teknoloji ile oluşturulmuş çukurlar/mağaralardır. Nat Geo’unun, o dikine inip sonra yatay devam eden mağara sistemini inceleyebilecek çok gelişmiş araçları var. Oraya insan/dalgıç girmesi şart değil, araçlar da girebilir ama oldu bittiye getirip konuyu ileri götürmüyor. Çünkü Nat Geo’nun başındakiler, orada neler döndüğünü zaten biliyor. Bermuda Şeytan Üçgeni denilen alanda, okyanus suyunun altında, yeraltı üssüne giriş yolları olan bu gibi sözde çukurlardan çok sayıda olduğunu da biliyorlar. İşlerine gelseydi, Türk/İslam düşmanlığı hatta insanlık düşmanlığı yapabilecekleri bir mevzu olsaydı, milyonlarca dolar harcar ama oralara yine de ulaşıp görüntü alırlardı. Nat Geo’nun başındakiler, İstanbul Boğazı’nın binlece sene önce yapay olarak açıldığını da biliyorlar. 40 sene olmuş o bilimsel çalışmalar yapılalı ama dünya insanlarının kaçı bu gerçeği duyabildi?

Mariana Çukuru

Mariana Çukuru (nam-i diğer Challenger Çukuru), dünyanın en derin çukuru. Büyük Okyanus’ta Endonezya ile Japonya arasındaki bu çukurun derinliği 10 km… Buraya, Ankebut Ağı’nın en önemli adamlarından biri olan ve geçmiş yayınlarda adını andığımız Kanadalı bir yönetmen James Cameron “Dikey Torpil (Deepsea Challenger.)” adlı özel denizaltısıyla ve tek başına inmeyi başardı. O derinlikte birkaç saat kaldı ve sonra 70 dk. da su üstüne çıktı. Bermuda Şeytan Üçgeni gibi yüzyıllardır tartışılan bir konuya son noktayı koyabilmek adına Nat Geo ne yaptı? Hiç… Hiçbir şey yapmadı. Bir fayda sağlıyormuş görünen bir sözde belgesel yaptı ve onun da başından sonuna kadar her yanı aldatıcılık dolu… Deniz altındaki obrukların nasıl oluştuğuna dair son buzçağı, asidik yağmur diyerek izah yapmasına kahkahalar atılmalıyken kimse gülemiyor, herkes ciddiye almaya çalışıyor. Çünkü Ankebut Ağı’nın basın/medya gücü sayesinde zihinler onlarca senedir çoktan yıkanmış ve tıpkı cumhuriyet ve demokrasi karşıtı olamayacağınız ya da Hitler yanlısı olamayacağınız gibi Nat Geo karşıtı da olamazsınız. Böyle bir hakkınız yok. Buna teşebbüs ederseniz bile çağdışı bir insan olur meydanda kalırsınız.

Mehmet Fahri Sertkaya

Bir Yorum Yazın