Etiket arşivi: Hayati İnanç

Haram yiyen harami olur

Bir müslüman avukat, suçlu olduğunu bildiği birine avukatlık yapmayı kabul edemez. Bu hususta hiçbir mazeret ileri süremez. Suçlu birini suçsuz çıkartmak, adaletin temeline dinamit koymaktır ki adalet de mülkün/devletin temelidir. Bu şekilde davranan avukatlar, devlete ve millete ihanet eden kişilerdir. Böyle davranmayı, hukuk bilmeyen insanlar bile vicdanlarına sığdıramazlar. Nerede kaldı ki avukat olanlar, hukukçu olanlar böyle davransınlar. Sadece, günümüzde empati denilen şeyi yapabilen kişiler bile suçlulara avukatlık yapamazlar. Kendilerini karşı tarafın, mazlum ve haklı tarafın yerine koyabilirler.

Suçlu birini suçsuz çıkartan, bu zalimlik için bir de avukatlık ücreti alan kişi, bir süre sonra harami olur. Aldığı o para kuruşuna kadar haramdır. O parayla yiyip içerse, elbise alır giyerse, mekan satın alıp ikamet ederse hepsi haram olur.

Yediği haram, içtiği haram, oturduğu yer haram, giydiği elbise haram olan kişi, yavaş yavaş harami olur. Ne ibadetleri ne de duaları kabul olunur. Kütüphaneleri yutsa, zahiri hatta kalbi/tasavvufi ilim ve hikmette emsali görülmemiş biri bile olsa, hatta velayet mertebesinde olsa bile o kişi yine de harami olur. Haram yiyen, harami olur, bunun başka ihtimali yok. Dünyası da yıkılır, ahireti de yıkılır. Çünkü haram yiyen kişinin nefsi canavar gibi kuvvetli olur. Bu, bir insanın, tek başına milyonlarca kişilik bir orduyla harp etmek zorunda kalması gibidir ki bu harbi o tek kişi asla kazanamaz.

Kul, şayet samimi ise, Mevla’dan gelen şefkat tokatlarına hangi kulun/kulların vesile edildiğine takılmaz, titreyip kendine gelir. O tokatların geldiğine şükreder, vesile olan kula da sadece teşekkür ve hayır dua eder. Aksi tavır, şefkat tokatlarını hakiki tokata çevirir.

Mehmet Fahri Sertkaya