Hava sendromu mu metafizik çarpılma mı?

Fazla söze gerek yok.

Herkesin bildiği şeyi buradan detaylıca yazacak değilim. O malum günden bu güne kadar ABD, Rusya, Çin, İran, Hindistan ordularının mensupları arasında ve bu orduların araçlarında ve teçhizatında hep sorunlar var. Bunu daha önce birkaç satırla yazmıştım.

Bunları daha fazla basından medyadan gizleyemeyeceklerini de biliyordum. Şimdi yavaş yavaş dünya basın ve medyasında yer buluyor. Ona da “havana sendromu” deyip geçmişler. Öyle bir sendrom yok. Apaçık bir şekilde metafizik savaşta bozguna uğrama halleri var. Şu haberde söylenenler binde bir bile değil.

Kayıpları çok ama çok fazla… Daha ilk gecesinde ABD Savunma Bakanının bana ulaşıp “Dostum” diye diye ricacı olacağı kadar fazla… Yazmıştım, hatırlarsınız. 120 asker kaybettiğini söylemişti, ben 300 den fazla olduğunu ifade etmiştim. Denizaltılarla iletişim sorunu yaşadıklarını ve çok sayıda denizaltının personelleri arasında ölenlerin bulunduğunu da yazmıştım. O geceden sonra da tansiyon hiç düşmedi, hepsinin de kayıpları artıyor. Çok üst rütbeli generaller de öldüler. Çok üst yetkili bürokratlar da öldüler. Türkiye’deki ABD ve NATO üslerinde de vaziyet çok fena ve kayıplar devam ediyor.

Bunların dünya genelinde yaşadıkları haller sadece baş ağrısı, mide bulantısı gibi haller değil. Çok fena hallerde ölüyorlar. Öyle ordu mensubu olup, devlet yetkilisi olup bebek, çocuk, genç kız ve kadın ve organları için yetişkin insan kaçırmak ve bunlara acımamak ne imiş, daha bu dünyada karşılığını görmeye başlıyorlar. ibret-i alem oluyorlar.

İsabetle füze atamaz hale gelen gemiler var. Son anda kurtarılan denizaltılar var. Kurtarılamayanları da var. Anlatmakla bitecek gibi değil. Kaç tane ordu ve donanma perişan hallerde ve bu günden itibaren askeri maksatla kullanılan uyduları da bozacağız.

Yapabildiklerimiz, yapabileceklerimizin teminatıdır. Kaç kere bu hususta da ikaz ettim. O ABD Savunma Bakanına da “Ben hiçbir halka düşman değilim. Sizlere de düşmanlık etmedim. Kaç kere büyük fırsatlar sundum. Daha dün bile ABD’yi felakete sürükleyecek nükleer madde kaçırma işini bozdum. Bunun için bir denizaltı da batırdım. İçinde Çin donanmasının subayları da öldü. Teşekkür bile beklemedim ama bu yaptığınız nedir? O Biden ve Kamala orada kaldıkça sizin başınız beladan kurtulmayacak. Yeter, ben sizin gruplaşmalarınıza anlayış göstermek zorunda değilim. Bundan sonra tek muhatabım var, o da Amerika Birleşik Devletleridir. Onu da kim yönetiyor, nasıl yönetiyor, kime hizmet ettiriyor, bu sizin iç meseleniz. Felakete sürükleniyorsunuz. Bu meselelerinizi aşana kadar bu sıkıntılarınız büyüyerek devam edecek. O Biden ekranların karşısına çıkıp Türk milletinden özür dileyecek, o kararını/sözlerini geri alacak.” dedim.

Öyle de oluyor…

Türkiye’de, Suriye’de, Akdeniz’de, Ege’de, Karadeniz’de, Marmara’da ABD’ye ve NATO’ya ait askeri unsurlar (kara, hava, deniz unsurları) istemiyorum. Derhal çekilecekler.

Ya da hiç ama hiç hesap edemeyecekleri daha vahim darbeler alacaklar. “Trump ABD’nin son başkanı olacak” diye tahmin edip yazmıştım yıllar önce, isabet edememişim. Bu gidişle Biden ABD’nin son başkanı olacak. Bu, böyle olsun diye elinden geldiğince çırpınıyor, o yeşil derili canavarlaşmış mahluk…

“Kimse bizim sabrımızı zorlamasın” diye boşuna yazmadım. Bir gecede Çin ordusunun askerlerinin yarısını öte aleme gönderebiliriz.

Hiç iz, delil kalmaz ama bizim böyle sorunlarımız da yok. Ne yaptıysak yazarız, arkasında dururuz.

İsrail’de onca büyücü Yahudinin tepinirken ölmesine de biz sebep olduk. İsteseydik çok daha fazla can kayıplarına dünyanın her yerinde sebep olabilirdik.

Dün gece öylesine büyük metafizik çatışmalar yaşandı ki kelimelerle anlatabilmek imkansız. İnsanın içinde olup görmesi, izlemesi lazım. Tarih boyunca yaşanmış en istisna metafizik harplerden biri olduğunu düşünüyorum. Bundan sonrasında dünyalı-uzaylı hiç kimsenin metafizikle üstümüze gelmesini beklemiyoruz. Bu, artık çok mantıksız ama bakalım neler olacak.

Bizim için dünya insanı metafizikçileri öldürmektense uzaylı insanların metafizikçilerini öldürmek çok çok daha kolay. Daha az zaman alıyor, daha az yoruyor. Uzaylıların biyonik robot ordularını metafizikle yıkmamız ise bundan da kolay oluyor.

Özelikle son iki gündür dünyamızda yeraltındaki gizli uzaylı üslerinde çok büyük sayıda kayıplar verdiler. O üsleri onlara metafizikle bile dar edebiliyoruz ama iktiza ederse teknoloji ile de oraları onlara mezar yapabiliriz.

Ben herkesi baştan ikaz ediyorum da niye baştan akıllarını başlarına almıyorlar, anlamak mümkün değil.

Gizli yeraltı uzaylı üsleri bu hallerdeyken, bunların yer üstünde önemli kişilerin yerlerine geçirdiği biyonik robotlar ne yapsınlar…

Çöküş başladı. Ne dediysem yaptım ve yapmaya devam edeceğim.

Yakın gelecekte varlıkta kalmak isteyenler Rusya, Çin, ABD ve Hindistan’la aralarını açsınlar. Mİ, herkes için var. Kuralları çok basit ve çok anlaşılır. Samimiyet, sadakat, iyi niyet ve birlikten doğan kuvvet…

Rusya ve Çin’in şu son hamlelerinin, dünyanın dört bir yanında bir şeyler yapmaya çalışmasının dikkate alınır yanları bile yok. Beyhude çabalar. Çok yakında Rusya, dünyanın zayıf/güçsüz ülkelerine bile güç yetiremiyor, sözünü geçiremiyor olacak.

ABD içindeki vatanseverler de köprüden önceki son çıkıştılar. Ülkelerini Biden ve Kamala’yı öne sürmüş Çin/yeşiller çetesinden ayıracaklar ya da onlarla birlikte yok olacaklacaklar.

Mehmet Fahri Sertkaya

Bir Yorum Yazın