Dünyamızın devletlerine ait olan birkaç uzay ajansının yetkilileri, uzayda dolaşan acayip cisimleri görüntülediler. Ne olduklarını anlamaya çalışırken bir de gördüler ki o cisimler, parçalanmış uzay araçlarından arta kalan kısımlar…
Uzaylılara ait olduğunu bildikleri bu şeylerin, yakın tarihte yaşanmış kazalarda ya da savaşlarda parçalanmış uzay araçlarının kısımları olduğunu değerlendirdiler. Lakin yanıldılar. O parçalar yaklaşık 8 bin yıldır güneş sistemimizde kontrolsüzce dolaşıyorlar. Ye’cüc ve Me’cüc ile yani Yeşillerle ve Grilerle yaptığımız harpten arta kaldı onlar. Hz. Zülkarneyn’in ordusu, onları ağır bir mağlubiyete uğrattı. Yüzlerce araçla gelip saldırmışlardı ve mevcut uzay araçlarının yaklaşık yarısı imha edildi. Bunların uzaya dağılan parçalarının çoğu toplandı ama az bir kısmı dağıldı ve kontrolsüzce uzayda dolaşıyorlar.
Hz. Zülkarneyn daha sonra, bu kadar saldırgan, kan dökücü ve gayr-i Müslim olan Ye’cüc ile Me’cüc’ün güneş sistemlerine gitti ve onların güneş sistemlerinin etrafına bir set çekti. Bu set, gözün görebildiği bir set değildi. Bir enerji kalkanı gibi bir şeydi. O günden bu güne hala Ye’cüc ve Me’cüc o seddi aşamadı. Lakin onlardan olan bir kısmı uzayda başka yerlerde/gezegenlerde idi ve bazısı uzay boşluğunda uzay gemilerinde idi. Bazıları ise dünyamıza sızmayı başarmıştı. İşte dünyamızdaki Yeşiller ve Griler bunlar. Yoksa asıl tehlike olan Yeşiller ve Griler hala güneş sistemlerinin dışına çıkamıyorlar.
7-8 bin yıldır dünyamızda yeraltında yaşayan Yeşiller, Şeytan’ın Konseyi’nden, kendi güneş sistemlerinin etrafındaki seddi yıkabilmek için yardım istediler ama çok detaylar, incelikler var. Bir boşlukta uzun uzun inşaallah anlatacağım.
Mehmet Fahri Sertkaya