Etiket arşivi: Yanardağlar

Dünya üzerinde bazı suni tektonik plakalar oluşturuldu/oluşturuluyor

(Bu yayın, Mehmet Fahri Sertkaya’nın sosyal medya uygulamasında bir takipçisi ile yazışmasının tek taraflı olarak yayınlanmış halidir)

Bu türlü soruların gelmesini bekliyordum. Aslında soruların cevapları çok basit ve soranlardan bile bazıları cevaplarını buldular.

Tektonik plaka denilen şeylerin hepsi de tabii değil. Sorunun bir cevabı bu kısımda…

Yer altındaki plaka hareketleri olarak anlatılan şeylerden bazıları, gece vakti anlattığım, metal kutu sistemi dediğim dev gibi yaşama alanlarının hareketi olmasın?

Koca koca bilim adamları da bunlara takılıyorlarsa, hala ufuklarını açmamak için direniyorlarsa, Mfs ne yapsın? Bence onların art niyetli olabileceğini değerlendirmek vaktidir.

Şimdi, bizim dünyamızda, gizlice aramızda bulunan uzaylı tarafların sinsice engelleme çabalarına rağmen, epeyi bir bilim ve teknoloji seviyesine ulaşıldı.

Bu gün bizim yani dünya insanlığnın sınırlandırılmış, engellenmiş bilim ve teknoloji seviyesinde bile yerin altı çok derinlere kadar taranabiliyor, toprak ve kaya çeşitleri belirlenebiliyor, magma, yanardağ kısımları tespit edilebiliyor. Hatta bunlar çok uzun süre önce faaliyeti sona ermiş yanardağlar olsa bile bizim teknoloji seviyemizle bile artık yanaradağa atsan yanmayacak ve bütünlüğünü koruyacak, içine yakıcı seviyede ısı geçirmeyecek araçlar yapılabiliyor.

Gezegenin tabii dengesine dair de çok şeyleri artık biliyoruz. Rüzgarları, gazları, manyetik alan dengelerini, biyolojik çeşitliliğin bu dengelere göre yaşamasını, yön bulmasını, şekillenmesini, yayılmasını da keşfettik çoktan, benim anlattığım sistem tek çeşit değil.

Bazı suni adalar ya da suni kıtalar tamamen bir deniz ya da uzay aracı gibi yapılırken, bazıları ise yerinden bir daha hareket etmeyeceği baştan kararlaştırılarak farklı tekniklerle yapılan bir nevi doldurma teknikleri ve hep ifade ettiğim gibi, söz konusu geçmiş teknoloji çağları, şu andaki bilim ve teknoloji seviyemizle kıyas bile götüremeyecek kadar ileri seviyedeydi.

Yani söz konusu işler yapılırken maddeye, ışığa, taşa, toprağa, canlıların vücutlarına, şu anda baktığımız gözle bakılmıyordu, devasa ağırlıkları kaldırmak çocuk oyuncağı gibi olmuştu.

Yapay zekalar şu anda bile zekamızı aşıyorlar ama o zamanlar daha da uçuk seviyedeydiler ve gözünüzde büyüttüğünüz gibi milyarla insan çalıştırılarak, çok büyük emekler verilerek, çok fazla zaman harcanarak yapılmadı bu sistemler. Ona göre bilim teknoloji ve araçlar vardı.

Şimdi sorunun diğer kısmının cevabına geçelim. Bu gün bile bir arazide büyük bir çalışma yapılacaksa, oraya devasa bir tesis kurulacaksa, deprem bölgesi olup olmadığına, magma hareketleri olup olmadığına, ve daha pek çok şeye bakılmıyor mu?

O zamanlar bu sistemleri kurabilenler hiç bu yönlerden bakmadan böyle bir işe girişirler mi?

Elbette yerinde sabit duran, dıştan bakınca tabii görünen ve büyükçe bir suni ada yapacaklarsa, metal kutu gibi yaşama alanını yerleştirirken bazı incelikler yapacaklar, bazı bölgeleri kapatmayacaklar.

Oradan tabii şekilde yukarı doğru çıkacak olan magmanın suni adanın en tepesine kadar çıkmasını sağlayacaklar ve o teknoloji seviyesindeki kişiler için bu, işten bile değil.

Bu nedenle, Japonya ya da falanca adada yoğun magma hareketi var, yanardağlar var, oralar nasıl suni adalar olabilir demek gereksiz. Şimdi bu izahtan sonra, dikkati yine ABD’ye çekmek gerekir.

Dünyada bilim adamlarının yakından takip ettiği bazı tektonik plaka/levha hareketleri var. Bunlardan bazıları da Oregon ve Washington sahillerinde yaşanıyor.

Şimdi dünyadaki “gerçek” ve dürüst bilim adamları bu konulara bu gözle baksalar, her şeyi hemen kavrayacaklar.

Hatta kendi uzmanlık alanları bu olduğu için, bu meseleleri hemen benden de daha isabetli, detaylı bir şekilde anlatabilir olacaklar.

Gece paylaşılan yazışmalarımda da geçtiği gibi Amerika kıtasının sahillerinde ve özellikle ABD’nin sahillerinde suni kısımlar, suni plakalar ya da doğru ifade ile altına metal kutu gibi yaşama alanları yapılmış, üstüne çok yüksek şekilde kayalar ve topraklar doldurulmuş kısımlar var. İşte ben bunları anlattım. Bunların kontrolünü kaybediyorlar. Bunların çoğunu zaten kendileri yapmadılar. Teknolojileri yetmedi şu anda bunların içinde yaşayan pek çok uzaylı türün… Hazır buldular, yerleştiler çoğunlukla.

Şimdilerde ise göz göre göre yaklaşan felaketlerine karşı işe yarar tedbirler bile alamıyorlar.

Bu onlar için büyük bir tehlike olduğu kadar, bu doldurulmuş suni sahillerin üzerine yaşayan insan toplulukları için de büyük bir tehlike.

Mayaların 2012’de Kıyamet kopacağına inandıkları hep konuşuldu. 2012 isimli meşhur bir deprem/afet filmi de çekildi.

O filmde ABD’nin sahilleri tıpkı dengesiz yüklenmiş dev gemilerin bir yana doğru yatması misali okyanusun sularına yatıyorlar, batıyorlardı.

Belki de Mayalar’ın arasında istisna seviyede işinde iyi olan metafizikçiler vardı.

Bir gün dünyanın dört bir yanında, en çok da ABD’de bu filmdeki sahnelere benzer afetlerin yaşanacağını gördüler.

bu kadar büyük kara parçlanmalarının ve afetlerin depremlerle, fırtınalarla mümkün olmayacağını düşünüp de “olsa olsa kıyamet kopmasıdır bu, başka türlü bu gezegende böyle şeyler olmaz” dediler.

Bu son yazdıklarım bir zan ama üzerinde durulması, istişare edilmesi gereken bir zan.

Belki de söz konusu metafizikçileri, tarih belirleme hususunda da çok yaklaştılar ama tam isabet edemediler.

2012 dediler ama 2022’de yaşanacağını bilemediler

belki de 2023 ya da 2024’te ya da 2030 da yaşanacak böyle şeyler ve tarihini tespit etme ve gördükleri şeyin ne olduğunu anlayıp değerlendirme kısmında ufak hatalar yaptılar.

Nitekim, şaşırtıcı şekilde pek çok bilgiye sahip oldukları, hala sırları çözülememiş ilginç bir topluluk oldukları halde, onların tespit ettiği tarih olan 2012’de kıyamet kopmadı.

Pek çok hususta şaşırtıcı şekilde isabetli olan Mayalar, bu hususta neden isabetsiz çıktılar, bunu da oturup bir konuşmakta fayda var.

Bir de yeraltındaki plaka hareketleri denilen şeyler, bazı yerleşme alanlarının bazı kısımlarının artık yaşanamaz hale gelmesi neticesinde uzaylı türler tarafından kısmen imha edilmesi olabilir mi?

Bu hızlı değişmeler, söz konusu plakaların çok hızlı şekilde küçülmesi olarak yorumlanıyor ve hata ediliyor olabilir mi?

Hatta bazı uzaylı türler de yaşama alanlarının bazı kısımlarını zamanla genişletiyor olabilirler mi? Dünya insanlarından olan bilim adamları, bunları bilmedikleri için isabetsiz yorumlar yapıyor olabilirler mi?

Bir de şu kısmı var. Geçmiş teknoloji çağlarında bu gibi yer altı yerleşme alanları yapılırken magma faaliyetlerinin olduğu yerleri öncelikle tercih etmiş olabilirler mi?

Magmayı enerjiye/yakıta çevirmiş olabilirler mi?

Dünyada kıtaların sahil kısımlarında değil, epeyi iç kısımlarındaki bazı yanardağlar bile suni yanardağlar olabilirler mi?

Bunların ne zaman lav püskürteceğine, bunları yapan ve kullanmakta olan uzaylı türler karar veriyor olabilirler mi?

Dünyada pek çok farklı noktada, farklı kişiler tarafından, yanardağın içine hızlıca giren UFO’lar kayda alındılar. Bu UFO’lar, neden yanardağların içine giriyorlar?

Oradan nereye gidiyorlar, hep geri mi çıkıyorlar?

İşte ben bu yüzden bildiğim pek çok şeyi anlatmayı onlarca sene sonrasına bıraktım ama şu kadarını da artık anlatalım. Zaten bizim dünyamızın bilim ve teknolojisi ile bile benzerleri yapılabilecek sistemler bunlar.

Bunlar artık “olamaz, mümkün olamaz, uçuk bir iddia bu” denilebilecek şeyler değil. Dünya insanları daha çok araştırsalar, araştıranlar ve konular hakkında konuşanlar daha dürüst olsalar bu gibi konuları daha da kısa süre içinde ve daha detaylı şekilde anlatırdım. Aksi halde anlatmanın faydası olmadığı gibi, zararları bile oluyor.

Şimdi aklıma geldi, bunu da eklemem gerekir. Yanardağlar bir yönden daha ihtiyaç duyulan şeyler. Çevresindeki toprağın gübrelenmesini ve çok iyi seviyede ziraat yapılmasını sağlayan şeyler. Şu dünyada gerçek/dürüst bilim adamları kaldıysa, çıkıp zaten bunları bilimsel seviyede detayları ve görseller/canlandırmalar ile anlatacaklardır.

Tedbir alınmazsa çok daha fazlası patlayacak.

Exploding Activity With Lava – Natural Phenomenon – Illustration

2021 yılında şu ana kadar,

İtalya’da bulunan Etna,
Japonya’da bulunan Sakurajima,
Endonezya’da bulunan Merapi
ve yine Endonezya’da bulunan Sinabung yanardağları patladı.

Bunlar aslında patlamadılar, patlatıldılar. Yeşillerin, Grilerin ve benzeri dünyaya/insanlığa düşman uzaylı türlerin ellerindeki teknolojiler, uyuyan yanardağları da hiç zorlanmadan faal hale getirebiliyorlar.

Her şeyin başında bütün devletler çok gelişmiş lazer silahları temin etmeliler. Bu lazer silahlarını uçan dairelere (UFO) karşı kullanmalılar. Dünyamızda, yanardağların içine hiç sorun yaşamadan giren uçan daireler defalarca görüntülendiler ve çok tartışıldılar. UFO’ların yanardağların içine girerek yanardağları faal hale getirmesi önlenmeli ama ayrıca çok yüksekten hatta zaman zaman uzaydan yanardağlara doğru gönderilen ışınları ve manyetik alanları kırıp geri gönderecek sistemler de kullanılmalı.

https://ok.ru/video/2547937318289

Mehmet Fahri Sertkaya