Jeffrey de “Efendim, bu durum bizlik bir durum değildi. Türkiye’nin kendi iç kavgasıydı diye bir müdahalede bulunmadık. Fakat dünkü yayınlar bize dönük oldu.” dedi.
Mattis karşılık olarak şunları söyledi: “Siz orada boşuna mı duruyorsunuz? Tahammül edilemez sözler yazılıyor. Bir böcek için (Fatih Tezcan’ı kastediyor) bunlara izin mi veriyorsunuz? Bu sorunlar bizimle alakalı değil. Kendi adamlarını nasıl yöneteceklerini bilmiyorlar mı? (Türkiye ayağındaki adamlara ve özellikle Tayyip’e kızıyor.) Bunu yapamıyor mu? İlla her şeye bizim mi müdahale etmemiz gerekiyor? Bu işi hemen halledin.”
Sonra Jeffrey, CIA casusu İbrahim Kalın ile konuştu. Derhal müdahale edilmesini istedi. Kalın’a “Ne planlıyorsanız bunu bir an önce yapın yoksa (Bir şekilde şu Fatih Tezcan’ı hemen tutuklayın). İşin altında biz kalacağız.” dedi. İbrahim Kalın da gelişmeleri hemen Tayyip’e anlattı. Tayyip’in yüzü düştü, morali bozuldu. Kalın’a “Tamam, sen çık” dedi.
Fatih Tezcan’a her zamanki gibi bir talimat daha vereceklerdi. “Çık, konuş, ortamı iyice ger. Buna ihtiyacımız var” diyeceklerdi ve bu defa bu bir tuzak olacaktı.
Fatih Tezcan talimatları yerine getirip konuştuğu gibi hemen onun hakkında soruşturma başlatıp onu tutuklatacaklardı. Fatih çözülürse/konuşursa çok sıkıntı çekecekleri için ona “Bizlik bir şey yok, bu defa işler ters gitti. Soruşturma yaptırdılar, mani olamadık. Sen kafana takma, gereken her şeyi yapacağız” diyeceklerdi ama artık bu plan iptal oldu, bunu yapmayacaklar.
Dünkü Putin-Erdoğan görüşmesine dair yazdıklarım dünyanın dört bir yanından çok sayıda kişiyi çıldırttığı gibi Erdoğan’ı da çıldırttı. Erdoğan, İbrahim Kalın’a şöyle dedi: “Bırak o işi, tamam iptal et. Hiçbir şey yapma. Bunlar zaten her şeyi yazıyor. Biz ne yaparsak yapalım bu adam yine de vuracak bize. Önünü alamıyoruz. Madem öyle biz kendi bildiğimiz gibi yapalım.” dedi.
Mehmet Fahri Sertkaya