“Cinsiyet eşitliği” dayatmaları da Ankebut Ağı’nın projelerinden biri…

Ankebut Ağı’nın kendilerine kurduğu tuzakları fark edemeyip de eşyanın hakikatine ve hayatın tabiatına aykırı surette cinsiyet eşitliği sağlamaya çalışan, kadını erkekleşmeye ve erkeği kadınlaşmaya iten ülkeler, acılar içindeler…

“Cinsiyet eşitliği” denilen saldırıya en çok maruz kalan ve adı cinsiyet eşitliği ile anılan dört İskandinav ülkesi, Norveç, Danimarka, Finlandiya ve İsveç’te cinsel saldırı ve tecavüz oranları çok yüksek seviyede.

Uluslararası Af Örgütü’nün (Amnesty International) 3 Nisan’da yayınlanan raporuna göre mağdureler adalet sisteminden de bekledikleri desteği bulamıyorlar.

Finlandiya

“Cinsiyet eşitliği” dahil türlü türlü söylemlerle ve hilelerle toplum düzeninin Ankebut Ağı tarafından kasten bozulduğu Finlandiya’da kadınlar içler acısı haldeler. Beş buçuk milyon nüfuslu Finlandiya’da her yıl yaklaşık 50 bin kadın tecavüze ve cinsi şiddete maruz kalmasına rağmen sorumluların çoğu adalete teslim edilmiyor. Çünkü kadın bu derece pervasızca orta yere bırakılınca, onu devlet gücü ile bile korumak mümkün olmuyor ki zaten devlet gücünün gerçekten kadınları korumasına Ankebut Ağı da izin vermiyor. Finlandiya’da 2017 yılında tecavüz suçundan sadece 209 mahkumiyet kararı verildi.

Görüşülen tecavüz mağdureleri, neticeye bakılmaksızın, yargılama sürecini stresli, korkutucu ve damgalayıcı olarak tanımlıyorlar. Bir mağdure “Duruşmada düşündüm ve avukatıma, sürecin nasıl olacağını bilseydim asla tecavüzü bildirmeyeceğimi söyledim” sözleriyle süreci anlatıyor.

Norveç

Af Örgütü’ne göre Norveç makamları, tecavüz ve diğer cinsi şiddet eylemlerini önlemek için gerekli önlemleri almadılar. Çağdaşlık, bilimsellik maskeleri arkasından uydurulan çeşitli söylemlerle kadın üzerindeki korumanın yok edildiği ve kadının orta yerde bırakıldığı Norveç’te, hem halkın tavırları hem de devlet yetkililerinin tavırları, mağdurelerin suçu polise ihbar etmelerini ve gerekli tıbbi yardımı almalarını zorlaştırıyor.

Tecavüzün çok yaygın olduğu Norveç’teki pek çok tecavüz hadisesi polise bildirilmemekte, ancak polise ihbar eden mağdureler de uzun ve sorunlu bir süreçle karşı karşıya kalıyorlar. Norveç’ten bir mağdure Uluslararası Af Örgütü’ne şunları söyledi: “2016 sonbaharında ihbar ettiğim zamandan, 2018 baharında dava kapanana kadar neredeyse iki yıl sürdü. Çok uzun zaman alıyor.”

Danimarka

Taciz ve tecavüzün çok yoğun olduğu Danimarka’da artık kadınların çoğu şikayetçi olmuyor. Polise gidenlerin kovuşturma başlattırması hele mahkumiyet kararı çıkarttırması ise çok zayıf bir ihtimal.

2017 yılında tecavüze uğrayan veya tecavüz girişiminde bulunulan kadın sayısının 24 bini bulduğu değerlendiriliyor, ancak bunların sadece 890’ı polise bildirilmiş. 890 vakanın yalnızca 94’ü mahkumiyetle sonuçlanmış.

İsveç

Avrupa’da tecavüzün ve cinsi tacizlerin en yoğun olarak yaşandığı ülke olan İsveç, dünya sıralamasında bu alanda dördüncü sırada… Ülkede her sene kadınların dörtte biri tecavüze veya tacize uğruyor. İsveç’te, tecavüz suçu işleyenlerle ilgili verilerin yayınlanmaması nedeni ile kesin rakamlar bilinemiyor. Yine de ülkenin üçüncü büyük kenti Malmö’nün “Avrupa’nın tecavüz başkenti” olduğuna kesin gözü ile bakılıyor ve Malmö’nün “dünyanın tecavüz başkenti” seviyesine ulaşıp ulaşmadığı kesinleştirilemiyor.

2016 yılında, İsveç ile devletimiz arasında yaşanan bir gerginliğin ardından, Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nde bulunan iki reklam panosuna “Seyahat uyarısı: İsveç’in dünyada tecavüz oranı en yüksek ülke olduğunu biliyor musunuz?” yazısı konulmuştu. Türkiye’de bazı gazeteler ‘Tecavüz ülkesi İsveç’ başlıklı haberler yapmışlardı. Ülkede yetişkin erkeklere ve erkek çocuklara tecavüz oranı da yüksek. 2015 yılında, dünyada ilk olarak İsveç’te, tecavüz kurbanı erkekler için bir merkez açılmıştı.

Mehmet Fahri Sertkaya

Bir Yorum Yazın