Bence bunlar uyarı, bunlar rahmet. Bunlar mesaj. “Boğaziçi’ni terk edin” mesajı…
Önce Üsküdar sahilindeki yürüyüş yolu denizin içine doğru kırıldı/çöktü.
Çok kısa süre sonra şimdi de İstanbul Bebek’te bir restoranın olduğu iskele çöktü. Zemin ufak ufak gevşiyor, üzerindekilerin de dengesi şaşıyor, kırılıyor, çöküyor.
Boğaziçinin altındaki uzaylı üsleri hedef oldukça, çöktükçe, zorlandıkça, yeryüzü kısmında da sorunlar artacak. Zaten boğazın iki yanı da doldurma ve çürük zeminler. Oraların tıraşlanması ve boğazın genişletilmesi bu nedenle de zaruri…
Şu anda bile, kesintisiz olarak, Boğaziçinin altındaki uzaylı tesislerine yoğun metafizik sinyaller gidiyor. Orası Deccal’ın merkezi, oradan bütün dünyayı cehenneme çeviriyor. Oraya merhamet etmek yok ve onu orada duramaz hale getireceğiz. Bu, sadece Müslüman Türklere değil, bütün insanlığa, hatta gelecek nesillere bile büyük bir hizmet.
Baştan açıkça söyledim ki üzerimizde vebal olmasın diye. İnsan kalmış, masum kalmış hiç kimse oralarda bulunmasın, yaşamasın, çalışmasın. Boğazın en dar yerinin 5 km olacağını hesap ederek, ona göre o bölgeden iki yana doğru, gerektiği kadar uzaklaşılsın.
Tarihi yarımadanın hepsi doldurma ve çürük zeminli ve altında gizli üs olan bir yer. Orası tamamen boşaltılmalı.
İstanbul boğaziçinde çok büyük hadiseler yaşanacak.
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi