Karar değişti. Biz çözümden yanayız. Üye ülkelerin/milletlerin tamamı maddeten ve manen/ahlaken dibe vurmuş vaziyette olan Avrupa Birleşik Devletçikleri (AB) açıklama yapmış. “Suriyelilerin ülkelerine dönüşünü destekliyoruz ancak şartlar henüz oluşmadı.” demiş.
Biz aynı kanaatte değiliz. Kitap hacminde yazar, izah ve ispat edebiliriz Suriye’de can ve mal emniyetinin var olduğunu. Baştan beri Suriye’de bir iç savaş yaşanmadığını, kara paracı devletlerin, kurup yönettikleri terör örgütleri ile orayı kan gölüne ve kara para kaynağına çevirdiklerini… Baştan beri İngiltere’nin, Kraliyet ailesinin, mason tarikatının, NATO’nun, AB’nin, ABD’nin, İsrail’in, haçlıların ve Türkiye’deki hainlerin ve bilinen diğer tarafların Suriye’yi karıştırdığını. Lakin biz çok doluyuz, saatleri bile zor geçiriyor, artık tahammül edemiyoruz. Bir şekilde ve derhal çözümden yanayız. Bu nedenle asilce davranacak, mevzuyu hiç uzatmayacağız.
AB’ni haklı bulmadığımız, aksini on binlerce somut delille ispat edebildiğimiz halde… Hatta Suriye’de son zamanlarda normal/sivil insanlar tarafından çekilmiş ve Youtube’a konmuş videolarla bile AB’nin yalancı olduğunu gözler önüne serebileceğimiz halde… AB’nin toptan yalancılar, kara paracılar, sömürgeciler, katiller, vahşiler, çocuk katilleri, organcılar, tecavüzcüler, satanistler birliğine dönüştüğünü birkaç somut delil paylaşarak bile ispat edebileceğimiz halde… Evet, bütün bunlara ve daha fazlasına rağmen biz şu anda AB’ne itibar ediyoruz ve Suriyelileri Suriye’ye göndermiyoruz. Evet, şaşırmayın, göndermiyoruz.
Hepsini tutup AB’ne gönderiyoruz. Madem Suriye’de şartlar oluşmamış, alıp beş on sene de kendileri baksınlar. Yalnız şu kısmı da var ki bu milletin sorunu sadece Suriyeli harp kaçkınları değil… Daha onlarca ülkeden toplamda on milyondan fazla sözde mülteci toplandı ülkemize. Bunun böyle olmasında yine AB’nin de büyük payı var. Söz konusu on milyondan fazla sözde mültecinin tamamını AB’ne gönderiyoruz. Evet, evet… Hemen böyle yapıyoruz. Sonrasında AB ile polemiğe girmeyeceğimizi de şimdiden ilan ediyoruz.
Bir sorun oluşursa onlara şöyle diyeceğiz:
“Bu, AB ile söz konusu sözde mülteciler ve mültecilerin vatandaşı olduğu ülkeler/hükumetler arasındaki bir sorun. Bizi neden dahil ediyorsunuz? Anladık, geceleri neredeyse hiçbiriniz ayık değilsiniz ama gündüzleri bari birkaçınız ayık olsun. Bu kadar içmeyin, çekmeyin. İçmek, çekmek, sürekli keyf yapmak için ihtiyaç duyduğunuz paraları bulmak için de dünyanın muhtelif yerlerini kan deryasına, kara para bataklığına çevirmeyin. Biz bu vatansız, onursuz tiplerin hiçbirinin, hiçbir şeyi değildik, değiliz. -Müslüman kardeşleriniz değil mi?- derseniz. Öyle de değil… İslam dinine göre vatanını muhafaza etmekten, harp etmekten kaçmak idamlık suç. Zaten bunların erkeklerinin katledilmeleri vacip. Biz bu hususlarda da polemiğe girmeyeceğiz. Biz artık bu mevzunun dışındayız. Suriye’den, Libya’dan, Somali’den, her yerden de ordumuzu çekiyoruz. Size de sırtımızı dönüyoruz. Sizin gibi insan şeytanları olmayı ret ediyoruz. Mevzu şuralara gelmişken, hepiniz bu kadar ifşa olmuş vaziyetteyken, tarihin önünde resmi teşkilatınızın resmi yetkilileri üzerinden bu kadar yalan, dolan açıklamalar ve çıkışlar yapmanızı da insanlığın vicdanına bırakıyoruz. Kısacık bir süre sonra bir gün, insanlığın toplu tepkisi ile karşılacağınıza ve insanlığın ayakları altında ezileceğinize de eminiz. Dünyanın her tarafından çaldığınız paralar sizden talep edilecek. Dünyanın her bir yanından çaldığınız bebekler, çocuklar, gençler, yetişkin insanlar ve organlar için hepinize hesap sorulacak. Üzerinize belki de onlarca ülkeden teşekkül edilen “ordular birliği” ile gelinecek. Şimdilik bizden ötede durun, bizi de dünyevi ve uhrevi felakete sürüklemeyin. Hepiniz ruhunuzu şeytana satmışsınız. Kaç kere yıkılmış da hiç akıllanmamışsınız ama şimdi bir daha yıkılsın sizin Avrupa dediğiniz sözde medeniyetiniz. Hayvanlar bile sizin kadar acımasız, duygusuz, hissiz ve vahşi değiller. Hepinize lanet olsun. Muharref İncil’de geçtiği gibi, gözlerinizden ateş çıksın, üzerinize kül dökülsün. Aç kalıp da yırtıcı hayvanlar gibi birbirilerinizi yediğinizin görüntüleri bütün dünyada dolaşsın. İblis’in emrine amade olmanın daha dünyadaki sonu nasılmış, herkes sizin son zamanlarınız üzerinden bu soruya cevaplar bulsun.”
| Mfs – Ezber bozan – Akademi Dergisi