Zeki Çalışkan! Sana da iki çift sözüm var. Sen son günlerde paylaştıklarımı iyice anlayamamışsın. Ben sana mühlet verdim, doluyor, bunun farkındasın. Biraz daha o face hesabını bir bahane ile kapatıp geri durmazsan, hiçbir hakim ve savcının görmezden gelemeyeceği ya da sümen altı edemeyeceği dosyalarla karşına çıkabilirim. Bilmiyorum seni bundan daha açık ve net nasıl ikaz edebilirim?
Zeki, ne olmuş bu Diyarbakır’a böyle? Hastahanelerinde uluslar arası organ kaçakçılığı örgütlerine yardım ve yataklık yapılır, yetimhanelerinden öksüz çocuklar kaçırılıp çocuk yaşta fuhşa kullanılır. Ot oradadır, nane oradadır, beyaz oradadır, toz oradadır, hap oradadır. Devlet yok mu be Zeki orada? Senin, mason da olan avukat ortağın Murat Aksu, Abdülkadir Aksu’nun oğlu değil mi? Bunlar Diyarbakırlı değil mi? Bir sorsana bu kadar şayia neden yayılıyormuş? Sahi iddialar doğru mu, onlar Kürt değil de gizli Ermeni ya da gizli Yahudi mi? Abdükadir’in karısı gayr-i müslim mi? Neden ABD istihbarat raporlarında bile Abdülkadir için sübyancı ve uyuşturucu baronu denmiş?
Burada organları için binlerce kişi parçalanmış. Çoğu çocuk ya da genç yaşta olan kişilermiş. Bu Allahsızlık, bize göre resmin solundaki arkada kalan blokta/binada yapılmış.