“Türkiye Rusya ile yakınlaştı” kabullenişi, pek çok kişi, kesim ve teşkilat için temel bir hata.
Türkiye Rusya ile yakınlaşmadı. Tayyip bile aslında Rusya ile yakınlaşmadı. Rusya’nın idaresini resmen elinde tutanlar ile Türkiye’nin idaresini resmen elinde tutanlar, Londra merkezli sistemin farklı görünen kısımlarıdırlar.
Benim son süreçte Türkiye’nin menfaatleri için aldığım kararlar, en başta da “İki taraftan da değiliz. Bu danışıklı savaşın tarafı olmak istemiyoruz. Hangi taraf Türkiye’ye yanlış yaparsa, onun karşısına geçer, düşmanını destekleriz.” şeklindeki kararım, sistem içinde danışıklı dövüşenlerin ayrıca işine geldi. İtiraz ve mücadele etmeyip de buna göre yeni planlar yapmayı kararlaştırdılar. Bu yoldan ilerleyerek de kendilerince oyunlar kurdular, kuruyorlar. Böyle olmasaydı, ne kadar perişan halde olsalar da Avrupa ve ABD’den yine de Türkiye’ye doğru “yıpratıcı” rüzgarlar estirilirdi. ABD, öyle bir kaç cılız açıklama yapmakla yetinmezdi.
Evet, görünürde farklı taraflar gibi duruyorlar ve hakikaten birbirleriyle mücadele ediyormuş gibi de davranıyorlar. Lakin Rusya’nın ve hatta Çin’in dışlanması bir illüzyondan başka bir şey değil. Çin ile sorunları gerçek olsaydı, şimdiye kadar batılı idarecilerin yüzlerce kararı çok başka olmalıydı. Mesela Çin, Tayvan krizini çözmeden, hiç değilse güç göstermeden Kazakistan ve Azerbaycan meselelerinde güç gösterisi yapmaya çalışmazdı. Bağlı bulundukları sistem, Tayvan’ın bu halde kalmasını istiyor ve her ne kadar kriz halleri oluşturuluyorsa da olağan akış bozuluyor, Tayvan meselesinde beklenen “hakiki çatışma” yaşanmıyor. Bağlı bulundukları sistem “Azerbaycan, Güney Azerbaycan, Irak, Kazakistan ve bütün Türk dünyasında İstanbul’un yolunu kesin” diyor ve buna göre danışıklı dövüşüyorlar. Güya batıya karşı ortak hamleler yapıyorlar. Oysa batıya “ikinci bir yol” açıyorlar. Batı aleminde ve doğu aleminde olup hakikaten çatışan, neler döndüğünü bilmeyen taraflar ise oyunlara geliyorlar.
Ankebut Ağı, yüzlerce senedir aynı şekilde danışıklı dövüşlerle dünya siyasetini yönlendiriyor. Yüzlerce senedir hayatta olup ölmemiş “idarecileri” de var. Bu hususta çok yüksek seviyede tecrübeliler ve bu ağın içindeki çatışmalı kısımlar, ortak menfaatlerinin hala çok gerisinde kalıyor. Bu nedenle de alt tabaka çatıştığını zan ediyorken, üst tabaka yani idari kadro bu kuru gürültünün arasında yolunu tutuyor, hedeflerine ulaşmayı deniyor. Dünyanın dini, siyasi, askeri, mali, ahlaki dengelerini istedikleri gibi yönlendirmeyi deniyor. Bazı “istisna” zamanlarda ise ağın içindeki ihtilaflı meselelerde hakikaten çatışmalar yaşanıyor ve zaten bu hal, hemen dünya siyasetine yansıyor, tarihe geçen büyük hadiselerin yaşanmasına sebep oluyor. Biz şu anlarda hala sahada hakiki bir çatışma görmüyoruz. Aralarındaki bütün sorunlara rağmen ana akışta hep danışıklılar.
İstanbul, bu hususlarda bütün tarafları bir kez daha uyarıyor. Uyarıyor, çünkü dünya insanlığı için sadece siyaset sahasında değil, ticari/mali ve askeri sahalarda da çok sıkıntılı günler geliyor. Bu sıkıntılı süreçte “Türkiye Rusya ile yakınlaşıyor” diyerek kararlar alan şahıslardan tutalım da holdinglere, cemaatlere ve hükumetlere kadar bütün taraflar, vahim hatalar yapacaklar. Yapacakları bu hatalar, dünya insanlığının zararına olan işleri desteklemiş olacak.
En açık şekilde bir kez daha tekrar ediyorum. Büyük limanlar/devletler, hiç güvenli değiller. Gemisi/sermayesi büyük olanlar da küçük olanlar da büyük limanlardan uzaklaşmalılar. Büyük limanların fırtınaları/krizleri daha büyük olacak. Sadece batılı devletler değil, Rusya ve Çin de hiç güvenli değil. Türkiye ise hiç ama hiç güvenli değil. Hiçbir yatırımcı için güvenli değil. Kısa süre önceki yayınlarımda “Kısa süre sonra, dünyanın genelinde enerji sahasında kimin kiminle alış veriş yapacağına ya da yapamayacağına da ben karar vereceğim” mealinde yazmıştım. Bunlar yanlış anlaşılmamalı. Birilerinin bu cümlelerimi temel yaparak başka birilerini tuzaklara çekmesine izin verilmemeli. “Dünya insanı olan” taraflar çok çok dikkatli olmalı. Evet kısa süre sonra o söylediğim olacak ama o kısa süre bittiğinde, pek çok ülke gibi Türkiye de büyük krizleri yaşamış, atlatmış olacağı gibi sahada ne Putin ve çetesi, ne Tayyip ve çetesi, ne Biden ve çetesi ne de Kraliçe suretindeki biyonik robotun içindeki o “çok etkili uzaylı kişi” kalacak. Doğru kararlar, doğru zamanlarda alınmalı ve uygulanmalı. “Hazır olunmalı” demişsem, birbirleri ile danışıklı dövüşen tarafların tuzaklarına düşülmesi için demedim. Türkiye’nin önünde çok zor günler var, bunlara Ankebut Ağı mani olmaya çabalıyor ama uzatmanın da uzatmasını oynuyor. Boşa da uğraşıyor. Mani olamaz, olamayacak ve o kadar devasa sıkıntılar Türkiye’nin de hayrına olacak. Şu anda projeler çalışılabilir, konuşulabilir, bağlantılar kurulabilir ama hamle/yatırım yapmanın hiç vakti değil.
Az daha unutuyordum. Tekrara da girerek birkaç hususta birkaç kısa cümle kurmam gerekiyor. Tekrar tekrar yazsam bile yazdıklarımı farklı farklı yönlere çekenler oluyor. Şu aşağıdaki cümlelerimin hiçbiri siyaseten, oyun kurmak için, birilerini sıkıştırmak için yazılmadı. Hepsi “gerçek manalarında” yazıldı:
– Türkiye’de seçim olmayacak. Birbiri ile danışıklı dövüşen siyasi partilerin, liderlerin ve çevrelerindeki çetelerin hepsi aynı anda oyundan düşecekler. Türkiye’de cumhuriyet sistemi şimdiden çöktü ve “gerçek/asıl deccal” bile artık bu sistemi ayakta tutamaz.
– Türkiye’de estirilen ŞİÖ rüzgarları bad-ı saba olarak görülebilir. Eser geçer ama pek hissedilmez, fark edilmez bile… Hemen peşi sıra unutulur gider. Türkiye’nin de Türk dünyasının da ŞİÖ ile işi yok. ŞİÖ de çoktan çöktü, yıkıldı. Zaten hiçbir zaman işe yarar bir varlık da gösterememişti. KGAÖ gibi acayip sözde anlaşmalar da çöp oldu. Bundan sonra Türk dünyasında gerçek Türklerin, en başta da İstanbul’un sözü geçecek. Birilerinin ittifaka ihtiyacı varsa, İstanbul merkezli bir Muktedirler İttifakı (Mİ) açıkça tesis edilecek.
– Akkuyu Nükleer Güç Santrali şimdiden yalan oldu. Oraya bir kuruş daha harcamak bile zarar. Zarar etmemek isteyenler bu projeden hemen çekilmeliler. Sadece bu değil, Rusyanın Türkiye’deki pek çok projesi, işi, bağlantısı peş peşe patlayacak. Danışıklı dövüşleri “tamamen” ve kısa sürede bozacağım. Rusya kartı oynayanlar da en az batı kartı oynayanlar kadar büyük kaybedecekler. Rusya tarafı, İstanbul’un iradesine karşı durmanın ve hala İstanbul’a oyunlar kurmaya kalkmanın bedelini topluca ve çok ağır olarak ödeyecek.
– El birliği ile İran’da tansiyonu düşürmek isteyebilirler. Fark etmez. Dün gece ne yazdıysam, onlar yaşanacak, olacak. Taraflar buna mani olmaya çalıştıkça daha da çökecekler, parçalanacaklar, her sahada kaybedecekler. Kısacık bir zaman sapması olabilir ama netice değişmez.
– Herkes anladı ki dünyanın pek çok devletini danışıklı dövüştüren Ankebut Ağı, İstanbul karşısında çaresiz kaldıkça, sahada birbirleriyle danışıklı dövüştürdüğü taraflar üzerinden başka başka hamleler de yapmayı deniyor. İstanbul’un, yapacağını önceden haber verdiği şeyleri, İstanbul’dan ve İstanbul’un hakiki müttefiklerinden önce (sözde) yapan taraf olmak istiyorlar. Bu görüntünün arka planında da aynı insanlık dışı işlerine, sistemlerine devam etmek istiyorlar. Bu hususlarda o kadar tecrübeliler ki İstanbul’un 1453 yılındaki sözde fethi bile bu türlü bir oyundan başka bir şey değil… Bunların bu şekilde oynuyor olması, İstanbul’un bazı meselelerde sık sık karar değiştirmesine ya da hamle tarihini değiştirmesine sebep olabilir ama neticeyi değiştirmez. Uzun süredir söylediğim gibi, zaman hep düşmanlarımızın aleyhine işliyor.
– İstanbul samimi dostluklara, işbirliklerine her zaman açık ama danışıklı dövüşenlere, kendilerini çok zeki zan ederek ahmakça planlar/pusular kuranlara hiç acımayacak.
– En açık şekilde yazıyorum ki şu anlarda yaptığım siyaset Türkiye’yi, Türk dünyasını ve diğer müttefikleri ipten almaya dönük… Sinsice oyunlar kuran Tayyip, Putin, Aliyev, Biden, Papa, Charles, Stoltenberg, Ursula başta olmak üzere danışıklı dövüşçüleri ipe çekmeye dönük. Yani bütün dünya insanlığının da faydasına olan bir siyaseti icra etmekteyim. Hatta Rusya, Çin, ABD ve Avrupa ülkelerinden olup da insanlık düşmanlarının zararlarından korunmak isteyen insan topluluklarını da muhafaza etmiş, onlara da saymakla bitmez faydalar sağlamış oluyorum. Ben bu şekilde açıkça izah da edeyim, sonra isteyen herkes ona göre safını bir daha gözden geçirsin, yaşanmakta olanları ve kısa süre sonra dünya genelinde yaşanacak çok büyük yıkımları ve acıları istediği gibi değerlendirsin.
– Rusyanın idarecileri ile, aynı merkeze çalışan Ukrayna’nın idarecilerinin danışıklı dövüşleri neticesinde, başta Ukrayna’daki masum çocuklar olmak üzere, dünyanın farklı bölgelerinden çok yüksek sayıda dünya insanı büyük eziyetler çekiyor. Ukrayna’nın yetişkinlerinin büyük çoğunluğuna acımıyorum, acımam ama orada zulüm arşa vardı. Bu konudaki danışıklı dövüşler de haddi aştı. Başında Putin’in ve çetesinin olduğu bir Rusya’nın da başı beladan kurtulamaz. Hem Rusya hem de Ukrayna halklarını, başlarındaki hain, diktatör, kara paracı, insan kaçakçısı, İngiliz uşağı siyasetçilerden kurtarmak için milletler/devletler arası bir “gerçek” yaptırım rüzgarları estirilebilir. Bunu yapmak hiç zor değil ve kesinlikle netice verir. Dünya üzerinde binlerce senedir aslında neler yaşandığını kavramış olan insan toplulukları, başlarındaki idarecilerle birlikte bu yönde hareket edeceklerdir. Ankebut Ağına çalışan danışıklı dövüşçüleri “hükümsüz” hale getiren millet darbeleri bence artık başlamalı. Zaten insanlığının yakın geleceği kış, kıyamet… Öyle ise bu felaketlerin altında dünya insanlığından ziyade Ankebut Ağına mensup bütün tarafların kalması sağlanabilir. Sonra yeniden dünyaya bahar gelir, çiçekler açar… Bu maksatla, ilk iş olarak, Rusya Federasyonu çatısı altında “zorla” tutulan milletlerin, başta da Türk/Müslüman unsurların hürriyetlerine kavuşmaları için dünya genelinde bir kamuoyu hemen oluşturulabilir. Çin’in de muhtelif toprakları ve milletleri zorla, tahakkümle kontrolü altında ve sınırları dahilinde tuttuğu açıkça gözler önünde. Oralardaki masum insanların da kurtulma vakti gelmiş olabilir. Bunun, kesinlikle ve kısa sürede netice verecek bir yol olduğu açıkça gözler önündedir. Dünya insanlığı arasında “iyi” olan bütün tarafların, İstanbul’la birlikte hareket ederek hem kendileri hem de bütün insanlık için yapabilecekleri çok iyi şeyler var.
| Mfs – Ezber bozan – Akademi Dergisi