Etiket arşivi: Sisi

Ne oldu?


Hani Azerbaycan ile Ermenistan arasında güya savaş çıkacaktı? Hani yine türlü planlar vardı, kara paralar akacaktı?

Sert kayaya mı çarptı?

Ne oldu?

Hani ABD savaş gemileri şurada burada boy gösteriyordu, güya güç gösterisi yapıyordu? Neye yaradı?

Ne oldu?
R20 toplantısından sonra da kimsenin sesi beklenen seviyede çıkmıyor?

Hani ibnelik faaliyetleri? Hani aile kurumunu yıkacak yeni çıkışlar? Hani satanistlik?

Ne oldu?
Irak’ın kuzeyinde havalı havalı tavırlar vardı, üçbeş çapulcu Türkiye’nin güneydoğu bölgesini kopartıp almanın hayalini bile kuruyordu, ABD denilen terör ve vahşet devleti de asker yığıyordu?

Ne oldu?
İyice hayal alemine dalanlar, beni almanın ve yok etmenin hayalini de kuruyorlardı?

Ne oldu?
Hani güya yeni bir hükumet kurulmuştu?
Hani ruh hastası, şuursuz sefil mahluk Hakan Fidan yeni devlet başkanı yapılacaktı?

Ne oldu?
Hani FETÖ tarihi fırsat yakalamış, yıllardır hedeflediği hamleyi yapmış ve İstanbul’a dirsek atmıştı?

Ne oldu?
Hani trilyon dolarla yatırımlar gelecekti?
Hani kur baskılanmayacaktı?

Ne oldu?
Hani sözde tahıl koridoru açılacaktı?
ABD, Rusya, Çin, Almanya, İspanya, İtalya, Fransa, Japonya, Güney Kore diye saymaya başlasak, onlarca ülke bir İstanbul etmedi mi?

Ne oldu?
Hani boğazlar kanallar bile kapandı, iyice dibe vurdunuz ve açabiliyor musunuz kapanan yerleri?

Ne oldu?
Güya güç gösterisi yapan ve “İstanbul’u dikkate almayın, bakın İstanbul boğazına demirledik, şovumuzu yaptık. Tayyip ve Hakan Fidan’ı da istediğimiz gibi konuşturduk. Antalya’ya da en büyük uçak gemimizi demirledik. TSK’deki Ermeni pilotlarla birlikte ortak uçuş da yaptık.” mesajları veren ABD…

Birkaç gün sonra Türkiye’nin bütün topraklarını, boğazlarını, karasularını tamamen devre dışı bırakan bir rezil proje ilan etmek zorunda kalmadı mı?

Bu yaptığı “Türkiye’de kontrolü çok büyük oranda kaybettik ve alabaileceğimize inanmıyoruz” demek değil mi? Bu kocaman bir itiraf değil mi?

Eze eze, yaka yıka geçsinler haydi, geçebiliyorlar mı? Geçebilenler, saçma salak projelerle oyalanır mı, onları ciddi ciddi ilan eder mi?

Ne oldu?
Dediğim gibi Almanya, Japonya, Güney Kore bile beş parasız kalmadı mı? Devasa krizlerin içinde kalmadı mı?

Ne oldu?
Netenyahu, Sisi, Putin TR’ye resmi ziyaret yapabildiler mi?

Ne oldu?
Ortada Netanyahu karakteri mi kaldı?
TR’nin güneydoğusunu kopartıp almak isteyen İsrail, sert kayaya mı çarptı?

Ne oldu?
Sisi’nin sesi çıkabiliyor mu? Putin şov yapmaya kalkabiliyor mu? Küstah Lavrov, birkaç ay öncesinde olduğu kadar bile dikleşebiliyor mu?

Ne oldu?
Kendini buraların hakimi zan eden bir Çin vardı? Boyunun ölçüsünü aldı mı?

Kendi ülkesinde bile Şi ve çetesi yerin dibine girdi mi? Bakanlarına ne olduğunu ble açıklayamayan, askeri hareketlilikleri dengesiz olan, mali tabloları tamamen yalan olan ve gerçekleri hiçbir sahada açıklayamayan, emlak sektörü bile batmış olan bir Çin yok mu?

Hayal miymiş, gerçek mi?

Ne oldu?
Suriye’de bir anda dengeleri alt üst ettim mi, etmedim mi?
İsrail, Ankara, ABD, İngiltere dahil bütün taraflar şok oldular mı, olmadılar mı?

Arap aşiretlere günlerce dil döküp yalvardılar mı yalvarmadılar mı?

YPG/PKK teröristleri her yerden kaçtılar mı, kaçmadılar mı? Balonlar bir anda patladı mı patlamadı mı?

Ne oldu?
Gaz merkezi, şu proje, bu proje denilen şeyleri yapabildiniz mi? İstanbul’u aşabildiniz mi?

Ne oldu?
Vietnam’ın peşinde döner, koşar oldunuz?

Ne oldu?
Çin-Tayvan danışıklı dövüşü ifşa olmadı mı?

Ne oldu?
Toyota’dan Samsung’a ve Tesla’ya ve Apple’a kadar en dev şirketleriniz bile acınası hallere düşmedi mi?

Hayal miymiş?

Ne oldu?
Son çare olarak ve benimle restleşme sürecinde ilan ederek, yeniden sözde bir varyant ve pandemi oyunu oynayacaktınız?

Olmadı mı, olmuyor mu? Yine mi sert kayaya çarptınız?

Ne oldu?
Yunanistan’daki askeri yığınağınız? Oradan İstanbul’a karşı yaptığınız planlarınız?

Ne oldu?
Kıbrıs’a dair bu kadar uzun zamandır yutturduğunuz zokalar? Uyguladığınız siyaset?

Çarptı mı sert kayaya? Gördünüz mü KKTC denilen çetenin korkusunu ve duydunuz mu kalp atışlarını kendi ülkelerinizde bile?

“Ankara’yı arkalayan herkesi çökerteceğim. Büyük şirketlere kadar çökerteceğim.” dedim, gülüyor muydunuz?

Gördünüz mü şu anda vaziyeti?

Haydi hayal aleminden yavaşça çıkartın kendinizi…

Haydi kendinize itiraf edin, siz yeni bir Ankara hükumeti mi tesis ettiniz yoksa dünyanın en ahmakça hamlelerinden birini mi yapmış oldunuz?

Bunu yaptınız, Hakan Fidan gibi, yönlendirilmeden markete gidip alış veriş yapıp gelemeyecek kadar kırık, ayarsız, kriz birini neden tercih ettiniz?

Bunu yaptınız, İbrahim Kalın gibi bütün milletin tipine bakınca sustuğu, geri durduğu ve yeterince ifşa olmuş bir şeytanı neden MİT’in başına koydunuz?

Siz kendinizi ilah falan mı zan ediyordunuz, “İstediği zaman istediğini yapabilen bir kudrete” sahip mi zan ediyordunuz yoksa Türkiye’deki on milyonlarca insanın hepsini çer çöp mü zan ediyordunuz?

Durun durun, yoksa yine büyücülüğünüze mi çok güvenmiştiniz? Yine İblis emir verdi siz de önünü sonunu hesap etmeden böyle mi yaptınız?

Saymakla bitmez rezilliği bir arada yaşıyorsunuz. Şimdi hala tabanınızı kandırıyorsunuz. Ne imiş, mfs ölecekmiş. Ne ölmez mfs imiş bu… Kaç senedir ölecek?

Ahmak bir grup da yok olmamak, son bir çıkış yolu bulmak için yeniden o Büşra Tülü Karadayı davası üzerine oynuyor.
Ne diyebilirim ben sizin gibi şeytanlaşmış kişilere? Aklını mantığını kaybetmiş kişilere? Oynayın ve yine yine yine ölün, yıkılın, çökün, dağılın, batın, bitin.

Bazı gruplarınız da afetler yaparak mfs’yi öldüreceklermiş. Bunca senedir neden yapamamışlar ve öldürememişler?

Görmüyor musunuz, mfs hepinizden daha fazla afet isteyen kişi değil mi? Dünyaya bela-musibet yağsın da şu cehennem biraz temizlesin diye her gün okumalar yapmıyor mu? Herkesi de buna sevk etmiyor mu?

Siz aklınızı, mantığınızı nereye asıp bıraktıysanız, bir koşu gidip geri alın. Bu halinizle ezilip geçilecek böcek sürüleri gibi görünüyorsunuz ve sizinle çatışmak gerçekten hiç zevk vermiyor.

Bence son çare olarak İblis’e topluca kendinizi kurban edin. Belki işe yarar?

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Mısır’daki seçim sonuçlarını tanımayacağız

İstanbul hükumeti:

Mısır’da yapılan sözde seçimlerin, Türkiye’de yapılan sözde seçimlerden hiç farkı yok. En az Türkiye’deki kadar hileli ve gayr-i meşru olan Mısır seçimlerinin sonuçlarını tanımıyoruz. Yakında Mısır’da yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlarını da tanımayacağız.

Sisi, Mısır halkının da düşmanı olan mason, satanist, kara paracı bir diktatördür. Terör örgütleriyle de işbirliği halindeki bir büyük suçludur. Hokkabazlıktan ibaret olan Mısır seçimlerini ve suçları saymakla bitmeyen Sisi’yi, dünyanın hiçbir hükumeti ya da yayın kuruluşu meşrulaştıramaz.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Daha kimler kimler gelemedi…

Ya ben Putinle Türkiye’de görüşecektim ve İstanbul’a rest çeker gibi o açıklamayı da yaptım ama işte ne bileyim ya…

Hani bir vakit demiştim ya “Gazze’ye gideceğim” diye ama gidememiştim. Alay etmişlerdi yıllarca ve “Gazze’ye gideceğim demedim, Gebze’ye gideceğim dedim” cümleleriyle capslar yapmışlardı. Ha onun gibi oldu işte… Tamam, yeter. Daraldım çok gelmeyin üstüme. Sanki ben mi gidemedim, Putin gelemedi.

Siz de var ya, çok geriyorsunuz insanı… Sanki bir tek Putin mi gelemedi. Sisi de gelemedi. Netanyahu da gelemedi. Daha kimler kimler gelemedi ve gelemiyor. Sanki tek sorunumuz bu…

Neler çekiyoruz burada, sizin haberiniz var mı? Haber bültenlerinde ve sosyal medyada bir şey duyup öğrendiğinizi mi zan ediyorsunuz siz? Hakan Fidan da Irak’a gidemedi, gidecek mi belli değil. Gitse ne halta yarayacak, zaten çöp oldu bütün dengeler. Irak da çok korktu. Herifler korkudan hemen Telegram’ı ülke genelinde yasaklamaya kalktılar, sonra mfs’nin diline düşünce yasağı kaldırdılar. İyice rezil oldular. Bu defa mfs yaranmak için resmi açıklamalar bile yaptılar. Hakan Ukrayna’ya gidecekmiş, tahıl koridoruna alternatif yol bulacakmış. Gitse ne halta yarayacak. Mfs “kapatırım, akıllı olun, benimle restleşmeyin.” dedi, Panama kanalını bile kapattı. Kaç tane ülkenin gücü bir arada ama işe yaramıyor, sorunlar çözülemiyor. O yana bu yana savrulan tek ben miyim ya, şu dünyanın ne hale döndüğüne bir bakın.

Yeter, gelmeyin üstüme…
Bir hünerimiz yok ama İstanbul’un üzerine hep beraber, bunca ülke ve liderle gidelim dedik, henüz neye uğradığımızı bile anlayabilmiş değiliz. Biz bir anlayalım, sonra gereken izahları yaparız. Şu ahmak Amerikalılar da vaziyet böyle iken orada burada bir iki gemi ile boy göstermeyi marifet zan ediyorlar. Parazit yapıp duruyorlar. Mfs’yi daha çok geriyorlar ve her şey daha kötü oluyor.

Bazıları için ifşa olmak, ölmek demektir. Başka yolla kurtulmaları mümkün değildir.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Haydi hemen oynayalım


İster inanın, ister inanmayın ama sizden daha fazla istiyorum İstanbul’un ve bütün Türkiye’nin yıkılmasını, yanmasını, işgal edilmesini, ayaklar altında ezilmesini…

Şu sürü her şeyi hak ediyor ama siz de hak ediyorsunuz.
Siz başlatın, ben tamamlarım yine, Maraş’ta olduğu gibi…

Bu defa Maraş’ta mı olur, Washington’da ya da New York’ta mı olur ya da Kaliforniya’da mı olur hatta Moskova’da, Pekin’de, Roma’da, Madrid’de, Atina’da, Londra’da, Seul’de, Tokyo’da, Paris’te, Berlin’de, Tahran’da, Varşova’da mı olur, yaşar görürüz. Belki bu defa silsile halinde devam eder de şu saydığım yerlerin hepsinde kısa aralıklarla olur.

Neyse… Kartları görüyorum ve hepsi lehime… Sözü uzatmak istemiyorum, haydi hemen oynayalım.

Son diyeceğim şey yine aynı: bütün dünya genelinde yerin üstü de altı da tamamen yanıp kavrulacak, tamamen yıkılıp çökecek ve milyarlarca ceset fışkıracak olsa bile yemin ederim ki boğazları kara para işlerine açmayacağım ve Ankara hükumeti denilnen ihanet şebekesini yine de devireceğim. Hiç kimseden korkmuyor ve çekinmiyorum.

Putin, gelemedi…
Sisi, gelemedi…
Netanyahu, gelemedi…
Bunlar, kendi ülkelerinde bile adeta yok oldular, boy gösteremez oldular. Hiç hükümleri geçmez oldu.

Tahıl Koridoru denilen kara para koridorunu iptal ettim, kimse açamadı. Dünyayı birbirine kattım, sağlam bir tek denge bırakmadım, kimse ağzını açamadı.

Türkiye enerji merkezi yapılacaktı güya, yapılamadı. Türkiye’ye yatırımcı yağacaktı güya, kimse gelmedi. Türkiye’deki mevcut yatırımcılar bile kaçıştı. Maliye/economi kontrolde tutulamadı.

Mehmet Şimşek, Gaye Erkan ve benzeri yabancı ülke vatandaşları, hiçbir halta yaramadı. Hayat pahalılığı, geçinme sorunu aşırı seviyede arttı, millet ufak ufak patlamaya başladı ama buna çare bulunamadı. Belki birkaç gün sonra büyük patlamalar yaşanacak ama ortada çare yok.

Abdullah Gül ile çetesine de hareket sahası kalmadı. Ortada bir Tayyip de kalmadı. Bohçalı da matematikteki etkisiz eleman misali ortada kaldı.

Buradaki piyonlarınızın, İstanbul’a ayak uyduruyormuş görüntüsüyle oynayacağı türlü oyunlar, başlamadan çöpe atıldı.

Geçen bu süre içinde Çin, Rusya, İngiltere, ABD, Fransa, Almanya, Japonya, Güney Kore, İtalya, İspanya gibi dünyaya güçlü gibi yutturduğunuz içi kof ülkeler bile iyice battı. Çin, Rusya ve Fransa, hemen birkaç saat sonra iflas açıklasa ve devasa iç karışılıklar başlasa, hiç şaşırtıcı olmayacak.

Yerin altındaki şehirlerde sorunlar arşa çıktı. Dünya genelinde yerin altında da üstünde de sisteminizde ciddi çatlaklar oluştu, ayrışmalar, itirazlar bastırılamadı.

Güya yeni bir Ankara hükumeti atadınız, güya Hakan Fidan’ı ülkenin başına geçirecektiniz, sadece siz değil onlar da şu kadar kısa sürede bunların nasıl yaşandığını bile anlayamadı. Şok halinden hala çıkamadı.

Daha saymakla bitmez rezillikleriniz, çaresizlikleriniz gözler önünde ve bu kadar şeyden sonra, yine etrafımıza üç beş gemi göndereceksiniz, yine suni afet ve işgal tehlikesi/riski oluşturaaksınız da bütün bu devasa sorunlardan kurtulacaksınız, öyle mi?

Boş verin siz o işleri, İstanbul’un nakavt edici son yumruğunu da yemenizin vakti gelmiş.

Yemin ediyorum ki ben eski ben değilim ve topluluklar halinde kan dökmeyi artık sizden çok çok daha fazla istiyorum.

Bu mekan ele geçirileblir ama beni ele geçiremezsiniz. Her türlü ama her türlü kuşatmayı yarıp geçecek teknolojiye de ekiplere de sahibim. Yine de oynamak istiyorsanız, işte meydan, oynayalım. Çok gürültülü olur ve bir kez daha yerin dibine geçersiniz.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Neler oldu öyle

Dünya genelinde, bir gün içinde kaç uçak, helikopter, gemi, cephanelik kazası oldu öyle…

Bilgisayar/sunucu sistemleri bozulanlar da çok. Ta Çin Wuhan’daki sözde deprem raporlama tesisinde bile sistem mahvolmuş. Bilgisayar korsanlarının saldırdığını iddia etmişler ama inandırıcı değil.

Netenyahu ve Sisi’nin TR’ye gelememe mazereti kadar gülünç bir mazeret olur, korsan mazereti…

Bari devamı gelmese… Bu gidişle bu dünyanın genelinde çok daha vahim seviyede sorunlar, zararlar, kayıplar oluşur. Zaten her yer yanıyor, yıkılıyordu, şimdi ise tesisler, araçlar, cihazlar çalışamaz oluyor. Duhan vakti mi geldi, ne oldu acaba… Yerin altındaki o satanist krallıklar ne hallerdeler acaba…

İyice ilaç, erzak sorunları yaşandığını duyduk. Yer yüzünden bu kadar ilaç aktardılar aşağıya, dünya insanlığını ilaçsız bıraktılar ama aşağıya hala ilaç lazımsa, duyduklarımız doğru o halde… Kıran girmiş o halde yerin altındaki uzaylı insan şeytanlarına… Nasıl teşhisler yapıyorlar acaba… Kara mantar mı, gizemli beyin hastalığı mı, beyin yiyen amip mi, Havana sendromu mu ya da ne diyorlar acaba… Bence adını “mfs sendromu” koysalar, hakkaniyetli bir tavır olurmuş.

Aman neyse, beter olsunlar. Derdimiz mi bizim… Kaç yıldır ikaz ediyoruz, daha da merhamet mi edeceğiz. İnsan ve organ kaçırmak da nedir, gezegenin dengelerine ve ayrıca insanlar dahil yer yüzündeki her canlının genetiğine müdahale etmeye kalkmak da nedir, lanet yağsın üzerlerine…

Herkes ettiğini cehennemde bulmuyor. İşte bunlar gibiler, ettiklerinin karşılığının azıcık kısmını dünyada buluyorlar ama o da bu kadar vahim acılarla yaşanıyor. Kim bilir ki cehennemin azabı nasıldır.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya