Etiket arşivi: Danışıklı dövüş

Benim gücümün ve sabrımın yettiği yerlere, sizin hayal dünyanız bile yetemez…

İnsanlara şans verme ve af etme zamanı iyice bitti artık…

İstanbul karşısında o kadar aciz ve çaresizler ki bir tiyatroyu bile doğru düzgün sergileyemediler.

İsrail tarafı da İsran tarafı da iyice ifşa oldu. ABD ve diğerleri de öyle oldu…

ABD’de büyük kriz var. ABD acınası hallerde…

İsrail ondan bile beter halde ve İsran’ı hiç sormayın.

Bana sorarsanız, bırakın kızıl düveleri, Netanyahu ile çetesini kurban edin, sorunu temelden çözmüş olursunuz.

Kesin sonuç alacağınızı garanti ediyorum.

Benim umurumda bile değil, zaman sizin aleyhinize işliyor.

İtinize, kopuğunuza sahip çıkın. Etrafım aşırı gergin. Buralarda dolaşmasınlar. Bir anda bütün dünyayı karıştırmış olmasınlar.

“Mfs’nin dosyalarını temizleriz ama şu, şu şartlarımızı kabul ederse” diye diye şurada burada konuşan ve devletimin resmi kurumlarını babasının çiftliğin zan eden lüzumsuzlar…

Önce o dosyaları size tek tek yediririm, sonra leş gibi bedenlerinizi gömer geçerim. Sizin canınız heyecan istiyorsa, bence doğru adama çatmak üzeresiniz…

Oynamayın benim dosyalarımı, kalsınlar öyle… Çoktan patladı o dosyalar, o hukuksuzluklar. Sadece bürokratik teferruat kısmı kaldı.

Siz, çorap söküğü gibi toplanıp alınacak binlerce adamınızı kurtarmayı deneyin, şayet o kadar gücünüz ve bağlantınız kaldıysa…

Sizin mahallenin metafizikçilerine de sorun…

İran parçalanacaksa, onu parçalayacak olan da benim. İran korunacaksa, onu koruyacak olan da benim. İran yok edilecekse, onu yok edecek olan da benim. İran denilen kadim Türk toprakları TR’ye bağlanacaksa, bunu sağlayacak olan da benim.

Kendinizi kandırmayın. Onlarca meselede defalarca kaderi değiştirmek istediniz, hiçbir şeyi değiştiremediniz. Tehir olmasını sağladığınız birkaç husus oldu ama onlar bile değişmedi, beklenen sona doğru o meselelerde de ilerleniyor.

Lüzumsuz heyecanlara kapılmayın, Netanyahu’ya ve onu yönlendirenlere uymayın. Sonunuz çıkmaz sokak olur. Gaza gelmeyin.

Kendimi övmek için yazmıyorum. Hakikat bu… Ben fırtınalara karşı araba sürme hususunda en yüksek tecrübeye sahibim.

Beni komutanlar, alimler, bürokratlar, diplomatlar değil, hayat, imtihanlar, acılar, çileler yetiştirdi.

Benim gücümün ve sabrımın yettiği yerlere sizin hayal dünyanız bile yetemez.

Sessiz sessiz bir köşeye çekilmek zorunda kalmış o Putin karakterine söyleyin, kapatsın şu tiyatronun sahnesini, sonlandırsın bölgedeki gereksiz gerginliği ve daha fazla kimse germesin beni…

Kafalarınızdaki saçmalıkları da silin, atın. Beni öldüremezsiniz, beni değiştiremezsiniz, beni alamazsınız, beni kendinize hiçbir yolla uyduramazsınız, beni asla korkutamazsınız, beni hiçbir anlaşmaya da zorlayamazsınız. Bana hiçbir hususta taviz de verdiremezsiniz.

Hepiniz bittiniz. Sadece bölgenin değil, bütün dünyanın hakimi benim.

TR bu meselenin tarafı da değil. Arabulucuk da yapmayacak, hiçbir kısmına da karışmayacak.

TR içindeki bütün gruplar bilmeliler ki ben birkaç senedir olduğu gibi, hususiyle Şubat 2023’teki Maraş merkezli depremlerden ve 7 Ekim 2023 tarihindeki Hamas-İsrail danışıklı dövüşünden sonra olduğu gibi, TR’nin sınır bütünlüğünü korumak için mücadele veriyorum.

Karşıma geçenleri şimdiden ezeceğim. Yanımda durmayanlara, vatanı, devleti ve milleti umursamayanlara da çok yakın gelecekte en sert şekilde hesap soracağım.

Netanyahu’nun ve Londra Kraliyet sarayının tasmalı köpeklerine de TR’de hareket sahası yok.

Güya resmi yetkili görülenlerine de yok. TR’nin resmi kurumlarının başında meşru veya gayr-i meşru şartlarda bulunan herkes şunun iyice farkında olsun ki eski TR de eski bölge de eski dünya da yok.

Hiçbirinin yarına çıkma garantisi bile yok.

Çok yakında ABD hükumeti, ordusundaki askerlerin maaşlarını da ödeyemez hale gelecek.

Bu süreç, TR’dekiler ve bölgemizdeki diğerleri başta olmak üzere, dünyanın muhtelif yerlerindeki ABD üslerinin sökülüp atılmasıyla da sonuçlanacak.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

İran’a gittiği/çıktığı zan edilen bütün yollar cehenneme çıkıyor…

İran’a gittiği/çıktığı zan edilen bütün yollar cehenneme çıkıyor…

Uzun zamandır açıkça yazdığım ve söylediğim gibi, öncelikli hedefleri İran…

İran’ı yağmalamak, nakite çevirmek istiyorlar. Ayrıca İran halkının çoğunun TR’nin yeni liderine biat ve itaat edeceğini biliyorlar. İstanbul’un bölgemizde daha fazla güçlenmesini istemiyorlar. BOP’u ayağa kaldırmak, sözde İsrail’i sözde büyük İsrail’e çevirmek istiyorlar. Ölmüş de gömülmemiş projelerini bile canlandırabileceklerini zan ediyorlar.

İran’dan sonra Azerbaycan ve TR’yi parçalamak ve yağmalamak isteyecekler.

İran’ın dini ve siyasi idarecileri de İsrail’e, Londra’ya ve Vatikan’a çalışıyor.

TR’nin başındaki siyasi idareciler ve Rusya’nın başındaki siyasi idareciler de İsrail’e, Londraya ve Vatikan’a çalışıyorlar.

ABD, AB ve Çin de aynı merkezlerden emirler alıyor.

Bu kararları Deccal ve İblis alıyor ve buna göre talimatlar veriyorlar.

Çok öncesinden 7 Ekim 2023’e kadar da çok şeyler denediler ama hepsini bozdum. 7 Ekim 2023’den beri, İran’la danışıklı dövüşerek bir çatışma çıkartmak istediler ama hep mani oldum. Şimdi hala bu bölgesel askeri çatışmayı çıkartmaya oynuyorlar.

ABD, Rusya, İngiltere, Çin, Almanya, İsrail ve İran, kendilerini yok oluşa sürüklüyorlar.

Kısa sürede çökmek, dağılmak, yok olmak isteyen devletler ve devletçikler bunlara derhal tabi olmalılar ve bu oyunun figüranları olmalılar.

Hesaplarına göre, İran talimatları dinleyerek İsrail’i vurursa, ABD yeniden orta doğuda hakim olmak isteyecek, bunun fırsatını bulacak.

Sonra da dünyadaki taraflara “ABD’den boşuna ayrıldınız. Yeniden ABD’nin etrafına toplanın. NATO da yıkılmadı, bitmedi. NATO’yu da hafife almayın.” diyecekler.

Bu görsel, Akademi Dergisi tarafından yapay zeka görsel üretme tekniği ile oluşturulmuştur. Özgün çalışmadır.

Benim derim yeşil, kanım mavi değil. Yerin altında sığıntı gibi yaşayanlardan, kendini gösteremeyerek bu dünyaya nizam vermek isteyenlerden değilim.

Adım belli, adresim belli, duruşum belli… Yakacağım dersem yakarım, yıkacağım dersem yıkarım, sökeceğim dersem kişilerin ciğerlerini bile sökerim.

Bozacağım dersem, içine onlarca devletin çekildiği adice planları bile bozarım. Defalarca bozdum, şimdiden sonra da bozarım, bozacağım.

Bölgemde askeri hareketlilik yaşanırsa sonunda tek kazananı ben olacağım. Yerin altında ya da üstünde başka kazananı bulunmayacak.

Kaybeden ülkelerden bir kısmı Afrika’dan beter olacak. Bir kısmı haritadan silinecek ve yok olacak.

İşte İstanbul, işte bölge…
Karıştırmak isteyenleri göreyim.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Ankara, İsrail ile danışıklı dövüşüyor

Kimse kancaya takılmasın.

Kameralara oynuyorlar, daha önce onlarca kere yaptıkları gibi…

“Hamas terör örgütü değildir.” Diyebilen ve kendilerine Ankara hükumeti de denilen şey zaten terör örgütü.

Tayyip, şu anda dünyadaki en büyük teröristlerden biri… Tıpkı talimatlar aldığı Netanyahu gibi…

Hamas terör örgütü de Netanyahu’dan talimatlar alıyor.

Hala Türkiye’ye ve bütün orta doğuya ihanet etmek için çırpınıyorlar. Hala siyonizme ve Londra’ya hizmet ediyorlar.

İstanbul’un estirdiği hiçbir rüzgarı tersine de çeviremezler, lehlerine de dönüştüremezler.

Türkiye bu hainlerin elinde değil ve Filistin meselesinin tarafı da değil. Bir çöpünü bile bu meseleye sarf etmeyecek ve ordusu da hiçbir yere gitmeyecek. Bu hainlerin hiçbiri hayatta kalamayacak. Hususiyle Abdullah Gül ile yedili çetesinin mensuplarının öldürülme şekilleri tarihe sarsıcı kayıtlarla geçecek. Londra da İsrail de çökecek. Hamas’ın da kökü kazınacak.

Bir tarafta şunun bunun piyonları racon kesiyor, danışıklı dönüşüyor, hala İsrail’e çalışıyor, bir tarafta ise borsa devre kesiyor.

Büyük çöküş

Arka plana hiç bakmayın, rezalet, rezalet…

Filistin’den istedikleri gibi kara para elde edemeyecekler. Kara para bekledikleri diğer yerlerden de paralar gelmeyecek.

Kara paraya dayandırdıkları TR maliyesi bu defa engellenemez şekilde çökecek.

Borsa savruluyordu, yüzde beş, on falan değil, çok fena çakılacaktı. Devre kesmek, yalan açıklamalar yapmak, türlü hilelere başvurmak çare değil. Borsadaki oyunları da devam edemeyecek. Yine de çakılacak. Öyle bir çakılacak ki “Keşke bunun yerine büyük İstanbul depremi olsaydı. O bile bu kadar yıkıcı olmazdı” diyecekler.

Çaresizler, tükendiler, hareket sahaları kalmadı. Son oyunları da tutmadı, işe yaramadı, İstanbul engelini geçemedi.

Tekrar ediyorum:

– Sadece TR’de değil, bütün dünyada peş peşe çökecekler. Borsalardan, hisselerden uzak durun. Kripto paralardan uzak durun. Paranızı nakitte tutmayın. Değerli madenlere çevirin ve onları da asla bankalarda tutmayın. Küçük kazançlar peşinde gereksiz risklere girmeyin. Emniyet kemerlerinizi takın.

TR ile ABD en önden çökecek, bu ikisinden hangisinin ilk çökeceği kesin değil sadece…

Çin’den uzak durun. Çin’deki batış, çöküş, diğer ülkeler gibi olmayacak. Çok şiddetli savrulacaklar, dibi görecekler.

Kara para ve sömürmeye dayalı bir mali sistemi olan Japonya’da da büyük çöküş yaşanacak.

Güvenli liman dünya genelinde yok. Tek güvenli liman, değerli madenleri elinizde tutmanız.

Mali savrulmalarla birlikte siyasi savrulmaları da görünce şok olacaksınız. “Bu dünyaya kim ne yapmış böyle, bunlar nasıl gerçek olabilir” diyeceksiniz.

Filistin’e yakıt göndereceklerine, İsrail ordusu ve ABD ordusu denilen şeylere göndersinler. Onların daha çok ihtiyacı var.

Beş parasızlar…
Meteliğe kurşun değil, göbek atıyorlar. Kurşunları bile az.

İsrail ordusu denilen şeyin sözde askerleri, o ibneleşmiş pislikler, kenar köşelere sinerek kadınlar gibi ağlaşmakla meşguller.

ABD’nin de İsrail’in de ordusu yok. Onlara ordu denemez. Psikopatlar, cinsi sapıklar, ruh hastaları, ayyaşlar ile dolu. Düşmanı görünce ilk iş olarak kendi kafalarına sıkacak kadar ölüm korkusu yaşayanlarla dolu.

Hamas, talimatları Netanyahu’dan alıyor olmasaydı, şimdiye kırk kere o esirlerin tamamını serbest bırakmıştı.

İran’ın başındakiler ve Mısır’ın başındakiler İsrail’e, İngiltere’ye çalışıyor olmasaydı, şimdiye kırk kere o esirlerin serbest kalmalarını sağlamışlardı.

Danışıklı dövüşler ifşa oldukça, İsrail ve ABD’nin acizlikleri gözler önüne çıktıkça, hareketlenmeleri ve şiddetlenmeleri lazımken gün gün daha da sakinleşiyor İran ve Mısır tarafı…

Suudi Amerika, Yemen’den İsrail’e doğru atılan füzeleri havada imha ediyor. İsrail zarar görmesin diye elinden gelenİ yapıyor.

Suudi Amerika diye gerçek bir devlet de yok. Onun ordusu da yok. Suud ordusu denilen şey de Amerika’nın, İsrail’in, İngiltere’nin tam kontrolünde…

Şartlar böyle olmasa, TR’nin başındakiler de dahil, orta doğudaki bütün sözde hükumetler kendilerine çalışıyor olmasa, İsrail kim ki çıkıp “Bütün orta doğuyu değiştireceğiz” diyecek?

Bunu yirmi yıl önce ABD dedi de ne oldu? Nasıl bir sona ulaşabildi?
Bunların yapabilecekleri şeyler belli:

– Kendilerine çalışan hükumetlerle ve ordu liderleri ile danışıklı atışma, dövüşme

– Bol bol basın, medya, sosyal medya yalanları, yönlendirmeleri

– Bu süreçte kara para elde etmek

– Bu süreçte mümkün olan her yeri yağmalamak, ta ki bankalardaki külçe altınlara kadar…

– Bu süreçte insan ve organ kaçakçılığını artırmak

– Bütün caniliklerine rağmen kendilerini mazlum göstermek

– Yapabilmişlerse sürecin sonunda az da olsa topraklarını genişletmek

Çin, Suriye sorununun çözülmesini istemiyor. Kara para işlerinin Suriye’de de tamamen bozulmasından çok korkuyor. ABD ile gerçekten çatışmıyor, dövüşmüyor. Lakin Çin tarafında herkes, danışıklı bir dövüşün içinde bulunduklarını bilmiyor ve bu, zaman zaman sahanın gerilmesine sebep oluyor. Sonra danışıklı şekilde sakinleştiriyorlar sahayı…

Sahi, Tayvan krizi var diyorlardı, ne ara ve nasıl söndü yine?

Eğer ABD ile hatta NATO ile Rusya danışıklı dövüşüyor olmasaydı, son bir sene içinde Rusya hükumeti ve Putin, hiç değilse kırk kere devrilmişti. Rusya’da hiç değilse kırk kere siyasi ve mali savrulma yaşanmıştı. Yüksek ihtimal ki Rusya çoktan parçalanmıştı.

Beraber kara para işlerine devam etmek istediler, sömürme işlerine devam etmek istediler, TR’de kontrolü elden kaçırmamak ve Ankara çetesini ayakta tutmak için de çırpındılar, sonuç hüsran… Hep beraber dibi gördüler, hep beraber kilitlendiler.

Şimdi bir yandan da Ankara çetesi ona buna atarlanmak, siyasi kriz görüntüsü oluşturmak istiyor. Çünkü malİyeyi, borsayı, dövizi daha fazla baskılayamayacaklar ve uzun zamandır çok baskılandığı için artık akıl almaz şiddette bir kriz patlak verecek.

Mesela şöyle diyecekler:

“Filistin’in yanında durduk, maliyemizi (ekonomi) çökertmek istiyorlar. Bunlara yenilmeyeceğiz. Ey israil sen kimsin? Ey Amerika sen kimsin?”

Hala kabullenmek istemedikleri bir şey var ki o anlarda ABD de İsrail de batmış, çökmüş halde olacak. Boşu boşuna türlü zahmetler çekiyorlar.

Ne diyorlar onlar, “günah keçisi” mi diyorlar?
İşte o İran’ı günah keçisi yapacaklar. Ateşlere atacaklar.
Toplumları İran gündemi ile oyalayacaklar.

Bir yandan da artık İran’ı ne kadar nakite çevirebilirlerse, çevirecekler.

Ben de benzin dökeceğim yanmakta olan İran’ın üzerine, benzin…

Hala düşünüyorum, geçen de mevzu etmiştim, acaba Türkiye’nin merkez bankasındaki altınların ne kadarı gerçek, ne kadarı sahte…

Bu kadar uzun süre bu krizin patlamasını önlemek, geciktirmek için acaba kaç bin kişiye neredeyse her gün suçlar işlettiler, çok merak ediyorum. Yargılama kısmı gerçekten çok dikkat çekici, merak giderici olacak.

TR’ye yapılan bu çok büyük kötülüklere yazı köşesiyle, gazetesiyle, internet sitesiyle, sosyal medya hesapları ile, Youtube videolarıyla bile yardım etmiş kişileri bile hukuken mümkün oluyorsa astıracağım. Olmuyorsa, bir daha güneşi göremeyecekler. Bir daha insan muamelesi de görmeyecekler.

Bazen düşünüyorum da altın hesaplarında gerçekten altınlar var mı, varsa yüzde kaçı gerçek altın, kaçı sahte… Bankalarda altını olduğunu düşünen kaç insanın aslında eli boş ve altını yok.

İnsanlar dünya genelinde bankalara “Bana altınımı ver” deseler, acaba kaçına altın verilecek, kaçına saçma sapan mazeretlerle oyalamalar yapılacak.

“Kaçına, altın veremeyiz nakit olarak değerini verelim” denilecek ve o da verilemeyecek.

Küresel mali krizi bastırmak için, onlarca ülke çok büyük oyunlar oynadılar. Var gözüken çok şey yok. Yüz milyonlarca insan çoktan beş parasız kaldı. Sistem küresel çapta çoktan çöktü.

Tam olarak anlaşılmamış olabilir.

Şunu da kastediyorum. Pek çok ülkenin merkez bankalarında olduğu söylenen o altınların ne kadarı gerçek, ne kadarı sahte, bilinemiyor. Onlarca ülkenin göstergeleri yalan, balon… Birbirlerini de bozmuyolar, suçüstü yapmıyorlar. İfşa etmiyorlar.

Dünyada zaten her ülkedeki bankalarda insanlara altın satın alma hizmeti verilmiyor. Lakin verilen ülkelerdeki o bankaların hepsi çoktan battı. Ülkeler, bankaların iflaslarını gizlemek hususunda da işbirliği halindeler. Hatta batmış dev şirketler bile gizleniyor.

Bütün bunlar mason tarikatının dünya genelindeki organizasyonu sayesinde dönüyor, yapılıyor.

Bütün dünya insanlığını masonlar soyuyor, dolandırıyor, kandırıyor, sömürüyor, oyalıyor, kasten hasta ediyor. Hastahaneleri ve ilaçları üzerinden yeniden para kazanıyorlar. Bir kişi üzerinden defalarca para kazanmaya dönük bir küresel sistemleri var. Onlarca devletin güya yardıma muhtaç insanlara, ülkelere, bölgelere yaptığı yardımlar bile masonlara akıyor. Sanal bir alem var. Gösterilenler, gerçeklerden çok farklı.


Yeni yetme sokak serserileri gibi “Bir gece ansızın” deyip duruyorlar yıllardır. Yine başladılar nakarata…

Daha dün, 24 saat süre verip de sert kayaya çarpmamışlar gibi…

Şundan bundan izin almadan, Suriye’nin beş on kilometre içine savaş uçağı ve İHA bile gönderemiyorlar.

Memleket içindeki bütün vatandaşlara resmi yetkililer ve kurumlar olarak yalan üstüne yalan anlatıyorlar.

“Bir gece ansızın”

“Bir gece ansızın”

“Bir gece ansızın”

“Bir gece ansızın”

“Yaptık” dedikleri operasyonların da çoğu sahte, gerçek değil. Gerçekten yapılan çoğu operasyon ise kara para işleri için yapılıyor. Ordumuz üzerinden akla gelen, gelmeyen her suçu işliyor. Sadece TR’de ve yakın çevresinde değil, Somali’de bile bunu yapıyorlar.

30 milyon dolar gönderiyorlarmış Somali’ye…
Buradaki açları doyurdular da Somali mi kaldı?
Orada kara para işleri yapıyor olmasalar oraya bir lira bile göndermezler, bir asker bile göndermezler, bir tek tesis bile açmazlar. Oradan buraya bir tek sözde sığınmacının gelmesine bile izin vermezler.

İki gün hatta iki dakika bile sıkıntılarını çekmezler. Kendileri kara para işleri yapıyor, bütün yük milletimizin sırtına yükleniyor. Ta ki sözde sığınmacılar yüküne kadar…

Şu ülkede, bu bölgede kullandıkları ya da dağıttıkları o silahların, mühimmatın, araçların, teçhizatın parasını da bu gariban millet ödüyor vergilerle, verginin vergisiyle, verginin vergisinin vergisiyle… Şu harçla, bu borçla, şu kadar faizle…

Son iki senede TR’deki gerçek enflasyon oranı yüzde bin iki yüz…
Evet, en az yüzde bin iki yüz, daha yüksek de olabilir.

Baskılanmamış, türlü oyunlar oynanmamış olsaydı şu anda bir dolar YÜZ KIRK TÜRK LİRASI civarındaydı.

Yazmıştım, tekrar ediyorum. TR’de devlet memurları bile maaşlarını alamayacak. Tedbirler aldıysanız aldınız, almadıysanız yandınız.

Bütün dünya insanlığı, parasız ve aç kaldıkça Vatikan’a doğru gitmeli. Vatikan, dünyanın en önde gelen şeytani merkezi… Oradaki kara para şu anda ABD’de bile yok.

Akademi Dergisi:
“Para bulamadık, bulamayacağız. Haberiniz olsun.”

diyor…

Sonucun böyle olacağını baştan yazmıştım zaten, yazık milletin cebinden giden o kadar yol, uçak gibi masraflara…

Ne yapacaklar şimdi?
Karşılıksız para basmaya devam mı edecekler, bu mümkün mü?

Nerede o Ahmet Davutyan?
Nerede o Temel Karamollayan?
Nerede o Abdullah Gül ve çetesinin diğer mensuplarI?
Nerede o FETÖ?

Ne oldu, kim kazandı?
Güya yeni bir seçim yapılmıştı?
Güya hükumet kurmuşlardı?
Tayyip’i tasmalı köpekleri yapmışlardı?
Seçimi Tayyip kazanmış gibi gösteriyorlardı ve akıllarınca her işi arka plandan yaptıracaklardı?
Olmadı mı? Tutmadı mı?
Çingene Hakan Fidan’ı güya kahraman yapacaklardı?
Genel kurmayı adamlarıyla doldurmuşlardı?
Hiçbiri işe yaramadı mı?

Gördüler mi gerçek hükumetin İstanbul’da olduğunu ve onları arkalayan onlarca ülkenin bile çöp haline İstanbul tarafından çoktan getirildiğini?

Şimdiii.. Son sahnelerdeki küstahlıklarının, hadsizliklerinin, ihanetlerinin cezalarını kesme de vaktine geldik. Ağlaşsınlar, bakalım kim koruyabilecek onları…

Nerede o Mehmet Şimşek güzellemeleri yapan sözde muhalif maliyeciler yanİ ekonomistler?

Gördüler mi Mehmet Şimşek’i, Gaye Erkan’ı?

Gizli Ermeni dayanışması yaparak Mehmet Şimşek gibi alçak kere alçak, hain kere hain birine güzellemeler yaptılar.

TR’nin daha fazla zaman kaybetmesine yardım ettiler. Krizin daha da derinleşmesine ve şimdi çok daha şiddetli patlayacak olmasına vesile oldular.

Ne olacak şimdi onlara?
“Aa pardon, Mehmet Şimşek konusunda yanıldık” deyip yollarına devam mı edecekler?
Var mı artık öyle bir memleket?
Var mı artık o şartlar?

Abdullah Gül’e ve yedili çetesine çalışan bütün gizli Ermeniler de hediyelerini alacaklar.

Türkiye’ye kötülük eden hiç kimse cezasız kalmayacak.

Ankara’da bir hükumet falan yok.
Seçim de yapılamadı.
Meşru sonuçlar da yok.
Meşru devlet başkanı da bakanlar da yok.
Artık bu rezilliğe son verilecek.

O meşruiyetsiz suç ve ihanet çetesinin sabah akşam durmadan TR’yi ateşlerden ateşlere atmaya çalışmasından bıktım.

Herkes ayağa kalksın. Zaten bütün orta doğu ayağa kalkmak üzere…

Şu Abdullah Gül’e, Ahmet Davutyan’a, Karamollayan’a, TSK genel kurmay kademesine gayr-i meşru şekilde getirilen gizli Ermeni kara paracılara, gördüğünüz yerde sıkın.

Hiç kimse hesap soramaz. Niye uzuyor bu işler hala? Uzaylıların gelerek TR’yi kurtarması mı bekleniyor?

Bu mücadele buralara kadar gelmişken, kim hala hangi mazeretle geri duruyor?

Bu hainleri taşımak, bunlara tahammül etmek, bunların ihanetlerini gün gün uğraşarak durdurmak zorunda değil bu ülke, bu millet.

Son darbeler vurulacak artık. Haydi gayret…

Kenardan köşeden bir kedi fırlasa korkudan krize giren ve onlarca dakika kendine gelemeyen üç beş tane haine koca millet neden hala tahammül ediyor?

Neden hala hükumet, bürokrasi ve ordumuz hainlerin ellerinde?

O Kazım Karabekir denilen gizli Ermeni hain lanetle anılacak. Ordumuzu ta o zaman Ermenilerle doldurdu. Sağlam temeller attı.

Adına da “Gürbüz çocuklar” dediler.

Sisi
Yani Seyhan Soylu
Seni de sistemini de parça parça edeceğim?
NATO arkalamak istese bile seni, hiçbir işe yaramayacak.
Çok ettin, çok bulacaksın.

BM, alenen devam eden savaş suçlarını, katliamları yani İsrail’i durduramıyorsa, BM neden var?

Fesh edilsin o halde…

Yunanistan’ın elinde Tayyip’in yatak görüntüleri olduğunu, Tayyip’e yıllardır şantaj yaptıklarını ne zaman konuşacağız?

Tayyip’in düşüp kalktığı çok sayıda kadını ne zaman konuşacağız? O kadınlar yüzünden Tayyip’in başına ve dolayısıyla TR’nin başına türlü sıkıntıların geldiğini ne zaman konuşacağız?

Tayyip’in hatta Emine’nin de Adnan Oktar suç örgütünün mensupları olduklarını ne zaman konuşacağız?

Hey size diyorum? Neden beni duymuyormuş gibi yapıyorsunuz?
Pimi diyorum pimi, çekeyim mi?
Bunu mu istiyorsunuz?

Aranızdaki tek temiz kişi benim. Hem de hala inanamadığınız, hala şaşırdığınız kadar tertemizim.

Çamur attınız, izi de kalmadı. Görün bakın neler olacak.

Size Putin ile Tayyip’in bu güne kadar aslında ne işler çevirdiğini detaylarına kadar girerek anlatayım mı?

Devlet kurumlarımızın hatta ordumuzun nasıl vahşetlere alet edildiğini anlatayım mı?

“TSK köy yaktı” diyeni linç edip susturdular, beni susturabilirler mi?

Ve Rusya’da o sözde hükumeti daha fazla başta tutabilirler mi?

Türkiye ve Rusya ordularındaki yüksek sayıda subayı İDAM cezalarından kurtarıp alabilirler mi?

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Suudi Amerika, Katar, BAE, Kuveyt, Ürdün, Umman neyi bekliyorlar?


Nedir bu tepkisizlik? Sonra bir de ekranlara oynuyorlar. Yok ABD’li Blinken’ı bekletmiş, yok bilmem neler yapmış.

İcraat yapsın? Sahada ne yapmış Suudlar? Diğerleri neler yapmışlar?

Neden yapmıyorlar?

İsrail’in ve ABD’nin ya da destekçisi olan ülkelerin konsoloslukları ve elçilikleri önünde gösteri yapmak ve yaptırmak zamanı mı?

Can kayıpları artarak devam etmiyor mu?

Bütün bu ülkelerin İsrail yanlısı mason biraderler tarafından idare edildiklerini anlamayan bir tek kişi bile kaldı mı?

Bu oyunu ifşa ediyorum ve bozuyorum diye hedef olduğumu anlamayan bir tek kişi kaldı mı?

Böyle kavga olmaz. Böyle savaş olmaz. Böyle düşmanlık olmaz. Böyle danışıklı dövüş olur ve onun arka planında kara paracılık olur.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

NATO ile Rusya arasındaki danışıklı dövüşler dünya insanlığını tehdit ediyor

İstanbul hükumeti:

NATO ile Rusya Federasyonu arasındaki danışıklı dövüşler, dünyanın pek çok bölgesinde ileri seviyede sorunlara neden oluyor. Otorite boşluğu sorunlarına… Can, mal, ırz emniyetinin ortadan kalkmasına… İnsanların fert fert ya da grup grup ölmesine, on milyonlarca insanın mülteci haline düşmesine ve/veya zulüm altında inlemesine, acı hallerde ölmesine sebep oluyor.

Batı/NATO çetesi ile Rusya arasında kara paraya, sömürmeye dayalı danışıklı dövüşler dünya insanlığını tehdit ediyor. Dünya barışını ve istikrarını tehdit ediyor. Suriye, Irak, Ukrayna ve Afrika ülkeleri başta olmak üzere, dünya genelinde Batı/NATO çetesi ile Rusya arasındaki ve Batı/NATO çetesi ile Çin arasındaki danışıklı dövüşlere, saymakla bitmez vahim suçlara derhal son verilmeli.

Bunca sorunlu bölge yetmezmiş gibi, danışıklı dövüşlerin taraflarının bir de Azerbaycan ile Ermenistan bölgesinde kan dökmesine, orada da danışıklı dövüşmelerine, orada da otorite boşlukları oluşturmalarına, orada da kara para işleri yapmalarına izin verilmeyecek.

Akademi Dergisi:
İstanbul hükumeti:

Son süreçte Ermenistan ile Rusya arasında yaşanan gerilmenin, restleşmenin tamamına yakını danışıklı dövüşten, tiyatrodan ibaret. ABD ve Fransa tarafları başta olmak üzere, batılı taraflar ile Rusya arasında Ermenistan üzerinden bir kuvvet/nüfuz mücadelesi yaşanıyormuş görüntüsü de basit bir tiyatrodan ibaret. Bu mücadelenin tamamına yakını da danışıklı bir mücadele.

Fransa/Macron, Rusya’nın daha doğrusu Rusya’nın başındaki batı yanlısı hain idari kadronun en sıkı müttefiklerinden biri… Scholz da gerçekten Rusya karşıtı bir lider değil. Dünya genelinde, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sözde savaş ihtimaline bu kadar sessiz ve tepkisiz kalınması da baştan ayarlanmış/çalışılmış bir projenin gereği…

Dünya insanlığı ahmak yerine konuluyor ve yine o bilinen ülkeler ve ittifaklar, dünyanın bir bölgesinde daha kanla, vahşetle elde edilecek kara paralar peşinde koşuyor.

Rusya da Ermenistan da Azerbaycan da hatta İran da Batı/NATO çetesi ile büyük oranda danışıklı dövüşerek yol alıyor. Yine İsrail ve İngiltere bu işte de çıbanbaşı olarak sevk ve idare işini yapıyor. Zaten vaziyet/dengeler gerçekte böyle olduğu için Ukrayna meselesi de bir türlü sonlanmıyor.

Netanyahu, Rishi Sunak, Kral Charles, Bidon, Putin, Şi gibi karakterler derhal milletler arası meşru bir mahkemede savaş, terör, katliam, soykırım, insanlığa karşı işlenmiş suçlar başta olmak üzere, onlarca ceza maddesi kapsamında yargılanmalılar. Bunların yargılanmasının hemen ardından Aliyev, Paşinyan, Macron, Reisi, Tayyip, Hakan Fidan, Abdullah Gül, Esed ve benzeri piyonlar da yargılanmalılar. Bu kara paracı, vahşi, gayr-i meşru liderlerin emirlerine itaat eden orduların genelkurmay kademeleri ile devlet kurumlarının üst idarecileri de aynı mahkemelerde yargılanmalılar.

Bu gezegen, üç beş tane mason ve satanist caninin, İblis’e tapınan ve kendilerini İblis’in öz evladı gören Çingenelerin, keyfilerine göre danışıklı harpler çıkartacakları, kan dökecekleri, vahşet sergileyecekleri, kara para işleri çevirecekleri, bebekleri ve çocukları bile kaçıracakları, cephedeki askerlerin bile organlarını çalacakları bir gezegen değildir.

Dünyanın bütün tarafları, insanlık düşmanlarından oluşan bu satanist teşkilata yani Ankebut Ağına karşı artık açıkça İstanbul’un yanında durmalıdır.

Muktedirler İttifakı, dini ve ırkı ne olursa olsun, asgari insani hassasiyetlere/kaidelere riayet edebilen, dünya huzur ve emniyet içinde yaşamak isteyen bütün ülkelere ve milletlere açık bir teşkilattır.

Rusya Federasyonu, en başından beri Ukrayna cephesinde bilerek askeri kayıplar veriyor. Rusya vatandaşı olan askerlerden sonra, Rusya vatandaşı olmayan kişiler bile Rusya ordusunda asker yapılıyor. Hatta son zamanlarda sığınmacılar da zorla asker yapılıyor. Ta Küba’da bile insanlar, paralı asker yapılacakları vaatleriyle kandırılıyor, Rusya’ya kaçırılıyor ve sonra güya Rusya askeri yapılarak kısa sürede öldürülüyor ve organları çalınıyor.

Bu, dünya genelindeki organ kaçakçılığı ağınıın çökmesine mani olmak için yapılıyor. Rusya askeri olarak cepheye gönderilmiş yüz binle kişi kasten ölüme sürüklendi ve organları çalındı. Hala bu vahşi, insanlık dışı, akıl almaz faaliyet devam ediyor.

Ukrayna tarafı da bu işte Rusya tarafıyla başından beri danışıklı dövüşüyor. Ukrayna askerlerinin arasından sayısı hiçbir zaman kesin şekilde tespit edilemeyecek kadar kişi de organları için öldürüldü ve parçalandı.

ABD, İngiltere, Çin, Japonya, Güney Kore, Arap ülkeleri denilen ülkeler, hain Ankara hükumeti, Yunanistan dahil bütün AB ülkeleri, NATO teşkilatı, hepsi bu insan ve organ kaçakçılığı işinin içinde… Ermenistan ve Azerbaycan da öyle ve bu iki ülkenin gayr-i meşru idarecileri, arka plandan gayet iyi geçinir ve organize kara para işleri yapar halde…

İstanbul, dünya genelinde insan ve organ kaçakçılığı işlerini büyük oranda kestikçe, iyice zorlaştırdıkça, son çarelerden biri olarak Ukrayna meselesi çıkartıldı. Ukrayna ve Rusya’nın kendi evlatları bile bu sisteme kurban edilmeye başladı. Ayrıca Ukraynalı kadınların, genç kızların, genç erkeklerin, çocukların ve bebeklerin toplamda yüz binlerceyi bulan kişilerin de kaçırılması sağlandı. Bunların yüz binlercesi şu anda kesinlikle hayatta değil. Bazıları tecavüzcü, işkencesi, sadist, LGBT’ci cinsi sapıklara satıldılar. Bazıları fuhuş mafyalarına satıldılar. Bazıları satanist ayinler yapanlara satıldılar. Bazıları organ mafyalarına satıldılar. Hepsi de bir şekilde nakite çevrildi, çevriliyor. Bu sistem hala devam ettirilmek isteniyor.

Bu nedenle “Tahıl Koridoru” adı verilen kaçakçılık hattı yeniden aktif hale getirilmek isteniyor. Bu çerçevede, birbirlerine güya düşman olan taraflar, hiç sorun yaşamadan organize olabiliyorlar ve aynı yöne ilerlemek istiyorlar. İstanbul hükumeti dengelere müdahale ettikçe sinirleniyorlar ve Türkiye’nin etrafını askeri unsurlarıyla kuşatma tehditleri bile oluşturuyorlar.

Sadece ABD, NATO, AB gibi ülkeler ve teşkilatlar değil, BM teşkilatı bile, G20 teşkilatı bile bu vahşi işleri yeniden artırmak için verilen hukuk dışı mücadeleye alet ediliyor. Bütün bu vahşilikler, ihanetler, sadistlikler, aldatıcılıklar hep mason tarikatı üzerinden organize olunarak icra ediliyor.

İşte İstanbul, sadece Türkiye halkı için değil, bütün dünya halkları için bu asil mücadeleyi veriyor. Ve şimdi, bütün dünya halklarını, işaret verildiğinde ayağa kalkmaya hazır olmaları hususunda son bir defa uyarıyor.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..