Etiket arşivi: NATO

Korkudan ödü patlayan patlayana…

Gelebiliyorsanız gelin, ben de savaş/işgal istiyorum. Hem Türkiye hızla temizlensin, hem siz temizlenin ve cehenneminize gidin. Sonra bu gezegende yapacak çok işlerim var. Ufak ufak gruplar halinde ve ufak ufak hamleler halinde uğraşamam sizinle, hep beraber hızlandıralım bu işleri, bu süreci…

Neyden korkuyorsunuz, ölmekten mi?
Babanız İblis yanınızda değil mi?

Derviş dervişi tekkede
Hacı hacıyı Mekke’de
Deli deliyi dakikada
Çingene Çingeye’yi her devlette bulur.

Sözde Dış işleri bakanı ve kara paracı Çingene Hakan Fidan, kendisi gibi Çingene, kara paracı ve vatan haini Hollanda dışişleri bakanı Slot ile görüşmüş.

Bu bağlantılara, bu Çingene dayanışmasına hala şaşıranlar kaldı mı aranızda?

Çingeneler her zaman ve her şartta iyi anlaşacaklar diye bir şey yok. Onlar da sık sık gruplaşıyorlar, kavgalar ediyorlar.

Sonra da ceremesini vatandaşlar çekiyor. Ne güzel memleket….

Bu da burada dursun. Kısa süre sonra, Türkiye’de bir tek NATO ve ABD üssü kalmadığında… Hatta Suriye ile Irak’ta da ABD unsurları kalmadığında, geri döner hatırlatırım.


Türkiye’ye güvenerek herhangi bir askeri misyon gerçekleştirmek isteyecek olan NATO unsurları, mayın eşeği Reşo’dan bile farksız bir hale düşecektir. En az mayın eşeği Reşo kadar büyük riskin içine girecektir. Parçalandığında kimsenin de umurunda olmayacaktır.

Hala TSK ve hain Ankara çetesi içindeki mason, gizli Ermeni ve Çingene hainler aksine görüntü vermeye, kameralara oynamaya çabalasalar da Türkiye bir NATO üyesi değil. Türkiye hiçbir NATO misyonuna katılmayacak.

Şurada Azerbaycan ile Ermenistan arasında bir danışıklı dövüş yapmaya, tıkanmış kara para işlerini ve koridorlarını açmaya çalışırken sert kayaya çarpanlar ve günlerdir bip bip bip sesleri eşliğinde R yapanlar mı Türkiye’yi NATO misyonlarına dahil edebileceklermiş?

Komik değil. Gerçekten komik değil bu yaşananlar. Trajik bir çöküş, dibe vuruş ama bir yandan da utanmazca üste çıkma çabası bunlar.

TR’de kontrolü resmen de elimize aldığımız gibi, Alibaba’nın, Trendyol’un ve benzerlerinin TR’deki fişlerini hemen çekeceğiz. Sistemlerini durduracağız. Hiçbir faaliyette bulunmalarına izin vermeyeceğiz. Yüzlerce soruşturmayı eş zamanlı olarak başlatacağız.

Türkiye’de Çin markası cep telefonlarını ve baz istasyonlarını resmen ve hemen yasaklayacağız.

Çin’in Türkiye’de imalat yapan bütün tesislerini kapatacağız. TİKTOK’u anında yasaklayacağız ve yasağı aşarak TİKTOK kullananlara aşırı caydırıcı cezalar uygulayacağız.

Çin ile bütün diplomatik irtibatı dahi keseceğiz. Çin’e son darbeleri de vuracağız. TR’nin gerçek müttefiki olan ülkelerde de aynı uygulamaların yapılmasını sağlayacağız. Onları da ABD’nin yerine dünyanın yeni baş belası yapılmak istenen Çin’in zararlarından, dolandırıcılıklarından koruyacağız.

Bu arada, farkında mısınız, Şangay, BRICS, hepsi çöp oldu.

İstanbul hükumeti, TR’de bunların propagandasının yapılmasına bile izin vermeyeceğini ilan etmişti ve vermiyor.

Neler yapacaklardı, ne hallere düştüler. TR’de basın ve medya artık bu gibi ülkelere ve teşkilatlara rahat rahat çalışamıyor. Sözde Türk basın ve medyasında kaçan, kaçana… Korkudan ödü patlayan, patlayana…


Parayı veren düdüğü çalıyor mu? New York’ta Erdoğan’la yemek masasında fotoğrafa girmek 100 bin dolar

Gayri resmi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın New York’ta katıldığı yemeği organize eden derneğin sponsorluk tarifesi ortaya çıktı. Buna göre, 100 bin dolar ödeyenler protokol masasına oturdu, sahnede toplu fotoğraf çekimine katıldı.

TASC’ın yayınladığı broşüre göre, 100 bin dolara sunulan “Platin Sponsorluk”ta, “Cumhurbaşkanı ile toplu fotoğraf çekiminde sahneye davet edilmek; Sahnede teşekkür plaketi almak; Cumhurbaşkanlığı protokol masasından bir kişilik yer; İkinci protokol masasından iki kişilik yer; Erdoğan ve bakanlarla özel toplantıya katılım; program süresince dijital ekranlarda ön planda tutulma” gibi imkanlar sağlandı.

Ben dolandırmaya karşıyım. Ben sömürmeciliğe karşıyım. Babamın oğlu bile bunları yapsa, tepkisiz kalmam. Meydan bırakmam.

Emeğiyle, gayretiyle, hukuka uygun şekilde kazanan ise dünyalar kadar zengin olsun, hiç umursamam ve karışmam.

Etrafımda dolandırıcılar, sömürgeciler toplanmasınlar. Onlara seyyar satıcılık yapacakları bir saha bile açmam.

Ben hayatta kalacaksam, Youtube diye bir platform kalmayacak.

En iyi ihtimalle, mason ve satanist olmayan, kara paracı ve insanlığın düşmanı olmayan, insanlığın ahlakını ve dinini kasten yıkmak istemeyen, herhangi bir gizli servisin piyonu olmayan bir kişiye ‘gerçekten’ satılarak ve tamamen duruş değiştirerek, tamamen hukuka uyarak varlıkta kalabilir. Aksi halde yok olacak.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

İstanbul hükumeti Türkiye ve dünyaya yön vermeye devam ediyor


Ukrayna krizi bitirilecek

Türkiye’deki sözde sığınmacıların tamamı, sözde vatandaş denilenleri dahil, derhal gönderilecek.

ABD ve NATO üsleri TR’den derhal def edilecek.

Süleymanlılar cemaati başta olmak üzere, bütün cemaatlere, hukukun gereği olan ve çok gecikmiş olan operasyonlar yapılacak.

Suriye krizi bitirilecek.

Irak’ın kuzeyinde terör ve bölücülük tamamen imha edilecek. Oradaki sözde bölgesel idare dağıtılacak.

Yunanistan’da, Yunanların sözde ordusunun haricinde, herhangi başka bir ordunun ya da askeri ittifakın tek bir mermisi bile kalmayacak. Tek bir eri/askeri bile kalmayacak.

Ege adalarımız tekrar iade edilecek ve herkes bu hakkımızı tanıyacak.

Kıbrıs adasının tamamı Türkiye’nin topraklarıdır. Kıbrıs tek parçadır ve bölünemez. Kıbrıs yeniden şekillendirilecek, dengelenecek. Orada hiçbir yabancı/işgalci ülke gücü bulunmayacak. İngiltere ve İsrail Kıbrıs’tan uzak duracak. Kıbrıs’ın TR’ye ait olduğu bütün taraflarca tanınacak.

Türkiye’nin tamamında bütün organ işleri, insan kaçakçılığı işleri, zorla fuhuş işleri tamamen ve derhal durdurulacak.

Adnan Oktar suç örgütüne gerçekten operasyon yapılacak, gerçekten yargılanacaklar, gerçekten cezalandırılacaklar, gerçekten çökertilecekler.

Hala basında, medyada, sosyal medyada, sanayide, adliyelerde, resmi kurumlarda binlerce Adnan Oktar suç örgütü üyesi var.

Türkiye NATO’dan, G20’den ve benzeri bütün teşkilatlardan resmen ve derhal çıkacak. Türkiye Muktedirler İttifakını resmen ilan edecek ve ittifakın kurucu üyesi olacak.

Azerbaycan ile Türkiyenin bütün diplomatik teması tamamen kesilecek. Fahri konsolos bile bulunmayacak. Asla iki ülke arasında bir liralık alış veriş bile yapılmayacak.

Bulgaristan ile, Macaristan ile, Sırbistan ile, Rusya ile Türkiyenin bütün diplomatik temaları tamamen kesilecek. Fahri konsolos bile bulunmayacak. Asla iki ülke arasında bir liralık alış veriş bile yapılmayacak.

Türkiye’de FETÖ’ye gerçekten operasyonlar yapılacak. FETÖ gerçekten çökertilecek ki zaten cemaatlerin içi FETÖ’cülerle dolu. Adnan Oktar suç örgütünden PKK’ye kadar her türlü pislik yuvası ile de kaynaşmış vaziyetteler.

Türkiye derhal gerçek bir hukuk devleti olacak.

Türkiye’de bir tek Ukraynalı ve Rus turist bile kalmayacak. Burayı da lanetli bir yere dönüştürmelerine meydan verilmeyecek.

Para vermiş, mülk satın almış ve sonra vatandaş olmuş gibi görünenler bile def edilecekler. Gitmeyenler yaka paça atılacaklar.

Karma eğitim derhal kaldırılacak. Üniversite olduklarına dair tabela asmış, öğrenci toplayan ama dolandırıcıdan başka bir şey olmayan onlarca sözde üniversite derhal kapatılacak. Bu güne kadar verdikleri sözde diplomaların tamamı iptal edilecek, hükümsüz sayılacak. Her işte dürüstlük, doğruluk ve hukuk üstün olacak.

Türkiye, bir ay içinde toplamda trilyonlarca dolar yatırım yapacak olan gerçek yatırımcıların “Bu kadarını hayal bile etmiyordum” diyeceği kadar güvenilir bir hukuk devletine derhal dönüştürülecek.

Ekran fahişelerinin tamamı toplanıp alınacak. Bir daha güneşi görmeyecekler. Yayıncılık imkanlarının çökertici bir silah gibi kullanılmasına asla meydan verilmeyecek.

Ekranlardaki sahte hocaların tamamı toplanıp alınacak, bir daha güneşi görmeyecekler. Onlar üzerinden, milleti ayakta tutan gerçek dini değerlere sinsice saldırılmasına artık meydan bırakılmayacak.

Türkiye’de gerçekten milli güvenlik olacak.

TİKTOK derhal yasaklanacak.

20 milyon sözde sığınmacıyı derhal sınır dışı ederek konut sorununu çözmek, fahiş kiraları düşürmek ve patlama seviyesine gelinmiş türlü sorunları da çözmek yerine…

“Konut sorununu çözmek için hazine arazilerini imara açacağız” diyebilen gizli Ermeni, gizli Yahudi, mason sözde yetkililerin tamamı derhal yüce urgana sevk edilecek. (Yağlı olması tercihli olacak)

Bunların leşlerinin hazine arazilerine gömülmelerine bile meydan bırakılmayacak.

Hala, hala, hala Türkiye’yi peşkeş çekmek isteyen bu piç kurularının gerekiyorsa soyları bile kurutulacak.

Akşamları aç yatan milyonlarca Türk çocuğunun hesabı sorulacak. Onları aç yatırırken istilacıları onların hakkı olan paralarla doyuranlar yüce urgana sevk edilecek. (Yağlı olması tercihli olacak)

Mısır ile Türkiyenin bütün diplomatik teması tamamen kesilecek. Fahri konsolos bile bulunmayacak. Asla iki ülke arasında bir liralık alış veriş bile yapılmayacak.

Rusya’nın peşinde koşan Afrika ülkeleri ile Türkiye’nin arası açılacak. Türkiye onları muhatap dahi almayacak. Türkiye öncülüğünde tesis edilen yeni dünyada onların yeri olmayacak.

Ben laf olsun diye yayın yapmadım, yapmıyorum. Gayet ciddiyim. Bunlar bir şey değil, çok çok daha fazlası kısa sürede yaşanacak. Türkiye değişirken dünyayı da değiştirecek.

Rusya Federasyonu bünyesinde bulunan cumhuriyetler arasından, Türkiye’ye dahil olmayı tercih edenlerin, nüfusun genelinde ciddi genetik sorunlar ve başta da Çingenelik bulunmayanları, hangi dinden olurlarsa olsunlar kabul edilecekler. Türkiye toprağı olacaklar.

Müslüman bilinen ama ileri seviyede genetik kod sorunları toplumlarının genelinde görülen Pakistanla, Bangladeşle, Afganistanla, Endonezya ile, Malezya ile Türkiye’nin dostluğu ve ortaklığı olmayacak.

Brunei’deki sözde kraliyetin çökertilmesi ve o kartın Ankebut Ağından alınması için Türkiye üzerine düşen her şeyi yapacak. Yanlış safta duran herkes, hatasının bedelini ödeyecek.

Dünyanın baş belalarından biri olan Shell, Brunei üzerinden de çökertilecek.

ABD’den çıkın. Hiç olmadığı kadar riskli…

Dünyanın herhangi bir yerinde hala bana kızabilen siyasetçi, asker, iş adamı birilerine denk gelirseniz “Çöp bunlar, çöp. Bu kadar mı kafasız olunur. Hala mı bu kadar cahil kalınır.” deyip sakince, göze batmadan uzaklaşın. Sakın bir şeyler anlatmaya, ispat etmeye çabalamayın ve onları akl-ı selime davet etmeyin.

Onların cahilliği, kafasızlığı, hırsları, ahmaklığı, şeytanlığı, öfkesi, kini gözlerini kör etmemiş. Onlar hepinizi daha da büyük sorunlara hatta felaketlere sürükler. Onlar ayar almazlar. Onlar aşırı vasıfsız kişiler. Bir şekilde bir yerlere getirilmiş olmaları sizi aldatmasın. Gerçekçilikten ayrılmayın.

Türkiye’de “Yüce Divan” denilen bir müessese gerçekte yok. Sorunları Yüce Urgan ile çözeceğiz.

Putin mi? O kim, kaldı mı öyle birisi? En son ayağımın altında görmüştüm onu… Beni ayağının altına almaya çalışırken ayağımın altında kalmıştı. Piyonları da öyle…

Türkiye ile Belarus denilen suni devlet arasındaki bütün diplomatik temaslar kesilecek. Lukaşenko denilen kara paracı pislik herif ve çetesi devrilirse, diplomatik temas yeniden sağlanacak.

Onun üzerinden Türkiye ile Belarus arasında kurulan kara paracılık ağları da tamamen çökertilecek.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

G20’nin adını değiştirdim, R20 yaptım

Çok da yakıştı.

Ne demek diye soranlar olursa, “R yapan yani geri vitese takan 20 ülkenin üye olduğu teşkilat” dersiniz.

Teyakkuz halinden taviz verilmeyecek. Henüz hangi yöne akış olacağı netleşmiş değil. Karşımızdakilere bakacağız, hala ayar almayacaklarsa, ne gerekiyorsa onu yapacağız.

Hala Türkiye’de ve çevrede (hususiyle Irak’ta, Suriye’de ve Yunanistan’da) ABD üsleri, askeri yığınakları, askeri unsurları kalacaksa…

Hala Türkiye’de NATO üsleri kalacaksa…

Hala Türkiye’de sözde sığınmacı denilen o istilacılar kalacaksa…

Güya vatandaş yapılmış olanları bile burada tutulacaksa…

Yapmamız gerekenleri yapacağız. Bu işi gürültülü şekilde ve kısa yoldan bitirmeyi tercih edeceğiz. Bunun için bu bölgeyi de bu dünyayı da yakacağız. Onlarca hükumeti peş peşe devirecek ve kesinlikle bizim tam kontrolümüzde de olmayacak o süreci başlatacağız.

Ayar alacaklarsa, sakinleşeceğiz ve biraz daha zamana yayarak bu işi bitireceğiz, sonuca ulaşacağız.

Beni kimsenin R’leri ilgilendirmiyor. İzlemekten keyif de almıyorum. Blinken üzerinden ABD’nin yaptığı sert R de hiç seyir zevki vermedi. Ben kimin aslında ne halde olduğunu zaten biliyorum. Bu hale düşeceklerini de başından beri biliyordum.

Düşmanlarının sefil hale düşmesinden keyif alacak kadar düşük karakterli biri de değilim. Kimsenin açıklamaları, doğrudan söyledikleri ve satır aralarında söyledikleri de beni ilgilendirmiyor.

Ben icraata bakarım. Ya istediğim icraatlar olur ya da bütün dünyayı yakarım. Yakabileceğimi de biliyorum.

Önümüzdeki iki yoldan hangisine gidileceğini de nereye çıkılacağına da biliyorum.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

NATO ile Rusya arasındaki danışıklı dövüşler dünya insanlığını tehdit ediyor

İstanbul hükumeti:

NATO ile Rusya Federasyonu arasındaki danışıklı dövüşler, dünyanın pek çok bölgesinde ileri seviyede sorunlara neden oluyor. Otorite boşluğu sorunlarına… Can, mal, ırz emniyetinin ortadan kalkmasına… İnsanların fert fert ya da grup grup ölmesine, on milyonlarca insanın mülteci haline düşmesine ve/veya zulüm altında inlemesine, acı hallerde ölmesine sebep oluyor.

Batı/NATO çetesi ile Rusya arasında kara paraya, sömürmeye dayalı danışıklı dövüşler dünya insanlığını tehdit ediyor. Dünya barışını ve istikrarını tehdit ediyor. Suriye, Irak, Ukrayna ve Afrika ülkeleri başta olmak üzere, dünya genelinde Batı/NATO çetesi ile Rusya arasındaki ve Batı/NATO çetesi ile Çin arasındaki danışıklı dövüşlere, saymakla bitmez vahim suçlara derhal son verilmeli.

Bunca sorunlu bölge yetmezmiş gibi, danışıklı dövüşlerin taraflarının bir de Azerbaycan ile Ermenistan bölgesinde kan dökmesine, orada da danışıklı dövüşmelerine, orada da otorite boşlukları oluşturmalarına, orada da kara para işleri yapmalarına izin verilmeyecek.

Akademi Dergisi:
İstanbul hükumeti:

Son süreçte Ermenistan ile Rusya arasında yaşanan gerilmenin, restleşmenin tamamına yakını danışıklı dövüşten, tiyatrodan ibaret. ABD ve Fransa tarafları başta olmak üzere, batılı taraflar ile Rusya arasında Ermenistan üzerinden bir kuvvet/nüfuz mücadelesi yaşanıyormuş görüntüsü de basit bir tiyatrodan ibaret. Bu mücadelenin tamamına yakını da danışıklı bir mücadele.

Fransa/Macron, Rusya’nın daha doğrusu Rusya’nın başındaki batı yanlısı hain idari kadronun en sıkı müttefiklerinden biri… Scholz da gerçekten Rusya karşıtı bir lider değil. Dünya genelinde, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sözde savaş ihtimaline bu kadar sessiz ve tepkisiz kalınması da baştan ayarlanmış/çalışılmış bir projenin gereği…

Dünya insanlığı ahmak yerine konuluyor ve yine o bilinen ülkeler ve ittifaklar, dünyanın bir bölgesinde daha kanla, vahşetle elde edilecek kara paralar peşinde koşuyor.

Rusya da Ermenistan da Azerbaycan da hatta İran da Batı/NATO çetesi ile büyük oranda danışıklı dövüşerek yol alıyor. Yine İsrail ve İngiltere bu işte de çıbanbaşı olarak sevk ve idare işini yapıyor. Zaten vaziyet/dengeler gerçekte böyle olduğu için Ukrayna meselesi de bir türlü sonlanmıyor.

Netanyahu, Rishi Sunak, Kral Charles, Bidon, Putin, Şi gibi karakterler derhal milletler arası meşru bir mahkemede savaş, terör, katliam, soykırım, insanlığa karşı işlenmiş suçlar başta olmak üzere, onlarca ceza maddesi kapsamında yargılanmalılar. Bunların yargılanmasının hemen ardından Aliyev, Paşinyan, Macron, Reisi, Tayyip, Hakan Fidan, Abdullah Gül, Esed ve benzeri piyonlar da yargılanmalılar. Bu kara paracı, vahşi, gayr-i meşru liderlerin emirlerine itaat eden orduların genelkurmay kademeleri ile devlet kurumlarının üst idarecileri de aynı mahkemelerde yargılanmalılar.

Bu gezegen, üç beş tane mason ve satanist caninin, İblis’e tapınan ve kendilerini İblis’in öz evladı gören Çingenelerin, keyfilerine göre danışıklı harpler çıkartacakları, kan dökecekleri, vahşet sergileyecekleri, kara para işleri çevirecekleri, bebekleri ve çocukları bile kaçıracakları, cephedeki askerlerin bile organlarını çalacakları bir gezegen değildir.

Dünyanın bütün tarafları, insanlık düşmanlarından oluşan bu satanist teşkilata yani Ankebut Ağına karşı artık açıkça İstanbul’un yanında durmalıdır.

Muktedirler İttifakı, dini ve ırkı ne olursa olsun, asgari insani hassasiyetlere/kaidelere riayet edebilen, dünya huzur ve emniyet içinde yaşamak isteyen bütün ülkelere ve milletlere açık bir teşkilattır.

Rusya Federasyonu, en başından beri Ukrayna cephesinde bilerek askeri kayıplar veriyor. Rusya vatandaşı olan askerlerden sonra, Rusya vatandaşı olmayan kişiler bile Rusya ordusunda asker yapılıyor. Hatta son zamanlarda sığınmacılar da zorla asker yapılıyor. Ta Küba’da bile insanlar, paralı asker yapılacakları vaatleriyle kandırılıyor, Rusya’ya kaçırılıyor ve sonra güya Rusya askeri yapılarak kısa sürede öldürülüyor ve organları çalınıyor.

Bu, dünya genelindeki organ kaçakçılığı ağınıın çökmesine mani olmak için yapılıyor. Rusya askeri olarak cepheye gönderilmiş yüz binle kişi kasten ölüme sürüklendi ve organları çalındı. Hala bu vahşi, insanlık dışı, akıl almaz faaliyet devam ediyor.

Ukrayna tarafı da bu işte Rusya tarafıyla başından beri danışıklı dövüşüyor. Ukrayna askerlerinin arasından sayısı hiçbir zaman kesin şekilde tespit edilemeyecek kadar kişi de organları için öldürüldü ve parçalandı.

ABD, İngiltere, Çin, Japonya, Güney Kore, Arap ülkeleri denilen ülkeler, hain Ankara hükumeti, Yunanistan dahil bütün AB ülkeleri, NATO teşkilatı, hepsi bu insan ve organ kaçakçılığı işinin içinde… Ermenistan ve Azerbaycan da öyle ve bu iki ülkenin gayr-i meşru idarecileri, arka plandan gayet iyi geçinir ve organize kara para işleri yapar halde…

İstanbul, dünya genelinde insan ve organ kaçakçılığı işlerini büyük oranda kestikçe, iyice zorlaştırdıkça, son çarelerden biri olarak Ukrayna meselesi çıkartıldı. Ukrayna ve Rusya’nın kendi evlatları bile bu sisteme kurban edilmeye başladı. Ayrıca Ukraynalı kadınların, genç kızların, genç erkeklerin, çocukların ve bebeklerin toplamda yüz binlerceyi bulan kişilerin de kaçırılması sağlandı. Bunların yüz binlercesi şu anda kesinlikle hayatta değil. Bazıları tecavüzcü, işkencesi, sadist, LGBT’ci cinsi sapıklara satıldılar. Bazıları fuhuş mafyalarına satıldılar. Bazıları satanist ayinler yapanlara satıldılar. Bazıları organ mafyalarına satıldılar. Hepsi de bir şekilde nakite çevrildi, çevriliyor. Bu sistem hala devam ettirilmek isteniyor.

Bu nedenle “Tahıl Koridoru” adı verilen kaçakçılık hattı yeniden aktif hale getirilmek isteniyor. Bu çerçevede, birbirlerine güya düşman olan taraflar, hiç sorun yaşamadan organize olabiliyorlar ve aynı yöne ilerlemek istiyorlar. İstanbul hükumeti dengelere müdahale ettikçe sinirleniyorlar ve Türkiye’nin etrafını askeri unsurlarıyla kuşatma tehditleri bile oluşturuyorlar.

Sadece ABD, NATO, AB gibi ülkeler ve teşkilatlar değil, BM teşkilatı bile, G20 teşkilatı bile bu vahşi işleri yeniden artırmak için verilen hukuk dışı mücadeleye alet ediliyor. Bütün bu vahşilikler, ihanetler, sadistlikler, aldatıcılıklar hep mason tarikatı üzerinden organize olunarak icra ediliyor.

İşte İstanbul, sadece Türkiye halkı için değil, bütün dünya halkları için bu asil mücadeleyi veriyor. Ve şimdi, bütün dünya halklarını, işaret verildiğinde ayağa kalkmaya hazır olmaları hususunda son bir defa uyarıyor.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Birazdan kudurur deniz


En doğusundan en batısına kadar, Türkiyenin bütün güney hattını sağlam tutacağız.

Amma uzattınız. Yemişim sizin Tahıl Koridoru dediğiniz kara para koridorunu da üç beş tane Çingene adamınızı da ABD silahlı unsurlarını da Londranızı da Irak ile Suriye’nin kuzeyinde beslediğiniz ve kullandığınız terörist unsurlarınızı da…

Gına geldi artık. Haydi kaldırın hemen ayağa, haydi çatışalım. Alın silahları…

Kıyamet kopacak olsa bile kara paraya açılmayacak bu boğazlar, o kanallar… O hava limanları ve sivil yolcu uçakları…

Füzeleriniz mi var, atomlarınız mı var, ordularınız mı var, terörist sürüleriniz mi var, neyiniz varsa, bırakın lak lakı, inin meydana…

Pislik herifler, sizin gürültünüzü mü çekeceğiz her gün, her gece? Sığınmacı dediğiniz öncü işgal birliklerini de bırakmayacağız bu topraklarda. Kaç tane uçak geminiz varsa, hemen vaziyet alsınlar. Siz inemiyorsanız bile biz iniyoruz sahaya…

TR’nin bütün güney hattı boyunca karadan, denizden ve havadan saldırıya uğraması ihtimaline karşı alarm haline geçilecek. Derhal…

TR’nin güney hattında bir ya da peş peşe birkaç deprem olursa ve TR’nin her hangi bir yerinden her hangi bir kişi (Tayyip bile olsa, Genel kurmay başkanı bile olsa) “NATO” derse, “milletler arası yardım” derse, tereddüt edilmeden kafalarına sıkılacak.

Bu ülkede akılların almayacağı afetler bile yaşanacak olsa, bir günde kırk milyon kişi ölecek bile olsa, hiç kimse NATO da demeyecek, milletler arası yardım da demeyecek.

Sadece eceline susamış olanlar diyecek. Onlara da hemen gerekenler yapılacak.

Güney hattımız boyunca, selefi/vehhabi sapıklara göz açtırılmayacak. Hareket sahası bırakılmayacak.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya