Etiket arşivi: Yahudiler

Filistin, dünyanın en karanlık enerjili yerlerinden bir yer

Kendini Filistinli Müslüman, İsrailli Yahudi olarak görenlerin neredeyse tamamı, Çingene kökenli kişiler.

Afrikadan ya da dünyanın başka başka yerlerinden “Siz aslında Yahudisiniz” denilerek bölgeye getirilen kişilerin de büyük çoğunluğu aslında Çingene kökenli kişiler.

Orada, Filistin ve İsrail denilen bölgede yer, üstünü altına almayı çok istiyor. Böyle giderse alacağı da anlaşılıyor. Onların sebebi de pek çok mukaddes mekanın da yerin dibine geçeceği anlaşılıyor.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Şu rüyanın son kısmı yaşanıyor

Şu rüyanın son kısmı yaşanıyor

Rüyanın bozulma ihtimali hala var ama çok düşük bir ihtimal. Yine de ben, her şey yaşanana kadar tam olarak tabir etmeyeceğim ama şimdilik biraz tabir edeceğim.

Rüya Putin’in devrileceğini haber veren rüyalardan biriydi.

Yayın şurada: https://mfs.tv/2022/02/23/goge-merdiven-dayayan-akrobat/

Yol ve yolda yürümem: verdiğim mücadele, varmak istediğim bir hedefimin olması, bir menzilin olması ve devam eden yani yaşanmakta olan süreç…

Kavşak, bir yol ayrılığına gelmek. Pek çok yönden birini tercih etmek. Yoluma kimle ya da kimlerle devam edeceğime karar verme kısmı. Burası çoktan yaşandı ve rüyada görüldüğü gibi ben geri göndüm. Karşıya da geçmedim, sağa ya da sola da dönmedim ve gitmedim.

Bunun gerçek hayattaki karşılığı şu: Yoluma batı/NATO çetesi ile de devam etmedim, Rusya ya da Çin ile de devam etmedim. Kendi yolumu çizdim, bana uyanlarla birlikte yoluma baktım. Gerçek hayatta hala bu duruştayım.

Yolun sağında, maden kamyonu gibi kocaman bir kamyon var. O kamyon gerçek hayatta ABD… ABD’nin bana inat olarak yapmak isteyeceği hamlelerdi. Bu kısımların da neredeyse tamamı yaşandı.

Rüyada koca kamyonu dikkatle izliyorum, takip ediyorum. Şartlarına bakıyorum. Bunu gerçek hayatta da yaptım ve ABD’nin hareket sahasını çok daralttım. Rüya zaten bunu haber vermişti. Şimdi kamyonun yani ABD’nin, her şeye rağmen oradan dönüp kurtulabileceğini, hareket edebileceğini göstermek isteyeceği zamandayız. Şu anda gerçek hayatta zaten bu inatlaşma var. Yol bitmiş, o koca kamyon işe yaramaz metal yığını gibi orada sıkışmış. Dönebileceği alan yok. Bu işleri buradan sonra düzeltemez ama ille de düzeltmeye çalışıyor. Rüyada saniyeler içinde kamyon devriliyor. Yani gerçek hayatta da kısacık süre içinde ABD’de Biden ve Kamala çetesi devriliyor, üstelik bu güne kadar bana inat olarak öteledikleri, gizledikleri acınası halleri, devasa krizleri bir anda patlak veriyor. Kamyonun saniyeler içinde ve daracık alanda ters dönmesi bu manaya geliyor.

Kamyon devrilince meydanda görünen ve benim oradan uzaklaşmamı isteyen kişi, ABD’de sözü geçen bir siyasetçi…

Karşıdaki dağ Rusya… Tepesindeki kaya Putin ve çetesi/hükumeti… Kamyonun yani ABD’nin devrilmesi, krize açıkça girmesi, Rusya’ya da son darbem oluyor. Putin de hükumeti de etrafını sarmış olan Yahudi ve satanist kara paracılar da sözde iş adamları da topluca devriliyorlar. Rusya paramparça olmaya başlıyor.

O Yahudi hahamları bunları anladıklarından Rusya’daki Yahudilere “Acilen Rusya’dan çıkın” dediler.

Hep tekrarla söyledim. Şu Türkiye’deki AKPKK’yi, Bohçalıyı, Soysuzu, kara paracı holdingleri, kripto hainleri harcamak mesele bile değil… Öncelikle dünyanın şartlarını buna ayarlamak gerekiyordu. Bunca senedir bunun için çok zorlanarak sabır ettiğim, kısa sürede ezip geçeceğim halde müdahale etmediğim kişiler, gruplar oldu. Bu güne kadar bu maksatla zaten somut deliller de paylaşmadım.

Rüyanın bu kısmı, sonuca ulaşabileceğimi, ABD’yi ve Rusya’yı peş peşe devireceğimi, ardından çok kısa süre içinde Türkiye’yi gerçek hürriyetine kavuşturabileceğimi de müjdeliyor.

Dağdan kayanın düşmesi anında bazı tehlikelere de düşeceğim anlaşılıyor. Bir insan rüyasında neden kaçıyorsa, ondan kurtulur, korunur. Hiç zarar görmeyeceğim anlaşılıyor.

Dahası, bu güne kadar ilerlediğim bazı konularda, karar değişikliğine gideceğim ve aksine işler yapacağım anlaşılıyor. Bu sırada, ABD’deki o etkili siyasetçi de bana uyacak, sürekli peşimden gelecek ve benden hiç ayrılmayacak.

Bu rüya, Suriye’den ABD ve Rus işgal güçlerini çok kısa süre içinde çıkartacağımı da müjdelemiş oluyor. Bu kısımda da o ABD’li siyasetçi, üzerine düşeni yapacak. Beni uğraştırmayacak. Böylelikle ülkesini de az zararla kurtarmış olacak.

Yine bu rüya, bir anda bir kırılma noktası olacağını, şu andaki siyasi ve maddi gücümden çok ama çok daha güçlü hale kısacık sürede geleceğimi haber veriyor.

Zaten Rusya ve ABD’nin neredeyse aynı anda devrilmeleri, açıkça çökmeleri, dünya siyasetinde istediğim şartların/dengelerin nihayet oluşmasına sebep olacağı için… Bu rüya, İran’ı, Irak’ı, Kıbrıs’ı, Ege adalarını, Yunanistan’ı ve Bulgaristan’ı, ilerleyen kısa süreç içinde peş peşe Türkiye’ye dahil edeceğimi de haber vermiş oluyor.

Rüyada asfalt görmek, güzel ve hayırlı rüyalar arasında kabul edilir. Rüyayı gören kişinin, çok çalışkan ve hırslı olduğuna, bu meziyetleri sayesinde gelecekte kendisi için çok hayırlı işler yapacağına ve zenginliğe kavuşacağına tabir edilir. Rüyayı gören kişinin bahtının ve önünün açık, hayallerine, isteklerine ve hedeflerine giden yolların da temiz olduğu anlamına gelir. Bu rüya, kişinin hayatta her alanda muvaffak olacağına delalet eder.

Rüyada Asfalt Yol Görmek

Rüyada asfalt yol görmek, rüya sahibinin hayatının yolunda, işinin gücünün de rast gideceğine işaret eder. Kişi, hiçbir işini yarım bırakmayan, aldığı sorumluluğu yerine getirme sağ duyusuna sahip olan böylece hayatında hiçbir zaman hayal kırıklığı yaşamayacak kimse olarak tasvir edilir.

Rüyada asfalt yolda yürümek, rüyayı gören kişinin düzenli ve disiplinli bir hayatı olacağına ve iş hayatındaki düzenini oturtmayı başaracağına işaret eder. Kişi, özenli ve fedakâr çalışması sayesinde gelecekte mesleğinde çok ilerleyecek demektir.

Rüyada yola asfalt dökülmesi, rüyayı gören kişinin, yatırımlarının amacına ulaşacağına, hemen olmasa bile gelecekte kendisine mutlak suretle, başarı, kazanç ve kar getireceğine işaret eder.

Rüyada göçük görmek, kısa süre önce yapılan bir hatadan ötürü işlerin sıkıntıya gireceğine, büyük bir çaba gösterilmesine rağmen sorunların sürekli artacağına, maddi durumun yakında karşılaşılacak kötü bir sürpriz yüzünden çok bozulacağına, sert bir tutum sergilenmesinden ötürü büyük bir zarara uğranılacağına, iş hayatında ortaya konan çalışmaları kıskanan rakipler ile bazen münakaşa edileceğine ve personelle ilgili istenmeyen bir durumun ortaya çıkacağına delalet eder.

Rüyada Kamyon Görmek

Rüyada kamyon görmek, kamyona binmek, kedere, üzüntüye, uzun ve zahmetli bir yolculuğa başlayacağınıza, hasretinize kavuşacağınıza ve üzücü bir haber alacağınıza işaret eder.

Kamyona binmek işlerinizin iyiye gideceğine, geçim sıkıntılarından kurtulacağınıza ya da iş yerinizdeki pozisyonunuzda biraz daha yükseleceğinize delalet eder. Ağır yüklü kamyona binmek, güzel geçecek, sonunda güzel paralar kazanacağınız, ticari amaçlı bir yolculuğa çıkacağınıza işarettir. Eğer bindiğiniz kamyonda yük yoksa sonunda eli boş döneceğiniz hatta zarar edeceğiniz ticari bir yolculuğa işarettir.

Rüyadaki her şeyin iki tabiri var. Birincisi benim için yapılacak tabiri… İkincisi ise düşmanlarım için yapılacak tabiri… Burada kamyon, ABD tarafı için yolun sonu ve büyük iflas demek iken benim için tam tersine çok büyük maddi ve siyasi kazanç demek.

Rüyada dağ görmek çok hayırlı bir rüyadır. Rüyada dağ gören kişi ülke yönetiminde söz hakkı bulunan üstün yetkilerle donatılır, işinde bulunabilecek en üst mevkie erişir, toplum içinde otorite, söz ve saygınlık sahibi olur. Rüyada bir dağın zirvesinde Allah’a el açıp ona şükreden kişi hayatı boyunca adaletli ve vicdanlı bir kişi olacak demektir.

Eğer bir kimse rüyasında bir dağın yamacında dini vecibesini yerine getiriyorsa devletin üst kademelerinde resmi bir görevde, geniş yetkilerle bir memurluk işine atanır. Bir kişi eğer rüyasında dağdan indiğini görürse maddi zarara ve kayıplara uğrar. Bir kişi dağda rampa bir yoldan çıktığını görürse bu onun yaşayacağı vicdan azabına delalet eder.

Rüyada dağdan yuvarlanmak ya da düştüğünü görmek kişinin yaptığı hatalar nedeni ile işini, kazancını ve koltuğunu kaybetmesi anlamına gelir.

Rüyada dağın yandığını görmek herkesin tanıdığı birinin öleceğine ya da ülke başkanın hezimete uğramasına delalet eder.

Rüyada kaya görmek, zor, sert ve kesin kararlı bir kimse ile tabir edilir. Rüya sahibi Nuh deyip, Peygamber demeyen kişi olarak tasvir edilir. Bir kere hayır dediği bir iş için, bütün dünya bir araya gelse onu caydıramaz ve kararından döndüremez, evet dediği işler için de aynı şey geçerlidir elbette. Rüya sahibi, sabit fikirlidir ve kendisine faydası olması konusunda azıcık şüphe duyduğu işe yanaşması mümkün değildir. Rüyada kaya görmek, aynı zamanda güç ve sağlamlık anlamına gelir. Rüya sahibinin rüyası, çelik gibi sağlam sinirleri olduğu ve kolay kolay manevi çöküntü yaşamayacağına işaret eder. Bu rüya, bir kaya kadar büyük ve sağlam mal varlığı edinmek şeklinde de tabir edilmektedir.

Rüyada Kayanın Düştüğünü Görmek

Başarıları ve iyi kalpliliği bilinen, şanlı ve şöhretli bir kişinin kaybına işaret eder. Rüya sahibinin çevresinde böyle bir kişinin kurtulamayacağı bir hastalığa yakalanmasına ve herkesi derin üzüntüye boğmasına işaret eder.

“Kısacık sürede meğer ne çok mesafe almışız, koşmuşuz. Kavşaktan ne kadar da çok uzaklaşmışız. Hayret, bu nasıl olabildi” diyorum.

Rüyamın bu kısmı, söz konusu devrilmeler peş peşe yaşandıktan sonra, peşimden gelen kişiyle birlikte kısa sürede büyük mesafe alacağımı, çok işler halledileceğini haber veriyor.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Kaçıyorlar


Moskova’nın eski baş hahamı Pinchas Goldschmidt, antisemitizmde bir artış tehdidi olduğu iddiasıyla, Rusya Yahudilerini ülkeyi terk etmeye çağırdı.

Goldschmidt, “Yahudiler, Ukrayna’daki çatışmanın yol açtığı güçlükler için günah keçisi yapılmadan önce Rusya’yı terk etmelidir” dedi.

Her şeyin farkındalar, anlattığım her hususu iyice anladılar, kendi aralarında da doğruladılar. Yaşanacaklara mani olabilecek güçleri de yok. Putin ile çetesinin ve devamında Rusya’nın çökeceğini biliyorlar. Çok büyük maddi kayıplar yaşayacaklar ama yine de çaresizler ve topluca ve acilen kaçıyorlar.

Rusya gemisini de ilk bunlar, Rusya’yı Londra’nın ve Deccal’ın maşası yapan şu Yahudiler terk ediyorlar.

Bundan sonra Rusya-Ukrayna danışıklı dövüşünü devam ettiremeyeceklerini, bu vesileyle kara ve kanlı paralar elde edemeyeceklerini de biliyorlar. Maşaları olan Putin devrilince, Rus halkının ne hale düşeceğini de biliyorlar. Rusya’da aslında neler döndüğünün meydana çıkacağını ve Rus halkının şu gibi Yahudileri elleri ile parçalayacağını da biliyorlar.

Deccal’ın piyonları olan Yahudiler, dünyanın her yerindeki piyonları ile birlikte topluca çöküyorlar.

İstanbul merkezli yeni dünya düzeni iyice güçleniyor.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

..

Çaresiz hale düşmüş Ankebut Ağı

The Economist’in şu çok tartışılan kapağını yine Yahudiler hazırladılar. Bu işte hahamlar ve sonra diğer satanistler başı çektiler.

Bu kapakla pek çok mesajı bir arada verdiler, ayrıca sinsi bir oyun kurdular. Yetmeyip bu kapakla büyü de yaptılar. Hatta bu büyüleri destekleyen ayinler de yaptılar. Gördüğünüz bu kapak aslında bir çeşit büyü… Göreni, bakanı, eline alanı, üzerinde düşüneni tesir altına alıyor, şayet kişinin kanalları açıksa, cinlere ve büyülere karşı koruması yoksa…

Kapağın beyaz zemin üzerinde sadece kırmızı ve yeşil ile hazırlanmış olması da sebepsiz değil… Kırmızı ve yeşil renkler ama en çok da kırmızı renk, satanistlerin sahiplendiği ve çok sık kullandığı bir renk. Büyü daha tesirli olsun diye de dört renkli değil (renkli fotoğraflar dört renk baskı ile elde edilir.) de iki renk çalışılmış.

The Economist’in kapağı, diğer kapakları gibi kalabalık bir ekip işi… Kapağı hazırlamak için öncelikle hahamlar ve diğer satanist kişiler vazifeli olsa da son/üst makam bunlar olsa da başka başka sahalardan insanlar da var.

Ankebut Ağının dünya genelinde bir teşkilatı, bir işleyen sistemi var. Onlarca devletin kurumlarına sızmış, arka plandan devletler içinde devletler kurmuş ve hatta bunları istedikleri gibi birbirlerine bağlamış vaziyetteler. Siyasi gelişmeleri ve yakın geleceğe dair siyasi yorumları zaten iyi takip ediyorlar. Bunda sorun yaşamıyorlar.

Bu imkanın haricinde, bir de siyasi gündemi yakından takip eden, üzerinde tartışan, yorumlayan yayıncı ekibi var. Bu kişiler sık sık önde gelen siyasetçi kişilerle de paslaşıyorlar. Bu da ayrıca bir imkan oluşturuyor.

Ayrıca içlerine sızarak, gizlice, sinsice ele geçirdikleri onlarca devletin gizli servislerinin ellerindeki istihbarat bilgilerini de elde ederek kapaklar yapmakta, yayınlar yapmakta kullanıyorlar.

Bitmedi… Ayrıca cinleri de bilgi toplamakta ve bazı konuları anlayıp yorumlamakta hep kullanıyorlar. Zaten şu satanistler, kendilerini dünya insanı, Ademoğlu gibi görmüyorlar da hep cinlere benzetmek istiyorlar. Dünya düzenini de cinler alemindeki düzene/sisteme benzetmek istiyorlar.

Yine bitmedi… Bunların üstüne bir de işinde iyi olan astrologları ve de medyumları kullanıyorlar. Duru görü yapabilen medyumlarından da çok şeyler öğreniyorlar.

Bitti zan ettiyseniz, yanıldınız. Bütün bunlara rağmen en başta da Akademi Dergisi yayınlarını, yorumlarını kullanıyorlar ve son süreçte Akademi Dergisine, İstanbul’a karşı hamleler yapmaya çalışıyorlar.

Bu kapak bir yanıyla büyü maksatlı yapılmış bir kapak ama dini, siyasi, askeri, mali, tıbbi ve metafizik sahalara dair mesajlar da veren, yönlendirmeler de yapan yanı var.

Kapağın her ayrıntısında bir mesaj arayanlar, kendilerini boşuna yoruyuyorlar. Bu kapak en öncelikli olarak büyü maksadıyla yapılmış bir kapak…

Mesajlar verme kısmı, ikinci öncelikli kısmı… Zaten verebilecekleri çok mesajları da kalmadı. Bu nedenle kapağın şurasında ya da burasında görünen bazı şeylerin zahiri/siyasi mesajları pek yok ve onlar aslında büyü için oradalar.

Kapakta verilen mesajlar kısmına gelince…

Çok kafa yorulacak bir kısmı yok. Yaşayacakları felaketleri haber verdiler. O felaketleri ise İstanbul ile kendilerinin yani Ankebut Ağının çatışması sırasında yaşayacaklarını haber verdiler.

Haber vedikleri çatışma çoktan yaşanmaya başladı. Ben zaten “Aralık ayı çatışmalı geçecek” derken… Sağdaki soldaki medyumların ve astrologların çoğunun yanıldığına dikkati çekerken… “Bundan sonra mühlet ve merhamet devri bitti. Çatışmalar var” diye tekrarla yazarken… Yanında daha onlarca yayınla alakalı mesajlar verirken… Şu kapakta anlatılanları, kapak yayınlanmadan önce herkese ilan etmiş oldum.

Lakin zavallı, çaresiz hale düşmüş olan Ankebut Ağı, İstanbul’un yapacakları nedeniyle onca şeyi yaşamayacakmış da sanki kendileri kendi sistemlerini resetleyecekmiş numarası oynamaya kalktı. Bu kapaktan çok öncesinden beri, karşımızda iyice yerlere serildiklerinden beri, bu numarayı oynamaya çalışıyorlar. Tabanlarını böyle kandırıyorlar.

Karşımızda, her sahada o kadar çırpınıyorlar. Her seferinde ağır darbeler alıp yıkılıyorlar. Zararlar ediyorlar, sistemleri çöküyor ama avanak avutuyorlar. “Biz büyük resetle sistemimizi resetliyoruz” diyorlar. Bunlara uyanlar ya da kananlar da “Büyük reset yaşanıyor. Sistemi kuranlar, şimdi resetliyorlar. Küreselciler şöyle yapıyorlar, böyle yapıyorlar, şunun peşindeler.” diye palavralar anlatmış oluyorlar.

Hangi küreselciler? İstanbul küreselciler diye bir şey bırakmadı ve çoktan İstanbul merkezli bir yeni dünya düzeni kuruldu. Sadece bu, dünya insanlığına açıkça ilan edilmedi. Bu gün, İstanbul’u dikkate almadan bir adım atabilen tek bir hükumet yok.

Bu gün dünya hükumetleri arasında İstanbul’u bilmeyen, her hamlesini ve kararını yakinen takip etmeyen, uzun uzun bunları kendi ekipleri arasında değerlendirmeyen bir tek hükumet yok. Bir tek gizli servis yok. Bir tek etkili basın ve medya kuruluşu ya da büyük şirket, büyük banka yok.

“ABD başkanının attığı tweeti değil de benim paylaşımımı herkes dikkate alacak” demiştim bu sürecin başında… Mütevazı olmuşum, ortada bir ABD başkanı bile kalmayacakmış. Bu kısımların detayına girmiyorum, dünyadan herkes takip ediyor, sahayı da görüyor ve zaten biliyor.

Bu kapak, Ankebut Ağının tam kadro halinde hareket ederek, çok büyük ihtimalle de o maşa Rusya’yı öne çekerek, İstanbul’a son bir saldırı yapacağını… Ya da korkudan saldıramayacak olsa bile İstanbul’dan aldığı darbelerle yine aynı sonuçlara çıkacaklarını, yine aynı sorunları yaşayacaklarını haber veriyor.

Aynı zamanda bu kapak, dünyada açlık, hastalık, enerji sorunları, halk isyanları yaşanacağını… Bunun devamında sanki teknolojide geri gidilmiş gibi bir hava oluşacağını… Enerjisiz kalmış araçların ve cihazların çalışmayacağını… Toplu ölümlerin olacağını… Nükleer savaş tehditleri yaşanacağını ama aslında metafizikle sebep olunmuş çok büyük yıkımlar görüleceğini v.s. haber veriyor.

Yani aylardır hatta bir kısmını yıllardır Akademi Dergisinde haber verdiğim, “Dikkat edin. Aldanmayın, tedbirler alın. Gayrete gelin, iyi şeyler yapın” dediğim şeylerin mesajlarını yeniden ve topluca vermişler. Çünkü onların çoğunun peş peşe yaşanacağı bir kısa sürece girdik.

Mühim olan şu ki bütün bunları kendilerince kutsal olan kase, kutsal sayılan hayat ağacı, Yahudilerin yedi ve dokuz kollu şamdanları eşliğinde vermişler. Yani, baştan dediğim gibi, bunları sanki istemeye istemeye yaşamayacaklar da bunlara sanki İstanbul ve hakiki müttefikleri sebep olmayacaklar ve Ankebut Ağına bağlı ülkeleri yerlere sermeyecekler de kendileri sistemi güya resetledikleri için bunlar yaşanacak.

Hatta kapağa bakan, bunları kendileri yaşamayacak da doğu alemi yaşayacak zan eder.

Her zamanki gibi şeytanca, satanistçe işler şunlar. Bir şey yok şu The Economist’in kapaklarında. Her seferinde bu gibi kapakları alet ederek dünyada kaç milleti oyalıyorlar, kandırıyorlar, korkutuyorlar, yönlendiriyorlar. Sanal bir korku imparatorluğu kuruyorlar. Oysa insanların çoğunun korkar olduğu o Ankebut Ağı mensupları, o küreselciler denilen zavallılar aslında korkudan titriyorlar, acizlikten hamle yapamıyorlar.

İşin içine bu kadar büyücü haham… Bu kadar gizli servis… Bu kadar şeytanlaşmış, satanisleşmiş ve mason gazeteci… Bu kadar cin, bu kadar medyum, bu kadar büyücü, bu kadar astrolog girip de kapak yapılırsa, işte bu kadar sinsice yapılır.

The Simpsons mıdır nedir, o sözde çizgi/animasyon filmi de işte bunlar hazırlıyorlar. Aynı maksatlarla hazırlayıp yayınlıyorlar. En öncelikli maksatları sanal bir korku imparatorluğu oluşturmak, bütün insanlığı kendilerinden korkar hale getirmek ve onları istedikleri gibi yönlendirmek.

Bütün bu sistemin mensuplarının, milletler arası bir üst mahkeme tarafından şeffafça yargılanıp idam edilmeleri gerekiyor. Bunlar, organize şekilde insanlığı felaketlerden felaketlere sürüklemek istiyorlar. Her türlü kandırıyorlar ve yanlışları doğru gibi göstererek zararlar veriyorlar. İnsanlığa karşı suçlar da işliyorlar. Sonra malum basın, medya ve sosyal medya kuruluşları kendilerinin kontrolünde olduğu için, şu rezilllikler, şu saldırılar, şu tuzaklar sanki itibar edilesi şeyler gibi insanlığa sunuluyorlar.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Azerbaycan ya batacak ya çıkacak

Rusya’nın idaresini elinde tutan malum çete, AB ile de danışıklı dövüşüyor. Oyunlar içinde oyunlar kurmaya çalışıyorlar. Çok geniş meseleler var, yazarak detaylı anlatmak mümkün değil ve herkese açık şekilde yazmak doğru da değil ama özetle şu hususlar bilinmeli.

Türkiye’nin Yunanistan’a girmesini de istiyorlar. Irak’a girmesini de istiyorlar. Azerbaycan’ın Ermenistan’a girmesini de istiyorlar. Lakin söz konusu hamlelerin ve daha fazlasının, Türkiye’nin yararına, Azerbaycan’ın yararına imiş gibi görünmesini sağlayıp arka plandan tamamen kendilerine yarayan işler olmasını istiyorlar. İşte yaşanmakta olan sürecin temel sorun olarak görülecek kısmı tam da burası…

Ben ilk defa “Türkiye, sorunları, sorunun merkezi olan yerlerde çözecek. Türkiye’nin siyaseti değişecek.” dediğimde, buna karşılık verecek, mani olacak güçleri zaten kalmamıştı. Bu çıkışımı büyük fırsat olarak değerlendirdiler, her şey çantada keklik zan ettiler. Her biri başka ülkenin idaresini hukuksuz şekilde ele geçirmiş olan ve çeteleriyle birlikte kara para işleri yapan kuş beyinli malum kişiler, Londra’ya tasmaları ile bağlı kişiler, üç beş göz alıcı hareket, açıklama, danışıklı restleşme, üç beş oyalayıcı orta oyunu ile Türkiye ve dünya siyasetine yön vereceklerini zan ettiler.

O günden bu yana ortam gergin, hareketli ve kontrolü zor bir vaziyette. Bir yığın ahmak, hayal alemlerinde yaşayarak, her meselede ahmakça kararlar aldılar, alıyorlar ve ortalığı karıştırıyorlar. Her seferinde rezil de oluyorlar ama bir türlü akıllanmıyorlar. Şimdi Azerbaycan meselesinde de farklı planları var. Bütün tuzakların uygulanması kısmında Tayyip ve çetesi de zaten emirlerine amade haldeler.

Tayyiple de araları iyi olan Aliyev ve karısı, zaten en baştan beri İngiltere/Londra’ya çalışıyorlar. Hepsini bir merkez yönlendiriyor. Bu ahmakça oyunları da ya Londra kuruyor ya da Londra son onayı veriyor.

Ukrayna’yı kara para kaynağına çevirmek istemezlerdi. Onca Müslüman coğrafyası varken, kendilerini batılı/hristiyan gören ama insanlıktan bile çıkmış olan, ahlaksızlığı ve dinsizliği arşa varmış olan Ukrayna halkını malzeme yapmak istemezlerdi. Lakin İstanbul karşısında o kadar büyük kaybettiler, o kadar parasız kaldılar ve uç sınırlara geldiler ki mecburen Ukrayna’yı da nakite çevirdiler, çeviriyorlar. Bunun için hala danışıklı dövüşüyorlar. “Özel askeri operasyon”muş… Ahmak bile inanmaz şu tabire, şu tabir üzerinden dönen dolaplara… Oraya asker diye gönderilenler de büyük çoğunlukla Türk/Müslüman kökenli ve yeterince eğitim, silah, teçhizat verilmemiş olan Rusya Federasyonu askerleri… Onları bile bile ölüme gönderiyorlar, Ukraynalıları gönderdikleri gibi… Onların bile organlarını nakite çevirme fırsatı bulurlarsa çeviriyorlar. Ukrayna’dan dışarı milyonlarca sivil çıktı ve en başından itibaren yüksek sayıda Ukrayna vatandaşı, gittikleri batı ülkelerinde fuhuş ya da organ mafyalarına kurban oldular, oluyorlar. Yine de kan emerek beslenen ve varlıkta kalabilen batılı onlarca ülkeyi ve İsrail’i ayakta tutabilmek için daha fazla kara paraya ihtiyaçları var.

Şimdi Suriye’de, Libya’da, Afrikanın farklı farklı yerlerinde de planlarını, danışıklı dövüşlerini, kara para işlerini İstanbul bozuyor, bozacak. Bunun çok yakında olacağını hem akıl, mantık, olayların akışı, sahanın vaziyeti gösteriyor hem de yapabildikleri kadar metafizikle bakıp görüyorlar. Önlerinde çok çok kötü zamanların olduğunu biliyorlar. On milyondan fazla sözde mültecinin Türkiye dışına çıkartılacağını biliyorlar. Suriye’ye yeniden devlet otoritesinin hakim olacağını biliyorlar. Sadece Suriye’de danışıklı olarak çatıştırdıkları onlarca terör örgütleri var ve bunların da yok olacağını biliyorlar. Tekrara gerek yok, her yerde kaybedeceklerini, kara paralarının kesileceğini biliyorlar. İstanbul’u da yok edemeyeceklerini, durduramayacaklarını biliyorlar. Ayrıca parasız alacakları aslında çalacakları bol miktarda gaza, petrole, madenlere de ihtiyaçları var.

Bu nedenle daha başka yerler de karıştırılmalı. Bu maksatla da Azerbaycan-Ermenistan krizini kullanmak, bu hususta da danışıklı dövüşmek istiyorlar. Azerbaycan’da da Adnan Oktar organize suç, terör ve ihanet örgütünün çok ağırlığı, geniş bir sistemi var. Orada da kedicikler var. Orada da devlet içinde devlet sistemi var. Orada da Aliyev’lerden aşağı doğru devletin yetkilileri arasında çok sayıda kişi “sistem”e dahil edilmiş vaziyette. Orada da bağımsız mahkemeler, emniyet teşkilatı ve ordu yok. Azerbaycanın da her yerinde “sızma” var.

Azerbaycan da tıpkı Türkiye gibi kara para cumhuriyetine çoktan dönüştürüldü. Azerbaycan üzerinden kaçırılan insanların, kadınların, çocukların, bebeklerin, organların haddi hesabı yok. Aliyev’in, kara paracı Yahudi Zelenski ile sıkı dostluğunun “kara para” ve “Londra merkezine bağlı olmak”tan başka anlaşılabilir, dikkate alınır izahı da yok. Azerbaycan’da da Mehmet Haberal’ın kontrolünde olan ve aslında organ işine bakan hastahaneler daha doğrusu insan mezbahaları var. Orası bir yol, bir güzergah… Güya çatışan Azerbaycan ve Ermenistan yetkilileri de arka plandan sürekli paslaşıyorlar, görüşüyorlar, anlaşıyorlar.

Zengezur geçidinin bir kara para geçidi olduğunu, birbiriyle çatışmalı görünen tarafların tamamının bu geçidi açmak için ittifak halinde olduğunu, güya Türk Devletleri Teşkilatı’nın da bu işlerin içinde hatta başında olduğunu v.s. sesli anlamıştım. Ermenistan’la AKPKK’nin “yakınlaşma” siyaseti de bu maksatlarla yapılan bir oyundan başka bir şey değil. Her şey “kara para” için, her şey “insanlık düşmanlığı” konusunda tam teşekküllü bir ittifak oluşturmak için. Aralarında hiç mi farklar yok, sorunlar yok, çatışmalar yok… Var, var ama temel hususlarda sorunlar, çatışmalar yok. Bunca taraflar arasında elbette her kesimden ve seviyeden herkes danışıklı dövüşmüyor. Lakin tepe isimlerin tamamına yakını sistemin aslında nasıl olduğunu, işlediğini biliyor ve danışıklı dövüşüyor ki zaten bunların büyük çoğunluğu da biyonik robotlar. NATO, AB, AİHM, KGAÖ dahil bilinen bütün teşkilatlar, birbirleriyle çoğunlukla danışıklı dövüşen, bazı detay kısımlarda görüş ayrılığı yaşayıp çatışan taraflarca yönetiliyorlar. Çin de bu sistemin bir parçası. Hatta bu sistemin yeni merkezi yapılmak istenirken İstanbul’un üzerinden geçip ezdiği bir kara para devleti.

Zengezur geçidi hususunda, o yayını yaptığım günden beri rahat değiller. Konuşmalarına dikkat ediyorlar ve bu konularda dikkat çekmemeye çabalıyorlardı. Lakin batı ülkeleri bu kadar batakken, önlerini de göremiyorlar ve ümitleri azalıyorken, daha fazla bölgenin ve çok sayıda başka insanın da “nakite çevrilmesi” lazım. Çok daha fazla kara para işleri lazım. Hepsinden mühim olanı da şu ki bir türlü durdurulamayan İstanbul’un ilerleyişinin, yükselişinin, dünya üzerindeki tesir gücünün “derhal” durdurulması lazım. Bu maksatla da oyunlar içinde oyunlar kurmaları lazım. İşte sahada yaşananların arka planları bunlar.

Azerbaycan ya batacak ya çıkacak. Arası yok. Azerbaycan İstanbul’un sesine ses verecek, ayağa kalkacak, başlarındaki ve içlerindeki kara paracı hainleri ayaklar altında ezecek ya da İstanbul kangren olan kolu yani Azerbaycanı kesip atacak. Azerbaycanlılar da nakite çevrilirken hiçbir şey yapmayacak ve bu şeytanlıkların Türkiye’ye yayılmasına izin vermeyecek.

Biz artık ilan eden ede ayağa kalkıyor ve Türkiye’deki “sistemi” tamamen yok etmeye oynuyorken bir daha yazıyorum… Rusya’da, Azerbaycan’da ve bundan sonra varlıkta kalmak, Londra’nın kontrolünden, sömürmesinden, kan emiciliğinden kurtulmak isteyen bütün ülkelerde, vatansever bütün taraflar ayağa kalkmalılar. Hemen şimdi, bizimle beraber tempoyu yükseltmeliler ve birkaç güne de bu işleri bizlerle eş zamanlı, senkronize halde bitirmeye oynamalılar.

Tekrar ediyorum, Azerbaycan dediğimi yapmadığı sürece, Türkiye’den herhangi bir kişinin, etkilinin, yetkilinin, askerin, sivilin, bürokratın, iş adamının, siyasi partinin, liderin, şu şartlarda Azerbaycan’a herhangi bir sahada en ufak bir destek verdiğini, hatta destek açıklaması yaptığını…. Gözler önüne serdiğim oyun içinde oyunlara yani Londra’ya hizmet ettiğini görürsem, duyarsam, istihbaratını alırsam… O kişi ya da grubu hemen ve tamamen yok etmeye oynayacağım. Bunu, Türkiye’yi muhafaza etmekte ve insanlığı korumakta zaruri bir hamle olarak göreceğim. Bu nedenle de çatışmalardan kaçınmayacağım ve gerektiği kadar acımasız bir keskin kılıç olacağım. Azerbaycan halkı titreyip kendine gelirse, söz konusu kara paracı paralel devlet sistemini ayaklar altına almaya oynarsa, o halde ise ölümüne Azerbaycanın yanında duracağım, duracağız.

| Mfs – Ezber bozan – Akademi Dergisi