Etiket arşivi: UFO

Dünyadaki dağların pek çoğunun içinde uzaylı üsleri var

Hayal dünyanızda şu piramiti alın, kocaman bir dağın içine koyun. İçinde çok çok ileri bilim ve teknoloji olduğunu, değişik deri renklerine ve değişik boylara sahip insan türleri olduğunu da düşünün. Dağın zirveye yakın kısmından, yan kısımlarından ve tamamen yerin altından bu dağın ve piramitin içine giriş olduğunu düşünün. İçine UFO’ların da girdiğini düşünün.

İşte dünyadaki büyük dağların pek çoğunda o hayalinizdekine çok benzeyen gizli uzaylı üsleri var. Metafizikçilerinize sorun, hemen görüp anlatsınlar size…

Pek çok yalçın dağa giden dağcıların kaybolması ya da ölü bulunması, bu sarsıcı gerçekle bağlantılı. Görmemeleri gereken şeyleri görüyorlar ve öldürülüyorlar.

Neydi o günler…

Ne kadar da ileri bilim ve teknolojileri vardı. Nasıl da kendilerine, silahlarına, teknolojilerine ve kayalarda oydukları evlerine güvenirlerdi. Atom bombaları peş peşe atılacak olsa onlara hiçbir şey olmazdı. Büyücülerine, kahinlerine, cinlere, İblis’e, yaptıkları satanist ayinlerine de güvenirlerdi.

Lakin bir sayha hepsine yetti.

Binlerce senedir kabir aleminde cehennem azabı çekiyorlar. Yanıp duruyorlar. Bedenleri kısa sürede yanarak kül oluyor ve hemen yeni beden veriliyor. Satanist ayinlerinde masum insanları hatta bebekleri nasıl parçalamışlarsa, sayısız kere öyle parçalanıyorlar. Bitmeyecek, kıyametten sonra da cehenneme konacaklar ve son diye bir şey olmayacak. Sonsuza kadar cehennemde kalarak azap çekecekler.

Ne feci bir son…

Derhal Türkiye’deki bütün dağların içini boşaltacak, oralardan çıkacaksınız. Türkiye’nin altında bir tane bile yer atı şehri faaliyette olmayacak. Hepsini boşaltacaksınız. Süre falan da vermiyorum. Bu bozulanlar, patlayanlar, yıkılanlar da bir şey değil. Her gün daha fazla yıkılacaksınız.

Keyfiniz bilir. İsterseniz kalın. Bundan sonra sizin gibi yapacağım, sivilleri, kadınları, çocukları hariç tutmayacağım.

Yıkabiliyorsanız da Türkiye’de istediğiniz yeri yıkın. Hiç umursamıyorum. Türkiye’de su kaynaklarını yok ettikçe, bulaşıcı hastalıklar yaydıkça, yabancı askerleri bulundurdukça, sözde mültecileri burada tuttukça, organ ve insan kaçırmalara devam ettikçe, ben doğrudan sizin yer altı şehirlerinizi hedef alacağım. Öyle ise böyle diyeceğim. Yer üstündeki piyonlarınızın zaten iki adım atabilecek hareket sahası bile kalmadı. İyice anladınız ki benim karşımda restleştikçe topluca öleceksiniz. Hızla yok olacaksınız.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

“Batının üzerine lanetler mi yağıyor”


Batılı gerçek basın mensupları ve siyasi yorumcular çıkıp da bu gibi bir başlık atsın artık… Nedir bu yaşanan?

Yangınlar, patlamalar, kazalar, elektrik kesintileri, santral arızaları, havalimanları ve uçaklardaki sorunlar, devrilen trenler, teşhis konulamayan hastalıklar, neden bozulduğu anlaşılamayan askeri gemiler ve uçaklar, neden düştüğü bilinemeyen sivil uçaklar ve daha neler neler…

“Aaa UFO ya bak UFO’ya” oyunlarıyla bunlar batılı milletlerin gözünden ne kadar daha kaçırılabilecek? O milletler gerçekleri öğrendiklerinde “Bunca restleşme, bunca karşılıklı çatışma yaşanıyorken, bizim basın kuruluşları ve basın mensupları bunları hiç haber yapmamış mı? Bu nasıl mümkün olmuş. Biz de özgür değil miydik aslında?” demeyecekler mi…

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

İntikamını alıyoruz/alacağız


Marmara bölgesi üzerinde yine yoğun şekilde UFO faaliyetleri var. Yine Marmara bölgesinde ikamet eden çok sayıda insan, UFO’ları gözleriyle gördü. Bu insanlar iletişim cihazları ve uygulamaları üzerinden birbirleriyle konu hakkında yoğun iletişim kurdular, kuruyorlar.

Uzaylı türler arasından, ağlaşarak, çığlıklar atarak, kelimelerle anlatılamayacak acıları yaşayarak ölenlerin sayısı, giderek artıyor. Hak ettikleri kadar feci hallerde ölüyorlar. O masum bebeklerin, çocukların, gençlerin, kadınların, hayvanların, ormanların hepsinin hesabını soracağım. Kurtarabiliyorsa İblis kurtarsın şimdi bunları…

Kerbela’da oyun içinde oyunlar çeviren… Hz. peygamberin soyunu/neslini kesmek için çırpınan… Mü’minler arasına fesat üstüne fesat saçan… Biyonik robotlar kullanan… Zihin kontrol teknikleri kullanan… Canavarca müdahaleler yapan uzaylı türlerden de intikamımızı almaktayım. Sonuna kadar, en dehşetli şekilde de alacağım.

Sahabe arasından, öldürülerek biyonik robotlarla yerlerine geçilenlerin de intikamını almaktayım.

Eba Eyyub el-Ensari hazretlerinin yerine geçilmesinin ve güya İstanbul’u feth etme teşebbüslerine alet edilmesinin… Güya cenazesinin İstanbul’da olduğu yalanının yayılmasının da intikamını almaktayım.

Pek çok denizimizin ve okyanusumuzun altındaki büyük uzaylı şehirlerine, deniz/okyanus suyunun dolmasını sağlayacağız. Sistemlerini öyle bir bozacağız ki yer altı şehirlerinden denizlere/okyanuslara bağlanan giriş/çıkış hatlarının kontrolünü kaybedecekler. Karşımızda duran, bizimle inatlaşan uzaylı türlerin şehirlerinin tamamı, tıkabasa su dolu hale gelecek.

Yer yüzünde denizlerin dengesini kasten bozmalarının… Deniz canlılarını mahveden istilacı balık türlerini genetik mühendisliği ile üretip yaymalarının… Akarsuların, göllerin ve iç denizlerin sularını bile, bize zarar gelsin diye yer altına aktarmalarının… Arılardan göçmen kuşlara kadar pek çok mühim canlı türünün dengelerini bozmalarının ve benzeri kasıtlarının intikamını bu şekilde toptan/hepsinden aynı süre içinde alacağız.

Ankebut Ağının kontrolündeki ülkelerin merkez bankalarının içlerinin büyük oranda boşaltıldığını… Altınların ve değerli madenlerin kutup bölgelerine büyük kargo uçakları ile götürüldüğünü… Yine dünya genelinden ilaçlar toplanarak kutup bölgelerine, oradan yer altı şehirlerine götürüldüğünü… Herkese açık uçuş/radar sitelerinde bile akıl almaz hava trafiğinin izlenebildiğini… Kutuplara doğru giden yüzlerce askeri kargo uçağının bir süre sonra radardan kaybolduğunu ve çok daha fazlasını kimse tartışmayacak mı, haber yapmayacak mı?

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Akıbeti meçhul ama sebebini herkes biliyor

Son bir iki hafta içinde, dünya genelinde, Ankebut Ağına bağlı devletlerin ve şirketlerin gemilerinden seksenden fazlasının oyun dışı kaldığı konuşuluyor.

Söz konusu gemilerin bazılarının akıbeti bilinemiyor. Bulunamıyorlar, haber alınamıyor ve personelleri de bulunamıyor.

Gemiler haricinde, oyun dışı kalmış çok sayıda denizaltı da konuşuluyor. Bu bir iki hafta içinde, söz konusu gemilerden sadece bir ikisi hakkında basında ve medyada haberler çıktı. Hatta onların haberleri de her yerde verilmedi, mümkün olduğu kadar kısıtlandı.

İstanbul, bunun böyle olacağını da baştan söylemişti. Kara para işlerine kullanılan şirketler, bankalar, paralar, patronlar, yöneticiler, kamyonlar, TIR’lar, cihazlar, araçlar, binalar, gemiler, limanlar, havalimanları, denizaltılar, uçaklar ve insanlar… Bunların hiçbiri, bundan sonra sağlam kalamıyorlar, kalmayacaklar. Yeryüzünde dünya insanlarını hatta el kadar çocukları ve bebekleri bile fuhuş mafyalarına satanlar, ayincilere satanlar, vahşice parçalatanlar, organları için parçalatanlar, dünya insanı da uzaylı insan da olsalar hatta cin taifesinden de olsalar helak olacaklar. Yerin altındaki uzaylı şehirlerinde topluca parça parça olacaklar, topluca cayır cayır yanacaklar.

Bütün bu kara ve kanlı para çarkının arkasındaki asıl unsur olan uzaylı taraflar, biyonik robotlar, UFO’lar, yeraltı gizli şehirleri de sağlam kalamıyorlar, kalamayacaklar.

Duhan, bu dünyayı temizliyor, temizleyecek. Buna mani olmaya ne İblis’in gücü ve teşkilatı ne de Deccal’ın gücü ve teşkilatı yeter.

İkaz, nasihat, mühlet devri bitti.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Yasaklıyorum


Kırmızı renkli çember içindeki bölgeyi İsrail denilen sembolik devlete ait hava, kara, deniz araçlarına yasaklıyorum. Askeri araçlarına da devlet kurumlarına ait araçlarına da yasaklıyorum. Sivil uçakların seferlerinin çoğunu da yasaklıyorum.

Ne kadar gizlemek isteseler de gelişmeler, yaşanacak olanlar basına, medyaya yansıyacaktır. Herkes haber mecralarında görecektir.

İsrail’i biyonik robotlarla büyük oranda elinde tutan uzaylı tarafın UFO’larına ve biyonik robotlarına da bu alanı yasaklıyorum. Her yerde çok yüksek teknoloji ile çekilmiş kalkanlar olacak. Can, mal, itibar kaybı yaşamak istemiyorlarsa, İsrail denilen bölgede bile araç, cihaz, biyonik robot kullanmasınlar.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi