Etiket arşivi: Türkler

Şu adi ve vahşi tiyatrolara kanan bir kişi kaldı mı bu ülkede?

Kaç sene önce ifşa ettim Mevlüt’ün gerçek kimliğini, nasıl biri olduğunu, bağlantılarını… Türk ve müslüman olmadığını, hain olduğunu, kara paracı olduğunu, vasıfsızın da teki olduğunu… Benden davacı oldu ama o kısımları, gerçek yüzünü meydana seren ve derhal vazifeden alınıp da idam edilmesini gerektiren o kısımları dava konusu bile edemedi. Kendince malzeme bulduğunu zan etti, başka birkaç şeyi ön plana çekti, heyecan yapıp davacı oldu ve beraat da ettim. Üstelik adil yargılanma şartları dahilinde değilken bile beraat ettim.

Mevlüt, Yunan tarafından daha şiddetli bir Türk ve İslam düşmanı… Şu fotoğraf karesinde, acı günde birbirinin halini anlayan ve dargınlıkları, düşmanlıkları bir kenara bırakan iki komşu ülke ve yetkilileri falan yok.

Türkiye’yi, Türk milletini, aleni şekilde onlarca ülkeye satan hain Ankara hükumetinin, bu acı günde bile kahpece sergilediği ve tahammül edilemez bir ihanet hamlesi var.

Tek kurşunla değil, şarjör dolusu kurşunla “ödüllendirilmesi” gereken bir kahpelik var. Baştan beri de bunu yaptılar, yapıyorlar. Sözde basın ve medya görevlileri, o gizli kimlikli Ermeni ve Yahudi pislikleri de aynı merkezden talimatlar alıyorlar. Hala bize her kötülüğü yapmakta olan, hala bize sinsice saldırmakta olan, imkan bulsalar her an bizi işgal etmeyi deneyecek olan ülkeleri ve yetkilileri dost, yardımsever gösteriyorlar.

Bundan daha büyük ve daha vahim bir ihanet olabilir mi?

O sözde dost ve sözde yardımsever ülkelerin yetkilileri gelsinler benimle aynı masada karşı karşıya, istedikleri basın/medya görevlilerini de alsınlar yanlarına, geçelim ortak canlı yayına ve ben aslında kimin dost, kimin düşman/şeytan olduğunu çarpayım suratlarına… Kimin neler çevirdiğini, kimin azılı Türk ve İslam düşmanı olduğunu, kimin başımıza geçirilmiş hainlerle neler konuştuğunu, nasıl planlar içinde olduğunu… Kimlerin bu ülkede ve kendi ülkesinde “ortak” kara para işleri yaptıklarını… Afet bölgelerinden neleri nasıl kaçırdıklarını, ayinciliklerine, sübyancılıklarına, organcılıklarına kadar anlatayım…Kendi halkları da izlesin canlı yayını, Türk halkı da izlesin. Haydi Mevlüt’e de Yunan yetkililere de bunu teklif edin, bakalım ne diyebilecekler.

Yakarım, yaktırırım, milyonlarca kişinin ayaklarının altına aldırırım, bu ülkedeki sözde gazetelerin, televizyon kanallarının ihanet üslerine dönüşmüş mekanlarını… İçinde de nefes alabilen bir tek canlı bırakmam. Ne ordu çıkabilir karşıma, ne emniyet… İkisinin de en az yüzde sekseni benden yana… Böyle olduğu için zaten o savaş gemilerini doldurdular ülkemizin etrafına…

Bu ülkenin sinirleriyle kimse oynayamaz. Hiç kimse o Yunan yetkiliyi böyle de karşılayamaz, afet bölgesinde de gezdiremez, bu şekilde basında ve medyada milleti kandırarak reklam da ettiremez.

Ettiriyor mu, sonucuna katlanır.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Çok uzadı bu işler

Şu Asya’nın meselelerini artık halletmemiz, dengelerini bir şekilde artık yerine oturtmamız lazım. Çok uzadı bu işler…

Çin Komünist Partisi (ÇKP), kendi içinde daha sert kavgalar etmesi gerekiyorsa etmeli, artık net bir duruş sergilemeli…

Sırf Türkiye’nin ve Türk dünyasının da menfaatine oluyor diye, Çin’in düşmanlarının Çin’e son darbeleri vurmalarına mani oluyorum.

Bu güne kadar Çin’i hızlıca çökerttim ve düşmanlarının önüne attım, bir süredir ise son darbeleri almasın ve tamamen çöküp dağılmasın diye dengeler kurdum.

Lakin Çin yine de klasik Türk/İslam düşmanı bakış açısından ve klasik haşin Çinli tavırlarından kurtulamadı.

Çin’i daha fazla varlıkta tutmak bana ve sistemime artık gereksiz bir yük olmaya başladı. Çin, sonunda parçalansa hatta tamamen yok olsa bile yine de yanlış siyasetini bırakamayacaksa, onu taşımanın bize bir faydası yok.

Devlet memurlarına maaşlarını veremeyecek… Kamu masraflarını karşılayamayacak… İmalatçasını ayağa kaldıramayacak… Sadece emlak sahasındaki batağını onlarca senede çözemeyecek haldeki Çin… Sonunun nasıl olacağını belirleyeceği son kararı vermeli.

Ya İstanbulla restleşmeye devam ederek kısa sürede yok olacak ya da bu savaşı İstanbul’un kazandığını kabul ederek istanbul’u dinleyecek.

Çin’in, istikametini seçtiği, geleceğini belirlediği son kararı… Japonya’nın, Tayvan’ın, Kore’nin güneyinin ve Hindistan’ın akıbetini de belirleyecek.

Aynı zamanda, Doğu Türkistan’ın hürriyetine ne zaman ve nasıl kavuşacağını da belirleyecek.

Çin hatalı kararlarında ısrar etse de etmeyip İstanbul’a ayak uydursa da Doğu Türkistan hür bir ülke olacak. Lakin Japonya’nın, Tayvan’ın, Kore’nin güneyi ile Hindistan’ın akıbetleri için farklı senaryolar, ihtimaller yine olacak.

Sadece birkaç gün daha bekleyeceğim. Sonra Çin kendi kararını alacak, ben de kararına göre sahayı yönlendireceğim. Tepkisiz, sessiz kalmasını, şu andaki yanlış duruşunu devam ettirmek olarak yorumlayacağım.

Ve ben artık kimsenin açıklamaları ile vakit kaybetmiyorum. Bütün taraflardan artık somut/net hamleler bekliyorum. Herkes bundan böyle icraatıyla, hamlesiyle, işiyle, müdahalesiyle sözünü söyleyecek, tarafını belli edecek.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

..

Beşşar Esed de bir gizli Ermeni ve gizli Hristiyan

“Doktorluktan diktatörlüğe Esed” başlığı atmışlar…

İşte bunlar hep yanlış bilgiler…

Çok hatalar var. Türkiye’de Alevi olduğunu iddia edenlerin en az yüzde doksan beşi gizli Ermeni, gizli Yahudi, gizli Ezidi vb. oldukları gibi… Esed de Arap Alevisi (Nusayri) değil, bir gizli Ermeni ve Hristiyan… Karısı Esma da öyle… İkisi birden İngiliz casusları…

Gerçi öyle idiler, sonra ikisi de biyonik robot yapıldılar.

Gerçek Esed de azılı bir İslam düşmanıydı ve vatan hainiydi. Kara paracıydı. İnsan kaçakçılığı ve organ işlerine kadar her pis işi yaptı. Tayyiple Bohçalının ortak çeteleriyle beraber de çok kara para işleri yaptı Esed ve karısı…

Şu andaki biyonik robotlar da aynı ayardalar. Şu anlarda, dünyada, yeraltındaki devasa şehirlerde gizlice yaşayan uzaylıların bazı gruplarının çekişmelerinin/çatışmalarının bir tarafında yer alıyor bu iki biyonik robot…

Bu nedenle Suriye meselesinde biraz İsrail’e uyuyorlar, biraz ABD’ye, biraz Rusya’ya, çoğunlukla İngiltere’ye… Her safhada işlerine geldiği gibi kararlar alıyorlar. İşlerine gelmeyen zamanlarda muhtelif taraflara sorunlar çıkartıyorlar.

Böyle çoğunlukla danışıklı, biraz gerçek çatışmalar sırasında milyonlarca Suriyeliyi nakite çevirdiler. Bazısını canlı sattılar, bazılarının organlarını sattılar. Yanı sıra silah ve uyuşturucu kaçakçılığı dahil olmak üzere türlü kaçakçılık işlerini yaptılar, yapıyorlar.

Evet beyler!

Anlamış olduğunuz üzere denge değişiklikleri ve dolayısı ile tavır/karar değişiklikleri var.

Esed ile karısının emrinde olan bütün siyasi ve askeri yetkililere (erlere kadar herkese) hemen şu anda bu ikilinin emirlerinden çıkmayı tavsiye ederim.

Çünkü şu andan sonra, Esed ile karısını ve çetelerini en kısa süre içinde yok etmeye oynayacağım.

Öncelik sıralamasında Ankara hükumeti ve bağlı bütün unsurlar birinci sırada… İkinci sırada ise karı koca Esed’ler ile bağlı bütün unsurlar var.

Tekrar etmekten yorulmadım, yine tekrar ediyorum:

Üçüncü dünya savaşı çıkacak olsa bile, Türkiye nüfusunun yüzde doksanı yok olacaksa bile, dünya nüfusunun ve devletlerinin yüzde doksanı yok olacaksa bile… Yeraltı uzaylı şehirlerinin ve nüfusunun tamamı yok olacaksa bile..

İşte mesele bu… Hiçbir meselede taviz vermedim, vermeyeceğim. Geri adım atmadım, atmayacağım.

Bunlar için onlarca sene vakit kaybedemem. Bu yazdıklarım çok kısa süre içinde gerçekleştirilecek. Bu nedenle, İstanbulla restleşen ya da restleşmiyormuş gibi rollerle yanaşan ve sinsilik yapan herkes kısa sürede imha edilecek.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

İlayda Altıntaş

Daha önce paylaşmış ve İlayda Altıntaş’ın gizli Ermeni olduğunu duyurmuştum.

Bunlar da Eskişehirli gizli Ermeni bir aile… Bakın, inceleyin, şu İlayda Altıntaş Youtube kanalının tutacak hiçbir yanı yok. Son derece amatörce, başarısız, emeksiz, vizyonsuz bir kanal.

Yine de tutuyor ve akıl almaz şekilde büyüyor. Çünkü sistem, Ankebut Ağı ve onun emrindeki CIA, Youtube algoritmalarını buna göre ayarladı.

Kendilerinden olanlar, kendilerine çalışanlar Youtube’da kollanıyorlar. Haksız şekilde yükseltiliyorlar, bir halt yapmadıkları halde zirvede tutuluyorlar.

Çok yüksek sayıda gerçek Müslüman ve Türk kişiler ise kılı kırk yarıyorlar, dünya kadar emek veriyorlar, masraf ediyorlar, güzel işler çıkartıyorlar ama tutunamıyorlar. Sistem onları yok etmeye ya da çok küçük bir aşamada sınırlı tutmaya ayarlı. Büyümelerine izin vermiyor. Çünkü bu Türkiye’de ve dünya genelinde kötüler/hainler, en çok da basın ve medya gücü ile ayakta durabiliyorlar. Bunu ellerinden çıkartırlarsa, kaybederlerse, toptan çökerler.

Hatta şu Youtube reklam gelirlerinde bile bu var. Türkiye’ye ve insanlığa faydalı olacak, satanistlere sorun çıkartacak güzel yayınlar yapanların reklam gelirleri de hak ettiği gibi verilmiyor. Bu yolla da iyi insanların Youtube’da barınamaması, yayıncılık sahasında bulunamaması sağlanıyor. Ödeneksiz, gelirsiz kalmaları sağlanıyor.

Böyle kişilerin videolarının reklam yönetimi/geliri kısmında “kısıtlandı” yazıyor ama Youtube neyi neden kısıtladığını izah etmeye mecbur bile görmüyor kendisini… Normalde Youtube’un dakikalar içinde kapatılması ve tazminat davalarına değil sadece, türlü türlü ceza davalarına muhatap olması gerekiyor ama bu sızmalar devlet kurumlarımıza ve adalet sistemimize kadar yapılmış, yapılıyor. Ve sistemin farklı kısımları birbirlerini kolluyor.

İlayda gibiler, bir de Türk kızı gibi gösteriliyor, topluma örnek diye dayatılıyor. Güya müslümanlık var, müslümanlığın en temel kaideleri bile bunların üzerinde yok. Tesettür bile yok. “Müslümanım, Türküm diyecekseniz de işte bu ayarda kalın, bu kadarcık Türk ve Müslüman takılın. Bizi uğraştırmayın.” demiş oluyorlar.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Orhun Topkaya’nın Youtube kanalı

Şu genci de fırsat bulabildikçe izliyorum. Saf gönüllü, iyi niyetli bir kişi… Nasıl bir dünyada yaşadığının, nasıl dengelerin içinde bulunduğunun hiç farkında değil…

Soyunun bir yanı, babadan gelen yanı, Ermeni ve eşkıya soyu… Anne tarafı ise buna inat seyyid Türk soyu… Zaten Orhun Topkaya’nın takdir edilen, sevilen güzel tavırları, davranışları da bu Türk/Seyyid kanından/geninden geliyor.

Babası hakkında çok büyük yanılıyor. O herifin ne kadar sorunlu ve muzır bir varlık olduğunun farkında değil. Zan ediyorum ki annesi farkında ama dillendirmiyor, anlatmıyor.

Babası öyle bir varlık ki neredeyse hiç kimse ile göz göze konuşamıyor. Dağda koyun otlatırken oğlu yanına gelse bile adamı panik sarıyor. Gençlik yıllarından beri pis işlerini herkesten gizleye gizleye yapanlar, böyle davranışları bir süre sonra normalleştiriyorlar, sıradanlaştırıyorlar. Artık dikkat edemeyecekleri zamanlarda bile sanki bir refleks gibi böyle davranıyorlar.

Genelde gizli teröristlerde, cinsi sapıklarda, tecavüzcülerde, hayvanlara tecavüz edenlerde, gözü milletin hanesinde ve karısında kızında olanlarda bu davranış tarzı bulunur/görülür.

Babası, çıkıp da “Bizde kızlar okutulur. Öyle asla şey olmaz” tarzı konuşuyor. Bunu sanki Müslüman Türk bir baba gibi konuşuyor. Evet, bizde, gerçek Müslüman Türklerde de kızlar okutulur ama tesettürüyle, sınırlarını bilerek, gözeterek okutulur.

Orhun Topkaya’nın Youtube kanalı nasıl olmuş da büyümüş, takipçileri yarım milyonu bulmuş ve bazı TV kanalları bile Orhun Topkaya ile röportaj yapmış hatta bazıları belgesel video çekmiş diye merak ediyorsanız, bilmeniz gerekenler işte bunlardı…

“Topkaya” bir gizli Ermeni şifrelemesi… Aslında “Orhun” da her ne kadar Türkçe kelime olsa da gizli Ermeniler başka manaya çekerek bu ismi de çok kullanıyorlar.

Sadece bu aileden konuya devam etsem, saatlerce anlatacağım ve farkına varmanızı sağlayacağım dengeler, sarsıcı gerçekler var. İkamet etmekte oldukları Eskişehir’in gerçek tarihinin, son bir iki asrını özetle anlatmak zaten birkaç saat sürer. Açın Eskişehir Belediyesinin resmi web sitesini ve bakın… Şifreleri çoktan anladınız, sadece heceleme ile şifrelere bakın, sadece o kısımda bile sarsılacaksınız. Devamında daha neler neler var.

Ve gizli Ermeni Yılmaz Büyükerşen…

Çok büyük hain, çok… Bir hukuk devletinde bir gün bile dışarıda tutulmaz, içeride de boş yere beslenmez. Lakin o görünürde sorunsuz şekilde belediye başkanlığı yapabiliyor, arka planda ise çok daha fazlası var… Sözde Türk basın ve medyasında da on numara adam gibi gösteriliyor.

Söyleyin, bu ülkeye Amerikan ordusu ya da başka bir düşman ordusu niye girsin? Gerek var mı?

Düşman işgali altında olsaydık, şunların yaptığı ibnelik propagandasını, çağdaşlık iddiaları arkasında yaptıkları dinsizlik, çıplaklık, nikahsızlık, namussuzluk propagandasını, işgalci düşman ordusu bile yapamazdı.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi