Tabut-u Sekine’ye ve Tur-i Sina’ya sahip olan kişi

Dünya genelinden bütün metafizikçiler, metafizik sahayı anlık izlemeliler. Şu anlarda İstanbul’a yapılan saldırının büyüklüğünü ve İstanbul’un verdiği karşılığı görmeliler. Tam da seyirlik bir manzara/saha var.

Gök adalar toplanıp gelseler de Kaf dağını geçemezler, içeri giremezler. Bu gezegen, dinen bu kainatın merkezi olan, çok özel bir gezegen.

Kaf dağının dışına doluşarak, hep birlikte metafizik saldırılar yapsalar da İstanbul’u yıkamazlar, çünkü İstanbul da korunuyor.

Bu seviyedeki bir metafizik çatışma/çakışma sırasında sinyaller sekebilir ve beklenmeyen büyük afetlere sebep olabilir.

Şu anlarda Elon Musk’ın Starlink sistemi de Türkiye’yi, İstanbul’u hedef alıyor. O sistemin gösterilmeyen bir yüzü daha var. Sinyal saldırılarında, toplu zihin kontrol operasyolarında kullanılıyor. Çok geniş bir kullanma alanı var ikinci kısmında…

Birileri, dünya geneline bu kadar kapsamlı bir uydu sistemini/ağını kurmaya kalksa, bu dünyada harpler çıkması gerekirdi. Hatta 3. dünya harbinin de çıkması beklenirdi. Lakin dünyada aslında tek merkezli tek bir dünya düzeni var/dı. Aslında onlarca ülkenin gerçekten birbirleriyle mücadele ettiği bile yok. Milletleri ayakta uyuttular. Aralarındaki mücadeleler ve anlaşmazlıklar, kısmi sorunlar aslında… Genel olarak birbirleriyle sorunları yok ve birbirlerinden bağımsız hareket edemez haldeler. Hepsini Londra kontrol etti. Londra’yı da İstanbul’da yerin altı kontrol etti.

Tur-i Sina, İstanbul’daki tarihi yarımadanın altında bulunmuyor olabilir. Bu hususta hata etmiş olabilirim. Yakında, bu husustaki bilgiyi güncelleyebilirim. Daha net bilgiler bekliyorum şimdilik.

Anladığım o ki Süleyman peygamber, bir vakit gelince Tur-i Sina’ya girmiş. Onun vesilesi ile hem elektromanyetik sinyaller hem de güçlendirilmiş metafizik sinyaller yaymış. O sinyaller sayesinde dünyadaki bütün elektrikli ve elektronik araçlar, cihazlar, sistemler kısa sürede ve eş zamanlı olarak yanıp bozulmuş. Süleyman peygamber zamanında teknolojinin hızla kaldırılması bu vesile ile de olmuş. Bu da henüz kesin bir bilgi değil.

Süleyman peygamber, o kadar ileri bilim ve teknolojinin, insanlıktan çıkmış ve şeytanlaşmış kişilerin eline daha fazla geçmesini istememiş ve insanlığı, gelecek nesilleri, gezegeni böyle davranarak korumuş.

Nuh tufanı sırasında da dünyada, dünya insanlığının geliştirmiş olduğu çok yüksek seviyede bilim ve teknoloji vardı.

Yine henüz kesin bilgi olmamakla birlikte, şu anda anlaşılan o ki Nuh peygamber de önce dünya genelinde elektromanyetik saldırı ya da çok kuvvetli metafizik saldırı yapmış. Netice olarak bütün elektrikli ve elektronik sistemleri, araçları ve cihazları yakmış, bozmuş.

Bu nedenle de helak olması gereken çok çok yüksek sayıdaki insan, göğe ve uzaya kaçamamış. Aksi halde, insanlıktan çıkmış o kişilerden çok sayıda kişi, devrin araçlarına biner ve saniyeler içinde uzaya bile çıkarlardı. Çıkamamışlar… Kim bilebilir, nasıl da bir anda şok olmuşlardır. Hesapları da nasıl şaşmış. O kibre, inkara sebep olan ve güvendikleri imkanlar bir anda hiç olmuş.

Tıpkı Firavun’un Musa peygamberin ve ona inananların peşinden gitmesi, Kızıldeniz ikiye yarıldığı halde peşinden gitmeye devam etmesi ve bu sırada helak olması gibi. Güvendiği teknolojik araçları bir anda çalışmaz olmuş, tekrar kapanmakta olan o sudan kaçmak o devirde çok kolay olduğu halde kendi de ordusu da kaçamamış.

Bütün bu süreçlerde Tabut-u Sekine ve Tur-i Sina da hep olmalı. Anlaşılan o ki Tabut-u Sekine’ye ve Tur-i Sina’ya sahip olan kişi, tek başına bile koca dünyayı dize getirebilir. Hatta gidip başka dünyaları bile ayara çekebilir.

Hatta onlar vesilesiyle, Miraç hadisesinde gidilen yerlerin epeyi bir kısmına da gidilebilir.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Bir Yorum Yazın